Yenişehir Wiki
Register
Advertisement

Ağaç Sembolojisi

Bu sayfada lüzumsuz küfür elfaz kaldırılmalı...

Korularda kitaplarda bulacağından daha fazlasını bulacaksın. Ağaçlar ve taşlar sana hiçbir insanın söyleyemeyeceği şeyleri öğretecektir. (Bernard de Clairvaux)

GİRİŞ[]

Ağaç tanrısal iktidarın ve güçlerin çok özel bir görünümünü temsil eder. Tüm kültürler ve zamanlarda saygı duyulan ağaçlar her zaman insanların kaderi ile yakından ilişkilendirilmiştir. Ağaç tanrının bir görünümü, bir Hierofani (Kutsalın tezahürü), evrensel yaşamın yaratıcı güçlerinin bir ifadesidir. İlk tarihsel zamanlarında Avrupa, üzerinde ilk düzlüklerin yeşil bir denizdeki adalar gibi belirdiği dev ormanlarla örtülüydü. Bu zamanlarda insanın hayatı orman ve ağaçlarla birleşmişti. Ağaç ateşi beslemekteydi. Tahta ve onun karbonu yakın zamana kadar kullanılan tek yakıttı. Bu nedenler ağaçların, insana pek çok amaç için faydalı ve kullanımı kolay ilk madde olarak tahtanın yaptığı gibi, ışığı eşit bir şekilde dağıttığı söylenir. Ağaçlarda barınan arılar insanın bal ve balmumu elde etmesini sağlar, ağaçların meyvelerinin ve ipekböceklerinin toplanmasını ve hatta una ve ekmeğe dönüşen samanı da insanın ağaçlardan elde ettiği faydalar arasında sayabiliriz. İnsan ağaçlardan reçine elde etmeyi ve onu zifte, katrana, esanslara, aromalara ve tütsüye çevirmeyi çabuk öğrenmiştir. Atalarımız ağaçla uzun zaman yoğun bir birlikte yaşam içerisinde yaşadılar. Bu nedenle onun varlığına minnet duydular ve onda dünyanın kökenini gördüler. Bugün XX.y.y.'da Avrupa' da kendimizi büyüsü tamamen bozulmuş bir orman karşısında buluyoruz. Hıristiyanlık tüm pagan kültlerin kökünü kazımak amacı ile başladı ve bu amaca militarist ırkçılık, materyalist ve ateist pozitivizmle ulaşıldığı görüldü. Böylelikle yaşadığımız çevreye zararlı tekniklerle hammaddeler işletildi, geniş yollar inşa edildi ve ormanın içerisinden devasa patikalar geçirildi. Avrupa' nın büyük ormanlık alanı bozuldu. İnsan, yaşamın sularını zehirledi ve ozon tabakasının delinmesi ile zararlı kozmik ışınlara maruz kaldı. Bununla beraber insan binlerce yıldan beri ağaçlara mistik bir bağla bağlanmıştır. Aslında şu soruyu sorabiliriz: Bu bağı böylesine merhametsizce koparan insanlık yaşamaya nasıl devam edebilir? İnsanın doğa ile iç içe yaşadığı ve onu doğrudan okuduğu o zamanı yeniden ele alıyoruz. Yaşamın gücü olarak yeniden bedenlenen ağaç, ilahi olanın görünümlerini temsil eder ve asla kendi adına değil kendisi aracılığı ile aşikar edilen, kapsadığı ve işaret ettiği şey adına çok büyük saygı görmüştür. Bu nedenle kutsal bir nesne ve evrenin imgesi olarak düşünüldü. Manfred Lurker ağaçların sembolojisini, bu makalenin esinlendiği üç bölüme ayırır. Kozmik Ağaca, Hayat Ağacına ve Bilinç Ağacına değinir. Ağaç sembolojisinin bu üç görünümü birleştirilir ve sık sık kutsal bir ağaçta iki veya kimi zaman üç görünüm birleşmiş olarak bulunur.

KOZMİK AĞAÇ[]

Kozmik ağaç genellikle tersine çevrilmiş, ters bir ağaç tır. Yaratılışı inen bir hareket olarak temsil eder. Ağacın tinsel kökleri gökte, İlahi Dünya' da bulunur ve dalları dünyaya uzanmıştır. Evrenin üç aşamasını Gök (Tanrıların Dünyası), Yer (İnsanların Dünyası) ve Yeraltı Dünyası (Ölülerin ve Kitonik; yer ile ilgili enerjilerin dünyası) olmak üzere bir axis mundi (Dünya'nın Merkezi) de birleştirir. Kozmik ağaç, Dünya' nın merkezinde, Omfalos' ta yerleştirilir. Bu ağaç dünyayı destekleyen merkezi direk, sütundur. Böylece ağaç kutsal bir yere yerleştirilir. Eski kutsal yerler bir mikrokozmos (küçük evren; evren modeli) oluşturur: Taşların, suların ve ağaçların oluşturduğu bir manzara. Taş bunlar arasında kalıcılığa işaret eder ve hakikati, yok edilemezliği, statik olanı mükemmel bir şekilde temsil eder. Periyodik olarak yenilenmesi ile ağaç, canlının kutsal gücünü temsil eder; su ve kaynak yerin içinin gizli güçlerini, kökeni, arınmayı temsil eder. Bu mikrokozmik manzara tek bir zaruri unsura indirgenir: Evreni sembolize eden ağaç veya kutsal sütun.

