Yenişehir Wiki
Advertisement


وَلَمَّا دَخَلُواْ عَلَى يُوسُفَ آوَى إِلَيْهِ أَخَاهُ قَالَ إِنِّي أَنَاْ أَخُوكَ فَلاَ تَبْتَئِسْ بِمَا كَانُواْ يَعْمَلُونَ

Ve lemmâ dehalû alâ yûsufe âvâ ileyhi ehâhu, kâle innî ene ehûke fe lâ tebteis bimâ kânû ya’melûn(ya’melûne).


1. ve lemmâ : olduğu zaman
2. dehalû : girdiler
3. alâ : ...a, huzuruna
4. yûsufe : Yusuf'un
5. âvâ : yanına aldı (barındırdı)
6. ileyhi : ona
7. ehâ-hu : onun kardeşi
8. kâle : dedi
9. in-nî : muhakkak, gerçekten ben
10. ene : ben
11. ehû-ke : senin kardeşin
12. fe : artık
13. lâ tebteis : üzülme
14. bi-mâ : dolayısıyla, sebebiyle
15. kânû : oldular
16. ya'melûne : yapıyorlar


Diyanet İşleri : Yûsuf’un huzuruna girdiklerinde; o, kardeşi Bünyamin’i yanına bağrına bastı ve (gizlice) “Haberin olsun ben senin kardeşinim, artık onların yaptıklarına üzülme” dedi.
Abdulbaki Gölpınarlı : Yûsuf'un huzûruna girdikleri zaman Yûsuf, kardeşini yanına aldı da ben senin kardeşinim dedi, onların yaptıkları hareketten kederlenme.
Adem Uğur : Yusuf'un yanına girdiklerinde öz kardeşini yanına aldı ve "Bilesin ki ben senin kardeşinim, onların yaptıklarına üzülme" dedi.
Ahmed Hulusi : (Kardeşler) Yusuf'un yanına vardıklarında, (Yusuf) kardeşini (Bünyamin'i) yanına getirtti ve: "Ben senin kardeşinim. . . Olanlardan dolayı üzülme!" dedi.
Ahmet Tekin : Yûsuf’un huzuruna girdiklerinde ötekilerin dalgınlıklarından istifade kardeşini kucakladı. Ve gizlice:

'Ben senin kardeşinim. Onların yapmaya devam ettikleri şeylere üzülme.' dedi.

