[]
Ad[]
- [1] Yönetici, yöneten, çekip çeviren:
- "Aramızdan biri mesela ev sahibi Kâzım Bey müzakereyi idare etsin." Reşat Nuri Güntekin.
- [2] tutumlu kullaana:
- "Lakin siz, yine sabaha kadar kalacakmışız gibi idare edin mumu."- Reşat Nuri Güntekin.
- [3] yeten, yetişen:
- "Evler ve dükkânların Ahmet'i idare edeceği belli idi."- Sait Faik Abasıyanık.
- [4] alışverişte mahir olan, kurtaran:
- "Bu kumaşı o fiyata veremem; idare etmez."- .
- [5] göz yumman, hoş gören.
- [6] örtbas eden.