HAYAT AĞACI[]

Ağaç bir yandan yaşamsal ilkenin yeniden bedenlenmesi olarak düşünülmüştür, çünkü yılın mevsimlerine göre gösterdiği devirsellik aracılığı ile yeniden doğumun dönüşünü temsil eder. Öte yandan her zaman yeşil olan kozalaklı ağaçlar, Yaşamın tükenmez ve ebedi ilkelerinin bir yeniden bedenlenişini temsil eder. Bu nedenle günümüze kadar bazı yerlerde bir çocuk doğduğunda, hayatiyetini ona aktaracak olan bir ağaç dikme riti korunmuştur. Bununla birlikte ağaç çoğu mitolojide ölümsüzlüğün taşıyıcısı olarak ortaya çıkar. Kimi zaman bir kaynak veya tanrısal içki olarak temsil edilen Veda'ların ( Eski hint kutsal metinleri) Soma'sı veya Avesta'nın (Zend Avesta olarak da bilinen Zerdüşt dininin kutsal kitabı) Haoma'sı olarak Ebedi Yaşam bahşedebilen bitkidir. Ölümsüzlük Ağacı'nın meyvelerine veya ölümsüzlük verebilen bitki veya ota erişmek her zaman güçtür. Hesperid'ler ağacı* veya İncil'in cennetinin Hayat Ağacı'nda olduğu gibi genellikle canavarlar tarafından gözetilir ve korunur. Bu ağaçlar dünyanın sonunda ölümsüzlük meyvelerini sunan Çinlilerin şeftali ağacı P'an mou gibi gökyüzünde veya Gılgamış' ın okyanusun dibinden alması gereken ölümsüzlük otu gibi erişilemez başka bir yerde bulunur. Semboloji açıkça anlaşılır: Ölümsüzlüğün ele geçirilmesi zordur ve erişilmesi güç bir yerde bulunan bir Hayat Ağacı veya Kuyusu' nda toplanmış olarak bulunur. Ağaç bir canavar tarafından gözetilir ve bu canavar üzerinde zafer kazanmanın inisiyatik (erme ile ilişkili) bir anlamı vardır: Kahramanın Doğru Varlık"lara danıştıktan sonra kendine bir yol açması ve onlar aracılığı ile ölümsüzlük hakkını kazanacağı denemelerden geçmesi gerekir. Ağaç Ebedi Hayat nedeni ile yeniden bedenlenir. Bir anlamda bin yıldan daha fazla yaşayan ve insanlara pratikte ölümsüzmüş gibi gelen ağaçların olduğunu doğrulamak gariptir.

BİLGİ AĞACI []

Hayat Ağacı ve Bilgi Ağacı çok yakından ilişkilidir. Bilgeliğe ve Bilgiye erişmek ölümsüzlüğe olduğu kadar zordur. Büyük fedakarlıklarda bulunmak ve büyük zaferler kazanmak gerekir. Axis mundi olarak Manevi Dünya'ya ve Mistik görüşe ulaşmayı mümkün kılma işlevi aracılığı ile, ilk Dünya Ağacı ile bu doğrudan temasa erişmek gerekir. Ağaç bilgiye bir kanal olarak hizmet eder. Sezginin merkezi ve ilham kaynağıdır. Tarot kartlarının 11.si ağaçtaki bir kurbanı temsil eder. Asılan, maddedeki mahkumu temsil eder ve palmiyelerin majik büyümesi ile manevi büyümesini engelleyen maddeden kurtulur. Bu nedenle paraları düşürür ki bunun anlamı gerçek bilgiye erişmek için maddi olanın feda edilmesidir. Ağaç sembolojisinin bu üç genel görünümünü açıkladıktan sonra bu yönler açısından inceleyerek en önemli kutsal ağaçlardan bazılarını sunuyoruz.

FARKLI KÜLTÜRLERDE AĞAÇ SEMBOLOJİSİ []

1)ALMAN SEMBOLOJİSİ: []

YGGDRASIL Mircae Eliade Yggdrasil' i en üstün derecede Kozmik Ağaç olarak tanımlar. Bu ağaç dikey bir şekildedir ve bu üç Dünya' dan biridir. Kökleri Toprağın Kalbine , Devlerin Krallığı' na , Tanrıların Yeraltı Dünyasına ve Ölülerin Krallığı' na batırılmıştır. Bu köklerden biri Gençlik Kuyusu( Urd ), diğeri Bilgi ve Bilgelik Kuyusu ( Mimir ) olan ve ( Hvergelmir ) dünyasının tüm nehirlerinin kaynaklandığı üçüncü kuyu olmak üzere üç kaynak doğar. Odin üçüncüsüne adak olarak bir göz bırakır ve böylelikle bilgeliğini tazelemek için her zaman geri döner. Gövdesi insanların dünyasıdır ( Midgard ) ve tepesi Tanrıların göğünü ( Asgard ) oluşturur. Yggdrasil aynı zamanda Dünya'nın Diş budağı veya bir meşe ağacı olarak tanımlanır. Bu ağaç bazı hayvanlara mesken olur; bir dağ keçisine, kartala, dişi geyiğe ve sincapa. Köklerinde ona zarar vermek isteyen bir ejderha ( Nidhörg ) yaşar. Yggdrasil kendinde Kozmik Ağacın , Hayat Ağacı' nın ve Bilgi Ağacı'nın özelliklerini taşır; kaynaklar Hayat' ın ve Bilgeliğin Suyunu hediye eder ve Odin' in dokuz gün dokuz gece ağacın dallarında asılı kalması gereken adağı aracılığı ile ona bir üst bilinç bahşeder.

