Yenişehir Wiki
Register
Advertisement
Tekvir Suresi/1-29 İnfitar Suresi/1-19 Mutaffifin Suresi/1-36
Ayet No
Ayet Metni
Elmalı Meali (Orijinali)
İngilizce Meali (M. Pickthall )
إِذَا السَّمَاءُ انْفَطَرَتْ
Semâ çatladığı vakıt
Gök çatladığı vakit,
When the heaven is cleft asunder,
وَإِذَا الْكَوَاكِبُ انْتَثَرَتْ
Ve Yıldızlar döküldüğü vakıt
Yıldızlar döküldüğü vakit,
When the planets are dispersed,
وَإِذَا الْبِحَارُ فُجِّرَتْ
Ve denizler akıtıldığı vakıt
Denizler yarılıp akıtıldığı vakit,
3. When the seas are poured forth,
وَإِذَا الْقُبُورُ بُعْثِرَتْ
Ve kabirler deşildiği vakıt
Kabirlerin içi dışına getirildiği vakit,
And the sepulchres are overturned,
عَلِمَتْ نَفْسٌ مَا قَدَّمَتْ وَأَخَّرَتْ
Bilir bir nefis: nedir takdîm ettiği ve te'hîr ettiği?
Herkes neyi önünden gönderdiğini ve neyi geri bıraktığını bilir.
A soul will know what it hath sent before (it) and what left behind.
يَا أَيُّهَا الْإِنْسَانُ مَا غَرَّكَ بِرَبِّكَ الْكَرِيمِ
Ey insan! Ne mağrur etti seni o kerîm Rabbına?
Ey insan! İhsanı bol Rabb'ine karşı seni aldatan nedir?
O man! What hath made thee careless concerning thy Lord, the Bountiful,
الَّذِي خَلَقَكَ فَسَوَّاكَ فَعَدَلَكَ
Ki seni yarattı, düzenine koydu, tenasüb ve ı'tidal verdi
O Allah ki seni yarattı, seni düzgün yapılı kılıp ölçülü bir biçim verdi.
Who created thee, then fashioned, then proportioned thee?
فِي أَيِّ صُورَةٍ مَا شَاءَ رَكَّبَكَ
Dilediği her hangi bir surette terkîb etti
Seni dilediği her hangi bir şekilde parçalardan oluşturdu.
Into whatsoever form He will, He casteth thee
كَلَّا بَلْ تُكَذِّبُونَ بِالدِّينِ
Hayır hayır, doğrusu siz dîni tekzîb ediyor, cezaya inanmıyorsunuz
Hayır hayır, siz cezayı yalanlıyorsunuz.
Nay, but they deny the Judgment.
وَإِنَّ عَلَيْكُمْ لَحَافِظِينَ
Halbuki üzerinizde hâfızlar var
Oysa üzerinizde koruyucular var.
Lo ! there are above you guardians,
كِرَامًا كَاتِبِينَ
Kiram kâtibler var
Değerli yazıcılar
Generous and recording,
يَعْلَمُونَ مَا تَفْعَلُونَ
Her ne yaparsanız biliyorlar
Onlar, siz her ne yaparsanız bilirler
Who know (all) that ye do.
إِنَّ الْأَبْرَارَ لَفِي نَعِيمٍ
Şüphesiz ki iyiler naîm içindedir
Kuşkusuz iyiler nimet içindedirler.
Lo! the righteous verily will be in delight
وَإِنَّ الْفُجَّارَ لَفِي جَحِيمٍ
Ve şübhesiz ki fâcirler Cahîm içindedirler
Kötüler de cehennemdedirler.
And lo! the wicked verily will be in hell;
يَصْلَوْنَهَا يَوْمَ الدِّينِ
Din günü ona yaslanacaklardır
Ceza günü ona girecekler.
They will burn therein on the Day of Judgment,
وَمَا هُمْ عَنْهَا بِغَائِبِينَ
Ve ondan gâib olmıyacaklardır
Onlar o cehennemin gözünden kaçamazlar.
And will not be absent thence.
وَمَا أَدْرَاكَ مَا يَوْمُ الدِّينِ
Ve bildin mi nedir din günü?
Ceza gününün ne olduğunu sen bilir misin?
Ah, what will convey unto thee what the Day of Judgment is!
ثُمَّ مَا أَدْرَاكَ مَا يَوْمُ الدِّينِ
Evet bildin mi nedir din günü?
Evet, bilir misin nedir acaba o ceza günü?
Again, what will convey unto thee what the Day of Judgment is!
يَوْمَ لَا تَمْلِكُ نَفْسٌ لِنَفْسٍ شَيْئًا ۖ وَالْأَمْرُ يَوْمَئِذٍ لِلَّهِ
O gün ki kimse kimse için bir şey'e mâlik olmaz, emir o gün yalnız Allahındır
O gün, hiç kimsenin başkası için hiçbir şeye sahip olamadığı gündür. O gün buyruk yalnız Allah'ındır.
A day on which no soul hath power at all for any (other) soul. The (absolute) command on that day is Allah's.
Yenişehir..

Şablon:Sadeleştirilmiş ET


Advertisement