Yenişehir Wiki
Register
Advertisement

Bağlantı başlığı

Nihayet neyse idrak ettiğin şey ömr-i fânîden Hatıralar Bayrak
Mehmet Akif Ersoy
Şehamet dini, gayret dini ancak Müslümanlıktır


Disambig Bakınız: Biz ki yarmıştık şu unun büyük ummanını/1 , Biz ki yarmıştık şu unun büyük ummanını/2 , Biz ki yarmıştık şu unun büyük ummanını/3 , Biz ki yarmıştık şu unun büyük ummanını/4 , Biz ki yarmıştık şu unun büyük ummanını/Osmanlıca , Biz ki yarmıştık şu unun büyük ummanını/İngilizce


Düz Liseler için sunumu[]

Biz ki yarmıştık şu'unun büyük ummanını
Güncel Türkçesi
Biz ki yarmıştık şu'ûnun en büyük ummânını; Çiğnemiştik yükselen emvâc-i bî-pâyânını
Biz ki yarıp geçmiştik muazzam bir olaylar okyanusunu; Çiğnemiştik onun yükselen sayısız dalgalarını;
Hâkim olmuştuk bütün bir âlemin eyyamına;
Biz ki devirler, çağlar ve olayların karşımıza dikilmesine rağmen
Hâkim olmuştuk bütün zamanına dünyanın

Şimdi tek bir dalganın pâmâl-i izmihlaliyiz!

Şimdi sahillerde mahkûmiyyetin timsâliyiz!

Şimdi tek bir dalganın altında ezilmekteyiz!

Şimdi sahillerde mahkum olmanın sembolüyüz!

Böyle bir sadmeyle alt üst olsun en müdhiş gemi...

Dehşetin te'sîri hâlâ sarsıyor endîşemi!

Böyle tek bir vuruşla alt üst olsun en müdhiş gemi...

Dehşetin etkisi hâlâ sarsmakta endîşemi!

Öyle salgındır felâket, öyle anîdir ölüm:

Hem görür göz, hem aceb rü'ya mıdır, der, gördüğüm?

Öyle salgındır felâket, öyle anîdir ölüm:

Hem görür göz, hem acaba rüya mıdır, der, gördüğüm?

Nerde rü'yâ! Gördüğün ayniyle vâki'dir senin.

Gayr-i vâki' noktalar: Ancak o mühlik sadmenin,

Nerde rüya! Gördüğün aynen olmuştur senin.

Olmamış olan şeyler ise o yok edici vuruşun,

Bir dışardan, bir kaza, bir nâgehânî olması.

Bir de - en yanlış kana'at - âsümânî olması;

Dışardan, kazaen ve aniden yapılmış olması;

Bir de - en yanlış fikir budur - Gökten, Allah'tan gelmesi.

Dahilîdir sadme... Hâriçten değil... Asla değil!

Sonra, olmaz ez-kazâ dünyâda bir şey, böyle bil!

Hayır bu felaket içeridendir... Dışardan değil... Asla değil!

Sonra dünyada kazaen bir şey olmaz, böyle bil!

Nâgehânî lâfzının ma'nâsı yoktur, herzedir:

En beyinsizler bu istikbâli zîrâ kestirir.

Aniden sözünün anlamı yoktur, saçmadır

En beyinsizler bile böyle bir geleceği kestirir;

Gökten inmez bir de hiçbir şey... Bütün yerden taşar;

Kendi ahlâkiyle bir millet ölür, yâhud yaşar.

Gökten inmez bir de hiçbir şey... Bütün yerden taşar.

Kendi ahlakıyla bir millet ölür veya yaşar.

Çiğnenirsek biz bugün, çiğnenmek istihkakımız:

Çünkü izzet nerde, bir bak, nerdedir ahlâkımız.

Çiğnenirsek biz bugün, çiğnenmek bizim hakkımız:

Çünkü haysiyet nerde, bir bak, nerdedir ahlâkımız.

Müslümanlık pâk sîretten ibaretken, yazık!

Öyle saplandık ki levsiyyâta: Hâlâ çıkmadık!

