Yenişehir Wiki
Register
Advertisement
Kör Neyzen Safahat Bayrak
Mehmet Akif Ersoy
İstibdâd
Mehmet Akif bu manzumeyi Mithat Cemal ile beraber yazmışlardır. Birinci parça Mithat Cemal'e ait olup, ikinci parça Mehmet Akif'indir. Sadi'nin "Bütün dünyâ mülkü için bir damla kan çoktur" vecizesinde kimi kasdediyorsa Akif, (belki çalışmayan çanbalamayan ve ülkenin zalimler tarafından parçalanmasına direnmeyenleri kasdediyor olabilir) "Sen, Şu ma'sûm ümmetin seller akıttın hûn-i pâkinden! ey cani vs diyerek adl-i ilahiden korkmasını söylüyur.
Acem_Şahı_-_Mehmet_Akif_Ersoy_-_Safahat

Acem Şahı - Mehmet Akif Ersoy - Safahat

Acem Şahı

Mehmet Akif Şiiri Acem Şahı'nın yeni tasarımı

Bakınız

Şablon:Acem şahı d


Acem
Acem şahı Acem Şahı İran'dayangın var
Acem Şahı - Mehmet Akif Ersoy - Safahat
Acem Şahı/Mithat Cemal Acem Şahı/Mehmet Akif Ersoy
Acem Şahı/1
Acem Şahı/2
Acem Şahı/3
Acem Şahı/4
Acem Şahı/İngilizce
Acem Şahı/Farsça
Acem Şahı/Arapça
Acem Şahı/Açıklamalı Acem şahı/açıklama sütunlu 3. Bölümde izah yapılmalı.
Acem Şahı/AUDİO [1]
Acem Şahı/VİDEO
Acem Şahı/TASARIM
Bu şiirin ikinci kısmı Akif'e ait değil mi "Riyâset be-dest-i kesânî hatâst/Ki ez desti Şan-i desthâ ber Hudâst" Sa'dî Şiirlerin beyit numaraları Acem Şahı/1 de vardır. Beyit nolu vermek sanki daha bilimsel yöntem.
*http://www.vindir.net/sahi-merdanin-avazi-acem-kurdi-nefes-raksan-39743.html
KARACAOĞLAN ŞİİRLERİ: SANA DERİM SANA EY ACEM ŞAHI karacaoglansiirleri.blogspot.com › 2008/01 Sana derim sana, ey Acem Şahı! Üstüne mağribden asker geliyor. Tahtını yıkıp da mülkün almaya, Sultan Murat kalkmış kendi geliyor. Otuz bindir "Hani meydan ...
Yavuz Sultan Selim ve Acem şahı arasındaki satranç
http://www.almaany.com/home.php?language=turkish&lang_name=Türkçe&word=Acem+şahı&category=genel
Deyimler Acem kılıcı gibi olmak
Benzer Kelimeler acelesizlik aceleten aceleye açelya acem acemaşiran
شَاهُ العَجَمِ Acem şahı ملك العجم Acem şahı
Benzer Kelimeler حَسَّانُ عَجَمَ Acem Hassanı مُلُوكُ العَجَمِ Acem kralları مَلِكُ العَجَمِ Acem kralı يقطع من الطرفين كسيف العجم Acem kılıcı gibi iki taraftan keser بنت العجم Acem kızı إيران بلاد العجم acem memleketi أَحَامِرَة acem taifelerinden bir taife sınıf عَجَمٌ و عَرَبٌ Acem ve Araplar شَاهُ العَجَمِ Acem şahı ملك العجم Acem şahı عَجَمٌ ( ج ) أَعَاجِمُ Acem Arap olmayan Arapça konuşmayanlar İranlılar yabancı مَقَام عَجَم عَشِيران acemaşiran makamı لِسَانٌ أَعْجِمِيٌّ Acemce , Acem dili أَقْرَفَ الرَّجُلُ adam anababalarından biri Arap diğeri Acem oldu بُخْتٌ : بُخْتِيٌّ ( م ) بُخْتِيَّةٌ ( ج ) بَخَاتِيّ و بَخَاتِيَ وبخَاتٍ : anası Arap babası acem olan deve , buğur deve , iki hörgüçlü Horasan deve , buğur devesi , tülü deve genel أَعْجَمِيٌّ Arap olmayan , arapçayı iyi konuşmayan , İranlı , acem , acemi , yabancı , dilsiz صحراويّة açelya ( it , bot ) عِراَقَان ( العِرَاقَان ) Basra ile Küfe , Irak - ı Acem ile Irak - ı Arap أَكَاسِرَةُ Kisralar , eski Acem padişahları أَبْهَمُ ( ج ) بُهْمٌ و بُهُمٌ : ( م ) بَهْمَاءُ ، أَبْكَمُ ، أصمت ، أعجم nutuk ve kelama muktedir olmayan , dilsiz , pek suskun , dili tutulmuş olan , dili bağlı olan , acem , Arap olmayan kişi , ebkem , yabancı , ecnebi , Arapça bilmez , boş olmayıp ses vermeyen , som genel فَارِسِيٌّ ( ج ) فُرْسٌ Pers , İranlı , Fars , Acem , Farisi , Farsça genel أَعْجَمُ sesziz gürültüsüz dalga , ölü , kum , dilsiz , noktalı , Arap evladından olmayan kimse , Acem genel مَهْلٌ süre , mühlet , mehil , kolaylık , yavaşlık , ağırlık , acelesizlik , tenni
Şablon:Acem

ACEM SAHI

Acem şahı

 

Bu şiir, Mehmet Akif Ersoy ve Mithat Cemal tarafından birlikteyazılmıştır.  Mithat Cemal Akif'in yakın arkladaşıdır. İlk bölüm Mithat Cemal'e aittir

Soru: Neden iki şair bu şiiri yazmıştır?

Muhtemelen o devirde dünyada eğemen olan tekçi yöenetimler olabilir.

Şairler,  Sadi-i Şirazi nin iki muhteşem beytini yorumlamak için bu şiiri yazmıştır. Muhtemelen İran derken başka şeylerde kastediyor olabilir.

Mithat Cemal tarafından yazılan kısım Sadi'nin şu beytini maznum olarak şerh etmektedir.

“Be-merdî ki mülk-i serâser zemin
Neyerzed-ki hûnî çeked ber zemin.”
Sâ'dî

“Yiğitlik namına yemin ederim ki
baştan başa bütün dünya mülkü,
yere bir damla kan dökülmesine değmez."
Sâ'dî

Mehmet Akif Ersoy 'un maznum şerh yazdığı bu şiirde Sadi'den ilham aldığı meşhur farisi şah beyti ve anlamı

"Riyâset be-dest-i kesânî hatâst
Ki ez desti Şan-i desthâ ber Hudâst"
Sa'dî
"Zalimliğinden halkın Allah'a sığındığı kimselerin
devletin başında reis olarak kalmaları doğru değildir."
Sa'dî

Şiir hakkında izah[]

'1.'Bu şiir nefis bir şekilde "ben yaparım olurcu" tarzda diktatöryal tavırlı kişilrr için yani riyaset kavramını kullanarak riyaset makamında olanlar için yazılmıştır.

2. Halkı da Hakkı da takmayın idarecileri anlatmaktadır.

3. Halkına karşı operasyon yapan devletin başındaki zalim idareciler için yazılmıştır.

Zaferyâb olduğun kimdir? Düşün bir kerre, millet mi?
Adâlet isteyen bir kavmi vurmak gâlibiyyet mi?

5. Muzaffersin diyen Yalakaları şakşakçıları seven idareciler için yazılmıştır.

Bu müdhiş velvelen İrân'ı dâim inletir sanma.
"Muzaffersin!" diyen sesler bütün hâindir, aldanma.

7. Millete zulümmedenlere karşı insanlıktan yani ademiyetten nasibi olmadığı vurgulanır.

Nasîbin yok mudur bir parça olsun âdemiyyetten?
Nasıl aldırmıyorsun yükselen feryâda milletten?

8. Memleketin başında olan ve halkı takmayanların ve zulm edenlerin [Lanetullah|Lanetullahtan ]] korkması söylenir.

Emîn ol bunca mazlûmun yüreklerden kopan âhı,
Tependen indirir elbette bir gün lâ'netu'llâhı!

9. Saraylara köşkler villalara hayran olanlara hatırlatma yapılmaktadır.

Sığınmış olduğun şevket sarây-ı zulmü pek muhkem
Hayâl etmektesin... Lâkin ne bârûlar, ne müstahkem
Penâh-ı bî-amanlar, heybet-i Kahhâr-ı Mutlak'la,
Kökünden devrilip bir anda yeksân oldu toprakla!

30.

O, bir çok memleket vîrân edip yaptırdığın eyvân
Harâb olmaz mı? Kabristâna dönmüşken bütün İran?