2 ) HİNDİSTAN: HİNDUİZM VE BUDİZM []

a ) Bhagavad Gita' nın Ashvatha ' sı Hindistan geleneğinde , en eski metinlerde ( Örneğin Atharva Veda ' da ) evren büyük bir ağaç olarak bilinir. Upanişad' larda evren ters dönmüş bir ağaç, ters ağaç olarak gösterilir. Bhagavad Gita' da Kozmik ağaç yalnızca evreni değil, insanın dünyadaki durumunu da temsil eder. Orjinal metin: Kökleri yukarı, dalları aşağı doğrudur ve yaprakları Veda' ların ilahileridir demektedir. Ölümsüz Ashvatha' nın böyle olduğundan bahsedilir. Onu bilen, Vedaları bilendir. Guna' lar (Maddenin üç hali; aşırılık, durağanlık ve denge) tarafından beslenen dalları aşağı ve yukarı doğru açılır. Goncaları duyuların nesneleridir ve kahna ile birleşen kökleri insanların dünyasına, aşağı doğru yayılır. Yeryüzünde ne kendi , ne sonu ne başı, ne de varlığı algılanır. Eğer güçlüce kök salmış bu ağaç bağlanma-olmayan kılıcı ile kesilirse, nereye kadar ulaştığını bulmak gerekir, asla geri döndürülemez, getirilemez (düşünerek) : Ben O' na sığınıyorum, ebedi dönüşümün aktığı ilksel Purusha' ya (cevher, öz, ruh) Ashvatha bir Prakriti (madde) sembolüdür. Yaratılışın kökeni Tanrıdır; bu nedenle ağacın kökleri yukarıdadır. Dallar, Yaratılışın farklı durumlarıdır ve bu nedenle aşağı doğrudurlar. Dallarına asılı olan yapraklar ilahiler ve Veda' ların kurban yasalarıdır ki onlar aracılığı ile ağaç veya Yaratılış, yaşamı devam ettirir. Asvatha ölümsüzdür çünkü Prakriti ölümsüzdür. Kökler karma (etki-tepki yasası) ile birleşmiştir. Bunun anlamı bir yandan karma' nın sonucu olmaları, öte yandan toprağa ait olana bağlanmaya ( ki bu duyuların tatmini anlamındadır ), yeni karmik bağlara doğru yönelmişlerdir. Ashvatha ' dan insani zihnimizle çok fazla şey anlamayız; ne neden burada olduğumuzu , ne nereden geldiğimizi ne de nereye gittiğimizi biliyoruz ( bunun anlamı onun ne sonunu, ne başını ne de varlığını anladığımızdır. ) b ) Buddha' nın Asoka ağacı altında doğuşu : Ashavatha yalnızca kozmik ağaç değil , Buddha ' nın hayatında çok önemli bir rol oynayan Bilgi Ağacı ' dır. Farklı efsanelere göre Buddha ' nın hayatının tümü her zaman altlarında çok anlamlı olayların vuku bulduğu ağaçlarla yakından ilişkilidir. Maya, oğlunun doğum saatinin geldiğini hissedince Lumbini bahçesine yöneltilir çünkü geleceğin Buddha 'sını küçük bir kutsal korulukta ışığa kavuşturması gerekmektedir. Asoka ağacından destek alan bir eli ile sakin bir şekilde oğlunu dünyaya getirir. c ) Bodhi ağacı altında aydınlanma : Küçüklüğünden beri Buddha , bir elma ağacının gölgesinde büyük bir mutluluk duydu. Onu hatırlayarak kutsal bir koruda Nairanjana nehri kıyısında oturdu. Ağacın çevresinde yedi kez döndükten ve ona adaklar adadıktan sonra, aydınlanmaya ulaşıncaya kadar kalkmayacağına dair kesin bir kararla ağacın gövdesinin yanına oturdu. Derin düşünceye daldı ve böylelikle Mara, yanılsama kralı belirdi ve onu ayartmaya kalkıştı. Buddha tüm ayartmalara dayandı. Korkunç canavarlar , şeytanlar ve vahşi hayvanlar ona saldırdığında bile hareketsiz kaldı. Üç gece nöbeti sonunda aydınlanmayı elde etti. Kötülük güçleri ile bu yüzleşme , Buddha ' nın ağaç aracılığı ile yeraltı dünyasına inişini temsil eder. Sayısız kahramanlık mitinde görülen bir bölüm ; bir kahramanın bilgiye veya ölümsüzlüğe ulaşmadan önce gölgelerin dünyasına inmesi gerektiği (Herakles gibi) motifidir. Psikolojik bakış açısından Carl Gustav Jung ' a göre bu bölüm, bunları bilincine yerleştirmek için denemeleri tamamlamadan önce kahramanın kendi gölgeleri ile, içgüdüsel bağlılıkları ve hayvani doğası ile yüzleşmesi gerektiğine işaret eder. Aştığı bütün eğilimlerden sonra Buddha, çok daha yüksek seviyelere ağaç kanalı ile yükselmek ve kendini doğrudan manevi dünyada bulmak için artık olgunlaştığını görür. d ) Sandal ağaçları altında ölüm Güçlerinin onu terk ettiğini ve ölümün yaklaştığını hissettiğinde, Hiranyavati nehri kıyılarında Sandal ağaçlarından oluşan kutsal bir koruluğa yöneldi. Buddha kutsal bir korulukta yeniden bedenlendi ve yine bir kutsal korulukta bedenini terk etmesi gerekti. Müridi Ananda' ya ağaçların gölgesinde bir yatak hazırlamasını buyurdu ve başı ile ayaklarını gölgede bırakan ikiz ağaçların altında Buddha bu dünyayı terk etti. Derin meditasyon ( feragat ettiği ) içerisinde Nirvana' ya eriştiğinde Sandal ağaçları uygun mevsim olmamasına rağmen çiçeklenmeye başladı ve Tanrıların gökyüzünden bıraktıkları ile birlikte ölünün bedeni üzerine çiçeklerini bıraktılar.