Müslümanlık tertemiz bir iç hayattan ibaretken, yazık!

Öyle saplandık ki pisliklere: Hâlâ çıkmadık!

Zulme tapmak, adli tepmek, hakka hiç aldırmamak;

Kendi âsûdeyse, dünyâ yansa, baş kaldırmamak;

Zulme tapmak, adaleti tepmek, hakka hiç aldırmamak;

Kendi rahatsa, dünya yansa, baş kaldırmamak;

Ahdi nakzetmek, yalan sözden tehâşî etmemek;

Kuvvetin meddahı olmak, aczi hiç söyletmemek;

Verdiği sözden caymak, yalan sözden çekinmemek;

Kuvveti alkışlamak, güçsüzü hiç söyletmemek;

Mübtezel birçok merasim: İnhinalar, yatmalar,

Şaklabanlıklar, riyalar, muttasıl aldatmalar;

O her zaman yapılan hareketler: Eğilip iki büklüm olmalar, yatmalar,

Şaklabanlıklar, ikiyüzlülükler, devamlı aldatmalar

Fırka, milliyyet, lisan nâmvyla dâim ayrılık;

En samimî kimseler beyninde en ciddî açık;

Parti, millet, dil adına sürekli bir ayrılık;

En samimi kimseler arasında en ciddi açık;

Enseden arslan kesilmek, cebheden yaltak kedi...

Müslümanlık bizden evvel böyle zillet görmedi!

Arkadan arslan kesilmek, yüz yüze yaltak kedi...

Müslümanlık bizden önce böyle horlanış görmedi!

Hâlimiz bir inhilâl etmiş vücûdun hâlidir;

Rûh-i izmihlalimiz ahlâkın izmihlalidir.

Halimiz bir çöküntüye uğramış vücûdun hâlidir;

Çöküşümüzün asıl sebebi ahlâkın çöküşüdür.

Sâde bir sözdür fakat hikmetlerin en mücmeli:

Bir halâs imkânı var: Ahlâkımız yükselmeli

Sâde bir sözdür fakat hikmetlerin en özlüsü

Tek kurtuluş imkânı var: Ahlâkımız yükselmeli.

Yoksa pek korkunç olur katmerleşip hüsranımız...

Çünkü hem dünyâ gider, hem din, eğer yapmazsanız.

Yoksa pek korkunç olur katmerlenip kayıplarımız...

Çünkü hem dünya gider, hem din, eğer yapmazsanız

20 Haziran 1329
3 Temmuz 1913


Anadolu Liseleri ve İngilizce eğitim veren Üniversiteler için sunumu[]

Biz ki yarmıştık şu'unun büyük ummanını
Güncel Türkçesi
İngilizce Tercüme
Biz ki yarmıştık şu'ûnun en büyük ummânını; Çiğnemiştik yükselen emvâc-i bî-pâyânını
Biz ki yarıp geçmiştik muazzam bir olaylar okyanusunu; Çiğnemiştik onun yükselen sayısız dalgalarını;
We have a tremendous events that crossed the ocean broke through;
Chew his countless waves of the rising;
Hâkim olmuştuk bütün bir âlemin eyyamına;
Biz ki devirler, çağlar ve olayların karşımıza dikilmesine rağmen
Hâkim olmuştuk bütün zamanına dünyanın
We are the transfers, although the ages and planting events across All the time we had the judge in the world

Şimdi tek bir dalganın pâmâl-i izmihlaliyiz!

Şimdi sahillerde mahkûmiyyetin timsâliyiz!

Şimdi tek bir dalganın altında ezilmekteyiz!

Şimdi sahillerde mahkum olmanın sembolüyüz!

Now, under a single wave squeeze!

Böyle bir sadmeyle alt üst olsun en müdhiş gemi...

Dehşetin te'sîri hâlâ sarsıyor endîşemi!

Böyle tek bir vuruşla alt üst olsun en müdhiş gemi...

Dehşetin etkisi hâlâ sarsmakta endîşemi!

