كَذَلِكَ مَا أَتَى الَّذِينَ مِن قَبْلِهِم مِّن رَّسُولٍ إِلَّا قَالُوا سَاحِرٌ أَوْ مَجْنُونٌ
Kezâlike mâ etellezîne min kablihim min resûlin illâ kâlû sâhırun ev mecnûn(mecnûnun).
1. | kezâlike | : işte bunun gibi, işte böyle |
2. | mâ | : şey, ne, kim |
3. | etâ ellezîne | : onlara (kendilerine) ne geldi |
4. | min kabli-him | : onlardan önce |
5. | min resûlin | : (resûllerden) bir resûl |
6. | illâ | : den başka, hariç |
7. | kâlû | : dediler |
8. | sâhırun | : sihir yapan, sihirbaz, büyücü |
9. | ev | : veya |
10. | mecnûnun | : mecnun, deli |
Diyanet İşleri | : | İşte böyle! Onlardan öncekilere hiçbir peygamber gelmemişti ki, “O bir büyücüdür” yahut “bir delidir” demiş olmasınlar. |
Abdulbaki Gölpınarlı | : | Böylece onlardan önce de hiçbir peygamber gelmedi ki ona büyücü, yahut da deli demesinler. |
Adem Uğur | : | İşte böylece, onlardan öncekilere her hangi bir peygamber geldiğinde hemen: O, bir büyücüdür veya delidir, dediler. |
Ahmed Hulusi | : | İşte (gerçek durum) böyle! Onlardan öncekilere de (Allâh'a, hakikatlerine çağıran) herhangi bir Rasûl geldiğinde, mutlaka: "Bu büyücü veya mecnun" dediler. |
Ahmet Tekin | : | Geçmişteki peygamber-toplum ilişkileri böyle cereyan etmişti. Onlardan öncekilere de herhangi bir Rasul geldiğinde ona mutlaka:
'Büyüleyici söz söyleyerek aklı etkileyen biridir veya cinlere mahkum olmuştur, delidir.' dediler. |
Ahmet Varol | : | İşte böyle. Onlardan öncekilere de ne zaman bir peygamber geldiyse muhakkak: 'Büyücü veya delidir' dediler. |
Ali Bulaç | : | İşte böyle; onlardan öncekiler de bir elçi gelmeyiversin, mutlaka: "Büyücü ve cinlenmiş" demişlerdir. |
Ali Fikri Yavuz | : | (Ey Rasûlüm, senin kavmin, sana sihirbaz yahud mecnûn dediği gibi), onlardan evvelki ümmetler de bir peygamber gelince; muhakkak böyle; ya sihirbaz dediler, ya mecnun... |
Bekir Sadak | : | Onlardan oncekilere, herhangi bir peygamber gelince: «Sihirbazdir» veya «Delidir» derlerdi. |
Celal Yıldırım | : | Bunun gibi onlardan öncekilere de ne kadar bir peygamber gönderdikse, mutlaka, «bu bir sihirbazdır veya delinin biridir,» demişlerdi. |
Diyanet İşleri (eski) | : | Onlardan öncekilere, herhangi bir peygamber gelince: 'sihirbazdır' veya 'Delidir' derlerdi. |
Diyanet Vakfi | : | İşte böylece, onlardan öncekilere her hangi bir peygamber geldiğinde hemen: O, bir büyücüdür veya delidir, dediler. |
Edip Yüksel | : | İşte böyle, onlardan öncekilere her ne zaman bir elçi geldiyse, 'Bu, bir büyücüdür,' yahut 'Bu bir delidir,' derlerdi. |
Elmalılı Hamdi Yazır | : | Böyle, bunlardan evvelkiler bir Resul gelince behemehal ya sahir dediler ya mecnun |
Elmalılı (sadeleştirilmiş) | : | Böyle, onlardan öncekiler bir peygamber gelince muhakkak: «Ya sihirbaz, ya delidir» dediler. |
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) | : | Böylece onlardan öncekilere de herhangi bir peygamber gelince, onun hakkında da mutlaka: «Bir sihirbazdır veya bir delidir.» dediler. |
Fizilal-il Kuran | : | İşte böyle, onlardan önce de ne kadar elçi geldiyse mutlaka: «Büyücü veya cinlenmiş» dediler. |
Gültekin Onan | : | İşte böyle; onlardan öncekiler de bir elçi gelmeyiversin, mutlaka: "Büyücü ve cinlenmiş" demişlerdir. |
Hasan Basri Çantay | : | Onlardan evvelkilere de herhangi bir peygamber gelmedi ki (onun hakkında da) mutlakaa böylece sihirbaz, yahud mecnun dediler. |
Hayrat Neşriyat | : | (Habîbim, yâ Muhammed!) İşte böyle, onlardan öncekilere ne zaman bir peygamber geldiyse, mutlaka (ona da): '(O) bir sihirbazdır veya mecnundur!' dediler. |
İbni Kesir | : | İşte böyle. Onlardan öncekilere herhangi bir peygamber geldiğinde sadece; büyücüdür veya delidir, dediler. |
Muhammed Esed | : | İşte böyle, kendilerinden önce yaşamış olanlara da hangi elçi geldiyse, mutlaka, "(O) bir göz boyayıcı(dır), yahut bir deli!" dediler. |
Ömer Nasuhi Bilmen | : | Böylecedir. Onlardan evvelkilere de bir peygamber gelmedi ki illâ «Sâhirdir veya mecnûndur,» dediler. |
Ömer Öngüt | : | İşte böyle. Onlardan öncekilere herhangi bir peygamber geldiğinde hemen: "Bir sihirbaz veya bir delidir. " dediler. |
Şaban Piriş | : | İşte, böyle... Onlardan öncekilere de bir elçi gelmedi ki ona sihirbaz veya mecnun dememiş olsunlar. |
Suat Yıldırım | : | İşte böyle... Senin hemşehrilerinden önceki ümmetlere ne zaman bir elçi geldiyse mutlaka ona muhatapları büyücü veya deli dediler. |
Süleyman Ateş | : | İşte böyle, onlardan önce de ne kadar elçi geldiyse mutlaka: "Büyücü veya cinlenmiş" dediler. |
Tefhim-ul Kuran | : | İşte böyle; onlardan öncekiler de herhangi bir peygamber gelmeyiversin, mutlaka onlar da: «Büyücü veya cinlenmiş» demişlerdir. |
Ümit Şimşek | : | Şimdi olduğu gibi, onlardan öncekilere de ne zaman bir peygamber gelse ya büyücü demişlerdi, ya deli. |
Yaşar Nuri Öztürk | : | İşte böyle! Onlardan önce herhangi bir resul geldiğinde, mutlaka şöyle dediler: "Ya büyücüdür ya deli." |