3 ) MEZOPOTAMYA: KISKANU []

Babil gelenekleri bize Sümerlilerin bildiği dünyanın merkezinde bulunan bir ağaçtan bahseder: "Eridu' da kutsal bir yerde yaratılan siyah bir Kiskanu yetişti ; parıltısı lapis lazuli (lacivert taşı) ışınları gibiydi ve Apsu' ya kadar yayıldı. Apsu, bolluk içerisindeki Eridu ' da dolaşan Ea' nın yeriydi, evi Bau için bir dinlenme yeriydi... Kiskanu Kozmik Ağacın tüm özelliklerini kendinde toplar : Merkezde , kutsal bir yerde yükselir. Eridu Tanrı Ea 'nın kutsal şehridir. Parlak yoğun mavi ( lapis lazuli ' nin rengi gibi ) her halükarda onun kozmik işlevine işaret eder: Kozmik uzayı, yıldızlı geceyi temsil eder. Bununla birlikte yeraltı dünyasına , ilksel uçuruma ; Apsu' ya doğru yayılır: Bunun anlamı ters bir ağaç, tersine çevrilmiş bir ağaç olmasıdır ki gökyüzüne kök salmıştır ve dallarını yeryüzüne yaymıştır. Bununla birlikte Kiskanu Hayat Ağacı olarak işlevini bize gösterir, çünkü verimlilik ve oluşum ( sanatlar, tarım, yazım v.b ) Tanrılarının ikametgahıdır ve bir bolluk tanrısı , sürülerin ve tarımın tanrısı olan Tanrıça Bau ' nun , Ea' nın annesinin dinlenme yeridir. Eski Doğu temsillerinde Kiskanu , kutsal Babil ağaçlarının ilk örneğidir. Kiskanu' ya her zaman değişik semboller, arma ile ilgili amblem veya hayvanlar eşlik eder ki bu onun kesin kozmolojik kimliğine işaret eder. Bazı temsillerde onunla birlikte kümelenmiş yıldızlar da görülür. Bir ilksel ağaç imgesi büyük İndus nehri uygarlığının başkenti olan Mohenjo-Daro' da da bulunur. Kiskanu, ardından Hayat Ağacı kimliğinin doğrudan göründüğü bir hurma ağacı olarak temsil edilir: Hurma en önemli besindir. 4) İRAN: GAOKARANA VE HAOMA Avesta' da Ahura Mazda (Avesta dilinde "Bilge Efendi",eski İran inanışının yüce tanrısı) tarafından yaratılan Goakarana ağacı ünlüdür. 10 bin şifası olan Vispo ( herşeyi tedavi eden ) olarak adlandırılan ağaçtır. Binlerce başka tedavi edici otun fışkırdığı ilahi göl Vourakasha ' daki bir adada yükselir. Dallarında Saena kuşu yuva yapmıştır. Bu Goakarana, ölümsüzlük bahşeden ilahi Haoma ' dır. Ahriman ( Ehrimen, Avesta dilinde Ahura Mazda'nın yarattığı ikiz ruhlardan yalanın ve karanlığın ve ölümün yanında yer alanı) Gaokarana ' nın yaratılışının karşı kuvveti olan bir kertenkele yaratır. Kertenkelenin görevi mucizevi Goakarana ağacına zarar vermektir ( Yggdrasil ağacının köklerini kemiren Nidhög ejderi ile karşılaştırılabilir ). Yeryüzündeki yansıması dağlarda büyüyen ve ermişler zamanında Haraiti dağında yetiştirilen dünyevi Haoma' dır.

5 ) ÇİN: KIEN- MOU Çinliler için Evrenin merkezi veya mükemmel merkezin bulunduğu yer Kien-mou (veya dikey tahta ) aracılığı ile temsil edilmiştir. Tahta Çin' de 5. unsurdur ve toprak, su, hava ve ateşle aynı öneme sahiptir. Kien-mou , mutlak başlangıçta ve Dünya' nın başlangıcında olduğu gibi yenilenme ağacıdır. Dokuzuncu Kaynak (Ölülerin Krallığı) ile Dokuzuncu Göğü ve çok daha yüksek seviyeleri ile Dünya' nın alt katmanlarını birleştirir. Oyuk gövdesinden insanların güneşleri, gök ve yer arasındaki aracılar olan Hükümdarlar çıkarlar ve inerler. Kien-Mou 'nun her iki yanında da; Doğu' da P'an Mou ağacı, Batı' da Io ağacı büyür. P' an mou meyveleri ölümsüzlük bahşeden bir şeftali ağacıdır. Bu şeftalilerin özsuyu Ana Tanrıça Wang tarafından özümlenir hale getirilir. Batı' daki ağacın üzerinde akşam 10 bin güneş dinlenir. Dünyanın diğer temsillerinde K'ong-sang , oyuk bir beyaz dut ağacı başlıca kişiliktir. Bu beyaz dut ağacı hermafrodittir ve büyük olasılıkla ikilik olan Yang ve Ying'in ayrımından daha eskidir. Bu nedenle Tao ' yu , kozmik düzeni, evrensel ilkeyi sembolize eder.

6 ) MISIR : YALANCI ÇINAR En eski zamanlardan bu yana Mısır'da ağaçlar çok az olduklarından ilahi bir tapınma nesnesi idiler. Göğün Doğu'sunda üzerinde tanrıların oturduğu Kozmik ağaç olan yüce yalancı çınar bulunur. Karşıda, Batı'da çölün karşısında, Dünya' yı ve oradaki herşeyi yaratan Yalancı Çınarın Hanımefendisi, inek ile sembolize edilen tanrıça Hathor yaşamaktaydı. Yapraklarından dökülecek kadar merhamet dolu olan yalancı çınar yeni ölenleri selamlar ve onları su ve ekmek ile karşılar. Onunla gıda ve içecek onlara ulaşır ki bunlar aracılığı ile ölümden sonraki hayatı sağlarlar. Yalancı çınarın dallarında ölülerin ruhları kuş şeklinde oturur. Kutsal ağacın yardımı sayesinde ruhlar ilahi dünyanın (bir insan hayatı süresince basit bir şekilde terkettikleri), ebedi varlıkların bağrına dönerler. Mısır temsillerinde hediyelerle dolu ilahi kollar çıkan ve Hayat Suyunu bir hazneye boşaltan Hayat Ağacı motifine sıklıkla rastlanır.