İngilizce Tercüme Buraya

Öyle salgındır felâket, öyle anîdir ölüm:

Hem görür göz, hem aceb rü'ya mıdır, der, gördüğüm?

Öyle salgındır felâket, öyle anîdir ölüm:

Hem görür göz, hem acaba rüya mıdır, der, gördüğüm?

İngilizce Tercüme Buraya

Nerde rü'yâ! Gördüğün ayniyle vâki'dir senin.

Gayr-i vâki' noktalar: Ancak o mühlik sadmenin,

Nerde rüya! Gördüğün aynen olmuştur senin.

Olmamış olan şeyler ise o yok edici vuruşun,

İngilizce Tercüme Buraya

Bir dışardan, bir kaza, bir nâgehânî olması.

Bir de - en yanlış kana'at - âsümânî olması;

Dışardan, kazaen ve aniden yapılmış olması;

Bir de - en yanlış fikir budur - Gökten, Allah'tan gelmesi.

İngilizce Tercüme Buraya

Dahilîdir sadme... Hâriçten değil... Asla değil!

Sonra, olmaz ez-kazâ dünyâda bir şey, böyle bil!

Hayır bu felaket içeridendir... Dışardan değil... Asla değil!

Sonra dünyada kazaen bir şey olmaz, böyle bil!

İngilizce Tercüme Buraya

Nâgehânî lâfzının ma'nâsı yoktur, herzedir:

En beyinsizler bu istikbâli zîrâ kestirir.

Aniden sözünün anlamı yoktur, saçmadır

En beyinsizler bile böyle bir geleceği kestirir;

İngilizce Tercüme Buraya

Gökten inmez bir de hiçbir şey... Bütün yerden taşar;

Kendi ahlâkiyle bir millet ölür, yâhud yaşar.

Gökten inmez bir de hiçbir şey... Bütün yerden taşar.

Kendi ahlakıyla bir millet ölür veya yaşar.

İngilizce Tercüme Buraya
Çiğnenirsek biz bugün, çiğnenmek istihkakımız:

Çünkü izzet nerde, bir bak, nerdedir ahlâkımız.

Çiğnenirsek biz bugün, çiğnenmek bizim hakkımız:

Çünkü haysiyet nerde, bir bak, nerdedir ahlâkımız.

İngilizce Tercüme Buraya

Müslümanlık pâk sîretten ibaretken, yazık!

Öyle saplandık ki levsiyyâta: Hâlâ çıkmadık!

Müslümanlık tertemiz bir iç hayattan ibaretken, yazık!

Öyle saplandık ki pisliklere: Hâlâ çıkmadık!

İngilizce Tercüme Buraya

Zulme tapmak, adli tepmek, hakka hiç aldırmamak;

Kendi âsûdeyse, dünyâ yansa, baş kaldırmamak;

Zulme tapmak, adaleti tepmek, hakka hiç aldırmamak;

Kendi rahatsa, dünya yansa, baş kaldırmamak;

İngilizce Tercüme Buraya

Ahdi nakzetmek, yalan sözden tehâşî etmemek;

Kuvvetin meddahı olmak, aczi hiç söyletmemek;

Verdiği sözden caymak, yalan sözden çekinmemek;

Kuvveti alkışlamak, güçsüzü hiç söyletmemek;

İngilizce Tercüme Buraya

Mübtezel birçok merasim: İnhinalar, yatmalar,

Şaklabanlıklar, riyalar, muttasıl aldatmalar;

O her zaman yapılan hareketler: Eğilip iki büklüm olmalar, yatmalar,

Şaklabanlıklar, ikiyüzlülükler, devamlı aldatmalar

İngilizce Tercüme Buraya

Fırka, milliyyet, lisan nâmvyla dâim ayrılık;

En samimî kimseler beyninde en ciddî açık;

Parti, millet, dil adına sürekli bir ayrılık;

En samimi kimseler arasında en ciddi açık;

İngilizce Tercüme Buraya

Enseden arslan kesilmek, cebheden yaltak kedi...

Müslümanlık bizden evvel böyle zillet görmedi!

