Yenişehir Wiki
Advertisement

إِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ الَّذِينَ آمَنُوا بِاللَّهِ وَرَسُولِهِ وَإِذَا كَانُوا مَعَهُ عَلَى أَمْرٍ جَامِعٍ لَمْ يَذْهَبُوا حَتَّى يَسْتَأْذِنُوهُ إِنَّ الَّذِينَ يَسْتَأْذِنُونَكَ أُوْلَئِكَ الَّذِينَ يُؤْمِنُونَ بِاللَّهِ وَرَسُولِهِ فَإِذَا اسْتَأْذَنُوكَ لِبَعْضِ شَأْنِهِمْ فَأْذَن لِّمَن شِئْتَ مِنْهُمْ وَاسْتَغْفِرْ لَهُمُ اللَّهَ إِنَّ اللَّهَ غَفُورٌ رَّحِيمٌ

İnnelmel mu’minûnellezîne âmenû billâhi ve resûlihî ve izâ kânû meahu alâ emrin câmiın lem yezhebû hattâ yeste’zinûh(yeste’zinûhu), innellezîne yeste’zinûneke ulâikellezîne yu’minûne billâhi ve resûlih(resûlihi), fe izeste’zenûke li ba’dı şe’nihim fe’zen li men şi’te minhum vestağfir lehumullâh(lehumullâhe), innallâhe gafûrun rahîm(rahîmun).

1. innemâ : ancak, sadece, fakat
2. el mu'minûne : mü'minler
3. ellezîne âmenû : Allah 'a ulaşmayı dileyen, îmân eden kimseler
4. billâhi (bi allâhi) : Allah 'a
5. ve resûli-hi : ve onun resûlü
6. ve izâ : ve olduğu zaman
7. kânû : oldular, idiler
8. mea-hu : onunla birlikte, beraber
9. alâ emrin : bir iş üzerine, bir iş için
10. câmiın : toplu olarak, toplanmış olarak
11. lem yezhebû : gitmezler
12. hattâ : oluncaya kadar, olmadıkça
13. yeste'zinû-hu : ondan izin isterler
14. inne ellezîne : muhakkak o kimseler, onlar
15. yeste'zinûne-ke : senden izin isterler
16. ulâike : işte onlar
17. ellezîne yu'minûne : îmân edenler
18. billâhi (bi allâhi) : Allah 'a
19. ve resûli-hi : ve onun resûlüne
20. fe : öyleyse
21. izeste'zenû-ke (iza iste'zenû-ke) : senden izin istedikleri zaman
22. li ba'dı : bazısı için
23. şe'ni-him : onların işleri, halleri, durumları
24. fe'zen (fe izen) : o zaman izin ver
25. li men : o kimseye
26. şi'te : sen diledin
27. min-hum : onlardan
28. vestagfir (ve istagfir) : ve mağfiret dile
29. lehum : onlar için
30. allâhe : Allah
31. inne allâhe : muhakkak Allah
32. gafûrun : gafur dur, mağfiret edendir
33. rahîmun : rahîmdir, rahmet nuru gönderendir
Elmalılı Hamdi Yazır : Mü'minler ancak şöylelerdir ki Allaha ve Resulüne iyman etmişlerdir, cem'ıyyetli bir işte bulundukları vakıt da ondan istiyzan etmeyince gitmezler, filhakıka senden izin istiyenler, onlar öyle kimselerdir ki Allaha ve Resulüne inanırlar, binaenaleyh ba'zı işleri için senden izin istediklerinde sen de onlardan dilediğine izin ver, onlar için Allahdan mağrifet isteyiver, şübhe yok ki Allah , gafur dur rahîmdir
Advertisement