7 ) YUNANİSTAN Helen öncesi Ege dünyasında anaerkilin temsili olarak büyük Ana Tanrıça Rhea her zaman ağaç kültü ile yakın ilişki içerisinde bulunur. Ağaç verimli kaynaktır ve bu nedenle Rhea sembolik bir bitki ile veya Hayat Ağacı olarak temsil edilir. Tanrıça-ağaç ilişkisi merkezi bir sembolojinin ifadesidir. Büyük Tanrıça Yaratılışın tükenmez kaynağının kişileştirilmesidir. Ebedi yenilenmesi ile ağaç uzayı ifade eder. Ağaç başlangıçta görmüş olduğumuz gibi aynı zamanda her zaman Dünya'nın Merkezi' nin; axis mundi 'nin bir sembolüdür. Bu merkez Ebedi Hayat Ağacı veya Bilgeliğin ağacıdır. Kökeni evrenin yaşamsal ilkesinde , Tek Yaşamda , hayatta , verimlilikte , gelişmede ve ölümsüzlükte bulunan , karmaşık büyük Tanrıça-ağaç bize böyle gösterilir. Bu aynı zamanda Büyük Annenin veya bilge eşin bir görünümüdür. Klasik mitolojide her tanrıya belirli bir ağaç atfedilir ve bu atıflar incelendiğinde her zaman anlam yüklü oldukları ve ona karşılık gelen ağacın tanrının kimliği ile yakın ilişkili olduğu görülür. Bu bağlamda dendroloji (ağaçlar bilgisi) çalışması katkıda bulunacaktır. En önemli karşılıklardan oluşan küçük bir kısmı size birbirinin peşi sıra sunuyoruz : Zeus- meşe ağacı Poseidon-dişbudak Hades-mersin Hera-elma ağacı, armut ağacı veya söğüt Atena-zeytin ağacı Apollo-defne , palmiye ,zeytin, demirhindi ağacı Dionysos-asma, incir ağacı, sarmaşık, çam Persephone-kavak, söğüt Meşe Ağacı : Yunanistan' ın Kuzeydoğusu ' nda Epiros ' ta Yunanistan ' ın en eski kahini ; Kutsal Dodona meşesi bulunur. Kahin üç tapınak görevlisi rahibe ; Peleidadlar veya Peristere ' ler ( Yunanca güvercinler ) tarafından yönetilirdi. Görevleri yaprakların rüzgarda çıkardığı sesi yorumlamaktı. Eflatun ' a göre rahibeler kehanetlerini esrime içerisinde gerçekleştiriyorlardı. Yunanlılar , kahinin Dodona' daki yerinin Pelasg 'lar zamanından kaldığını söyleyerek büyük bir eskilik atfederlerdi. Herakles ' e oniki ışının sonu ve ölümü hakkında kehanette bulunulduğu varsayılırdı. Meşe ağacı kültü ve onunla ilgili mitler İ.Ö. Avrupa'da çok yaygındı. Arkaik zamanlarda meşenin insanlara hayat verdiğine inanılırdı; bu nedenle arkadyalılar, insan olmazdan önce meşe olduklarını savunurlardı. Almanlarda da benzer bir geleneğe rastlıyoruz; bu geleneğe göre ilk insanlar ağaç kütüklerinin toprak altındaki kısmından oluşmuştur. İnsanların ahşaptan geldiği düşüncesi Avrupa'nın kültürel mirası ile ilgilidir. Belki de kütüklerin birbirine sürtülmesinin ateşi ortaya çıkarabileceği olgusunu göz önüne almak gerekmektedir. Hint Ateş tanrısı Agni bu ilginç biçimde doğmuştur ve insanlar kendilerinde Prometheus ' un oyuk bir ağaç gövdesinde Olimpus'tan geri aldığı ateşin kıvılcımını taşır... Zeytin Ağacı: Yunanlılar tarafından zeytin kadar çok kullanılan bir başka meyve daha yoktur ki bunun nedeni zeytin ağacının özel bir öneme sahip olmasıdır. Bu ağaç önemli ürünler verir; zeytinler ve hepsinden önemlisi yalnızca mutfakta değil, yağlanmak ve vücut bakımı için de kullanılan zeytinyağı. Poseidon ile Atika için tartıştıktan sonra Akropolis'te ilk zeytinin yetişmesini sağlayan Atena için zeytin ağacı kutsaldır. İnsanlar için de zeytin ağacı kutsaldır. Onu Yehova'nın en değerli armağanı olarak düşünürler. Zeytin ağacının kutsallığı onlardan Araplara ve İslam'a aktarılmıştır. Zeytin ağacı mükemmel Dünya'nın ağacı, onun merkezi ve destek sütunudur.