10. Napolyon gibi Tiranların despotların ülkelerini mahvetmeleri anlatılır: tarihsel materyalizme telmih yapılır. [2]

Evet, İrân'ı kabristâna döndürdün, helâk ettin;
Kefen yaptın girîbân-ı ümîdi çâk çâk ettin!
"Bütün dünyâ için bir damla kan çoktur" diyorlar, sen,
Şu ma'sûm ümmetin seller akıttın hûn-i pâkinden!

Tekçi yönetimlerin icraatlarında temkin perdesini atan FITRATLARINI yani genel karakteristiklerine vurgu yapılır.

33.Yüzünden perde-i temkîni artık kaldırıp attın:
Ne mâhiyyet, nasıl fıtrattasın, dünyâya anlattın!
35.Kazak celbeyleyip tâ Rusya'dân sâdâtı çiğnettin;
Yezîd'in rûhu şâd olsun... Emînim çünkü şâd ettin!


36.Şehâmet gösterip binlerce Beytullâh'ı bastırdın;

Şecâat arz edib birçok ricâlullâhı astırdın!

Teki yönetimlerin manevi değerlerini yıkan tavrından bahseder. Yani yüce dinin kabesi olan gönülleri kırmasından yıkmasından arsızlığından bahseder.

37.Ne Allah'tan hayâ ettin, ne Peygamber'den âr ettin:

Devirdinkâ'be-i ulyâ-yı dîni, hâk-sâr ettin!


38.Hamâset perverân-ı kavmi tuttun bir bir öldürdün,

Umûmen Şark'ı ağlattın, umûmen Garb'ı güldürdün..


39.Hayır, hiçbir gülen yok, sızlıyor Garb'ın da vicdânı,

Görüp ecsâd-ı mazlûmîne meşher hâk-i İrân'ı!


40.O Sâ'dî'ler, o Hâfız'lar, o Firdevsî, o Râzî'ler,

Gazâlî'ler, o Kutbüddin, o Sa'düddin, o Kâdîler.


41.Yetiştirmiş; o Örfi'nin, o birçok şems-i irfanın

Ziyâsından tenevvür eylemiş iklîmi dünyânın,


42.Bugün makhûr-i nâdânîsidir bir fırka haydûdun!

Nedir pinhân olan esrârı bilmem, bunda Ma'bûd'un.


43.Hayır, Ma'bûd'a ircâında yoktur bunların ma'nâ:

Yataklık eylemez cânîye -hâşâ- bir zaman Mevlâ.


44.Şehâmet perverâ, Şâhâ! Zaman, bî-dâdı kaldırmaz;

Hatâ etmektesin şâyed diyorsan "Kimse aldırmaz."


45.Bu istibdâda artık bir nihâyet ver ki: İstikbâl

Linkli "Acem Şahı" şiir metni[]

Mithat Cemalin yazdığı kısmı[]

Be-merdî ki mülk-i serâser zemin

Neyerzed-ki hûnî çeked ber zemin.”

Sâdî

1.Gürz-i girân-ı zulmünü ey kanlı nâsiye;

Eyvân-ı zer-cidârına as ziynetin diye!


2.Al kanlı bir kefenle donat hayme-gâhını,

Canlarla yak meşâil-i mâtem- penâhını!


3.Makberlerin hufeyre-i muzlim-dehanları,

Dendân-ı gayz u kahra şebîh üstühanları


4.Yâd eylesin mezâlimini tâ ebed senin,

Ey cephesi, kitâbesi bin kanlı medfenin!


5.Ey bir hayâle tuhfe kılan bin hakîkati,

Ey âhenîn eliyle kazıp kabr-i milleti,


6.Nûr-ı hayât ufuklarını herc ü merc eden

Leylin şedîd zulmetini rûha mezc eden’


7.Envâr-ı mihr-i fikri sen ey hâksâr eden,

Meyyitlerin izâmı gibi târumâr eden!


8.Ey hâdimi serâçe-i mâtem feşanların!

Rahş-i akûr-i zulmüne pâmâl olanların


9.Gül-gonce-i mezârı mıdır tâc-ı devletin?

Tutmuşsa da avâlim-i efkârı şöhretin,


10.Zannetme ki hükûmetinin efseriyledir...

Sadî'lerin mezâr-ı çemen-ber-seriyledir.


11.Sa'dî'lerin mezârı, evet, bir avuç türâb...

Tahtınsa bir cihan ki senin âsüman-meâb!


12.Lâkin o kabre bence fedâ taht ü efserin...

Makber-güzîn olup da sükût eyliyenlerin


13.Feryâd-ı vâpesînine değmez bu velvelen...

Mudhik gelir nigâh-ı temâşâma hâilen!


14.Bin mülkü, milleti yok eden pençe-i felek,

Bir şahsı şüphesiz ebedî kılmamak gerek.


15.Mâzî ki işte makbereler mâverâsıdır,

Milletlerin haziyre-i zair-cüdâsıdır


16.Atfeylesen nigâhını ka'r-ı zalâmına;

Milletlere gözün ilişir na'ş nâmına!


17Dârâ'ların o nâsiye-i târumârını,

Ecdâdının izâmını, çökmüş mezârını


18.Pîş-i nigâh-ı ibretine al da bir düşün...

Çoktur bu rütbe dağdağa bir kabza hâk için!


19.İklîmler alan o muazzam Napolyon'un

Bir hufredir kazandığı şey. İşte bak onun


20.En son serîri makbere-i mâtemîsidir,

Akreplerin nedîmi, yılanlar enisidir!


21.Yer kalmamış sarây-ı muallâna bak utan:

Mâtem-sarâylarla dolu sâha-i vatan!


22.Emr-i cihan-mutâı bu dünyâyı râm eden

Eslâfının -bugün düşünürsek -değil iken


23.Toprak olan dehenleri feryâda muktedir,

Hâlâ senin bu velvele-i nahvetin nedir?


Mehmet Akif Ersoy un yazdığı kısım[]

“Riyâset be-dest-i kesânî hatâst

Ki ez-destşan-i desthâ ber-hudâst

Sa'dî

(Zalimliğinden halkın Allah'a sığındığı kimselerin devletin başında kalmaları doğru değildir.")


24.Bu müdhiş velvelen İrân'ı dâim inletir sanma.

"Muzaffersin!" diyen sesler bütün hâindir, aldanma.


25. Zaferyâb olduğun kimdir? Düşün bir kerre, millet mi?

Adâlet isteyen bir kavmi vurmak gâlibiyyet mi?


26.Nasîbin yok mudur bir parça olsun âdemiyyetten?

Nasıl aldırmıyorsun yükselen feryâda milletten?


27.Emîn ol bunca mazlûmun yüreklerden kopan âhı,

Tependen indirir elbette bir gün lâ'netu'llâhı!


28.Sığınmış olduğun şevket-sarây-ı zulmü pek muhkem

Hayâl etmektesin... Lâkin ne bârûlar, ne müstahkem


29.Penâh-ı bî-amanlar, heybet-i Kahhâr-ı Mutlak'la,

Kökünden devrilip bir anda yeksân oldu toprakla!


30.O, bir çok memleket vîrân edip yaptırdığın eyvân

Harâb olmaz mı? Kabristâna dönmüşken bütün İran?


31.Evet, İrân'ı kabristâna döndürdün, helâk ettin;

Kefen yaptın girîbân-ı ümîdi çâk çâk ettin!


32."Bütün dünyâ için bir damla kan çoktur" diyorlar, sen,

Şu ma'sûm ümmetin seller akıttın hûn-i pâkinden!


33.Yüzünden perde-i temkîni artık kaldırıp attın:

Ne mâhiyyet, nasıl fıtrattasın, dünyâya anlattın!


34.Livâü'1-hamd-i hürriyyet iken İslâm için gâyet,

Nedir pâmâl-i istibdâdın olmak öyle bir râyet?


35.Kazak celbeyleyip tâ Rusya'dân sâdâtı çiğnettin;

Yezîd'in rûhu şâd olsun... Emînim çünkü şâd ettin!


36.Şehâmet gösterip binlerce Beytullâh'ı bastırdın;

Şecâat arz edib birçok ricâlullâhı astırdın!


37.Ne Allah'tan hayâ ettin, ne Peygamber'den âr ettin:

Devirdinkâ'be-i ulyâ-yı dîni, hâk-sâr ettin!


38.Hamâset perverân-ı kavmi tuttun bir bir öldürdün,

Umûmen Şark'ı ağlattın, umûmen Garb'ı güldürdün..


39.Hayır, hiçbir gülen yok, sızlıyor Garb'ın da vicdânı,

Görüp ecsâd-ı mazlûmîne meşher hâk-i İrân'ı!


