Yenişehir Wiki
Advertisement

ذُقْ إِنَّكَ أَنتَ الْعَزِيزُ الْكَرِيمُ

Zuk, inneke entel azîzul kerîm(kerîmu).

1. zuk : tat
2. inne-ke : muhakkak ki sen
3. ente : sen
4. el azîzu : azîz
5. el kerîmu : kerim, şerefli
İmam İskender Ali Mihr : (Azabı) tat! (Hani) sen, gerçekten azîzdin ve kerimdin (kendini öyle zannediyordun).
Abdulbaki Gölpınarlı : Tat, şüphe yok ki sen üstündün, kerem sâhibiydin.
Abdullah Parlıyan : Bu azabı tat, zannına göre üstündün, güçlüydün, saygı değerdin.
Adem Uğur : (Ve deyin ki:) Tat bakalım. Hani sen kendince üstündün, şerefliydin!
Ahmed Hulusi : "Tat! Sen (güya) Aziyz'din, Keriym'din!"
Ahmet Tekin : 'Tat bakalım, sana böyle bir ceza lâyık! Çünkü sen güçlüsün, iktidar sahibisin, şerefli, itibarlısın.' denir.
Ahmet Varol : 'Tat. Çünkü (kendince) üstün ve şerefli olan sendin.'
Ali Bulaç : "(Azabı) Tad; çünkü sen, (kendince) üstün, onurluydun."
Ali Fikri Yavuz : (Sonra ona şöyle deyin): Tad bakalım, çünkü sen, (zannınca kavminin arasında) çok şerefli ve çok iyi bir kimse idin!...
Bayraktar Bayraklı : Kendisine şöyle denir: “Tat bakalım, hani sen şerefli ve güçlü idin!”
Bekir Sadak : (47-50) «ucluyu yakalayin, cehennemin ortasina surukleyin, sonra basina azap olarak kaynar su dokun» denir, sonra ona: «Tad bakalim, hani serefli olan, degerli olan yalniz sendin. Iste bu, suphelenip durdugunuz seydir» denir.
Celal Yıldırım : (Azabı) tad ! (İddiana göre) üstündün, güçlüydün, saygıdeğerdin.
Cemal Külünkoğlu : (49-50) (Deyin ki:) “Tat bakalım! Hani sen güçlüydün, şerefliydin! İşte bu; doğrusu şüphelenip durduğunuz şeydir.”
Diyanet İşleri (eski) : (47-50) 'Suçluyu yakalayın, cehennemin ortasına sürükleyin, sonra başına azap olarak kaynar su dökün' denir, sonra ona: 'Tad bakalım, hani şerefli olan, değerli olan yalnız sendin. İşte bu, şüphelenip durduğunuz şeydir' denir.
Diyanet Vakfi : (47-50) (Allah zebânilere emreder): Tutun onu! Cehennemin ortasına sürükleyin! Sonra başına azap olarak kaynar su dökün! (ve deyin ki:) Tat bakalım. Hani sen kendince üstündün, şerefliydin! İşte bu, şüphelenip durduğunuz şeydir.
Edip Yüksel : 'Tad bakalım; sen çok üstün ve şerefliydin!'
Elmalılı Hamdi Yazır : Tat bakalım deyin: çünkü sen azîzdin, kerîmdin.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Tat bakalım (azabı)! Çünkü sen çok güçlü ve şerefli idin, deyin.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Ona şöyle denir: «Tat bakalım azabı! hani sen kendine göre çok güçlü ve çok üstündün.
Fizilal-il Kuran : Tad bakalım, hani şerefli olan, üstün olan yalnız sendin?
Gültekin Onan : (Azabı) Tad; çünkü sen, (kendince) üstün, onurluydun.
Hasan Basri Çantay : Tat (o azâbı). Çünkü sen, (evet iddiânca) sen çok ulu, çok şerefli idin»!
Hayrat Neşriyat : (Ve ona denir ki:) 'Tat (bakalım)! Çünki (zannınca) güçlü olan, şerefli olan ancak sendin!'
İbni Kesir : Tad bakalım; hani güçlü olan, değerli olan yalnız sendin?
Kadri Çelik : “(Azabı) Tat; sen, (hani) güçlü ve yüceydin!”
Muhammed Esed : Bunları tat ey (yeryüzünde) kendini böyle kudret sahibi, böyle üstün gören!
Ömer Nasuhi Bilmen : (48-49) Sonra başının üstüne o pek kaynar su azabından dökün. (Deyin ki) «Tad! Şüphe yok, sen (zûm ediyordun ki) pek kuvvetli, pek âlicenap olan sensin.»
Ömer Öngüt : "Tat bakalım! Hani sen kendince çok üstün, çok şerefli bir kimse idin. "
Şaban Piriş : -Tat bunu, hani sen güçlü ve şerefliydin.
Suat Yıldırım : (47-50) Allah Zebanîlere: "Tutun onu da" buyurur, "cehennemin ta ortasına sürükleyin. Sonra da başının üstünden kaynar su dökün!" ve deyin ki: "Tat bakalım! Hani üstündün, kudretliydin, asildin!" İşte hakkında şüphe ve mücadele ettiğiniz o gerçek budur.
Süleyman Ateş : "Tad, zira sen kendince üstündün, şerefliydin."
Tefhim-ul Kuran : «(Azabı) Tad; çünkü sen, (kendince) üstün, onurluydun.»
Ümit Şimşek : Tat bakalım; sen çok güçlü, şerefli biriydin!
Yaşar Nuri Öztürk : "Tat bakalım! Hani sen onurluydun, seçkindin."
Advertisement