Yenişehir Wiki
Register
Advertisement
Ezanlar Safahat Bayrak
Mehmet Akif Ersoy
Bir Mersiye
Canan yurdu 1
Canan yurdu 2
Canan yurdu 3
Bakınız

Şablon:Canan Yurdu - d


Canan Yurdu
Cânan Yurdu
Cânan Yurdu - Mehmet Akif Ersoy - Safahat
Cânan Yurdu/1
Cânan Yurdu/2
Cânan Yurdu/3
Cânan Yurdu/4
Cânan Yurdu/Osmanlıca
Cânan Yurdu/Arapça
Cânan Yurdu/İngilizce
Canan Yurdu/AUDİO [1]

Safahat / Cânan Yurdu


Eyvâh, ıssız diyâr-ı dilber ...

Her hatvesi bir mezâr-ı muğber!

Uçmuş da içindeki terâne

Kalmış sessiz bir âşiyâne.

Yer yer medfûn durur emeller...

Gûyâ ki kıyâm-ı haşri bekler!

Yâ Rab! Niye böyle bir yığın hâk

Olmuş yatıyor o buk’a-i pâk?

Yâ Rab, ne için o lem’a nâbûd ?

Yâ Rab, ne için bu sâye memdûd ?

Yâ Rab, ne demek harîm-i cânan

Üstünde bu perde perde hicran?

Lâkin görünen kimin hayâli?

Cânan gibi tıpkı yâl ü bâli...

Gîsû-yi siyâh-ı târumârı,

Altında cebîn-i lem’adârı,

Zulmetler içinde subh-i mahmûr;

Yâ gözbebeğinde nazra-i nûr;

Yâ ebr-i bahâr içinde cevvâl

Bârân şeklinde dürr-i seyyâl;

Yâ sînede her zaman coşan yâd,

Yâ kayd-i bedende rûh-i âzâd.

Ey tayf-ı nigeh-firîbi yârın,

Olmaz mı bir ân için karârın?

Heyhât, serâb-ı şavka döndün...

Karşımda parıldamanla söndün...

Kimden sorayım ki nerde dilber?

Makber gibi samt içinde her yer.

Cânan! Cânan!.. dedim, arandım...

“Bir aks-i nidâ” dedikçe, yandım!

Yâ Rab, neye hem sağır, hem ebkem,

Dağlar, dereler, bütün şu âlem?

Ey sevdiğimin sevimli yurdu,

Hâlin bana şimdi pek dokundu!

Aç sîneni; yâd-ı nükhetinden

Bir şemmeye kâilim bugün ben.

Bir vakt o şemîm-i nâz-perver

Tâ subha kadar yanımda bekler,

-Ümmîde verip bekâ sabûhu -

Sermest-i safâ ederdi rûhu.

Heyhât o nesîm-i sâf şimdi

Nâzan, nâzan semâya gitti.

Ey lâne-i târumâr söyle,

Cânan sana artık inmiyor mu?

Ey mâtem-i pâyidâr söyle,

Sâhandaki nevha dinmiyor mu?

Ey ebr-i semâ-güzîn-i seyyâr,

Yâdında mıdır o nazlı reftâr ?

Ey darbe-i bâda karşı, ra’şân ,

İnşâd-ı enîn eden nihâlân !

Bir şi’r-i revân olup da cânan,

Geçmez mi bu gölgeden hırâman ?

Ey dilber-i mihriban, zuhûr et!

Ömrüm gibi ansızın mürûr et!

Yâ kalb-i fezâya bir hutûr et:

Âfâkımı lem’a lem’a nûr et.

Bin nevha-i cân içimde pür-cûş

Geldim bu garîb yurda, medhûş.

Feryâdımı yok mu eyliyen gûş?

Yâ Rab, bu nasıl cihân-ı hâmûş:

Bir “yok!” diyecek sadâ da yokmuş!..

Tekli tablo[]

Şiir Metni
Eyvâh ıssız diyârdilber...

Her hatvesi bir mezâr-ı muğber!

Uçmuş da bakındığım terâne,

Kalmış sessiz bir âşiyâne.

Yer yer medfun durur emeller...

Gûyâ ki kıyâm-ı haşri bekler!

Rab! Niye böyle bir yığın hâk
Olmuş yatıyor o buk'a-i pâk
Rab, ne için o lem'anâbûd?

Rab, ne için busâye memdûd?

Rab, ne demek harîm-i cânan,
Üstünde bu perde perde hicran?
Lâkin görünen kiminhayâli?

Cânan gibi tıpkı yâl ü bâli...

Keysû-yi siyâh-ı târumârı,

Altında cebîn-i lem'a-dârı,

Zulmetler içinde subh-i mahmûr;

Yâ gözbebeğinde nazra-i nûr;

ebr-i bahâr içinde cevvâl<br\/>Bârân şeklinde dürr-i seyyâl;
sînede her zaman coşan yâd,

kayd-ı bedende rûh-i âzâd.

Ey tayfnigeh-fırîbi yârin
Olmaz mı bir ân için karârın?
Heyhât, serâbşavka döndün...<br\/>Karşımda parıldamanla söndün!
Kimden sorayım ki nerde dilber?