40.O Sâ'dî'ler, o Hâfız'lar, o Firdevsî, o Râzî'ler,

Gazâlî'ler, o Kutbüddin, o Sa'düddin, o Kâdîler.


41.Yetiştirmiş; o Örfi'nin, o birçok şems-i irfanın

Ziyâsından tenevvür eylemiş iklîmi dünyânın,


42.Bugün makhûr-i nâdânîsidir bir fırka haydûdun!

Nedir pinhân olan esrârı bilmem, bunda Ma'bûd'un.


43.Hayır, Ma'bûd'a ircâında yoktur bunların ma'nâ:

Yataklık eylemez cânîye -hâşâ- bir zaman Mevlâ.


44.Şehâmet perverâ, Şâhâ! Zaman, bî-dâdı kaldırmaz;

Hatâ etmektesin şâyed diyorsan "Kimse aldırmaz."


45.Bu istibdâda artık bir nihâyet ver ki: İstikbâl

Karanlık derler amma işte pek meydanda: İzmihlâl

2'li Tablo Sunumu[]

Şiir metni
Acem_sahi_-_mehmet_akif_ersoy_-_safahat_-_yusuf_ziya_özkan

Acem sahi - mehmet akif ersoy - safahat - yusuf ziya özkan

acem_sahi - mehmet akif ersoy - safahat - yusuf ziya özkan

Güncel Türkçesi
Acem_sahi_-_mehmet_akif_ersoy_-_safahat_-_yusuf_ziya_özkan

Acem sahi - mehmet akif ersoy - safahat - yusuf ziya özkan

acem_sahi - mehmet akif ersoy - safahat - yusuf ziya özkan

Be-merdî ki mülk-i serâser zemin

Neyerzed-ki hûnî çeked ber zemin.”

Sâ'dî

Yiğitlik namına yemin ederim ki

baştan başa bütün dünya mülkü,

yere bir damla kan dökülmesine değmez.

Sâ'dî

Gürz-i girân-ı zulmünü ey kanlı nâsiye;

Eyvânzer-cidârına as ziynetin diye!

Ağır zulüm gürzünü ey kanlı nasiye (alın)

Eyvan (Köşk)ın yaldızlı duvarına as ziynetin diye!

Al kanlı bir kefenle donat hayme-gâhını,

Canlarla yak meşâil-i mâtem- penâhını!

Al kanlı bir kefenle donat otağını

Canlarla yak meş'alelerini mâtemgahını

Kabirlerin çukur ve karanlık ağızları,

Dişleri gayz ve kahra benzeyen kemikleri

Yâd eylesin mezâlimini tâ ebed senin,

Ey cephesi, kitâbesi bin kanlı medfenin!

Yad eylesin mezalimini ilel ebed senin,

'Ey cephesi, kitabesi  bin kanlı definin

Ey bir hayâle tuhfe kılan bin hakîkati,

Ey âhenîn eliyle kazıp kabr-i milleti,

Ey bir hayale feda eden binlerce hakikati,

Ey demir eliyle kazıp milletin kabrini,

Nûr-ı hayât ufuklarını herc ü merc eden

Leylin şedîd zulmetini rûha mezc eden!

Hayatın  nurlu ufuklarını katleden

Gecenin şiddetli karanlığını ruha meczeden

Envâr-ı mihr-i fikri sen ey hâksâr eden,

Meyyitlerin izâmı gibi târumâr eden!

'Fikir güneşinin nurlarını ey 'yerle bir eden,

Meyyitlerin kemikleri gibi darmadağın eden!

Ey hâdimi serâçe-i mâtem feşanların!

Rahş-i akûr-i zulmüne pâmâl olanların

Ey hizmetçisi olan matem yuvalarının yıkılmasının ,

Zulmünün kudurmuş atının ayakları altında olanların

Gül-gonce-imezârı mıdırtâc-ı devletin?
Tutmuşsa da avâlim-i efkârı şöhretin,

Mezardaki gül goncası mıdır devlet tacın?

Tutmuşsa da fikir alemlerini şöhretin

Zannetme ki hükûmetinin efseriyledir.
Sa'dî'lerinmezârçemen - ber-seriyledir...
Zannetme ki hükümetinin tacı giymesiyledir.
Sadi'lerin mezarı çimen bağlamış sayesindedir...
Sa'dî'lerin mezârı, evet, bir avuç türâb...
Tahtınsa bir cihan ki senin âsüman-meâb!
Sa'dî'lerin mezârı, evet, bir avuç toprak...

Tahtınsa bir cihan ki senin, gökleri kaplayacak!

Lâkin o kabre bence fedâ taht ü efserin...
Makber-güzîn olup dasükût eyliyenlerin
Fakat o mezara bence fedâ olsun tahtın ve tacın...

Mezara çekilip de düşüş eyleyenlerin

Feryâd-ı vâpesînine değmez bu velvelen...
Mudhik gelir nigâhtemâşâma hâilen!
Son feryadına değmez bu velvelen (çığlığın)...
Gülünç gelir  temaşa perdeme hallerin
Bin mülkü, milleti yok eden pençe-i felek,
Bir şahsı şüphesizebedî kılmamak gerek.
Binlerce mülkü, milleti yok eden felek pençesi,

Bir şahsı şüphesiz ebedî kılmamak gerek.

Mâzî ki işte makbereler mâverâsıdır,
Mazi ki işte kabirler ötesidir,

Milletlerin ziyaretçisi olmayan türbesidir

Atfeylesen nigâhını ka'r-ı zalâmına;

Milletlere gözün ilişir na'ş nâmına!
Bir göz atsan zulmün karanlıklarına;

Milletlere gözün ilişir ceset adına!

Dârâ'ların o nâsiye-i târumârını,
Dara'ların o darmadağın alınlarını,

Ecdadının kemiklerini, çökmüş mezarını

Pîş-i nigâh-ı ibretine al da bir düşün...
Çoktur bu rütbe dağdağa bir kabza hâk içûn!
Gözünün önüne ibret al da bir düşün...

Çoktur bu rütbe dağdağa bir avuç toprak içûn!

İklîmler alan o muazzam Napolyon'un
Bir hufredir kazandığı şey. İşte bak onun
Ülkeler alan o büyük Napolyon'un

Bir çukurdur kazandığı şey. İşte bak onun

En son serîri makbere-i mâtemîsidir,
Akreplerin nedîmi, yılanlar enisidir!
En son tahtı matemli mezarıdır,

Akreplerin sohbet arkadaşı, yılanların dostudur!

Yer kalmamış sarâymuallâna bak utan:

Mâtem-sarâylarla dolu sâha-i vatan!
Yer kalmamış yüce sarayına bak da utan:

Matem saraylarıyla dolu bütün vatan!

Emr-i cihan-mutâı bu dünyâyı râm eden

Eslâfının -bugün düşünürsek -değil iken
Cihanı emirleriyle dize getiren
Öncekilerin -bugün düşünürsek -değil iken
Toprak olan dehenleri feryâda muktedir,

Hâlâ senin bu velvele-i nahvetin nedir?
Toprak olan ağızları feryâda muktedir,

Hâlâ senin bu büyüklenme gürültün nedir?

Riyâset be-dest-i kesânî hatâst
Ki ez-destşan-i desthâ ber-hudâst

"Zalimliğinden halkın Allah'a sığındığı kimselerin devletin başında kalmaları doğru değildir." Sa'dî

Bumüdhiş velvelen İrândâim inletir sanma.
"Muzaffersin!" diyen sesler bütün hâindir, aldanma.
Bu müdhiş velvelen İrân'ıher zaman inletir sanma.

"Muzaffersin!" diyen sesler bütün hâindir, aldanma.

Zaferyâb olduğun kimdir?Düşün bir kerre, millet mi?
Adâlet isteyen bir kavmi vurmak gâlibiyyet mi?
Yenmiş olduğun kimdir? Düşün bir kerre, millet mi?
Adâlet isteyen bir milleti vurmak galibiyet mi?

Nasîbin yok mudur bir parça olsun âdemiyyetten?