8) ROMA İtalya'da da kutsal meşeler hakkında sayısız gelenek mevcuttur. Roma'nın Yedi Tepesi'nin Jüpiter'e adanmış meşe ağaçları ormanı ile kaplı olduğu düşünülür. Vesta rahibeleri tarafından korunan Roma'nın kutsal ateşi yalnızca meşe kütüğü ile beslenebilirdi. Meşe yapraklarından bir taç zafer işareti olarak kullanılırdı ve bu adet bugün bile günümüzde pek çok ülkede geleneksel spor birliklerinde korunmuştur. İncir de çok önemli bir rol oynamıştır. Onunla ilgili mitler zeytinle ilgili olanlar kadar sayısızdır. Kutsal bir işlevi olagelen incir ağacı Roma'da kutsanırdı. Roma Forum'unda bir incir ağacı özel bir biçimde kutsanırdı çünkü imparatorluğun kurucularını besleyenin o olduğu düşünülürdü. Mars'a adanmıştı çünkü Rhea Silvia ile birleşerek ikizler Remus ve Romulus'u dünyaya getirmişti. Ovidius'un Dönüşümleri sayısız geleneğin bir koleksiyonudur. Ovidius zamanında bu gelenekler yalnızca masallar olarak biliniyordu ama hiç şüphesiz ki çok eski inançları yansıtıyorlardı. Şüphesizki bu anlatımlar, ağaçlarda veya bitkilerde barınan doğa ruhları ile ilgili geçmişin bilgelerinin bilgisine dayanıyordu. Ovidius'un Dönüşümler inde bir su perisinin büyük bir tehlikeden kaçmak için bir ağaca veya çalıya dönüşümünü anlatır. Ninfa'lar (su perileri) kendilerini herhangi bir ağaca dönüştürebiliyorlardı çünkü babaları (genellikle dönüşümü gerçekleştiren) ve onlar arasında açık ve kesin bir ilişki her zaman vardı . Öte yandan bitki türleri ile de yakın ilişkileri vardı . Örnek olarak şu dönüşümleri verebiliriz: Apollo Daphne' nin peşine düşmüş ve Daphne kendini defne ağacına dönüştürmüştür. Hades tarafından izlenen Leuke bir gümüş kavağa dönüşmüştür. Kronos ile birlikte Kentur Kiron'u doğuran Filira söğüte dönüşmüştür. Kızkardeşlerinin üzüntüsünden ölen Karia , Dionysos tarafından bir ceviz ağacına dönüştürülmüştür. Filemon ve Baucis öldüklerinde Jüpiter ve Merkür tarafından bir meşeye ve bir ıhlamur ağacına dönüştürülmüşlerdir.

9) KELTLER Keltler için ağaçlar, bitkiler ve otlar büyük bir önem taşımaktaydı. Onlara göre tüm doğa, güçler ve enerjiler tarafından canlandırılmıştır ve bunlar tüm doğa'ya nüfuz etmiştir. Bu bilinç vasıtasıyla bitkilerle yapılan majide derinleşmişler ve çok geniş bilgiler elde etmişlerdir. Keltlerin tapınakları küçük koruluklar veya kutsal korulardı. Yunanlılara asimile olmaları ve Romalılar'ın fethinden önce tapınaklar inşa etmediler . Pek çok yazar kutsal kulelerden bahsetti ama bunlar herzaman bir korudaki bir yere, orman içinde açıklık bir yere atıfta bulundular. Galya Savaşı nda Sezar bizi keltlerin gelenekleri konusunda bilgilendirir. Tipik kelt tapınağı bu nedenle ormanın ortasında bulunurdu. Nemeton, ilahi dünya ile insanların dünyası arasında kutsal bir değişim yeriydi. Tüm nemeton bir omfalos yani dünyanın merkezi idi. Druid ritüellerinin merkezinde ökse otlarının bittiği meşelere rastlanır. Ökse otlarının budanması Ay'ın devrinin altıncı gününde gerçekleştirilirdi. Druid, keltlerin rahibi, dalları altından bir orakla kendisi keserdi . Altın orak Ay ve Güneş ile ilgili semboller taşır, altın Güneş'in, orak ise Ay'ın sembolüdür. Dallar beyaz bir kumaşla bağlanır ve Druidlerin aynı zamanda beyaz bir rahip giysisi giymesi gerekir. Druidlerin kült ağaçları; porsuk ağacı, fındık ağacı, üvez ağacı ve meşedir. Meşe bilgi ve gücün bir sembolüdür. Meşede bir ökseotu yetiştiğinde bunun anlamı bu ağaçta tanrının bulunduğudur. Ökseotu, hayatın her zaman taze gücünü sembolize eder zira kışın tüm diğer bitkiler büzülmüş, yarı yarıya ölü bir durumda (özsu ne gövde de ne de dallarda dolaşır ve toprağın altında kökün bir kısmında toplanmış olarak bulunur) iken ökseotu dallarında beyaz meyveler taşır ve böylelikle ebedi hayatın genç gücü yeniden bedenlenir ve ölümsüzlüğü temsil eder. Elma ağacı da çok önemli bir rol oynar. Avalon adası ölümsüzlüğü, bilgiyi ve bilgeliği taşıyan sayısız elma ağacının bulunduğu Batı'da bulunan gizemlerle dolu mistik bir adaydı. Yunan mitolojisinde Hesperid'lerin elmaları aynı anlamı taşır; onlar da dünyanın sonunda bilinmiyen bir yerde bulunurlar. Ünlü bir kelt teması Ağaçların Savaşı (Cad Goddeu) olarak adlandırılan, J.R.Tolkien'in Yüzüklerin Efendisi adlı eserinde değindiği temadır. Bu mitin popüler versiyonu Gwydion ' un adalardaki brüksel lahanalarını , onları ağaçlara ve kütüklere çevirip düşmanları karşısında galip gelmelerini sağlayarak korkunç bir felakete karşı nasıl koruduğunu anlatır. Robert Graves ' e göre bu mit de fiziksel bir savaş anlatımı değil druid bilgelerinin zihinlerindeki tinsel bir yüzleşme , felsefi- ezoterik bir tür mücadelede ele alınır. Tüm kelt dillerinde ağaçların belirli harfleri ifade ettiği de bilinir ve İrlanda Alfabesinde Beth- Luis-Nion ' (Kayın ağacı - Dişbudak - Üvez ağacı) isimlerini bir dizideki üç ağaçtan alır ve bu dizideki ilk ağaçlar harflerinin tümünün bir bölümünü oluşturur. Bu alfabe druid öğretisinin bir kısmı olarak incelenebilir. Yüzyıllar içerisinde sözlü biçime aktarılan bu alfabe 5 sesli 13 sessiz harften oluşur. Madem ki alfabe 13 sessiz oluşmuştur ki bu 13 aylık bir ay yılına karşılık gelir , bu alfabenin kutsal bir takvimi temsil ettiği görülebilir.Her ağaca bir ay atfedilir. İlk ay bir ışık ağacı olan kayın ağacına atfedilir (diğer özelliklerinin yanı sıra beyaz kabuğu ve açık yeşil yaprakları nedeni ile) Kelt alfabesinin 18 türdeki ağacından 5'i (13 sessiz ve 5 sesli) Dr. Edward Bach 'ın 38 çiçeği içerisine dahil edilmiştir. Dr. Bach'ın bu çiçekleri ruhun veya kişilik zayıflığının negatif durumlarının yeniden uyumlaştırılmasına hizmet eder. Çiçekler aracılığı ile yapılan bu tedavi veya uyumlaştırma yöntemi 30' lu yıllarda Dr.Edward Bach tarafından geliştirilmiştir. Kendinde yaptığı deneyler aracılığı ile keskin görüşlü Bach, belirli çiçeklerin insanı oluşturan planlarda pozitif etkileri olabileceğini bulmuştur. Yöntemi çiçeklerin gücünü taze su kaynaklarına aktarmaya dayanır. Çiçekler el değmeden (pamuklu eldivenler kullanılır ) sökülmeli ve taze su kaynaklarına konmalıdır. Güneşin etkisi altında enerjilerini suya aktarırlar. Bach 'ın tedavi yöntemi ile önerdiği 38 çiçeğinin 18 'i ağaçlara aittir.

