Yenişehir Wiki
Advertisement


Kâle âmentum lehu kable en âzene lekum, innehu le kebîrukumullezî allemekumus sihr(sihra), fe le ukattıanne eydiyekum ve erculekum min hilâfin ve le usallibennekum fî cuzûın nahli ve le ta’lemunne eyyunâ eşeddu azâben ve ebkâ.


1. kâle : dedi
2. âmentum : inandınız mı, îmân mı ettiniz
3. lehu : ona
4. kable : önce
5. en âzene : (benim) izin vermem
6. lekum : size
7. inne-hu : muhakkak o
8. le : elbette, mutlaka
9. kebîru-kum : sizin büyüğünüz
10. ellezî : ki o
11. alleme-kum : size öğretti
12. es sihra : sihir, büyü
13. fe : artık, öyleyse
14. le ukattıanne : mutlaka keseceğim
15. eydiye-kum : sizin ellerinizi
16. ve ercule-kum : ve sizin ayaklarınızı
17. min hilâfin : çapraz olarak
18. ve le usallibenne-kum : ve mutlaka sizi asacağım
19. : içinde, de
20. cuzûı en nahli : hurma ağacının gövdesi
21. ve le ta'lemunne : ve mutlaka öğreneceksiniz
22. eyyu-nâ : hangimiz
23. eşeddu : daha şiddetli, daha kuvvetli
24. azâben : azap
25. ve ebkâ : ve daha uzun süreli, daha kalıcı olan, bâki olan


Diyanet İşleri : Firavun, “Demek, ben size izin vermeden önce ona (Mûsâ’ya) inandınız ha! Şüphe yok, o size sihiri öğreten büyüğünüzdür. Şimdi andolsun, sizin ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim ve mutlaka sizi hurma dallarına asacağım. Hangimizin azabı daha şiddetli ve daha kalıcıymış, mutlaka göreceksiniz.”
Abdulbaki Gölpınarlı : Siz dedi Firavun, ben size izin vermeden inandınız mı ona? Şüphe yok ki o size büyü öğreten büyüğünüz. Ellerinizi, ayaklarınızı çaprazlama kestireceğim ve hurma dallarına astıracağım sizi, o vakit bilir, anlarsınız hangimizin azâbı daha çetin ve daha sürekli.
Adem Uğur : (Firavun) Şöyle dedi: Ben size izin vermeden önce ona inandınız öyle mi! Hakikat şu ki o, size büyü öğreten ulunuzdur. Şimdi elleriniz ile ayaklarınızı tereddüt etmeden çaprazlama keseceğim ve sizi hurma dallarına asacağım! Böylece, hangimizin azabının daha şiddetli ve sürekli olduğunu iyice anlayacaksınız.
Ahmed Hulusi : (Firavun) dedi ki: "Ben size izin vermeden Ona iman ettiniz ha! Muhakkak ki O, size sihri öğreten büyüğünüzdür. . . Andolsun ki, sizin ellerinizi ve sizin ayaklarınızı çaprazlama keseceğim ve elbette sizi hurma dallarından asacağım. . . Hangimizin azapça daha şiddetli ve daha kalıcı olduğunu elbette bileceksiniz!"
Ahmet Tekin : Firavun:

'Ben size izin vermeden mi ona boyun eğip, güvendiniz? O, size sihiri öğreten büyüğünüzmüş meğerse. Andolsun ki ellerinizi, ayaklarınızı çaprazlama kesece-ğim. Sizi hurma dallarına asacağım. Böylece, hangimizin cezasının daha şiddetli ve daha kalıcı, daha sürekli olduğunu iyice anlayacaksınız.' dedi.

