النَّارُ يُعْرَضُونَ عَلَيْهَا غُدُوًّا وَعَشِيًّا وَيَوْمَ تَقُومُ السَّاعَةُ أَدْخِلُوا آلَ فِرْعَوْنَ أَشَدَّ الْعَذَابِ
En nâru yu’radûne aleyhâ guduvven ve aşiyyâ(aşiyyen) ve yevme tekûmus sâah(sâatu), edhılû âle firavne eşeddel azâb(azâbi).
1. | en nâru | : ateş |
2. | yu'radûne | : arz olunurlar |
3. | aleyhâ | : ona, onun üzerine |
4. | guduvven | : sabah |
5. | ve aşiyyen | : ve akşam |
6. | ve yevme | : ve gün |
7. | tekûmu | : ikame olur, vuku bulur |
8. | es sâatu | : saat, vakit |
9. | edhılû | : dahil edin, sokun |
10. | âle firavne | : firavunun ailesi |
11. | eşedde el azâbi | : azabın (en) şiddetlisi |
İmam İskender Ali Mihr | : | O ateş ki sabah akşam ona arz olunurlar. Ve o saatin (kıyâmetin) vuku bulacağı gün: "Firavun ailesini azabın en şiddetlisine sokun!" (denir). |
Abdulbaki Gölpınarlı | : | Ateş, sabah akşam, onlara gösterilecek ve kıyâmetin koptuğu günde Firavun soyunu denecek, sokun azâbın en çetinine. |
Abdullah Parlıyan | : | öyle bir ateş ki, sabah akşam o ateşe sunulurlar yani kabirlerinde devamlı azap çekerler. Kıyametin gelip çattığı gün de Allah: “Firavun ailesini, en şiddetli azabın içine atın!” buyuracaktır. |
Adem Uğur | : | Onlar sabah akşam o ateşe sokulurlar. Kıyametin kopacağı gün de: Firavun ailesini azabın en çetinine sokun (denilecek)! |
Ahmed Hulusi | : | (O kötü azap) Nâr'dır! Sabah - akşam ona arz olunurlar. . . O saatin geldiği süreçte de: "Âl-i Firavun'u azabın en şiddetlisine sokun!" (denilir). |
Ahmet Tekin | : | Onlar sabah erken ve akşama doğru ateşe atılırlar. Kıyametin kopacağı ânın gerçekleşeceği gün de: 'İnsanları köleleştiren Firavun hanedanını, devlet görevlilerini, yandaşlarını, insanların hürriyetlerini kısıtlayan güç ve iktidar sahibi benzerlerini azâbın en dehşetlisine sokun' denilecek. |
Ahmet Varol | : | Ateş! Sabah akşam ona sunulurlar. Kıyametin koptuğu gün de: 'Firavun ailesini azabın en şiddetlisine sokun!' (denir). |
Ali Bulaç | : | Ateş; sabah akşam, ona sunulurlar. Kıyamet saatinin kopacağı gün: "Firavun çevresini, azabın en şiddetli olanına sokun" (denecek). |
Ali Fikri Yavuz | : | Onlar (kabirlerinde kıyamet gününe kadar) sabah ve akşam ateşe arz edilecekler. Kıyamet koptuğu gün de: “- Firavun kavmini en şiddetli azaba sokun.” denilecektir. |
Bayraktar Bayraklı | : | Onlar sabah-akşam o ateşe sokulurlar. Kıyametin kopacağı günde kendilerine, “Firavun ailesini en çetinine sokunuz” denilecektir. |
Bekir Sadak | : | Onlar, sabah aksam atese sunulurlar. Kiyamet cattigi gun, «Firavun'un adamlarini azabin en agirina sokun"denir. |
Celal Yıldırım | : | Sabah akşam ateşe arzolunurlar. Kıyâmet'in kopuşu meydana gelince, Fir'avn'ın yandaşlarını azabın en şiddetlisine sokun ! (denilir). |
Cemal Külünkoğlu | : | Onlar sabah akşam (kabir aleminde kıyamete kadar) ateşin karşısına getirilirler. Kıyamet çattığı gün: “Firavun'un adamlarını azabın en ağırına sokun!” denir. |
Diyanet İşleri (eski) | : | Onlar, sabah akşam ateşe sunulurlar. Kıyamet çattığı gün, 'Firavun'un adamlarını azabın en ağırına sokun'denir. |