Arkadan arslan kesilmek, yüz yüze yaltak kedi...

Müslümanlık bizden önce böyle horlanış görmedi!

İngilizce Tercüme Buraya

Hâlimiz bir inhilâl etmiş vücûdun hâlidir;

Rûh-i izmihlalimiz ahlâkın izmihlalidir.

Halimiz bir çöküntüye uğramış vücûdun hâlidir;

Çöküşümüzün asıl sebebi ahlâkın çöküşüdür.

İngilizce Tercüme Buraya

Sâde bir sözdür fakat hikmetlerin en mücmeli:

Bir halâs imkânı var: Ahlâkımız yükselmeli

Sâde bir sözdür fakat hikmetlerin en özlüsü

Tek kurtuluş imkânı var: Ahlâkımız yükselmeli.

İngilizce Tercüme Buraya

Yoksa pek korkunç olur katmerleşip hüsranımız...

Çünkü hem dünyâ gider, hem din, eğer yapmazsanız.

Yoksa pek korkunç olur katmerlenip kayıplarımız...

Çünkü hem dünya gider, hem din, eğer yapmazsanız

İngilizce Tercüme Buraya
20 Haziran 1329
3 Temmuz 1913
İngilizce Tercüme Buraya



Sosyal Bilimler Lisesi için sunumu[]

Biz ki yarmıştık şu'unun büyük ummanını
Güncel Türkçesi
İngilizce Tercüme
Osmanlıca
Biz ki yarmıştık şu'ûnun en büyük ummânını; Çiğnemiştik yükselen emvâc-i bî-pâyânını
Biz ki yarıp geçmiştik muazzam bir olaylar okyanusunu; Çiğnemiştik onun yükselen sayısız dalgalarını;
We have a tremendous events that crossed the ocean broke through;
Chew his countless waves of the rising;
örnek osmanlıca مقدمة
Hâkim olmuştuk bütün bir âlemin eyyamına;
Biz ki devirler, çağlar ve olayların karşımıza dikilmesine rağmen
Hâkim olmuştuk bütün zamanına dünyanın
We are the transfers, although the ages and planting events across All the time we had the judge in the world
örnek osmanlıca مقدمة

Şimdi tek bir dalganın pâmâl-i izmihlaliyiz!

Şimdi sahillerde mahkûmiyyetin timsâliyiz!

Şimdi tek bir dalganın altında ezilmekteyiz!

Şimdi sahillerde mahkum olmanın sembolüyüz!

Now, under a single wave squeeze!
örnek osmanlıca مقدمة

Böyle bir sadmeyle alt üst olsun en müdhiş gemi...

Dehşetin te'sîri hâlâ sarsıyor endîşemi!

Böyle tek bir vuruşla alt üst olsun en müdhiş gemi...

Dehşetin etkisi hâlâ sarsmakta endîşemi!

İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة

Öyle salgındır felâket, öyle anîdir ölüm:

Hem görür göz, hem aceb rü'ya mıdır, der, gördüğüm?

Öyle salgındır felâket, öyle anîdir ölüm:

Hem görür göz, hem acaba rüya mıdır, der, gördüğüm?

İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة

Nerde rü'yâ! Gördüğün ayniyle vâki'dir senin.

Gayr-i vâki' noktalar: Ancak o mühlik sadmenin,

Nerde rüya! Gördüğün aynen olmuştur senin.

Olmamış olan şeyler ise o yok edici vuruşun,

İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة

Bir dışardan, bir kaza, bir nâgehânî olması.

Bir de - en yanlış kana'at - âsümânî olması;

Dışardan, kazaen ve aniden yapılmış olması;

Bir de - en yanlış fikir budur - Gökten, Allah'tan gelmesi.

İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة

Dahilîdir sadme... Hâriçten değil... Asla değil!

Sonra, olmaz ez-kazâ dünyâda bir şey, böyle bil!

Hayır bu felaket içeridendir... Dışardan değil... Asla değil!

Sonra dünyada kazaen bir şey olmaz, böyle bil!

İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة

Nâgehânî lâfzının ma'nâsı yoktur, herzedir:

En beyinsizler bu istikbâli zîrâ kestirir.

Aniden sözünün anlamı yoktur, saçmadır

En beyinsizler bile böyle bir geleceği kestirir;

İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة

Gökten inmez bir de hiçbir şey... Bütün yerden taşar;

Kendi ahlâkiyle bir millet ölür, yâhud yaşar.

Gökten inmez bir de hiçbir şey... Bütün yerden taşar.

Kendi ahlakıyla bir millet ölür veya yaşar.

İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
Çiğnenirsek biz bugün, çiğnenmek istihkakımız:

Çünkü izzet nerde, bir bak, nerdedir ahlâkımız.

Çiğnenirsek biz bugün, çiğnenmek bizim hakkımız:

Çünkü haysiyet nerde, bir bak, nerdedir ahlâkımız.

İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة

Müslümanlık pâk sîretten ibaretken, yazık!

Öyle saplandık ki levsiyyâta: Hâlâ çıkmadık!

Müslümanlık tertemiz bir iç hayattan ibaretken, yazık!

Öyle saplandık ki pisliklere: Hâlâ çıkmadık!

İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة

Zulme tapmak, adli tepmek, hakka hiç aldırmamak;

Kendi âsûdeyse, dünyâ yansa, baş kaldırmamak;

Zulme tapmak, adaleti tepmek, hakka hiç aldırmamak;

Kendi rahatsa, dünya yansa, baş kaldırmamak;

İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة

Ahdi nakzetmek, yalan sözden tehâşî etmemek;

Kuvvetin meddahı olmak, aczi hiç söyletmemek;

Verdiği sözden caymak, yalan sözden çekinmemek;

Kuvveti alkışlamak, güçsüzü hiç söyletmemek;

İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة

Mübtezel birçok merasim: İnhinalar, yatmalar,

Şaklabanlıklar, riyalar, muttasıl aldatmalar;

O her zaman yapılan hareketler: Eğilip iki büklüm olmalar, yatmalar,

Şaklabanlıklar, ikiyüzlülükler, devamlı aldatmalar

İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة

Fırka, milliyyet, lisan nâmvyla dâim ayrılık;

En samimî kimseler beyninde en ciddî açık;

Parti, millet, dil adına sürekli bir ayrılık;

En samimi kimseler arasında en ciddi açık;

İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة

Enseden arslan kesilmek, cebheden yaltak kedi...

Müslümanlık bizden evvel böyle zillet görmedi!

Arkadan arslan kesilmek, yüz yüze yaltak kedi...

Müslümanlık bizden önce böyle horlanış görmedi!

İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة

Hâlimiz bir inhilâl etmiş vücûdun hâlidir;

Rûh-i izmihlalimiz ahlâkın izmihlalidir.

Halimiz bir çöküntüye uğramış vücûdun hâlidir;

Çöküşümüzün asıl sebebi ahlâkın çöküşüdür.

İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة

Sâde bir sözdür fakat hikmetlerin en mücmeli:

Bir halâs imkânı var: Ahlâkımız yükselmeli

Sâde bir sözdür fakat hikmetlerin en özlüsü

Tek kurtuluş imkânı var: Ahlâkımız yükselmeli.

İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة

Yoksa pek korkunç olur katmerleşip hüsranımız...

Çünkü hem dünyâ gider, hem din, eğer yapmazsanız.

Yoksa pek korkunç olur katmerlenip kayıplarımız...

Çünkü hem dünya gider, hem din, eğer yapmazsanız

İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
20 Haziran 1329
3 Temmuz 1913
İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة
video
Güncel Türkçesi Buraya
İngilizce Tercüme Buraya
örnek osmanlıca مقدمة


Şiir Metni
Güncel Türkçesi
İngilizce Tercüme
Osmanlıca
Müslümanlık huyun güzelliğinden ibarettir.
Biz ki yarmıştık şu'ûnun en büyük ummânını;
Çiğnemiştik yükselen emvâc-i bî-pâyânını
Biz ki edvarın, kurunun, hâdisâtın rağmına,
Hâkim olmuştuk bütün bir âlemin eyyamına;

Şimdi tek bir dalganın pâmâl-i izmihlaliyiz!

