Yenişehir Wiki
Register
Advertisement
The_Miraculous_Fact_About_the_Spider_in_the_Holy_Qur'an

The Miraculous Fact About the Spider in the Holy Qur'an

The Miraculous Fact About the Spider in the Holy Qur'an


Bakınız

Şablon:Ankebutbakınız - d


29 . Ankebut Suresi
Ankebut - Spider - Örümcek
Al-Ankabut - The Spider
Spider web - Örümcek ağı - www
İhsan Eliaçık/Cemaatleşme yahut Ankebutlaşma
Ankebut Suresi/Elmalı Orijinal
Ankebut Suresi/Elmalı
29/129/229/329/429/529/629/729/829/929/1029/1129/1229/1329/1429/1529/1629/1729/1829/1929/2029/2129/2229/2329/2429/2529/2629/2729/2829/2929/3029/3129/3229/3329/3429/3529/3629/3729/3829/3929/4029/4129/4229/4329/4429/4529/4629/4729/4829/4929/5029/5129/5229/5329/5429/5529/5629/5729/5829/5929/6029/6129/6229/6329/6429/6529/6629/6729/6829/69
Ankebut Suresi/1-13 Ankebut Suresi/14-30 - Ankebut Suresi/31-44 - Ankebut Suresi/45-51 -Ankebut Suresi/52-63 - Ankebut Suresi/64-69
Ankebut Suresi/Azerice
Ankebut Suresi/Bulgarian

Ayet Ayet KK -Ayet Ayet Kur'an-ı Kerim Sureleri -

29_ANKEBUT_SURESİ_VE_MEALİ_KABE_İMAMI_MAHİR.wmv

29 ANKEBUT SURESİ VE MEALİ KABE İMAMI MAHİR.wmv

29 ANKEBUT SURESİ VE MEALİ Qari MAHİR

Ankebut_Suresi_Meali

Ankebut Suresi Meali

Ankebut Suresi/Meali

Ebubekir_Şatıri_-_Ankebut_Suresi

Ebubekir Şatıri - Ankebut Suresi

Ebubekir Şatıri - Ankebut Suresi okuma arabi , meali yazılı

Ankebut_Suresi_-_Konuşan_Kuran-ı_Kerim-029_(Arapça_-_Türkçe)_www.konusankuran.com_-_1

Ankebut Suresi - Konuşan Kuran-ı Kerim-029 (Arapça - Türkçe) www.konusankuran.com - 1

Ankebut Suresi - Konuşan Kuran-ı Kerim-029 (Arapça kıraat - Türkçe meali birlikte okunuyor)

Ankebut_suresi

Ankebut suresi

ankebut suresi

Holy_Qur'an_The_Spider_(25-36)_ضياء_السويدان

Holy Qur'an The Spider (25-36) ضياء السويدان

Holy Qur'an: The Spider (25-36) ضياء السويدان

Ankebut suresini Ankebut suresi okuma sayfasında mealiyle beraber okuyabilirsiniz

Ankebut (العنكبوت) Suresi Kur'an-ı Kerim'in 29. suresi olup Kasas ve Rum sureleri arasında yer alır.

Bilgiler[]

İsminin Anlamı ve Kaynağı: Ankebut, örümcek anlamına gelir ve sure ismini 41. ayetinde geçen 'Ankebut' kelimesinden almıştır.

Diğer İsimleri:

Kur'ân'daki Sırası: 29

Kur'ân'daki Yeri: 20. cüz, 395. sayfa

Nuzül (İnme) Sırası: 85

Uzunluğu: 8,0 sayfa

Ayet Sayısı: 69

Kelime Sayısı: 980

Harf Sayısı: 4145

Fasılaları: ر، ن، م harfleri

Bölüm (Ayn Durakları) Sayısı: 7

Secde Ayeti: -

Allah lafzı sayısı: 43

Rahman ismi sayısı: 1

Rahim ismi sayısı: 1

Rab ismi sayısı: 5

Kur'an kelimesi sayısı: -

Rasul kelimesi sayısı: 3

Hizb-ül Kur'an'da Geçen Ayetleri: 1-6, 19-21, 41-46, 56-64

Münâcât-ül Kur'an'da İlgili Kısım: Ankebut Suresinden iktibas edilen kısım

Risale-i Nur'da Nerede ve Nasıl Bahsedildiği[]

