قَدْ كَانَتْ آيَاتِي تُتْلَى عَلَيْكُمْ فَكُنتُمْ عَلَى أَعْقَابِكُمْ تَنكِصُونَ
Kad kânet âyâtî tutlâ aleykum fe kuntum alâ a’kâbikum tenkisûn(tenkisûne).
1. | kad | : olmuştur |
2. | kânet | : idi, oldu |
3. | âyâtî | : âyetlerim |
4. | tutlâ | : okunuyor |
5. | aleykum | : size |
6. | fe | : o zaman |
7. | kuntum | : siz oldunuz |
8. | alâ a'kâbi-kum | : topuklarınız üzerinde |
9. | tenkisûne | : dönüp kaçıyorsunuz |
Diyanet İşleri | : | (66-67) Çünkü âyetlerim size okunurdu da siz buna karşı büyüklük taslayarak arkanızı döner, geceleyin toplanıp hezeyanlar savururdunuz. |
Abdulbaki Gölpınarlı | : | Size âyetlerimiz okunduğu zaman gerisin geriye dönerdiniz. |
Adem Uğur | : | Çünkü âyetlerim size okunurdu da, siz, buna karşı kibirlenerek arkanızı döner, geceleyin (Kâbe'nin etrafında toplanarak) hezeyanlar savururdunuz. |
Ahmed Hulusi | : | "İşaretlerim size bildiriliyordu da, siz topuklarınız üzerine gerisin geri dönüyordunuz. " |
Ahmet Tekin | : | 'Âyetlerimiz, düşünüp anlamanız ve iman etmeniz için size okunuyordu. Siz de hayra hizmetten kaçınarak tutup arkanızı dönüyordunuz.' |
Ahmet Varol | : | Size ayetlerim okunuyordu, ama siz topuklarınızın üzerine geri dönüyordunuz. |
Ali Bulaç | : | Gerçekten benim ayetlerim size okunuyordu, fakat siz topuklarınız üzerinde geri dönüyordunuz; |
Ali Fikri Yavuz | : | Size, ayetlerim okunuyordu da, gerisin geri dönüyordunuz (onları kabulden yüz çeviriyordunuz). |
Bekir Sadak | : | (66-67) «Ayetlerim size okundugunda buyukluk taslayip, gece agziniza geleni soyleyerek ardiniza donuyordunuz.» |
Celal Yıldırım | : | (66-67) Âyetlerimiz cidden size okunuyordu, ama siz onu onurunuza, gururunuza yediremiyerek geceleyin yakışıksız sözler söyleyerek ökçeleriniz üzerine gerisin geri dönüyordunuz. |
Diyanet İşleri (eski) | : | (66-67) 'Ayetlerim size okunduğunda büyüklük taslayıp, gece ağzınıza geleni söyleyerek ardınıza dönüyordunuz.' |
Diyanet Vakfi | : | (66-67) Çünkü âyetlerim size okunurdu da, siz, buna karşı kibirlenerek arkanızı döner, geceleyin (Kâbe'nin etrafında toplanarak) hezeyanlar savururdunuz. |
Edip Yüksel | : | Size ayetlerim okunuyordu da ardınıza dönüyordunuz. |
Elmalılı Hamdi Yazır | : | Karşınızda âyetlerim okunuyordu da siz ardınıza dönüyordunuz |
Elmalılı (sadeleştirilmiş) | : | Karşınızda ayetlerim okunuyordu da siz sırt çeviriyordunuz. |
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) | : | Çünkü âyetlerimiz size okunurdu da, buna karşı siz arkanızı dönerdiniz. |
Fizilal-il Kuran | : | Vaktiyle ayetlerimiz size okunduğunda yüzünüzü arkanıza çevirirdiniz. |
Gültekin Onan | : | Gerçekten benim ayetlerim size okunuyordu, fakat siz topuklarınız üzerinde geri dönüyordunuz; |
Hasan Basri Çantay | : | (66-67) Karşınızda âyetlerimiz okunuyordu da siz bunu kibrinize yediremiyerek gerisin geri dönüyor, geceleyin de (cemâat hâlinde ve Beytin etrafında) hezeyanlarda bulunuyordunuz. |
Hayrat Neşriyat | : | (66-67) 'Hakikaten âyetlerim size okunuyordu da, büyüklük taslayanlar olarak ökçeleriniz üzerinde geriye dönüyordunuz; geceleyin toplanarak saçmalıyordunuz.' |
İbni Kesir | : | Ayetlerimiz size okunuyordu da siz, ona arkanızı dönüyordunuz. |
Muhammed Esed | : | "Size mesajlarım tekrar tekrar okunduğunda, siz (her defasında) ökçelerinizin üzerinde dönüveriyor |
Ömer Nasuhi Bilmen | : | «Muhakkak ki, size karşı benim âyetlerim okunuyordu da siz ardınıza dönüyordunuz.» |
Ömer Öngüt | : | “Âyetlerim size okunuyordu da, siz topuklarınız üzerinde gerisin geri gidiyordunuz. ” |
Şaban Piriş | : | Ayetlerim size okunuyordu; ama siz ona arkanızı dönüyordunuz. |
Suat Yıldırım | : | (66-67) "Âyetlerim size okunduğunda, siz kibirlenerek sırtınızı çevirirdiniz, geceleyin onun aleyhinde ileri geri konuşarak saçmalardınız." |
Süleyman Ateş | : | "Âyetlerim size okunuyordu da siz arkanıza dönüyordunuz. |
Tefhim-ul Kuran | : | Gerçekten benim ayetlerim size okunmaktaydı, fakat siz topuklarınız üzerinde geri dönüyordunuz; |
Ümit Şimşek | : | Size Benim âyetlerim okunduğunda arkanızı dönüyordunuz. |
Yaşar Nuri Öztürk | : | "Ayetlerimiz size okunuyordu da siz ökçeleriniz üzerine gerisin geri dönüyordunuz." |