Ahmet Varol : Yusuf'un huzuruna girdiklerinde o kardeşini kendi yanına aldı ve: 'Ben senin öz kardeşinim. Sen artık onların yaptıklarına üzülme' dedi.
Ali Bulaç : Yusuf'un yanına girdikleri zaman, o, kardeşini bağrına bastı; "Ben" dedi. "Senin gerçekten kardeşinim. Artık onların yaptıklarına üzülme."
Ali Fikri Yavuz : Yûsuf’un huzuruna vardıkları zaman, Yûsuf kardeşini (Bünyamin’i) yanına alıkoydu (ve ona): “- Ben senin kardeşinim, onların bize yapmış oldukları eziyetlere kederlenme” dedi.
Bekir Sadak : Yusuf'un yanina girdiklerinde, kardesini bagrina basti ve: «Ben senin kardesinim, onlarin yaptiklarina artik uzulme» dedi.
Celal Yıldırım : Onlar Yûsuf'un huzuruna girince ; kardeşini yanına aldı ve «şüphen olmasın ki, ben senin kardeşinim ; onların yaptıklarına artık üzülme !» dedi.
Diyanet İşleri (eski) : Yusuf'un yanına girdiklerinde, kardeşini bağrına bastı ve: 'Ben senin kardeşinim, onların yaptıklarına artık üzülme' dedi.
Diyanet Vakfi : Yusuf'un yanına girdiklerinde öz kardeşini yanına aldı ve «Bilesin ki ben senin kardeşinim, onların yaptıklarına üzülme» dedi.
Edip Yüksel : Yusuf'un huzuruna girdiklerinde, kardeşini yanına yaklaştırdı ve, 'Ben senin kardeşinim; onların yaptıklarına üzülme,' dedi.
Elmalılı Hamdi Yazır : Vaktâ ki Yusüfün yanına girdiler, kardeşini kendine aldı ve ben, dedi: ben haberin olsun senin kardeşinim, sakın yapacaklarına göcürgenme
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Yusuf'un yanına girdikleri vakit, kardeşini yanına aldı ve: «Haberin olsun ben senin kardeşinim, sakın yapacaklarına göcürgenme (üzülme)!» dedi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Yusuf'un yanına girdikleri vakit, o, kardeşini (Bünyamin'i) yanında alıkoydu. Dedi ki: «Bilesin, ben, senin kardeşinim! İşte bundan dolayı onların yapacaklarına sakın üzülme!»
Fizilal-il Kuran : Yakub'un oğulları, Yusuf'un yanına girdiklerinde o öz kardeşini bağrına basarak «Ben senin öz kardeşinim, onların yaptıkları kötülüklerden ötürü sakın tasalanma» dedi.
Gültekin Onan : Yusuf'un yanına girdikleri zaman, o, kardeşini bağrına bastı; "Ben" dedi. "Senin gerçekten kardeşinim. Artık onların yaptıklarına üzülme."
Hasan Basri Çantay : (Biraderler) Yuusufun huzuruna girince o, kardeşini kendi yanına aldı: «Ben senin hakîkî kardeşinim. Onların (geçmişde hakkımızda) yapmış olduklarına tasalanma» dedi.
Hayrat Neşriyat : (Kardeşleri) nihâyet Yûsuf’un huzûruna girdiklerinde, kardeşini (Bünyâmin’i)bağrına bastı: 'Muhakkak (bilesin) ki ben gerçekten senin kardeşinim; artık (onların bize)yapmakta olduklarına üzülme!' dedi (ve yapacaklarını kardeşine anlattı).
İbni Kesir : Yusuf'un yanına girince; o, kardeşini yanına aldı ve: Ben senin kardeşinim, onların yapmış olduklarına artık üzülme, dedi.
Muhammed Esed : Ve Yusuf'un yanına vardıklarında, (Yusuf) kardeşi (Bünyamin)i bağrına bastı ve ona (gizlice): "Ben senin kardeşinim, artık onların geçmişte yaptıklarına üzülme!" dedi.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve Yusuf'un huzuruna girdikleri zaman, kardeşini yanına alıverdi. Ve dedi ki: «Şüphe yok ben senin kardeşinim, artık yapar oldukları şeyden dolayı mahzun olma.»
Ömer Öngüt : Yusuf'un yanına girdiklerinde öz kardeşini yanına aldı ve: “Bilesin ki ben senin kardeşin Yusuf'um. Onların yaptıklarına artık üzülme!” dedi.
Şaban Piriş : Yusuf’un yanına girdiklerinde, kardeşini bağrına bastı ve: -Ben senin kardeşinim, onların yaptıklarına artık üzülme, dedi.
Suat Yıldırım : Onlar Yusuf’un huzuruna girince, öz kardeşini yanına çekti ve: "İyi bilesin ki ben senin kardeşinim, onların yaptıklarına üzülme!" dedi.
Süleyman Ateş : (Kardeşleri), Yûsuf'un yanına girince, (Yûsuf, öz) kardeşi(Bünyami)n'i yanına aldı ve: "Ben senin kardeşinim, onların (bizim hakkımızda) yaptıklarına üzülme!" dedi.
Tefhim-ul Kuran : Yusuf'un yanına girdikleri zaman, o, kardeşini bağrına bastı: «Ben» dedi. «Senin gerçekten kardeşinim. Artık onların yaptıklarına üzülme.»
Ümit Şimşek : Yusuf'un huzuruna girdiklerinde, Yusuf kardeşini yanına aldı ve 'Ben senin kardeşinim; artık onların yaptıklarına tasalanma' dedi.
Yaşar Nuri Öztürk : Kardeşler Yûsuf'un yanına girdiklerinde, Yûsuf öz kardeşini yanına çekip dedi: "Şu bir gerçek ki, ben senin kardeşinim. Onların yapıp ettiklerine üzülme."
Advertisement