ﺑِﺎﺳْﻤِﻪِ ﺳُﺒْﺤَﺎﻧَﻪُ ﻭَ ﺍِﻥْ ﻣِﻦْ ﺷَﻰْﺀٍ ﺍِﻟﺎَّ ﻳُﺴَﺒِّﺢُ ﺑِﺤَﻤْﺪِﻩِ ﻭَ ﺑِﻪِ ﻧَﺴْﺘَﻌِﻴﻦُ ﺍَﻟﺴَّﻠﺎَﻡُ ﻋَﻠَﻴْﻜُﻢْ ﻭَ ﺭَﺣْﻤَﺔُ ﺍﻟﻠَّﻪِ ﻭَ ﺑَﺮَﻛَﺎﺗُﻪُ ﺍَﺑَﺪًﺍ ﺩَﺍﺋِﻤًﺎ

Aziz, sıddık kardeşlerim! Evvela: Bugünlerde Sure-i Ankebut'ta ﻣَﺜَﻞُ ﺍﻟَّﺬِﻳﻦَ ﺍﺗَّﺨَﺬُﻭﺍ ﻣِﻦْ ﺩُﻭﻥِ ﺍﻟﻠَّﻪِ ﺍَﻭْﻟِﻴَٓﺎﺀَ ﻛَﻤَﺜَﻞِ ﺍﻟْﻌَﻨْﻜَﺒُﻮﺕِ ﺍﺗَّﺨَﺬَﺕْ ﺑَﻴْﺘًﺎ ﻭَﺍِﻥَّ ﺍَﻭْﻫَﻦَ ﺍﻟْﺒُﻴُﻮﺕِ ﻟَﺒَﻴْﺖُ ﺍﻟْﻌَﻨْﻜَﺒُﻮﺕِ ﻟَﻮْ ﻛَﺎﻧُﻮﺍ ﻳَﻌْﻠَﻤُﻮﻥَ âyetini okurken birden şiddetli bir vehim geldi ki: "En zayıf hane örümceğin hanesidir. Allah'a şerik yapanlar faraza bilseler. Yani imana gelmeyen Kureyş rüesaları eğer bilseler..." manasında olan bu âyetin belâgatına münasip bir vaziyet görülmedi.

Birden aynı zamanda Zülfikar Mu'cizat-ı Ahmediye'yi tashih için açtım. Birden şu satırlar nazarıma ilişti:

Birinci Hâdise: Manevî tevatür derecesinde bir şöhret ile Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm, Ebubekir-i Sıddık ile küffarın tazyikinden kurtulmak için tahassun ettikleri Gàr-ı Hira'nın kapısında, iki nöbetçi gibi iki güvercinin gelip beklemeleri ve örümcek dahi perdedar gibi hârika bir tarzda, kalın bir ağ ile mağara kapısını örtmesidir. Hattâ rüesa-yı Kureyş'ten, Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâmın eliyle Gazve-i Bedir'de öldürülen Übeyy İbn-i Halef mağaraya bakmış. Arkadaşları demişler: Mağaraya girelim. O demiş: Nasıl girelim? Burada bir ağ görüyorum ki Muhammed (asm) tevellüd etmeden bu ağ yapılmış gibidir.

Birden bu âyet-i kerîmenin iki harfinde yani ﻟَﻮْ harflerinde bir mu'cize gördüm ki benim vehmim yerine yüksek bir lem'a-i i'cazı bildim. Şöyle ki:

Sure-i Ankebut Mekke'de nâzil olduğu için Kureyş'in imana gelmeyen reisleri Peygamber aleyhissalâtü vesselâma sû-i kasd edeceklerini ve o sû-i kasdın içinde en zayıf ve en küçük bir hayvan olan bir örümcek o reislerin o şiddetli hücumlarına karşı mukabele edip galebe edecek. Yani örümceğin hanesi olan ağ en zayıf bir perde iken o kuvvetli reisleri mağlup edeceğini göstermekle âyet diyor ki: "En zayıf bir hayvana mağlup olacaklarını faraza bilseydiler, bu cinayete ve bu sû-i kasda teşebbüs etmeyeceklerdi."

İşte ﺍَﻟْﻴَﻮْﻡَ ﻧُﻨَﺠِّﻴﻚَ ﺑِﺒَﺪَﻧِﻚَ âyetinde bir kelime ile bir mu'cize-i tarihiye gösterildiği gibi (Hâşiye[1]) Mekke'de nâzil olan bu surenin de bu ﻟَﻮْ ﻛَﺎﻧُﻮﺍ ﻳَﻌْﻠَﻤُﻮﻥَâyetinde görülen remiz ile Gàr-ı Hira hâdisesinde hârika bir hıfz-ı İlahîye ve ihbar-ı gaybî nevinden bir mu'cize-i Nebeviyeye işaret ile bir lem'a-i i'caz gösterip o sureye Ankebut namı vermek ve onun ehemmiyetsiz ağına ehemmiyet vermek tam yerinde olup bu âyete gelen şüphe ve evhamları esasıyla reddettiğini gördüm.