Şimdi sahillerde mahkûmiyyetin timsâliyiz!



Böyle bir sadmeyle alt üst olsun en müdhiş gemi...

Dehşetin te'sîri hâlâ sarsıyor endîşemi!



Öyle salgındır felâket, öyle anîdir ölüm:

Hem görür göz, hem aceb rü'ya mıdır, der, gördüğüm?



Nerde rü'yâ! Gördüğün ayniyle vâki'dir senin.

Gayr-i vâki' noktalar: Ancak o mühlik sadmenin,



Bir dışardan, bir kaza, bir nâgehânî olması.

Bir de - en yanlış kana'at - âsümânî olması;

Dahilîdir sadme... Hâriçten değil... Asla değil!

Sonra, olmaz ez-kazâ dünyâda bir şey, böyle bil!

Nâgehânî lâfzının ma'nâsı yoktur, herzedir:

En beyinsizler bu istikbâli zîrâ kestirir.

Gökten inmez bir de hiçbir şey... Bütün yerden taşar;

Kendi ahlâkiyle bir millet ölür, yâhud yaşar.


Çiğnenirsek biz bugün, çiğnenmek istihkakımız:

Çünkü izzet nerde, bir bak, nerdedir ahlâkımız.

Müslümanlık pâk sîretten ibaretken, yazık!

Öyle saplandık ki levsiyyâta: Hâlâ çıkmadık!

Zulme tapmak, adli tepmek, hakka hiç aldırmamak;

Kendi âsûdeyse, dünyâ yansa, baş kaldırmamak;

Ahdi nakzetmek, yalan sözdentehâşî etmemek;

Kuvvetin meddahı olmak, aczi hiç söyletmemek;

Mübtezel birçok merasim: İnhinalar, yatmalar,

Şaklabanlıklar, riyalar,muttasıl aldatmalar;

Fırka, milliyyet, lisan nâmvyla dâim ayrılık;

En samimî kimseler beyninde en ciddî açık;

Enseden arslan kesilmek, cebheden yaltak kedi...


Müslümanlık bizden evvel böyle zillet görmedi!

Hâlimiz bir inhilâl etmiş vücûdun hâlidir;

Rûh-i izmihlalimiz ahlâkın izmihlalidir.

Sâde bir sözdür fakat hikmetlerin en mücmeli:

Bir halâs imkânı var: Ahlâkımız yükselmeli

Yoksa pek korkunç olur katmerleşip hüsranımız...

Çünkü hem dünyâ gider, hem din, eğer yapmazsanız.

20 Haziran 1329
Müslümanlık huyun güzelliğinden ibarettir.
Biz ki yarıp geçmiştik muazzam bir olaylar okyanusunu;
Çiğnemiştik onun yükselen sayısız dalgalarını;
Biz ki devirler, çağlar ve olayların karşımıza dikilmesine rağmen
Hâkim olmuştuk bütün zamanına dünyanın

Şimdi tek bir dalganın altında ezilmekteyiz!

Şimdi sahillerde mahkum olmanın sembolüyüz!



Böyle tek bir vuruşla alt üst olsun en müdhiş gemi...

Dehşetin etkisi hâlâ sarsmakta endîşemi!



Öyle salgındır felâket, öyle anîdir ölüm:

Hem görür göz, hem acaba rüya mıdır, der, gördüğüm?



Nerde rüya! Gördüğün aynen olmuştur senin.

Olmamış olan şeyler ise o yok edici vuruşun,



Dışardan, kazaen ve aniden yapılmış olması;

Bir de - en yanlış fikir budur - Gökten, Allah'tan gelmesi.

Hayır bu felaket içeridendir... Dışardan değil... Asla değil!

Sonra dünyada kazaen bir şey olmaz, böyle bil!