Nasıl aldırmıyorsun yükselen feryâda milletten?
Nasîbin yok mudur bir parça olsun insaniyetten?
Nasıl aldırmıyorsun yükselen feryada milletten?
Emîn ol bunca mazlûmun yüreklerden kopan âhı,
Tependen indirir elbette bir gün lâ'netu'llâhı!
Emin ol bunca mazlûmun yüreklerden kopan ahı,
Tependen indirir elbette bir gün lâ'netu'llâhı! (Allah'ın lanetini)
Sığınmış olduğun şevket-sarây-ı zulmü pek muhkem
Hayâl etmektesin... Lâkin ne bârûlar, ne müstahkem
Sığınmış olduğun görkemli zulüm sarayın pek muhkem (sağlam)
Hayâl etmektesin... Fakat ne kaleler, ne müstahkem (dayanıklı)
Penâh-ı bî-amanlar, heybet-i Kahhâr-ı Mutlak'la,
Kökünden devrilip bir anda yeksân oldu toprakla!
Emansız sığınaklar, mutlak Kahhar'ın heybetiyle,
Kökünden devrilip bir anda yerlebir oldu toprakla!
O, bir çok memleket vîrân edip yaptırdığın eyvân
Harâb olmaz mı? Kabristâna dönmüşken bütün İran?
O, bir çok memleket viran edip yaptırdığın eyvan (saray)
Harâb olmaz mı? Kabristana dönmüşken bütün İran?
Evet, İrân'ı kabristâna döndürdün, helâk ettin;
Kefen yaptın girîbân-ı ümîdi çâk çâk ettin!
Evet, İrân'ı kabristana döndürdün, helak ettin;
Kefen yaptın ümit gömleğini parça parça ettin!
Bütün dünyâ için bir damla kan çoktur diyorlar, sen,
'
Şu ma'sûm ümmetin seller akıttın hûn-i pâkinden!
Bütün dünyâ için bir damla kan çoktur diyorlar, sen,
Şu masum ümmetin temiz kanından seller akıttın!
Yüzünden perde-i temkîni artık kaldırıp attın:
Ne mâhiyyet, nasıl fıtrattasın, dünyâya anlattın!
Yüzünden temkin perdesini artık kaldırıp attın:
Ne mahiyette, nasıl fıtrattasın, dünyaya anlattın!
Livâü'l-hamd-i hürriyyet iken İslâm için gâyet,
Nedir pâmâl-i istibdâdın olmak öyle bir râyet?
Hamd sancağı hürriyet iken İslâm için ancak,
Nedir ayaklarının altında istibdadın olmak öyle bir bayrak?
Kazak celbeyleyip tâ Rusya'dan sâdâtı çiğnettin;
Yezîd'in rûhu şâd olsun... Emînim çünkü şâd ettin!
Kazak getirip tâ Rusya'dân peygamber soyunu çiğnettin;
Yezîd'in rûhu şâd olsun... Emînim çünkü şâd ettin!
Şehâmet gösterip binlerce Beytullâh'ı bastırdın;
Şecâat arz edib birçok ricâlullâhı astırdın!
Cesaret gösterip binlerce Allah evini bastırdın;
Yiğitlik arzedip birçok Allah erini astırdın!
Ne Allah'tan hayâ ettin, ne Peygamber'den âr ettin:

Devirdinkâ'be-i ulyâ-yı dîni, hâk-sâr ettin!

Ne Allah'tan utandın, ne Peygamber'den âr ettin:

Devirdin dinin yüce kabesini, yerle bir ettin!

'Hamâset perverân-ı kavmi tuttun bir bir öldürdün,
Umûmen Şark'ı ağlattın, umûmen Garb'ı güldürdün...
Milletin kahramanlarını tuttun bir bir öldürdün,
Bütün Doğu'ı ağlattın, bütün Batı'yı güldürdün...
Hayır, hiçbir gülen yok, sızlıyor Garb'ın da vicdânı,

Görüp ecsâd-ı mazlûmîne meşher hâk-i İrân'ı!

'Hayır, hiçbir gülen yok, sızlıyor Batı'nın da vicdânı,
Görüp mazlum cesetlerine sergi olan İrân topragını!
O Sâ'dî'ler, o Hâfız'lar,
o Firdevsî, o Râzî'ler,
Gazâlî'ler,
o Kutbüddin,
o Sa'düddin,
o Kaadîler.

O Sâ'dî'ler, o Hâfız'lar,

o Firdevsî, o Râzî'ler,

Gazâlî'ler,

o Kutbüddin,

o Sa'düddin,

o Kaadîler.

Yetiştirmiş; o Örfi'nin, o birçok şems-i irfanın

Ziyâsından tenevvür eylemiş iklîmi dünyânın,

Yetiştirmiş; o Örfi'nin, o birçok irfan güneşinin
Işığından nurlanmış iklimi dünyanın,
Bugün makhûr-i nâdânîsidir bir fırka haydûdun!
Nedir pinhân olan esrârı bilmem, bunda Ma'bûd 'un.
Bugün baskısı altındadır bir bölük haydudun!
Nedir gizli olan esrârı bilmem, bunda  Ma'bud'un (İbadet edilenin)
Hayır, Ma'bûd'a ircâında yoktur bunların ma'nâ:

Yataklık eylemez cânîye -hâşâ- bir zaman Mevlâ.

Hayır, Ma'bûd'a yüklemekte yoktur bunların mana:

Yataklık etmez cânîye -hâşâ- bir zaman Mevlâ.

Şehâmet perverâ, Şâhâ ! Zaman, bî-dâdı kaldırmaz;
Hatâ etmektesin şâyed diyorsan "Kimse aldırmaz."
Güçlü cüretkâr,  Şaha! Zaman, zulmü kaldırmaz;
Hatâ etmektesin eğer diyorsan "Kimse aldırmaz."
Bu istibdâda artık bir nihâyet ver ki: İstikbâl
Karanlık derler amma işte pek meydanda: İzmihlâl
Bu zorbalığa artık bir nihâyet ver ki: İstikbal (Gelecek)

Karanlık derler amma işte pek meydanda: İzmihlal (Dağılma)

3'lü Tablo Sunumu[]

Şiir metni
Güncel Türkçesi
İngilizce Tercüme

Be-merdî ki mülk-i serâser zemin

Neyerzed-ki hûnî çeked ber zemin.”

Sâdî

Yiğitlik namına yemin ederim ki baştan başa bütün dünya yere bir damla kan dökülmesine değmez

Sâdî
Property throughout the whole floor It doesn't deserve dropping of blood on the ground

Gürz-i girân-ı zulmünü ey kanlı nâsiye;

Eyvânzer-cidârına as ziynetin diye!

Ey kanlı alın,ağır zulüm gürzünü

Köşkünün altın yaldızlı duvarına as süs diye!

Persecutionheavy mace, Oh, bloody brow;
Hang it on your gold gilded wall as if it is your ornament!

Al kanlı bir kefenle donat hayme-gâhını,

Canlarla yak meşâil-i mâtem- penâhını!

Al kanlı bir kefenle donat otağını

Can yakarak parlat mâtem sığınağı olan meş'alelerini !

Take a bloody winding sheet and decorate your pavillion.
Light bells mourning shelter's torches

Mezar çukurlarının karanlık ağızları,

Kin ve kahır dişlerine benzeyen kemikleri

Dark edges of grave holes,
Bones like the teeth of anger and suffering

Yâd eylesin mezâlim ini tâ ebed senin,

Ey cephesi, kitâbesi bin kanlı medfen in!

Hatırlasın zulümlerini sonsuza dek senin

'Ey alnındaki kara yazı binlerce' kanlı mezarın kitabesi olan zalim

Remember your opressions endlessly Legend of thousands of bloody buried people

Ey bir hayâle tuhfe kılan bin hakîkati,

Ey âhenîn eliyle kazıp kabr-i milleti,

Ey bir hayale feda eden binlerce gerçeği,

Ey demirden eliyle kazıp milletin mezarını

Sacrifice thousands truths to a dream. Dig nation's grave by an iron hand

Nûr-ı hayât ufuklarını herc ü merc eden

Leylin şedîd zulmetini rûha mezc eden’

'Hayatın ışıklı' ufuklarını darmadağın eden

Gecenin şiddetli karanlığını ruha karıştıran

The lights of light that disorder the horizons The most intense darkness of the night passes through the spirit Night of the darkness of my soul who had the most severe

Envâr-ı mihr-i fikri sen ey hâksâr eden,

Meyyitlerin izâmı gibi târumâr eden!

'Sen ey fikir güneşinin ışıklarını yerle bir eden,'

'Ölülerin' kemikleri gibi darmadağın eden!

sun lights of idea You, O'therazed' The Dead' bonesof the cluttered, such as

Ey hâdimi serâçe-i mâtem feşanların!

Rahş-i akûr-i zulmüne pâmâl olanların

Ey matemli aile yuvalarını yıkan,

'Kudurmuş bir ata benzeyen zulmün 'ayakları altında kalanların

the little houses that scatter mourning Persecution of his rabid horse under the feet of remaining
Gül-gonce-imezârı mıdırtâc-ı devletin?

Tutmuşsa da avâlim-i efkârı şöhretin,

'Mezarı üstünde açılmış gül goncası mıdır devlet tacın?'

