وَلَقَدْ آتَيْنَا مُوسَى الْكِتَابَ لَعَلَّهُمْ يَهْتَدُونَ
Ve lekad âteynâ mûsel kitâbe leallehum yehtedûn(yehtedûne).
1. ve lekad : ve andolsun
2. âteynâ : biz verdik
3. mûsâ : Musa
4. el kitâbe : kitap
5. lealle-hum : umulur ki böylece onlar
6. yehtedûne : hidayete ererler
Diyanet İşleri : Andolsun, hidayete ersinler diye Mûsâ’ya Kitab’ı (Tevrat’ı) verdik.
Abdulbaki Gölpınarlı : Andolsun ki biz, doğru yolu bulsunlar diye Mûsâ'ya kitap vermiştik.
Adem Uğur : Andolsun biz Musa'ya, belki onlar yola gelirler diye, Kitab'ı verdik.
Ahmed Hulusi : Andolsun ki, (İsrailoğulları) hakikate ersinler diye Musa'ya hakikat BİLGİsini verdik.
Ahmet Tekin : Andolsun biz, Mûsâ’ya, onlar doğru yolu görüp tercih etme imkânı bulur ümidiyle kutsal kitabı vermiştik.
Ahmet Varol : Andolsun biz Musa'ya, bel ki onunla doğru yola ererler diye Kitab'ı vermiştik.
Ali Bulaç : Andolsun, biz Musa'ya kitabı verdik, belki onlar hidayete erer diye.
Ali Fikri Yavuz : Yemin olsun, Mûsa’ya Tevrat’ı verdik ki, kavmi hidayete ersinler .
Bekir Sadak : And olsun ki Musa'ya, dogru yola girsinler diye Kitap verdik.
Celal Yıldırım : And olsun ki Musâ'ya o kitabı (Tevrat'ı) verdik ki, onlar doğru yolu bulsunlar.
Diyanet İşleri (eski) : And olsun ki Musa'ya, doğru yola girsinler diye Kitap verdik.
Diyanet Vakfi : Andolsun biz Musa'ya, belki onlar yola gelirler diye, Kitab'ı verdik.
Edip Yüksel : Doğruyu bulurlar diye Musa'ya Kitabı vermiştik.
Elmalılı Hamdi Yazır : Şanım hakkı için berikiler doğru yolu tutabilsinler diye Musâya o kitabı da verdik
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Andolsun ki, berikiler doğru tutabilsinler diye Musa'ya o kitabı da verdik.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Andolsun biz Musa'ya belki onlar yola gelirler diye, o kitabı da verdik.
Fizilal-il Kuran : Soydaşları doğru yolu bulsunlar diye Musa'ya kitap verdik.
Gültekin Onan : Andolsun, biz Musa'ya kitabı verdik, belki onlar hidayete erer diye.
Hasan Basri Çantay : Andolsun ki biz Musâya, (kavmi) belki hidâyete kavuşurlar diye, o kitabı (Tevrâtı) verdik.
Hayrat Neşriyat : And olsun ki Mûsâ’ya da Kitâb’ı verdik. Tâ ki onlar (o İsrâîloğulları), doğru yolu bulabilsinler.
İbni Kesir : Andolsun ki; doğru yola gelsinler diye Musa'ya Kitab'ı verdik.
Muhammed Esed : Oysa, belki doğru yolu tutarlar diye Musa'ya kitap vermiştik.
Ömer Nasuhi Bilmen : Andolsun ki, Mûsa'ya kitap verdik, (kavmi) hidâyete erebilsinler diye.
Ömer Öngüt : Andolsun ki biz Musa'ya, belki hidayet bulurlar diye kitap verdik.
Şaban Piriş : Doğru yolu görsünler diye Musa’ya da kitabı vermiştik.
Suat Yıldırım : Oysa doğru yolu tutmaları ümidiyle biz Mûsâ’ya kitabı verdik.
Süleyman Ateş : (Sonra Mûsâ, İsrâil oğullarını Mısır'dan çıkardı. İsrâil oğulları) Doğru yolu bulsunlar diye biz, Mûsâ'ya Kitabı (Tevrât'ı) verdik.
Tefhim-ul Kuran : Andolsun, biz Musa'ya kitabı verdik, belki onlar hidayete erer diye.
Ümit Şimşek : Doğru yolu bulsunlar diye Biz Musa'ya kitap da verdik.
Yaşar Nuri Öztürk : Yemin olsun, Mûsa'ya o Kitap'ı vermiştik ki, hidayete erebilsinler.