Makber gibi samt içinde her yer.

Cânan! Cânan!.. dedim, arandım...

Bir aks-i nidâ dedikçe, yandım!.

Rab, neye hem sağır, hem ebkem,

Dağlar, dereler, bütün şu âlem?

Ey sevdiğimin sevimli yurdu,

Hâlin, bana şimdi pek dokundu!

Bir şemmeye kâilim bugün ben.
Bir vakt o şemîm-i nâz-perver
subha kadar yanımda bekler,
- Ümmîde verip bekâ sabûhu-

Sermest-i safâ ederdi rûhu.

Heyhât o nesîm-i sâf şimdi

Nâzan, nâzan semâya gitti.

Ey lâne-i târumâr söyle,

Cânan sana artık inmiyor mu?

Ey mâtem-i pâyidâr söyle,

Sâhandaki nevha dinmiyor mu?

Ey ebr-i semâ-güzîn-i seyyâr,

Yâdında mıdır o nazlı reftâr?

Ey darbe-i bâda karşı, ra'şân,

İnşâd-ı enîn eden nihâlân!

Bir şi'r-i revân olup da cânan,
Geçmez mi bu gölgeden hırâmân?
Ey dilber-i mihriban, zuhûr et!

Ömrüm gibi ansızın mürur et!

Ya kalb-i fezaya bir hutur et:

Afakımı lem'a lem'a nur et.

Bin nevha-i can içimde pür-cûş,

Geldim bu garib yurda, medhûş.

Feryâdımı yok mu eyliyen gûş?

Rab, bu nasıl cihânhâmûş:

Bir "yok!" diyecek sadâ da yokmuş!.

2'li Tablo Sunumu=[]

...............................................
Canan Yurdu
Eyvâh ıssız diyârdilber...

Her hatvesi bir mezâr-ı muğber!

Eyvah! Sevgilinin yurdu ıssız kalmış...
Ayak bastığı her yer kırgın bir mezar olmuş!
 
Uçmuş da bakındığım terâne,

Kalmış sessiz bir âşiyâne.

Uçmuş da bakındığım sesler
Sessiz bir yuva halinde kalmış.
Yer yer medfun durur emeller...

Gûyâ ki kıyâm-ı haşri bekler!

Yer yer gömülü durur emeller...
Güya ki kıyamet gününü bekler!
Rab! Niye böyle bir yığın hâk
Olmuş yatıyor o buk'a-i pâk
Ya Rab! Niye böyle bir yığın toprak

Olmuş yatıyor o temiz saha

Rab, ne için o lem'anâbûd?

Rab, ne için busâye memdûd?

Ya Rab, ne için o parıltı ortada yok?
Ya Rab, ne için uzayıp gitmekte bu gölge?
Rab, ne demek harîm-i cânan,
Üstünde bu perde perde hicran?
Ya Rab,sevgilinin yuvası üzerine
Üstündeki bu kat kat ayrılık perdesinin anlamı ne
Lâkin görünen kiminhayâli?

Cânan gibi tıpkı yâl ü bâli...

Fakat görünen kimin hayalidir?
Endamı tıpkı sevgilim gibidir
Keysû-yi siyâh-ı târumârı,

Altında cebîn-i lem'a-dârı,

Dağınık siyah saçları
Altında parıldayan alnı,
Zulmetler içinde subh-i mahmûr;

Yâ gözbebeğinde nazra-i nûr;

Mahmur bir sabah gibidir karanlıklar içinde.
Ya da nurlu bir bakıştır gözbebeğinde
ebr-i bahâr içinde cevvâl<br\/>Bârân şeklinde dürr-i seyyâl;
Yahut da hareketli bahar bulutundan düşen,
Bir inci tanesidir yağmur şeklinde.
sînede her zaman coşan yâd,

kayd-ı bedende rûh-i âzâd.

Yine o, yüreğimde her an coşan bir hatırayı,

Ya da beden bağında hür olan ruhu andırmakta.

Ey tayfnigeh-fırîbi yârin
Olmaz mı bir ân için karârın?
Ey sevgilinin gözleri aldatan hayali.
Bir an için bile olsa karar kılmaz mısın?
Heyhât, serâbşavka döndün...<br\/>Karşımda parıldamanla söndün!
Yazık, bir sevgi serabına döndün...<br\/>'Karşımda parıldamanla söndün!
Kimden sorayım ki nerde dilber?

Makber gibi samt içinde her yer.

Kimden sorayım ki nerde dilber?
Mezar gibi sessizlik içinde her yer.
Cânan! Cânan!.. dedim, arandım...

Bir aks-i nidâ dedikçe, yandım!.

Sevgili! Sevgili! dedim, arandım..."
Ünleyişime bir yankı dedikçe, yandım!
Rab, neye hem sağır, hem ebkem,

Dağlar, dereler, bütün şu âlem?

Ya Rab, niye hem sağır hem dilsiz,
Dağlar, dereler, bütün şu âlem?
Ey sevdiğimin sevimli yurdu,

Hâlin, bana şimdi pek dokundu!