Tutmuşsa da bütün fikir dünyasını şöhretin

'grave adorned the rose bud Directorstate crown If hold the world of ideas fame
Zannetme ki hükûmetinin efseriyledir...
Sadî'lerinmezârçemen-ber-seriyledir.
Zannetme ki hükümet tacını giydiğin içindir.
Bu, mezarı çimen bağlamış Sadi'lerin sayesindedir...
Do not think of'You have worn the government crown. thanks to tied with grass tomb of Saadi
Sa'dî'lerin mezârı, evet, bir avuç türâb...
Tahtınsa bir cihan ki senin âsüman-meâb!
Sa'dî'lerin mezârı, evet, bir avuç toprak...

Tahtınsa bir cihan ki senin gökleri kaplayacak!

Sa'dîs' grave, yes, a handfulof soil'... Your throne is a world that 'take up the skies !
Lâkin o kabre bence fedâ taht ü efserin...

Makber-güzîn olup dasükût eyliyenlerin
Fakat o mezara bence fedâ olsun tahtın ve tacın...

'Mezara çekilip' de sesi kesilenlerin

However, the throne and the crown are sacrificed to the tomb...

retreat to the grave

at the Actors silence'
.Feryâd-ı vâpesînine değmez bu velvelen...
Mudhik gelir nigâhtemâşâma hâilen!
'Son feryadına' değmez bu çığlığın...'
Gülünç gelir gözüme, bana davranışların
not worth to your last screams that your disturbance appears ridiculousbehavior to me
Bin mülkü, milleti yok eden pençe-i felek,
Bir şahsı şüphesizebedî kılmamak gerek.
Binlerce ülkeyi, milleti yok eden feleğin pençesi,

Bir şahsı şüphesiz ebedî kılmamak gerek.

Thousands of property,the claw of destiny destroyed the nation Certainly, A person is needed to refrain endless.
Mâzî ki işte makbereler mâverâsıdır,


Milletlerin haziyre-i zair-cüdâsıdır

Geçmiş ki işte mezarlar ötesidir,

Milletlerin ziyaretçisi olmayan türbesidir

That is the past that it is the reality of the graves, Nations,non-visitor to the tomb
Atfeylesen nigâhını ka'r-ı zalâmına;


Milletlere gözün ilişir na'ş nâmına!

Bir göz atsan zulmün karanlıklarına;

Milletlere gözün ilişir ceset adına!

Run an eye over the darkness of opression; You notice at the nationscorpse' on behalf of the
Dârâ'ların o nâsiye-i târumârını,
Hükümdarların o darmadağın alınlarını,

Atalarının kemiklerini, çökmüş mezarını

The rulersthat cluttered foreheads, ancestors' their bones, collapsed grave
.Pîş-i nigâh-ı ibretine al da bir düşün...

Çoktur bu rütbe dağdağa bir kabza hâk için!
İbret için gözünün önüne al da bir düşün...

Çoktur bu rütbe dağdağa bir avuç toprak için!

It comes to mind for taking it as a warning.Get a think ... This rank is too much for a handful of soil!
İklîmler alan o muazzam Napolyon'un
Bir hufredir kazandığı şey. İşte bak onun
Ülkeler alan o büyük Napolyon'un

Bir çukurdur kazandığı şey. İşte bak onun

huge Napoleon takes the climates A hole is the thinghe won .Look! Here is his
En son serîri makbere-i mâtemîsidir,
Akreplerin nedîmi, yılanlar enisidir!
En son tahtı matemli mezarıdır,

Akreplerin sohbet arkadaşı, yılanların dostudur!

The last throne'is' his mourning grave ', Scorpions are chat friends,, snakes are his close friends
Yer kalmamış sarâymuallâna bak utan:

Mâtem-sarâylarla dolu sâha-i vatan!
Yer kalmamış yüce sarayına bak da utan:

Matem saraylarıyla dolu bütün vatan!

No place at your'lofty palace, Look and shame: Full of Bereavement palaces, the whole country!
Emr-i cihan-mutâı bu dünyâyı râm eden

Eslâfının -bugün düşünürsek -değil iken
Cihanı emirleriyle dize getiren
Öncekilerin -bugün düşünürsek -değil iken
The person that make the people obey the rules given by him Formers-we think today -not while-
Toprak olan dehenleri feryâda muktedir,

Hâlâ senin bu velvele-i nahvetin nedir?
Toprak olan ağızları feryâda muktedir,

Hâlâ senin bu büyüklenme gürültün nedir?

The mouths are strong to shout, You are still arrogant what is it?
Riyâset be-dest-i kesânî hatâst
Ki ez-destşan-i desthâ ber-hudâst
"Zalimliğinden halkın Allah'a sığındığı kimselerin devletin başında kalmaları doğru değildir."

Sa'dî

Throughout the whole world, not worth a drop of blood spilled over. "
Sa'di
Bumüdhiş velvelen İrândâim inletir sanma.
"Muzaffersin!" diyen sesler bütün hâindir, aldanma.
Bu müdhiş velvelen İrân'ızaman inletir sanma.

"Muzaffersin!" diyen sesler bütün hâindir, aldanma.

This terrible clamor of you causes Iran to moan permanently. victorious person that says are all traitors,not being deceived.
Zaferyâb olduğun kimdir?Düşün bir kerre, millet mi?
Adâlet isteyen bir kavmi vurmak gâlibiyyet mi?
Yenmiş olduğun kimdir? Düşün bir kere, millet mi?

Adalet isteyen bir milleti vurmak galibiyet mi?
Who is he that you overcome? Think once, the nation? Is it a victory to shoot the tribe wanting justice?

Nasîbin yok mudur bir parça olsun âdemiyyetten?


Nasıl aldırmıyorsun yükselen feryâda milletten?
Nasîbin yok mudur bir parça olsun insanlıktan?

Milletten yükselen feryada nasıl aldırmıyorsun?
Are not destined to get a piece of humanity?'How don't you care about complaining that rise from nations '
Emîn ol bunca mazlûmun yüreklerden kopan âhı,

Tependen indirir elbette bir gün lâ'netu'llâhı!
'Emin ol bunca mazlûmun yüreklerden kopan feryadı,'
Allah'ın lânetini elbette birgün tependen indirir.
Be sure that the curse broken from many opressed hearts, Get down the curse of Allah one day surely
Sığınmış olduğun şevket-sarây-ı zulmü pek muhkem

Hayâl etmektesin... Lâkin ne bârûlar, ne müstahkem
Sığınmış olduğun zulmün görkemli sarayı pek sağlam

Zannetmektesin... fakat ne kaleler, ne dayanıklı
The shelter of persecution in the magnificent palace is very strong You still imagine ... However What castles: what is reinforced
Penâh-ı bî-amanlar, heybet-i Kahhâr-ı Mutlak'la,

Kökünden devrilip bir anda yeksân oldu toprakla!
'Amansız sığınaklar, Mutlak Kahredicinin heybetiyle,'

Kökünden devrilip yerle bir oldu bir anda
'Relentless shelters, Absolute majesty of fatalist,'It was overthrown and destroyed with its roots in a moment
O, bir çok memleket vîrân edip yaptırdığın eyvân
Harâb olmaz mı? Kabristâna dönmüşken bütün İran?
O, bir çok memleket yıkarak yaptırdığın saray
Harâb olmaz mı? Mezarlığa dönmüşken bütün İran?
That, the terrace which for you destroyed countries was built
'cemeteryin Iran is going all
Evet, İrân'ı kabristâna döndürdün, helâk ettin;
Kefen yaptın girîbân-ı ümîdi çâk çâk ettin!
Evet, İrân'ı mezara döndürdün, yok ettin;
Kefen yaptın ümit gömleğini parça parça ettin!
yes, You make Iran as a grave, you destroyed it; Make it as winding sheet you smashed to bit hopes!
"Bütün dünyâ için bir damla kan çoktur" diyorlar, sen,
'
Şu ma'sûm ümmetin seller akıttın hûn-i pâkinden!
Bütün dünyâ için bir damla kan çoktur diyorlar, sen,
Şu suçsuz ümmetin temiz kanından seller akıttın!
There are many a drop of blood for all the world has to say, you, the Ummah innocent floods poured on
pâkinden hun-i!
Yüzünden perde-i temkîni artık kaldırıp attın:
Ne mâhiyyet, nasıl fıtrattasın, dünyâya anlattın!
Yüzünden ölçülü davranma perdesini artık kaldırıp attın:
Ne haldesin, nasıl yaratılıştasın, dünyâya anlattın!
Because of thepitchto act in moderation 'is no longer remove the saddle:
What about you, how creation, told to the world!
Livâü'l-hamd-i hürriyyet iken İslâm için gâyet,
Nedir pâmâl-i istibdâdın olmak öyle bir râyet?
Peygamberin hürriyet sancağı İslâm için amaç iken,
Neden zorbalığın ayakları altında çiğnenmekte sancak
While the banner of freedom for the purpose of Islam,
Whyunder the feet of tyranny trampled starboard
Kazak celbeyleyip tâ Rusya'dan sâdâtı çiğnettin;
Yezîd'in rûhu şâd olsun... Emînim çünkü şâd ettin!
Kazak getirip tâ Rusya'dân peygamber soyunu çiğnettin;
Yezîd'in rûhu şâd olsun... Emînim çünkü şâd ettin!
Bringing Russia cossacks, you let your race trample;
Be happy the spirit of Sad Yezîd ... I'm sure because you did!
Şehâmet gösterip binlerce Beytullâh'ı bastırdın;
Şecâat arz edib birçok ricâlullâhı astırdın!
Cesaret edip Allah'ın binlerce evini bastırdın;
Yiğitlik taslayıp birçok Allah erini astırdın!
Thousands of venturehouse of God pushed;
Act as if you were a brave man and hang a lot of God's bravery soldiers
Ne Allah'tan hayâ ettin, ne Peygamber'den âr ettin:

Devirdinkâ'be-i ulyâ-yı dîni, hâk-sâr ettin!

