Yenişehir Wiki
Register
Advertisement

ARAFAT

Mekkenin 16 kilometre dogusunda Hacilarin arefe günü toplandiklari tepe ve bunun etegindeki ova. Tepenin diger bir adi Cebel-ür Rahme (Rahmet dagi)dir. Adem (A.S.) ile Havva anamiz Cennet'ten çikarildiktan sonra burada bir araya geldiler. Ibrahim Peygamber (A.S.) Cebrail ile burada konustu. Hz. Muhammed (ASM) yüzbin insana hitab eden veda hutbesini burada okudu. Insan haklarini 14 asir önce burada dünyaya ilan etti.


Evliya Çelebi der ki:[]

Tamamen Karadeniz’in kuzey tarafı kıyısındadır. Abaza diyarının başlangıcı Faşe çayı sonu batı tarafta, kırk iki konak yerde Kefe eyaleti hükmünde Taman adası yakınında Anapa kalesi limanıdır.

Abaza kavminin ilk çıkışı[]

Tuhfe yazarı şöyle rivayet ediyor:

Cenab-ı Hak Âdem Aleyhisselamı kudret eliyle yeryüzünde yaratmıştır.Cennette civâr-ı izzet’e (yakınına) çağırıp, bütün melekleri ona secde etmeğe memur etmiştir. Lâkin şeytan bu emirden yüz çevirip hile yoluna sapmış ve (beni ateşten yarattın, onu topraktan) diye küstahlık etmiştir.

Hazreti Âdem sülalesinden, Hazreti Peygamberi getirip iki cihanda şefaatcı etmek için Hazreti Âdem’i, buğday bahanesiyle yeryüzünde, Hindistan’a indirmiş, sonra Arafat dağında Havvâ ile birleştirmiştir.

İshak oğlu Muhammed’in dediğine göre, Hazreti Âdem zamanında kırkbine varan evlâdı, tatar suratlı olarak dünyaya yayılmışlardır. Cennette Âdem safî Arabça ve Farsça konuşurken dünyaya inince, Arabçayı unutarak İbrâni, Süryanî, Dahkalî, Durrî dillerini söylemeğe başlamıştır. Halen Kocistan, Berberistan ve diğer kara vilâyetlerinde söylenen diller birbirine benzemez. Âdem oğulları Tufana kadar bu dilleri konuşmuşlardır.

Sonra Cenab-ı Hak Nuh’un Ham, Sam, Yâfes evlâtlarından yetmiş iki millet ve 70 lisan peday olmuştur.Sonra muhtelif cinsler yeryüzüne yayılarak dilleri başkalaşmış, her ilde bir dil türemiştir. Ama önce çeşitli diller çıkaran Hazreti İdris’tir. Çünkü Cenab-ı Hak ona nice bin bilgi ihsan edip kâtip yapmıştır. Vahy ile gönderilen sahifeleri cildlerdi. Tufandan evvel bütün kitaplarını batıda Nil nehri aşırı Hermin dağında saklamıştır. Hâlâ bunlara Firavun dağları derler. Fakat yanlıştır. Bunları Tufandan evvel yapan Sevrid Köhne’dir. Tufandan sonra eski bilginler bu kitapları gözden geçirmişler ve 147 lisan öğrenip dünyaya yaymışlardır. Sonra İshak oğlu Ays’dan, Türkçe dili yayılmıştır ki, Tatar dilidir!.

Tatar kollarından üreyen milletler şunlardır[]

Hind, Sind, Moğani, Loristanî, Multanî, Banbanî, Ateşperest Hindistan (oniki kavim), oniki lisandır. Çin kavmi, Hata, Hıten, Fağfur, Kozak, Moğol, Nogol, Türk Tatar, Özbek, Acem, [Dağıstan]’da Komuk, Kalmuk, 12 kavim, on iki dildir. Noğay, Heştük, Libka, Çağtay, Lezki, Gürcü, Mekril, Şavşad, Dadyan, Açıkbaş, Ermeni, Urum, Türkmen, Kabartay, İsrailî yani Yahudi, Mesku (Gürcüdendir). Yakubî, Karayî (bunların bir şubesi olan Frenkler de oniki kavim, oniki dildir). İspanya, Fransa, Ceneviz, Portakal (Portekiz), Venedik, Dodoşka, Sırp, Lâtin, Bulgar, Hırvat, Lotoryan, Tablan.

Acemden hasıl olan kollar[]

Menuçehr evlâdından dördü kaçarak Eğre tarafında yerleşmişler. «Siz kimsiniz?» diye sorulunca «Men çarız», yâni «dört adamız» demişler. Bundan dolayı adları Macar kalmıştır.

Bunlar onbeş kadar kavimdir. Orta Macar, Erdel Macarı, Sigel, Saz, Hayduşak, Leh, Çeh, Korol, Tot, Karakoros

Ruslar oniki kavimdir ki bunlara İslav denir.Evlak, Boğdan, Sırca, İsveç, Felemenk, Donkarkız, Danimarka, Nemçe, İngiltere, Dış Fransa, Hırvat, Boşnak.

