Yenişehir Wiki
Register
Advertisement

Yargıyı FETÖ cemaatinden kurtardınız ancak korku cemaatine teslim ettiniz Bir hakimin isyan mektubu

07.12.2018

Cumhurbaşkanına hakaret suçundan verdiği beraat gerekçesi nedeniyle soruşturulan ve geçen yıl Balıkesir’den Zonguldak Hakimliği’ne, bu yıl da Erzurum Hakimliği’ne gönderilen Adalet.org sitesinin kurucusu Aydın Başar, Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) üyelerine hitaben bir mektup kaleme aldı.


Hakim Aydın Başar mektubunu, yargı mensuplarının resmi sitesi adalet.org’ta yayımladı.

“Sayın HAKİM VE SAVCILAR KURULU üyelerine”

“Sayın üyeler, Meslekte 25 yıl içersindeyim. Şu ana kadar 2010 yılı öncesi HSYK , 2010 sonrası HSYK, 2014-2017 HSYK’na doğrudan yazılar yazdım. Size şu ana kadar doğrudan bir mektup yazmadım. Gücenirseniz diye sizlere de yazmak istedim:) 2010 öncesi HSYK’nun Gaziantep’te yaptığı bir toplantıda onlara ‘Tayin zamanlarında Ankara da oteller doluyormuş, tavassut illetini nasıl yok edeceksiniz’ diye sormuştum. Salonda buz gibi bir hava esmişti. Sadece kadını erkek, erkeği kadın yapamayacak muktedir HSYK üyelerinden biri beni kendi çapında azarlamaya çalışmıştı. Bir diğeri de ‘Hakim bey otelde sana da yer buluruz’ diyerek şaka yollu sorumu geçiştirmişti. Ve 2010 HSYK içinde yazmıştım. Tayinler için, kumbascılar tarafından notları düşürülüp tayin edilen, sürülen meslektaşlarımız için. Ve hatta daha önceden sizin oturduğunuz koltuklarda oturmuş bir meslektaşıma 28 şubat zamanında, eşinin başörtüsünü mesleki istikbalin, korkun için açarsan senle arkadaşlığı keserim demiştim. Kardeşim dediğim eşinin başını korkusundan açmadı ve benim arkadaşım olarak kaldı. Adam olmak, dünya görüşü ve siyasi görüşü ile paralel bir şey değildi. Adam olmak hangi düşünceden olursa olsun insan olmakla ilgiliydi. O zamanlar adalet.org olmadığı için bunu tabiî ki aleni bir ortamda o zamanın HSYK’na yazamamıştım.”

“CÜBBESİNİ, EMRİNDE OLDUĞU TARİKATA TAHSİS EDENLER”

“Şu 25 yıllık mesleki yaşamımda hep mesleğimin bağımsızlığını ve tarafsızlığını savundum.Adalet yoksa özgürlük yoktur.Adalet yoksa demokrasi yoktur.Adalet yoksa devlet yoktur.Adalet yoksa insan yoktur.Düşünceleri yaşam felsefem oldu” diyen Hakim Başar, şu kritik uyarıyı yaptı:

“Mesleğe başladığımız da tek ülkümüz, bağımsız ve tarafsız bir hakim olmaktı. Ancak bilmediğimiz ve sonra farkına vardığımız gerçekler, bizim saf insanlar olduğumuzu ortaya çıkardı. Hesapsızdık, bir ajandamız yoktu, ancak bu meslekte hesaplılarla karşılaştık. Cübbesini, emrinde olduğu tarikata tahsis edenlerle. Kimsenin günahına giremem. Hangisi cübbesini sattı bilemem. Ama bizden farklıydılar. Bizim tarikatımız devlet, kurallarımız kanundu. Onların başkaydı.”

“FETÖ’DEN KURTARDINIZ ANCAK YARGIYI KORKU CEMAATİNE TESLİM ETTİNİZ”

Hakim Başar, yargıdaki FETÖ dönemiyle ilgili “Yaşananlara biz neden olmadık. Bu kişileri mesleğe biz almadık. İlk önce kahraman ilan edilip, sonra hain edilen bu kişilerin egemen olduğu yargıdan biz zarar gördük. Mesleki barış ve güven bozuldu. İnsan travmaları yaşadık. Herkes birbirine güvensizlikle bakmaya başladı. Yargı savaş alanına dönüştü. Ve sonucu hepimiz biliyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

“Yargıyı bir tarikat liderinden emir alan cemaat yargısından kurtardınız, bu bizim de emelimizdir. Ancak şunu bilin, Fetö cemaatinden kurtardınız ancak yargıyı korku cemaatine teslim ettiniz” diyen Hakim Başar mektubun şöyle sürdürdü:

“Bu mesleğin üyeleri artık kendi meslekleri konusunda bile bir düşünce açıklamaktan korkuyorlar. Siyaset ile yargının buluştuğu bir davada karar verirken kendilerini baskı altında hissediyorlar.

Sizlere göre biz neyiz,tehlikeli adamlar mıyız. Düşünüp, bazen konuştuğumuz için, demokratik bir hakkımızı, mesleğe dair eleştirilerimizi sunduğumuz için. Size göre bizim siyasetimiz nedir. Biz neciyiz. Şu meslekte cübbemden başka ne üstüne ne altına başka bir şey giymedim. Milletimizin tek bir ferdini bile ayırmadık. Düşman mıyız biz. Sıra bize mi geldi artık. Korku cemaatini tam anlamıyla yürürlüğe mi koydunuz. Vicdanen verdiğimiz bir karar da azıcık zülfüyare dokunsak, hakkımızda soruşturma açıp sürüyorsunuz. Dün yazdıklarımızdan cımbızla sözcükler çekip hakkımızda soruşturma açıyorsunuz. Ne olacak biz olmaz isek çok mu rahatlayacaksınız. Zaten sayılı sayıda olan bu renkleri soldurduğunuz da yargı sorunsuz bir alan mı olacak. Tek renkli yargı. Tasfiye edilen terör örgütü de benzer bir yargıyı özlüyordu. Siz demediniz mi,yargı cemaat yargısından kurtulduk dan sonra ,daha renkli özgür ve bağımsız olacak. Bu mu sizin bağımsızlık ve çok renklilik anlayışınız.”

“BİZLER NESLİ YOK OLMAKTA OLAN HAKİM VE SAVCILARIZ”

Hakim Aydın Başar, HSK üyelerine yönelik mektubunu şu sözlerle sonlandırdı:

“Güç sizde, bizim gücümüz yüreğimizden bozulmadan gelen düşüncelerimizdir. Bilirim güç karşısında söylediğiniz sözler anlamsız ve adama bak karşımızda nasıl konuşuyor tepkisini ve daha ötesinde zarar verme düşüncesini de ortaya çıkarabilir. Doğrunun bedeli varsa o bedeli ödemekten de korkmuş değilim. Hakim adaylığından bugüne kadar vicdanım susmadı.

Biraz gülümseme ile sözümü ve yazımı bağlayayım. Bizler nesli yok olmakta olan hakim ve savcılarız. Bizi korumaya almanız gerekirken, yok etmeyin. Hiç yoktan, yarın bir gün bak bizde böyle hakim ve savcılar da var deme imkanından mahrum kalmazsınız.

Kumpasın, haksızlığın olmadığı, mesleki barışı ve adaleti egemen kıldığınız bir yargıyı inşa etmeniz dileğiyle ve ayrıca sorumluluğunuz olduğunu hatırlatarak asil olan makamlarınıza saygılarımı, vicdanlarınıza selamlarımı gönderiyorum.

Aydın Başar Erzurum Hakimi”

Advertisement