Ne Allah'tan utandın, ne Peygamber'den âr ettin:

Devirdin dinin yüce kabesini, yerle bir ettin!

Not embarrassed from God, not from the Prophet R: Overthrew the lofty goal of religion, got destroyed!
'Hamâset perverân-ı kavmi tuttun bir bir öldürdün,
''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''Umûmen Şark'ı ağlattın, umûmen Garb'ı güldürdün..
'Milletin kahramanlarını tuttun bir bir öldürdün, 'Bütün Doğu'ı ağlattın, bütün Batı'yı güldürdün..
The heroes of the nation held a one killed,' All the East crying, all the West laughed so ..
Hayır, hiçbir gülen yok, sızlıyor Garb'ın da vicdânı,

Görüp ecsâd-ı mazlûmîne meşher hâk-i İrân'ı!

'Hayır, hiçbir gülen yok, sızlıyor Batı'nın da vicdânı,
''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''''Görüp mazlum cesetlerin sergilendiği İrân toprağını!
No, no laughing, no aches in the conscience of the West, Iran to exhibit the bodies' For those innocent!Dinleyin

Fonetik olarak okuyun Sözlük - Ayrıntılı sözlüğü görüntüle

O Sâ'dî'ler, o Hâfız'lar, o Firdevsî, o Râzî'ler,
Gazâlî'ler, o Kutbüddin, o Sa'düddin, o Kaadîler.

O Sâ'dî'ler, o Hâfız'lar,

o Firdevsî, o Râzî'ler,

Gazâlî'ler,o Kutbüddin,

o Sa'düddin,

o Kaadîler.

Sa'd 's, then Hâfiz' s, then Ferdowsi, then Razi 's, Gaz'âli's, then Kutbüddin, then Sa'düddin, then Kaadi's.
Yetiştirmiş; o Örfi'nin, o birçok şems-i irfanın

Ziyâsından tenevvür eylemiş iklîmi dünyânın,

Yetiştirmiş; o Örfi'nin, o birçok irfan güneşinin
Işığından aydınlanmış iklimi dünyanın,
Trained, it is Martial 's, he enlightened many in the Light of wisdom' sun of the world's climate,
Bugün makhûr-i nâdânîsidir bir fırka haydûdun!
Nedir pinhân olan esrârı bilmem, bunda Ma'bûd'un.
Bugün baskısı altındadır bir bölük cahil eşkıyanın!
Nedir gizli olan esrârı bilmem, bunda Allah'ın..
Today, a sect is under pressure bandit! What is the secret of the mystery' I do not know, in this Ma'bûd 's.
Hayır, Ma'bûd'a ircâında yoktur bunların ma'nâ:

Yataklık eylemez cânîye -hâşâ- bir zaman Mevlâ.

Hayır, bunları Allah'a yüklemekte yoktur mana:

Yataklık etmez cânîye -hâşâ- bir an bile Mevlâ.


No, not installing them the meaning to Ma'bûd'a: Not to harbor murderer-one time Mevlan .
Şehâmet -perverâ, Şâhâ! Zaman, bî-dâdı kaldırmaz;
Hatâ etmektesin şâyed diyorsan "Kimse aldırmaz."
Ey güçlü ve cüretkâr şah! Zaman, zulmü kaldırmaz;
'Hatâ etmektesin eğer diyorsan "Kimse aldırmaz."'
Strong and daring, O king! Time, the persecution does not,You are wrong still you say "No one ignores ."
Bu istibdâda artık bir nihâyet ver ki: İstikbâl
Karanlık derler amma işte pek meydanda: İzmihlâl
Bu zorbalığa artık bir nihâyet ver ki: gelecek

Karanlık derler amma işte pek meydanda: Yıkımın olacak.

Give a finally that this bullying is no longer: The future But it causes many here say, the square in the Dark: Collapse

4'lü Tablo Sunumu[]

Şiir metni
Güncel Türkçesi
İngilizce Tercüme
Osmanlıca

Be-merdî ki mülk-i serâser zemin

Neyerzed-ki hûnî çeked ber zemin.”

Sâdî

yiğitlik namına yemin ederim ki baştan başa bütün dünya yere bir damla kan dökülmesine değmez"

Sâdî
Property throughout the whole floor It doesn't deserve dropping of blood on the ground
örnek osmanlıca مقدمة

Gürz-i girân-ı zulmünü ey kanlı nâsiye;

Eyvânzer-cidârına as ziynetin diye!

Ey kanlı alın, ağır zulüm gürzünü

Köşkünün altın yaldızlı duvarına as süs diye!

Persecutionheavy mace, Oh, bloody brow;
Hang it on your gold gilded wall as if it is your ornament!
örnek osmanlıca مقدمة

Al kanlı bir kefenle donat hayme-gâhını,

Canlarla yak meşâil-i mâtem- penâhını!

Al kanlı bir kefenle donat otağını

Can yakarak parlat mâtem sığınağı olan meş'alelerini!

Take a bloody winding sheet and decorate your pavillion.
Light bells mourning shelter's torches
örnek osmanlıca مقدمة

Mezar çukurlarının karanlık ağızları,

Kin ve kahır dişlerine benzeyen kemikleri

Dark edges of grave holes,
Bones like the teeth of anger and suffering
örnek osmanlıca مقدمة

Yâd eylesin mezâlimini tâ ebed senin,

Ey cephesi, kitâbesi bin kanlı medfenin!

Hatırlasın zulümlerini sonsuza dek senin,

'Ey alnındaki kara yazı binlerce' mezarın kitabesi olan zalim

Remember your opressions endlessly Legend of thousands of bloody buried people
örnek osmanlıca مقدمة

Ey bir hayâle tuhfe kılan bin hakîkati,

Ey âhenîn eliyle kazıp kabr-i milleti,

Ey bir hayale feda eden binlerce gerçeği,

Ey demirden eliyle kazıp milletin mezarını,

Sacrifice thousands truths to a dream. Dig nation's grave by an iron hand
örnek osmanlıca مقدمة

Nûr-ı hayât ufuklarını herc ü merc eden

Leylin şedîd zulmetini rûha mezc eden!

Hayatın ışıklı ufuklarını darmadağın eden

Gecenin şiddetli karanlığını ruha karıştıran

The lights of light that disorder the horizons The most intense darkness of the night passes through the spirit Night of the darkness of my soul who had the most severe
örnek osmanlıca مقدمة

Envâr-ı mihr-i fikri sen ey hâksâr eden,

Meyyitlerin izâmı gibi târumâr eden!

Sen ey fikir güneşinin ışıklarını yerle bir eden,

Ölülerin kemikleri gibi darmadağın eden!

sun lights of idea You, O'therazed' The Dead' bonesof the cluttered, such as
örnek osmanlıca مقدمة

Ey hâdimi serâçe-i mâtem feşanların!

Rahş-i akûr-i zulmüne pâmâl olanların

Ey matemli aile yuvalarını yıkan!

Kudurmuş bir ata benzeyen zulmün ayakları altında kalanların

the little houses that scatter mourning Persecution of his rabid horse under the feet of remaining
örnek osmanlıca مقدمة
Gül-gonce-imezârı mıdırtâc-ı devletin?

Tutmuşsa da avâlim-i efkârı şöhretin,

Mezarı üstünde açılmış gül goncası mıdır devlet tacın?

Tutmuşsa da bütün fikir dünyasını şöhretin

'grave adorned the rose bud Directorstate crown If hold the world of ideas fame
örnek osmanlıca مقدمة
Zannetme ki hükûmetinin efseriyledir.
Sa'dî'lerinmezârçemen-ber-seriyledir.
Zannetme ki hükümet tacını giydiğin içindir.
Bu, mezarı çimen bağlamış Sadi'lerin sayesindedir
Do not think of'You have worn the government crown. thanks to tied with grass tomb of Saadi
örnek osmanlıca مقدمة
Sa'dî'lerin mezârı, evet, bir avuç türâb...
Tahtınsa bir cihan ki senin âsüman-meâb!
Sa'dî'lerin mezârı, evet, bir avuç toprak...