10-YAHUDİLİK : SEFİROT AĞACI İbranilerin ezoterik öğretileri Kabala' da Yaratılışın inme sürecini açıklayan ters bir ağaçtan bahsedilir. Sefirot ağacı Yaratılışın bir imgesi, tüm evrende hüküm süren ilkelerin bir diyagramıdır. İlahi enerjilerin maddi dünyaya inişini ve yeniden çıkışını temsil eder. Ağacın en tepesinde hale, Kether bulunur. Bu, İlahi Olan'ın diğer dokuz taşmasının, Sefirot'un, Tanrı'nın Küreleri'nin çıktığı birliktir. Sefirotlar, kendilerinden ilksel enerjinin doğduğu ve basamak basamak maddeye indiği yani yeniden bedenlendiği İlahi Olan'ın özellikleri, güçleri ve imkanlarıdır. Sefirot ağacı üç dikey sütun tarafından oluşturulur. Merkezde olanın zirvesinde Kether , sağ sütunun en tepesinde ilksel eril ilke Chochma ve sol sütunun zirvesinde ise ilksel dişil ilke Binah bulunur. Chochma ve Binah böylelikle ilk ikiliyi temsil ederler ve ilk üç Sefirot birlikte (Kether-Chochmah-Binah) Evrensel Üçlü'yü oluşturur. Ucunda Kether'in bulunduğu merkezi sütun, Krallık: Malkuth ile son bulur. Malkuth ters ağacın tepesi, gerçekleştirilen veya maddeleştirilen ortaya çıkıştır yani bizi çevreleyen fiziksel dünyadır. Diğer bir dışrak (egzoterik) yahudi sembolü; 7 kollu şamdan Menorah'tır, (Sefirot ağacının 7 seviyesi vardır veya Kozmik Üçlü altında 7 Sefirot vardır).Menorah, ana 7 dalı olan ve aynı zamanda 7 gezegene karşılık gelen mezopotamya Hayat Ağacı ile aynı biçimdedir.

11-HRISTİYANLIK : BİLGİ AĞACI VE HAYAT AĞACI Hristiyan mitolojisinde de ağaçlar önemli bir rol oynar. Mezopotamya gelenekleri, Cennet Bahçesi'nde karşılaştığımız İncil'deki ağaçlara büyük olasılıkla temel teşkil etmiştir. Bunlara göre Doğu göğünün girişinde iki ağaç yükselir : Hakikatin Ağacı ve Hayat Ağacı. İncil'e ait ünlü efsaneye göre Havva, yılan tarafından baştan çıkartılmış ve onun Cennet'ten kovulmasına neden olan Bilgi Ağacı'nın meyvelerini yemeye teşvik edilmiştir. Bu tema ile ilgili pek çok yorum vardır. Filozoflar olarak ilahi bir yasaya karşı işlenen bu hatayı , bilincin fethine ulaşmak için bir inisiyatik (erme ile ilgili) eylem olarak değerlendiriyoruz. Yılan (geleneklerin çoğunda bilgelik sembolü olan) insanları gözlerini açmaları ve bilgiye ulaşmaları için teşvik eder.İlk insanların gözlerini açtıktan sonra keşfedebilecekleri Hayat Ağacı' nı da korur. Ölümsüzlüğe ulaşmak özellikle Adem ve Havva için kolay değildir. Tanrı onları sürgün etmiştir ve o andan itibaren insan kendinden sorumludur ve kendi ölümsüzlüğünü kazanması gerekir. Hz.İsa'nın kurban edildiği haç, Ortaçağ'da çok yaygın bir efsaneye göre Hayat Ağacı ve Bilgi Ağacı'nı temsil eder. Çarmıha gerilmesi aracılığı ile İsa ikinci bir kez doğar. Öte yandan çarmıha gerilme, daha önce anlatılan tema aracılığı ile bilgeliğe erişen Odin'in kurban edilmesini de hatırlatır (haç bir ağaç şeklindedir). Hristiyanlar için haç Dünya Ağacı işlevini taşır: Dünyanın taşıyıcısıdır ve göğün, yerin ve yeraltı dünyasının ilişkiye geçtiği merkezde bulunur. Farklı versiyonlarında haçın tahtasının, diğer geleneklerin 7 göğünü temsil eden 7 basamağı vardır.