Ahmet Varol : (Firavun) dedi ki: 'Ben size izin vermeden önce ona iman mı ettiniz? Muhakkak o size büyüyü öğreten büyüğünüzdür. Öyleyse ben de sizin ellerinizi ve bacaklarınızı çaprazlama kesecek ve sizi hurma dallarına asacağım. Siz de hangimizin azabının daha şiddetli ve daha kalıcı olduğunu bileceksiniz!'
Ali Bulaç : (Firavun) Dedi ki: "Ben size izin vermeden önce O'na inandınız öyle mi? Şüphesiz o, size büyüyü öğreten büyüğünüzdür. O halde ben de sizin ellerinizi ve ayaklarınızı çapraz olarak keseceğim ve sizi hurma dallarında sallandıracağım. Siz de elbette, hangimizin azabı daha şiddetliymiş ve daha sürekliymiş öğrenmiş olacaksınız."
Ali Fikri Yavuz : (Firavun, sihirbazlara şöyle) dedi: “- Ben size izin vermeden önce, ona (Mûsa’ya) iman mı ettiniz? O, muhakkak size sihir öğreten büyüğünüzdür. Öyleyse çaresi yok, sizin ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim ve muhakkak sizi hurma dallarına asacağım. Böylece hangimizin azabı daha şiddetli ve devamlı olduğunu gerçekten bileceksiniz.”
Bekir Sadak : Firavun «Ben size izin vermeden mi O'na inandiniz? Dogrusu size sihri ogreten, buyugunuz odur. And olsun ki, ellerinizi ve ayaklarinizi caprazlama kesecegim, sizi hurma kutuklerine asacagim. Hangimizin azabinin daha cetin ve daha devamli oldugunu bileceksiniz» dedi.
Celal Yıldırım : Fir'avn, «ben size izin vermeden imân mı ettiniz? Şüphesiz ki size sihir öğreten elebaşınız odur. Yemin ederim ki ellerinizi ve, ayaklarınızı çaprazlama keseceğim ve sizi öylece hurma dallarına asacağım ve işte (o zaman) hangimizin azabı daha şiddetli ve sürekli olduğunu elbette bileceksiniz,» dedi.
Diyanet İşleri (eski) : Firavun 'Ben size izin vermeden mi O'na inandınız? Doğrusu size sihri öğreten, büyüğünüz odur. And olsun ki, ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim, sizi hurma kütüklerine asacağım. Hangimizin azabının daha çetin ve daha devamlı olduğunu bileceksiniz' dedi.
Diyanet Vakfi : (Firavun) Şöyle dedi: Ben size izin vermeden önce ona inandınız öyle mi! Hakikat şu ki o, size büyü öğreten ulunuzdur. Şimdi elleriniz ile ayaklarınızı tereddüt etmeden çaprazlama keseceğim ve sizi hurma dallarına asacağım! Böylece, hangimizin azabının daha şiddetli ve sürekli olduğunu iyice anlayacaksınız.
Edip Yüksel : 'Size izin vermeden mi ona inandınız? O, size büyü öğreten ustanız olmalı. Ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama kesip sizi hurma ağaçlarına asacağım. Hangimizin cezası daha çetin ve sürekli imiş öğreneceksiniz,' dedi.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ya! Dedi: ben size izin vermeden ona iyman ettiniz ha? O her halde size sihri öğreten büyüğünüz, o halde ahdim olsun ben ve elbet sizin ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim ve elbette sizleri hurma dallarına asacağım, ve her halde bileceksiniz ki hangimiz azâbca daha şiddetli ve daha bekalı?
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Firavun: «Demek ben size izin vermeden ona iman ettiniz ha! O, mutlaka size sihri öğreten büyüğünüzdür. O halde andolsun ki, ben de sizin ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim ve sizi kesinlikle hurma dallarına asacağım; şüphesiz bileceksiniz hangimizin azap bakımından daha şiddetti ve daha sürekli olduğunu!» dedi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Firavun: «Ben size izin vermeden mi ona iman ettiniz? O, muhakkak size sihir öğreten büyüğünüzdür. And olsun ki, ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim ve muhakkak sizi hurma dallarına asacağım. Böylece hangimizin azabının daha şiddetli ve devamlı olduğunu bileceksiniz» dedi.
Fizilal-il Kuran : Firavun dedi ki; «Ben size izin vermeden ona inandınız ha! O size büyücülüğü öğreten elebaşınızdır. andolsun ki, sağlı sollu birer el ve ayağınızı kesecek, arkasından sizi hurma dallarına asacağım, böylece hangimizin azabı daha ağır, daha sürekliymiş, öğreneceksiniz.