Tahtınsa bir cihan ki senin gökleri kaplayacak!

Sa'dîs' grave, yes, a handfulof soil'... Your throne is a world that 'take up the skies !
örnek osmanlıca مقدمة
Lâkin o kabre bence fedâ taht ü efserin...

Makber-güzîn olup dasükût eyliyenlerin
Fakat o mezara bence fedâ olsun tahtın ve tacın...

Mezara çekilip de sesi kesilenlerin

However, the throne and the crown are sacrifi

ced to the tomb...retreat to the graveat the Actors silence

örnek osmanlıca مقدمة
Feryâd-ı vâpesînine değmez bu velvelen...
Mudhik gelir nigâhtemâşâma hâilen!
Son feryadına değmez bu çığlığın...
Gülünç görünür gözüme davranışların
not worth to your last screams that your disturbance appears ridiculousbehavior to me
örnek osmanlıca مقدمة
Bin mülkü, milleti yok eden pençe-i felek,
Bir şahsı şüphesizebedî kılmamak gerek.
Binlerce ülkeyi, milleti yok eden feleğin pençesi,

Bir şahsı şüphesiz ebedî kılmamak gerek.

Thousands of property,the claw of destiny destroyed the nation Certainly, A person is needed to refrain endless.
örnek osmanlıca مقدمة
Mâzî ki işte makbereler mâverâsıdır,
Geçmişki işte mezarlar ötesidir,

Milletlerin ziyaretçisi olmayan türbesidir.

That is the past that it is the reality of the graves, Nations,'non-visitor to the tomb
örnek osmanlıca مقدمة
Atfeylesen nigâhını ka'r-ı zalâmına;

Milletlere gözün ilişir na'ş nâmına!
Bir göz atsan zulmün karanlıklarına;

Milletlere gözün ilişir ceset adına!

Run an eye over the darkness of opression; You notice at the nationscorpse' on behalf of the
örnek osmanlıca مقدمة
Dârâ'ların o nâsiye-i târumârını,
Hükümdarların o darmadağın alınlarını,

Atalarının kemiklerini, çökmüş mezarını

The rulersthat cluttered foreheads, ancestors' their bones, collapsed grave
örnek osmanlıca مقدمة
Pîş-i nigâh-ı ibretine al da bir düşün...

Çoktur bu rütbe dağdağa bir kabza hâk için!
İbret için gözünün önüne al da bir düşün...

Çoktur bu rütbe dağdağa bir avuç toprak için!

It comes to mind for taking it as a warning.Get a think ... This rank is too much for a handful of soil!
örnek osmanlıca مقدمة
İklîmler alan o muazzam Napolyon'un
Bir hufredir kazandığı şey. İşte bak onun
İklîmler alan o büyük Napolyon'un

Bir çukurdur kazandığı şey. İşte bak onun

huge Napoleon takes the climates A hole is the thinghe won .Look! Here is his
örnek osmanlıca مقدمة
En son serîri makbere-i mâtemîsidir,
Akreplerin nedîmi, yılanlar enisidir!
En son tahtı matemli mezarıdır,

Akreplerin sohbet arkadaşı, yılanların dostudur!

The last throne'is' his mourning grave ', Scorpions are chat friends,, snakes are his close friends
örnek osmanlıca مقدمة
Yer kalmamış sarâymuallâna bak utan:

Mâtem-sarâylarla dolu sâha-i vatan!
Yer kalmamış yüce sarayına bak da utan:

Matem saraylarıyla dolu bütün vatan!

No place at your'lofty palace, Look and shame: Full of Bereavement palaces, the whole country!
örnek osmanlıca مقدمة
Emr-i cihan-mutâı bu dünyâyı râm eden

Eslâfının -bugün düşünürsek -değil iken
Cihanı emirleriyle dize getiren
Öncekilerin -bugün düşünürsek -değil iken
The person that make the people obey the rules given by him Formers-we think today -not while-
örnek osmanlıca مقدمة
Toprak olan dehenleri feryâda muktedir,

Hâlâ senin bu velvele-i nahvetin nedir?
Toprak olan ağızları feryâda muktedir,

Hâlâ senin bu büyüklenme gürültün nedir?

The mouths are strong to shout, You are still arrogant what is it?
örnek osmanlıca مقدمة
Riyâset be-dest-i kesânî hatâst
Ki ez-destşan-i desthâ ber-hudâst
"Zalimliğinden halkın Allah'a sığındığı kimselerin devletin başında kalmaları doğru değildir.":::::::Sa'dî
Throughout the whole world, not worth a drop of blood spilled over. " Sa'di :::::::
örnek osmanlıca مقدمة
Bumüdhiş velvelen İrândâim inletir sanma.
"Muzaffersin!" diyen sesler bütün hâindir, aldanma.
Bu müdhiş velvelen İrân'ızaman inletir sanma.

"Muzaffersin!" diyen sesler bütün hâindir, aldanma.

This terrible clamor of you causes Iran to moan permanently. victorious person that says are all traitors,not being deceived.
örnek osmanlıca مقدمة
Zafer-yâb olduğun kimdir?Düşün bir kerre, millet mi?
Adâlet isteyen bir kavmi vurmak gâlibiyyet mi?
Yenmiş olduğun kimdir? Düşün bir kere, millet mi?

Adalet isteyen bir milleti vurmak gâlibiyet mi?
Who is he that you overcome? Think once, the nation? Is it a victory to shoot the tribe wanting justice?
örnek osmanlıca مقدمة

Nasîbin yok mudur bir parça olsun âdemiyyetten?


Nasıl aldırmıyorsun yükselen feryâda milletten?
Nasîbin yok mudur bir parça olsun insanlıktan?

Milletten yükselen feryada nasıl aldırmıyorsun?
Are not destined to get a piece of humanity?'How don't you care about complaining that rise from nations '
örnek osmanlıca مقدمة
Emîn ol bunca mazlûmun yüreklerden kopan âhı,

Tependen indirir elbette bir gün lâ'netu'llâhı!
Emîn ol bunca mazlûmun yüreklerden kopan feryadı,
Allah'ın lanetini elbet birgün tependen indirir!
Be sure that the curse broken from many opressed hearts, Get down the curse of Allah one day surely
örnek osmanlıca مقدمة
Sığınmış olduğun şevket-sarây-ı zulmü pek muhkem

Hayâl etmektesin... Lâkin ne bârûlar, ne müstahkem
Sığınmış olduğun zulmün görkemli sarayını pek sağlam

Zannetmektesin... Fakat ne kaleler, ne dayanıklı
The shelter of persecution in the magnificent palace is very strong You still imagine ... However What castles: what is reinforced
örnek osmanlıca مقدمة
Penâh-ı bî-amanlar, heybet-i Kahhâr-ı Mutlak'la,

Kökünden devrilip bir anda yeksân oldu toprakla!
'Amansız sığınaklar, Mutlak Kahredicinin heybetiyle,'