Ama, kabilelerin en şereflisi olan Arap kavminden Mısır kıtasından kırk kadar çeşitli renkler kavimler husule gelmiştir ki şunlardır: Mağribî, Fas, Marakeş, Afno, Mayborna, Cicelkan, Asvanî, Sudanî, Koncu, Kırmanki, Boganeski, Monci, Berberî, Nobi, Zenci, Habeşî, Kilâbî, Alevî, Dombi, Yemen Arabları, Bağdad Arabları, Mevali Arabları, Mekke Arabları ve Medine Arabları, Umman Arabları ve Badiye Arabları, hasılı bütün üçbin altmış kabiledir. Haşimîler, Kureyşli ve Ebtahî’dir. Haşim kabilesinde bu Arab ve Acemin efendisi Hazreti Muhammed dünyaya gelmiştir.

Bu yazılan kavimlerin ataları, Nuh evlâdından Ham, Sam ve Yâfes’e ulaşır. Maksat Abaza kavminin çıkışını söylemek iken mevzudan çıktık.

İnanılır rivayetlere göre Hazreti Ömer’in hilâfeti zamanında Kureyş kabilesinde Beşe adında bir Arap meliki vardı. Kudretli bir hâkim olup Irak, Bahta, Yemen ve Aden memleketlerine sahip idi (?). Bunun beş evlâdı olup, büyük oğlunun adı Cebel-ün Heme idi. İkincisinin Arap, üçüncüsünün Keysu idi. Keysu’nun da Kesr, Meval ve Tay adlı üç oğlu var idi. Nihayet babaları vefât etti. Hazreti Ömer’in emriyle aşiret beyliği büyük oğlu Cebel-ün Heme’ye verildi. Bir gün bu Cebel-ün Heme yanlışlıkla bir bedevinin gözünü çıkardı. Bedevi, Hazreti Ömer’in huzuruna gelerek şikâyet edince, kısas olarak Cebel-ün Heme’nin gözünü çıkartmak icab etti (1)…

Hemen Cebel-ün Heme korkarak, o gece bütün aşiret halkını alıp dört biraderi ile birlikte,Antakya’da Herakl krala varıp bir yer ister. O da bunlara Şam, Trablus dağlarını verip yerleştirdi. Cebel-ün Heme, kuvvetlenip Şam ve Medine taraflarını yağma etmeğe başladı. Üzerine Halid bin Velid, Mikdad bin Esved Hazretlerini gönderdi. Artık Cebel, Cebeliye’de de duramayıp gemilerle İspanya’ya kaçar (?) Avlonya dağlarına yerleşir(?) bunlar Kureyşli olduklarından, oturdukları dağlarda Kureyş dağı ve bunlara da Kureyş Arnavudu derler. Dillerini de Efrenk dilleriyle karıştırarak Arnavud dilini çıkarırlar. Arnavudlar da Araplar gibi saçlı kavimlerdir. Şiirleri, türküleri Araplar gibidir. Onun için Arnavud kavminin asıl adı Arabdandır ki Cebel-ün Heme’dir. İlbasan yakınında yatar. Ama mürted olmuştur (Müslümanlıktan ayrılmıştır) derler. Evlâdı ise sonraları iki kat mürted olmuşlardır. Avlonya ile Delvine arasındaki Dokat dağlarında otururlar. Esmer renkli, Arab lehceli, saçlı Arnavudlardır. Cebel-ün Heme’nin üzerine gelen Halid bin Velid Hazretleri, biraderi Arab’ı, Keysu’nun oğlu Mevali ve Tay’ı yakalayıp Hicaz’a götürdü. Bağdad çölünde yurd verdi. Tayy da, Tayy kabilesine malik olur. Amcası Arab, Umman diyârına malik olur.

Ama Keysu ve biraderi Lazki, Abazı kendi adamlariyle Halid bin Velid’in elinden kaçtı, Konya şehrine, oradan Kostantiniyye’ye gelirler. Fakat o aralık Emevîlerden Ebu Süfyan’ın oğlu Muaviye’nin İstanbul üzerine yürüyeceğini duyduklarından orada da barınamayıp gemilere binerek Karadeniz kıyısındaki, Trabzon tekfuru Yenevan’a varıp sığınacak bir yer ister. O da Lazkiye (?) Çoruh nehri kenarını verir. Laz tâifesi, bu (Lazki) den yayılır. Laz kavmini aslı Arabdır. Ortanca kardeşi Keysu’ya dağlarını verir. Bunun için Çerkesler de Kureyştendirler.Abazi’ye de bu Abaza vilâyetini verdiğinden onun da Karadeniz kenarındaki Abazalar çoğalıp oraları mâmûr ederler. Onun için Abaza kavminin ataları Kureyş kabilesindendir (?!).

Çerkesler, Abazalar, Lazlar, Arnavudlari Umman Arabları, Kis Arabları hep kardeş çocukları Kureyşlilerdir (?) (doğrusunu Allah bilir).(1) __________________________________________________________

(1) Cebele bin Eyhem olacak… Bu takdirde olayın şekli başkadır.

Advertisement