Aniden sözünün anlamı yoktur, saçmadır

En beyinsizler bile böyle bir geleceği kestirir;

Gökten inmez bir de hiçbir şey... Bütün yerden taşar.

Kendi ahlakıyla bir millet ölür veya yaşar.


Çiğnenirsek biz bugün, çiğnenmek bizim hakkımız:

Çünkü haysiyet nerde, bir bak, nerdedir ahlâkımız.

Müslümanlık tertemiz bir iç hayattan ibaretken, yazık!

Öyle saplandık ki pisliklere: Hâlâ çıkmadık!

Zulme tapmak, adaleti tepmek, hakka hiç aldırmamak;

Kendi rahatsa, dünya yansa, baş kaldırmamak;

Verdiği sözden caymak, yalan sözden çekinmemek;

Kuvveti alkışlamak, güçsüzü hiç söyletmemek;

O her zaman yapılan hareketler: Eğilip iki büklüm olmalar, yatmalar,

Şaklabanlıklar, ikiyüzlülükler, devamlı aldatmalar;

Parti, millet, dil adına sürekli bir ayrılık;

En samimi kimseler arasında en ciddi açık;

Arkadan arslan kesilmek, yüz yüze yaltak kedi...


Müslümanlık bizden önce böyle horlanış görmedi!

Halimiz bir çöküntüye uğramış vücûdun hâlidir;

Çöküşümüzün asıl sebebi ahlâkın çöküşüdür.

Sâde bir sözdür fakat hikmetlerin en özlüsü

Tek kurtuluş imkânı var: Ahlâkımız yükselmeli.

Yoksa pek korkunç olur katmerlenip kayıplarımız...

Çünkü hem dünya gider, hem din, eğer yapmazsanız.

3 Temmuz 1913

The beauty of Islam consists of temper. Hadith We have a tremendous events that crossed the ocean broke through;


Chew his countless waves of the rising; We are the transfers, although the ages and planting events across All the time we had the judge in the world. Now, under a single wave squeeze!


Because the world goes, and religion, if you do not do.


Otherwise, casualties would be very scary…


One possibility of salvation:the ethics elevation.


A simple word of wisdom, but the most concise


The real reasonfor the collapse of morality the way we


Our situation has collapsed in a state of the body;


Crush Islam before us did not see it!


Back-to be a lion face to face, ordinary cat…


Among the most friendly people on the most serious;


The party, nation, language in the name of a permanent separation


Lying, continuous fake;


He always made motions:two-fold-ups, bent down, to sleep,


Applaud to force, no rule smb.Out of order the weak;


Back out of his promise, promise liberty to lie;


If he relaxed, if only the world fires, doing nothing


Persecution worship, justice kick, no right to ignore;


Such so stuck into the dirt:stil didn’t exit


When Islam is only a pure domestic life alas!


Because where is dignity,look, where is our morality


We have counted the days,not our right to be presumed


A nation dies or lives of their own moral values


Nothing descend from the sky...from where it would exceed all


Even the most foolish estimate like that a future


Suddenly, your promise is meaningless,absurd


Then an don’t happens as an accident in the world, know it!


No, in this disaster ... Not from the outside ... Not Never!


Also-this is the most wrongidea -from the sky, coming from God.


External, accidental, and suddenly to be made


If things didn’t happen that devastating stroke,


Where is the dream!You see, I was just rewards. Both the eyes sees,and I wonder is ita dream,he says, I have seen?


It catastrophic epidemic, it is a moment of death:


Horror effects are still jerking my concern


The most perfect ship upside down with a single stroke,


We are a symbol of being sentenced on beaches now.


Faithfull’s have a tenacity for hell next to God: A number of

3 July, 1913

örnek osmanlıca مقدمة
Safahat logo

Şablon:Düz liseler için safahat projesi
Şablon:Anadolu liseleri için safahat projesi
Şablon:Sosyal Bilimler Liseleri için safahat projesi
Şablon:Türki Dillerde Safahat Projesi
Şablon:Safahat İngilizceye Tercüme Projesi

Advertisement