Kökünden devrilip yerle bir oldu bir anda!
'Relentless shelters, Absolute majesty of fatalist,'It was overthrown and destroyed with its roots in a moment
örnek osmanlıca مقدمة
O, bir çok memleket vîrân edip yaptırdığın eyvân
Harâb olmaz mı? Kabristâna dönmüşken bütün İran?
O, bir çok memleket yıkarak yaptırdığın saray
Harâb olmaz mı? Mezarlığa dönmüşken bütün İran?
That, the terrace which for you destroyed countries was built
'cemeteryin Iran is going all
örnek osmanlıca مقدمة
Evet, İrân'ı kabristâna döndürdün, helâk ettin;
Kefen yaptın girîbân-ı ümîdi çâk çâk ettin!
Evet, İrân'ı mezara döndürdün, yok ettin;
Kefen yaptın ümit gömleğini parça parça ettin!
yes, You make Iran as a grave, you destroyed it; Make it as winding sheet you smashed to bit hopes!
örnek osmanlıca مقدمة
"Bütün dünyâ için bir damla kan çoktur" diyorlar, sen,
'
Şu ma'sûm ümmetin seller akıttın hûn-i pâkinden!
"Bütün dünyâ için bir damla kan çoktur" diyorlar, sen,
Şu suçsuz ümmetin temiz kanından seller akıttın!
There are many a drop of blood for all the world has to say, you, the Ummah innocent floods poured on
pâkinden hun-i!
örnek osmanlıca مقدمة
Yüzünden perde-i temkîni artık kaldırıp attın:
Ne mâhiyyet, nasıl fıtrattasın, dünyâya anlattın!
Yüzünden ölçülü davranma perdesini artık kaldırıp attın:
Ne haldesin, nasıl yaratılıştasın, dünyâya anlattın!
Because of thepitchto act in moderation 'is no longer remove the saddle:
What about you, how creation, told to the world!
örnek osmanlıca مقدمة
Livâü'l-hamd-i hürriyyet iken İslâm için gâyet,
Nedir pâmâl-i istibdâdın olmak öyle bir râyet?
Peygamberin hürriyet sancağı İslâm için amaç iken,
Neden zorbalığın ayakları altında çiğnenmekte sancak?
While the banner of freedom for the purpose of Islam,
Whyunder the feet of tyranny trampled starboard
örnek osmanlıca مقدمة
Kazak celbeyleyip tâ Rusya'dan sâdâtıçiğnettin;
Yezîd'in rûhu şâd olsun... Emînim çünkü şâd ettin!
Kazak getirip tâ Rusya'dân peygamber soyunu çiğnettin;
Yezîd'in rûhu şâd olsun... Emînim çünkü şâd ettin!
Bringing Russia cossacks, you let your race trample;
Be happy the spirit of Sad Yezîd ... I'm sure because you did!
örnek osmanlıca مقدمة
Şehâmet gösterip binlerce Beytullâh'ı bastırdın;
Şecâat arz edib birçok ricâlullâhı astırdın!
Cesaret edip Allah'ın binlerce evini bastırdın;
Yiğitlik taslayıp birçok Allah erini astırdın!
Thousands of venturehouse of God pushed;
Act as if you were a brave man and hang a lot of God's bravery soldiers
örnek osmanlıca مقدمة
Ne Allah'tan hayâ ettin, ne Peygamber'den âr ettin:

Devirdinkâ'be-i ulyâ-yı dîni, hâk-sâr ettin!

Ne Allah'tan utandın, ne Peygamber'den âr ettin:

Devirdin dinin yüce kabesini, yerle bir ettin!

Not embarrassed from God, not from the Prophet R: Overthrew the lofty goal of religion, got destroyed!
örnek osmanlıca مقدمة
Hamâset perverân-ı kavmi tuttun bir bir öldürdün, 'Umûmen Şark'ı ağlattın, umûmen Garb'ı güldürdün..
Milletin kahramanlarını tuttun bir bir öldürdün, 'Bütün Doğu'yu ağlattın, bütün Batı'yı güldürdün..
The heroes of the nation held a one killed,' All the East crying, all the West laughed so ..
örnek osmanlıca مقدمة
Hayır, hiçbir gülen yok, sızlıyor Garb'ın da vicdânı,

Görüp ecsâd-ı mazlûmîne meşher hâk-i İrân'ı!

Hayır, hiçbir gülen yok, sızlıyor Batı'nın da vicdânı, 'Görüp mazlum cesetlerin sergilendiği İrân toprağını!
No, no laughing, no aches in the conscience of the West, Iran to exhibit the bodies' For those innocent!Dinleyin

Fonetik olarak okuyun Sözlük - Ayrıntılı sözlüğü görüntüle

örnek osmanlıca مقدمة
O Sâ'dî'ler, o Hâfız'lar, o Firdevsî, o Râzî'ler, 'Gazâlî'ler, o Kutbüddin, o Sa'düddin, o Kâdîler.
O Sâ'dî'ler, o Hâfız'lar, o Firdevsî, o Râzî'ler,

Gazâlî'ler, o Kutbüddin, o Sa'düddin, o Kâdîler.


Sa'd 's, then Hâfiz' s, then Ferdowsi, then Razi 's, Ghazal 's, then Kutbüddin, then Sa'düddin, then women.

Dinleyin Fonetik olarak okuyun Sözlük - Ayrıntılı sözlüğü görüntüle

örnek osmanlıca مقدمة
Yetiştirmiş; o Örfi'nin, o birçok şems-i irfanın

Ziyâsından tenevvür eylemiş iklîmi dünyânın,

'Yetiştirmiş; o Örfi'nin, o birçok irfan güneşinin'
Işığından aydınlanmış iklîmi dünyanın,
Trained, it is Martial 's, he enlightened many in the Light of wisdom' sun of the world's climate,
örnek osmanlıca مقدمة
Bugün makhûr-i nâdânîsidir bir fırka haydûdun! 'Nedir pinhân olan esrârı bilmem, bunda Ma'bûd'un.
'Bugün baskısı altındadır bir bölük cahil eşkıyanın!
''''Nedir gizli olan esrârı bilmem, bunda Allah'ın.
Today, a sect is under pressure bandit! What is the secret of the mystery' I do not know, in this Ma'bûd 's.
örnek osmanlıca مقدمة
Hayır, Ma'bûd'a ircâında yoktur bunların ma'nâ:

Yataklık eylemez cânîye -hâşâ- bir zaman Mevlâ.

Hayır, bunları Allah'a yüklemekte yoktur mana:

Yataklık etmez cânîye -hâşâ- bir an bile Mevlâ.


No, not installing them the meaning to Ma'bûd'a: Not to harbor murderer-one time Mevlan .
örnek osmanlıca مقدمة
Şehâmet perverâ, Şâhâ! Zaman, bî-dâdı kaldırmaz; 'Hatâ etmektesin şâyed diyorsan "Kimse aldırmaz."
Ey güçlü ve cüretkâr şah! Zaman, zulmü kaldırmaz; '''''''Hata etmektesin eğer diyorsan "Kimse aldırmaz."
Strong and daring, O king! Time, the persecution does not,You are wrong still you say "No one ignores ."
örnek osmanlıca مقدمة
Bu istibdâda artık bir nihâyet ver ki: İstikbâl
Karanlık derler amma işte pek meydanda: İzmihlâl
Bu zorbalığa artık bir nihâyet ver ki:

Gelecek

Karanlık derler amma işte pek meydanda: Yıkımın olacak

Give a finally that this bullying is no longer: The future But it causes many here say, the square in the Dark: Collapse
örnek osmanlıca مقدمة


Kavramlar[]

  • Napolyon  :
Karl Marx, Napolyon'un Fransız Devrimi sonrası ihtilal yaparak Anayasayı değiştirerek tek adam olması ve totatilet bir imparator olması ve katliamları üzerine Napoléon'un 18 Brumaire makalesi yazmıştır. Bu şiir Mehmet Akif Ersoy'un sosyolojiye ve tarihsel olaylara ne kadar vakıf olduğunu gösterir. İşte google araması...
Napoléon'un 18 Brumaire'i, Erdoğan'ın 17 Aralık'ı - CENGİZ ...
www.radikal.com.tr › Yazarlar > › Politika >‎::**
23 Şub 2014 - Çok muhtemeldir ki tarih, 17 Aralık 2013 tarihini 'Tayyip Erdoğan'ın kendisine karşı 'darbe'yi önleme tarihi' olarak kaydetmekten ziyade, ...
Louis Bonaparte'in 18 Brumaire'i - Vikipedi
tr.wikipedia.org/wiki/Louis_Bonaparte'in_18_Brumaire'
Louis Bonaparte'in 18 Brumaire'i (Almanca: Der 18te Brumaire des Louis Napoleon), Karl Marx tarafından Aralık 1851 - Mart 1852 tarihleri arasında yazılmıştır.
Coup d'État du 18 brumaire — Wikipédia
fr.wikipedia.org/.../Coup_d'État_du_18_bruma...‎::**
Bu sayfanın çevirisini yap Le coup d'État du 18 brumaire An VIII ( 9 novembre 1799 ) de Napoléon Bonaparte marque la fin du Directoire et de la Révolution française, et le début du ...Description - ‎Les préparatifs du coup d'État ... - ‎Déroulement du coup d'État
  • Hufre : (c. Hafriyat) Peygamber Efendimiz buyuruyor ki:
Elkabrü ravdatün min riyâdil-cenneh, ev hufretün min huferin-nîrân yani "Kabir ya cennet bahçesidir mü'min kul için; ya da cehennem çukurudur kâfir için, günahkâr için..."
Kabirde başlar azab... Günahkârın azabı kabirde başlar. Mü'min olduğu halde kabirde azab görenler vardır. Olacak... Hattâ kabre girdiği zaman, kafasına "Gümmm..." diye tokmağı yeyip, kabrinin içi ateş dolanların olacağını hadis-i şerifler bildiriyor.







Safahat logo

Şablon:Düz liseler için safahat projesi
Şablon:Anadolu liseleri için safahat projesi
Şablon:Sosyal Bilimler Liseleri için safahat projesi
Şablon:Türki Dillerde Safahat Projesi
Şablon:Safahat İngilizceye Tercüme Projesi

Advertisement