Diyanet Vakfi | : | Onlar sabah akşam o ateşe sokulurlar. Kıyametin kopacağı gün de: Firavun ailesini azabın en çetinine sokun (denilecek)! |
Edip Yüksel | : | Onlara gündüz ve akşam ateş sunulur. Dünyanın son gününde ise: 'Firavun'un taraftarlarını azabın en çetinine sokun.' |
Elmalılı Hamdi Yazır | : | Ateş; onlar sabah akşam ona arzolunur dururlar, saat kıyam edeceği gün de tıkın Âl-i Fir'avn'i en şiddetli azâba! |
Elmalılı (sadeleştirilmiş) | : | Ateş; onlar, sabah akşam ona karşı sunulur dururlar. Kıyamet kopacağı gün de: «Tıkın Firavun ailesini en şiddetli azaba!» (denilir). |
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) | : | Onlar, sabah akşam ateşe arzolunurlar. Kıyamet kopacağı gün de: «Firavun hanedanını azabın en şiddetlisine tıkın!» (denilecektir). |
Fizilal-il Kuran | : | Onlar sabah akşam ateşe sunulurlar. Kıyamet çattığı gün: "Firavun'un adamlarını azabın en ağırına sokun!" denir. |
Gültekin Onan | : | Ateş; sabah akşam, ona sunulurlar. Kıyamet saatinin kopacağı gün: "Firavun çevresini, azabın en şiddetli olanına sokun" (denecek). |
Hasan Basri Çantay | : | (Azâbdan biri de) ateşdir ki onlar buna sabah, akşam arzolunacaklar, kıyametin kopacağı gün de «Fir'avn haanedânını azabın en çetinine sokun» (denilecek). |
Hayrat Neşriyat | : | (O kötü azab) ateştir! (Onlar) sabah akşam ona arz olunurlar. Kıyâmet kopacağı gün ise: 'Fir'avun âilesini azâbın en şiddetlisine sokun!' (denilecektir). |
İbni Kesir | : | Sabah akşam ateşe sunulurlar. Kıyamet koptuğu gün; Firavun'un adamlarını azabın en şiddetlisine sokun, denir. |
Kadri Çelik | : | (Berzah âleminde) Sabah akşam ateşe sunulurlar. Kıyamet koptuğu gün, “Firavun'un adamlarını azabın en şiddetlisine sokun (denir).” |
Muhammed Esed | : | (öteki dünyadaki) ateş(in, ki o ateş)e sabah akşam (rastgele) sokulacaklar: Nitekim Son Saat'in gelip çattığı Gün (Allah), "Firavun ailesini en şiddetli azabın içine atın!" (buyuracaktır). |
Ömer Nasuhi Bilmen | : | Ateş ki onun üzerine sabahleyin ve akşamleyin arz olunurlar ve Kıyamet kâim olacağı günde Fir'avun'un hanedanını azabın en şiddetlisine girdiriniz (denilir). |
Ömer Öngüt | : | Onlar (kabirlerinde kıyamet gününe kadar) sabah-akşam ateşe sunulurlar. Kıyamet koptuğu gün de: "Firavun hanedânını azabın en çetinine sokun!" denilir. |
Şaban Piriş | : | Onlar sabah akşam ateşe sunulurlar. Kıyamet gerçekleştiği gün; Firavun ailesini en şiddetli azaba sokun! |
Suat Yıldırım | : | Onlar sabah akşam ateşin karşısına getirilirler. Kıyamet koptuğunda da: "Haydi, Firavun hanedanını en şiddetli azaba sokun!" denilir. |
Süleyman Ateş | : | Ateş! Sabah akşam ona sunulurlar. Kıyâmet koptuğu gün de: "Fir'avn âilesini azâbın en çetinine sokun!" (denilir). |
Tefhim-ul Kuran | : | Ateş; sabah akşam, ona sunulurlar. Kıyamet saatinin kopacağı gün ise: «Firavun çevresini, azabın en şiddetli olanına sokun» (denecek). |
Ümit Şimşek | : | Ateşe sunulurlar sabah akşam; kıyamet kopunca da sokun Firavun ehlini azabın en şiddetlisine! |
Yaşar Nuri Öztürk | : | Sabah akşam, ateşe arz olunurlar. Kıyamet koptuğu gün de şöyle denir: "Firavun ailesini azabın en şiddetlisine sokun!" |