Cenab-ı Hakk'a hadsiz şükrettim ki Kur'an'ın surelerinde ve âyetlerinde hattâ cümlelerinde ve kelimelerinde de i'caz lem'aları olduğu gibi harflerinde de vardır bildim.

ﺍَﻟْﺒَﺎﻗِﻰ ﻫُﻮَ ﺍﻟْﺒَﺎﻗِﻰ

Hasta kardeşiniz

Said Nursî

(Emirdağ Lahikası-2)


Meselâ: Sure-i Ankebut'ta ﻭَﺍِﻥَّ ﺍَﻭْﻫَﻦَ ﺍﻟْﺒُﻴُﻮﺕِ ﻟَﺒَﻴْﺖُ ﺍﻟْﻌَﻨْﻜَﺒُﻮﺕِ ﻟَﻮْ ﻛَﺎﻧُﻮﺍ ﻳَﻌْﻠَﻤُﻮﻥَ âyet-i kerimesinde ﻟَﻮْ-i farazî ile "En zaîf ev, örümceğin evi olduğunu -farazâ- Kureyş müşrikleri bilse idiler." diyor. En zaîf ev, örümceğin evi olduğu herkesçe malûm ve zahirdir. Öyle ise Kur'an-ı Hakîm, bu ﻟَﻮْ-i farazî ile başka bir manaya delalet ediyor. İşte o mana da, Risale-i Nur'un keşfiyle, ﻟَﻮْ-i farazînin iki cihetle mu'cize oluşudur.

Birincisi: Bu âyet, Mekke'de nâzil olduğu cihetle, bir ihbar-ı gaybîdir. Gar-ı Hira'daki hâdiseyi haber veriyor.

İkincisi: Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ın Ebubekir-i Sıddık (R.A.) ile küffarın tazyikinden kurtulmak için tahassun ettikleri Gar-ı Hira'nın kapısında iki nöbetçi gibi, iki güvercinin gelip beklemeleri ve örümcek dahi perdedar gibi hârika bir tarzda kalın bir ağla mağara kapısını örtmesidir ki; örümcek, zayıf ağı ile rüesa-i Kureyş'e galebe etmiştir. Âyet diyor ki: "En zaîf bir hayvana mağlub olacaklarını o müşrikler farazâ bilseler, bu cinayete ve bu sû'-i kasda teşebbüs etmiyeceklerdi..."

Daha fazla tafsilâtı Risale-i Nur'da Mu'cizat-ı Kur'aniyede bulacağınız gibi, ehadîs-i Nebeviye hakkında münafıkların ettikleri itirazların neden tevellüd ettiğini ve ehadîsin tabakalarını tam vuzuh ile Risale-i Nur Külliyatından büyük bir mecmua olan "Sözler Mecmuası"ndaki Yirmidördüncü Söz'ün Üçüncü Dalı beyan ediyor.

(Konferans (Küçük Kitap))

Risale-i Nur'daki Diğer Alakalı Yerler[]

İlgili Resimler/Fotoğraflar[]

İlgili Maddeler[]

  • Ankebut 60

Kaynakça[]

  1. Mu'cizat-ı Kur'aniye'de ﺍَﻟْﻴَﻮْﻡَ ﻧُﻨَﺠِّﻴﻚَ ﺑِﺒَﺪَﻧِﻚَâyetiyle gark olan Firavun'a der: "Bugün gark olan cesedine necat vereceğim." demesiyle umum Firavunların tenasüh fikrine binaen cenazelerini mumyalamakla maziden alıp müstakbeldeki ensal-i âtiyenin temaşagâhına göndermek olan mevt-âlûd, ibret-nüma bir düstur-u hayatiyelerini ifade etmekle beraber, şu asr-ı âhirde o gark olan Firavun'un aynı cesedi olarak keşfolunan bir beden, o mahall-i gark denizinden sahile atıldığı gibi zamanın denizinden asırların mevcelerinin üstünde şu asır sahiline atılacağı mu'cizane bir işaret-i gaybiye ifade eder.
    (Hâşiyenin hâşiyesi): Bu asırda ecnebiler aynı Firavun'un cesedini bulmuşlar. Müzehanelerine götürdükleri, ceridelerle neşredilmiştir.
Advertisement