12-TENOCHTITLAN Codex Borgia'da da bir Hayat Ağacı temsili ile karşılaşıyoruz; merkezde, tüm yönlerin birleştiği, yukarı ile aşağının karşılaştığı yerde Batı'yı temsil eden bir Toprak Tanrıça'sının bedeninden renkli bir ağaç yükselir. Bir köşede, yeraltı ve semavi özellikleri birleştiren ve tarihsel miti ölümünden, yeniden doğuşundan ve Venüs gezegeni olarak ebedi hayatından bahseden Tüylü Yılan Quetzalcoatl bulunur. Diğer köşede Xipe Totec'e benzer çiçeklerin Prens'i Xochipilli'ye denk olan Macuilxochitl bulunur. Bu tanrı, ilkbaharda yerin giyindiği yeni giysisinin ve ezoterik anlamı ile kişiliğin kurban edilmesinin bir sembolü olan kurban edilmiş bir insan derisi giymiş olarak gösterilir. Bu ağaç aynı zamanda verimlilik ve ebediyetin sembolik unsurlarını kendinde birleştirir yani yaşamın ve evrensel ağacın sembolojisinin ifadesidir. Amerika'ya bu kısa bakış ile eski kültürlerde ağaçların rolü ve onlar hakkındaki mitler ile ilgili bu deneme son buluyor. Bu tema hakkında hala incelenecek daha pek çok şey var. Bu mütevazi makale, insanı Doğa ile birleştiren bir Dünya Düzeni'nin anlaşılmasına katkıda bulunmuş olmayı amaçlamaktadır. Gudrun GUTDEUTSCH İspanyolcadan çeviren: Ferim Örücü

ESKİ TÜRKLERDE AĞAÇ[]

Uygur mitolojisinde Uygurların iki nehrin ortasında kalan bir ağaçtan türediği anlatılır. Uygurların Mani dininde de ağaç önemli bir unsurdur. Beş Hayat ve Beş Ölüm ağacı vardır. Manas Destanı'nda çocuğu olmayan kadınların kutsal Elma Ağacı'nın altında oynamaları ile çocuklarının olacağı belirtilmiştir. Ayrıca Ortaasya Edebiyatı 'nda Arçalı yani ardıçlı adını taşıyan birçok kutsal yer vardır. Ardıç Ağacı da Türkler tarafından kutsal sayılan ağaçlardandır. Altay Mitolojisi'nde gökyüzüne doğru yükselen büyük çam ağacının tepesinde Tanrı Bay - Ülgen oturur. Güney Sibirya'daki Abakan Tatarlarının efsanesinde dünyanın ortasında göklere kadar yükselen bir demir dağ vardı. Bu dağın üzerinde de Yedi dallı bir kayın ağacı bulunuyordu. Bunun dokuz kökü bulunuyordu. Önasya'daki insanlara göre Tuba Ağacı, Hayat ve İnsanlar için her türlü iyi talih anlamına gelirdi. Bu ağacın yeryüzündeki insanların sayısı kadar yaprağı vardı.

İSLAMİYETTE AĞAÇ[]

Selvi Ağacı: İnsanın potansiyel tamlığını sembolize eder. Biyolojik olarak bu ağaç eril ve dişil ilkleri içinde taşır. Duvar çizimlerinde sık sık görülür. Mükemmel insan ile ilgilidir. Kozmik Tuba Ağacı: Evrenin üst sınırlarında büyür. Peygamber geleneğinde Tuba cennette Tanrı' nın diktiği ve kendi ruhunu üflediği ağaçtır. İbni Arabi bu ağacı şöyle açıklar; makrokozmik açıdan Kozmik Dağ 'ın tepesinde büyüyen Kozmik Ağaç'tır. Tüm kozmos ağaç olarak görülebilir böylece kökleri, gövdesi, dalları ile semboller dünyasını , arketipler (ilkörnekleri) dünyasını ve bu dünyayı kapsar. Makrokozmik tezahürü ile mikrokozmik biçim içinde saklıdır.Bilgeliğin sembolüdür. Erzurumlu İbrahim Hakkı ' nın Marifetnamesi'nde Tuba Ağacı'ndan şöyle bahseder; Cenab-ı Hak Sidre-tül-münteha'da (cennetlerin üstünde beyaz inci gibi bir boşluk) sarı altından büyük bir ağaç yaratılmıştır ki buna Tuba Ağacı derler. Gövdesi altındandır, dalları kırmızı mercandan, yaprakları yeşil zümrüttendir. Meyvaları şekerdendir ve sonsuz dalları Cennet köşkleri üzerine sarkmıştır ve sayısız meyvalarını Cennet ehli toplar ve zevk duyar. Sidre-tül-münteha ile Arş-ı azam arasında 70 bin perde yaratılmıştır.Taki Sidre'de bulunan melekler Arş'taki nurdan yanmasınlar. Yeni Yüksektepe dergisi sayı 20 KAYNAKÇA: 1-Mircae ELIADE, Kutsal ve Dindışı. 2-James George FRAZER, Altın Dal 3-Robert von ranke GRAVES, Beyaz Tanrıça 4-Jacques BROSS, Ağaç Mitolojisi. 5-Hermann PRİGANN, Orman Bir Devir 6-Jean Markale, Druidler. 7-Jorge A.LIVRAGA, Teolojik Semboloji.

Advertisement