Gültekin Onan : (Firavun) Dedi ki: "Ben size izin vermeden önce O'na inandınız, öyle mi? Şüphesiz o, size büyüyü öğreten büyüğünüzdür. O halde ben de sizin ellerinizi ve ayaklarınızı çapraz olarak keseceğim ve sizi hurma dallarında sallandıracağım. Siz de elbette, hangimizin azabı daha şiddetliymiş ve daha sürekliymiş öğrenmiş olacaksınız."
Hasan Basri Çantay : (Fir'avn) dedi: «Ben size izin vermeden ona îman mı etdiniz? Şübhesiz ki o, size sihri öğreten büyüğünüzdür. Öyleyse ben de elbette sizin ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim. Sizi muhakkak hurma dallarına asacağım. Siz de hangimizin azâbı daha çetin ve sürekli olduğunu elbet bileceksiniz».
Hayrat Neşriyat : (Fir'avun:) '(Ben) size izin vermeden ona îmân ettiniz, öyle mi? Şübhesiz ki o, size sihri öğreten büyüğünüzdür. Öyle ise (ben de), mutlaka ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim ve sizi şübhesiz hurma dallarına asacağım! Böylece hangimizin azâbı daha şiddetli ve daha devamlıymış, kat'iyen bileceksiniz!' dedi.
İbni Kesir : Dedi ki: Ben size izin vermeden mi O'na inandınız? Doğrusu o size büyü öğreten büyüğünüzdür. Öyleyse ben de ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama olarak keseceğim ve sizi hurma kütüklerine asacağım. O zaman hangimizin azabının daha çetin ve devamlı olduğunu bileceksiniz.
Muhammed Esed : (Firavun:) "Ben size izin vermeden mi o'na inandınız?" dedi, "Mutlaka size sihirbazlığı öğreten ustanız o olmalı! Ama bu ihanetinizden ötürü, hiç şüpheniz olmasın, çoğunuzun ellerini ayaklarını kesivereceğim; ve yine hiç şüpheniz olmasın ki, pek çoğunuzu da hurma kütüğüne asacağım ki, böylece hangimizin azapta daha zorlu ve daha sürekli olduğunu iyice anlayasınız!"
Ömer Nasuhi Bilmen : (Fir'avun) Dedi ki: «Ben Size izin vermeden evvel siz O'na imân ettiniz. O sizin büyüğünüzdür ki, size sihri öğretmiştir. Artık sizin ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama olarak elbette keseceğim ve elbette ki, sizi hurma dallarına asacağım ve elbette ki, bileceksiniz ki hangimiz azapça daha şiddetli ve daha devamlıdır.»
Ömer Öngüt : Firavun dedi ki: “Ben size izin vermeden önce ona inandınız öyle mi? Doğrusu o size sihiri öğreten büyüğünüzdür. Andolsun ki ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim ve muhakkak ki hepinizi hurma kütüklerine asacağım. O zaman hangimizin azabının daha çetin ve daha devamlı olduğunu iyice bileceksiniz. ”
Şaban Piriş : -Ben size izin vermeden ona inandınız ha? Demek ki o size sihri öğreten büyüğünüzdür. Ben de sizin ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama kestireceğim ve sizi hurma dalına asacağım! O zaman göreceksiniz hangimizin azabı daha şiddetli ve kalıcı imiş!
Suat Yıldırım : "Ya!" dedi Firavun, "benden izin çıkmadan ona inandınız ha! Demek ki size sihri öğreten ustanız oymuş! Ellerinizi ve ayaklarınızı farklı yönlerden keseceğim ve sizi hurma dallarına asacağım! Kimin azabının daha şiddetli, daha devamlı olduğunu işte o zaman anlayacaksınız!"
Süleyman Ateş : (Fir'avn): "Ben size izin vermeden ona inandınız ha? O, size büyü öğreten büyüğünüzdür. Öyleyse ben de sizin ellerinizi ve ayaklarınızı çapraz keseceğim ve sizi hurma dallarına asacağım, hangimizin azâbı daha çetin ve sürekli imiş bileceksiniz!" dedi.
Tefhim-ul Kuran : (Firavun) Dedi ki: «Ben size izin vermeden önce O'na inandınız, öyle mi? Kuşkusuz o, size büyüyü öğreten büyüğünüzdür. O halde ben de sizin ellerinizi ve ayaklarınızı çapraz olarak keseceğim ve sizi hurma dallarında sallandıracağım. Siz de elbette, hangimizin azabı daha şiddetliymiş ve daha sürekliymiş öğrenmiş olacaksınız.»
Ümit Şimşek : Firavun 'Ben size izin vermeden iman ettiniz,' dedi. 'Demek, bu size büyücülüğü öğreten büyüğünüzmüş. Ben de sizin ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlamasına kesip hepinizi hurma dallarında sallandıracağım! O zaman anlarsınız, kimin azabı daha şiddetli, daha sürekliymiş!'
Yaşar Nuri Öztürk : Firavun dedi: "Ben izin vermeden ona inandınız öyle mi? O size, büyüyü öğreten büyüğünüzdür. Yemin olsun, ellerinizi, ayaklarınızı çaprazlama keseceğim ve yemin olsun sizi hurma ağaçlarına asacağım. O zaman iyice bileceksiniz, hangimizin azabı daha şiddetli ve sürekli."
Advertisement