Ey sevdiğimin sevimli yurdu,

Hâlin bana şimdi pek dokundu!

Bir şemmeye kâilim bugün ben.
Aç göğsünü, sendeki kokunun eserinden
Bir parçaya bile razıyım bugün ben.
Bir vakt o şemîm-i nâz-perver
subha kadar yanımda bekler,
Bir zaman o nazlı güzeli hatırlatan koku

Tâ sabaha kadar yanımda bekler,

- Ümmîde verip bekâ sabûhu-

Sermest-i safâ ederdi rûhu.

-Ümitlerime ölümsüzlük şarabı sunup-
Safasından sarhoş ederdi ruhu.
Heyhât o nesîm-i sâf şimdi

Nâzan, nâzan semâya gitti.

Yazık o saf bahar rüzgârı şimdi

Nazlı nazlı göklere gitti.

Ey lâne-i târumâr söyle,

Cânan sana artık inmiyor mu?

Ey dağılmış yuva söyle,
Sevgili sana artık inmiyor mu?
Ey mâtem-i pâyidâr söyle,

Sâhandaki nevha dinmiyor mu?

Ey sonsuz matem söyle,

Çevrendeki feryat dinmiyor mu?

Ey ebr-i semâ-güzîn-i seyyâr,

Yâdında mıdır o nazlı reftâr?

Ey gökyüzünde seyredip giden bulut,
Hatırında mıdır onun nazlı yürüyüşü?
Ey darbe-i bâda karşı, ra'şân,

İnşâd-ı enîn eden nihâlân!

Ey rüzgârın darbesi karşısında inleyip,

Titreyerek şiir okuyan fidanlar!

Bir şi'r-i revân olup da cânan,
Geçmez mi bu gölgeden hırâmân?
Akıp giden bir şîir olup sevgili,

Salınarak bu gölgelerden geçmez mi?

Ey dilber-i mihriban, zuhûr et!

Ömrüm gibi ansızın mürur et!

Ey şefkatli sevgili ne olur bir görün!
Ömrün gibi geçip git ansızın!
Ya kalb-i fezaya bir hutur et:

Afakımı lem'a lem'a nur et.

Yahut da fezanın derinliklerinde kendini bir göster de,

Ufuklarımı parıl parıl aydınlat.

Bin nevha-i can içimde pür-cûş,

Geldim bu garib yurda, medhûş.

Yürekten kopan binlerce matemli feryat içimde coşarak,

Dehşete düşmüş bir halde geldim bu ıssız yurda.

Feryâdımı yok mu eyliyen gûş?

Rab, bu nasıl cihânhâmûş:

Feryadıma yok mu bir kulak verecek?
Ya Rab, bu nasıl suskun bir dünya?
Bir "yok!" diyecek sadâ da yokmuş!.
" Yok!" diyecek bir ses bile yokmuş!

3'lü Tablo Sunumu[]

Şiir Metni Güncel Türkçesi İngilizce Tercüme
Eyvâh ıssız diyârdilber...

Her hatvesi bir mezâr-ı muğber!

Eyvah! Sevgilinin yurdu ıssız kalmış...

Ayak bastığı her yer kırgın bir mezar olmuş!

İngilizce Tercüme Buraya
Uçmuş da bakındığım terâne,

Kalmış sessiz bir âşiyâne.

Uçmuş da bakındığım sesler

Sessiz bir yuva halinde kalmış.

İngilizce Tercüme Buraya

Yer yer medfun durur emeller...

Gûyâ ki kıyâm-ı haşri bekler!

Yer yer gömülü durur emeller...

Güya ki kıyamet gününü bekler!

İngilizce Tercüme Buraya

Rab! Niye böyle bir yığın hâk

Olmuş yatıyor o buk'a-i pâk

Ya Rab! Niye böyle bir yığın toprak

Olmuş yatıyor o temiz saha

Rab, ne için o lem'a nâbûd?

Rab, ne için bu sâye memdûd?

Ya Rab, ne için o parıltı ortada yok?

Ya Rab, ne için uzayıp gitmekte bu gölge?

Rab, ne demek harîm-i cânan

Üstünde bu perde perde hicran?

Ya Rab,sevgilinin yuvası üzerine

Üstündeki bu kat kat ayrılık perdesinin anlamı ne

Lâkin görünen kimin hayâli?

Cânan gibi tıpkı yâl ü bâli...

Fakat görünen kimin hayalidir?

Endamı tıpkı sevgilim gibidir

Keysû-yi siyâh-ı târumârı,Altında cebîn-i lem'a-dârı,

Dağınık siyah saçları'

Altında parıldayan alnı,

Zulmetler içinde subh-i mahmûr;

Yâ gözbebeğinde nazra-i nûr;

Mahmur bir sabah gibidir karanlıklar içinde.

Ya da nurlu bir bakıştır gözbebeğinde

ebr-i bahâr içinde cevvâlBârân şeklinde dürr-i seyyâl; Yahut da hareketli bahar bulutundan düşen,

Bir inci tanesidir yağmur şeklinde.

sînede her zaman coşan yâd,

kayd-ı bedende rûh-i âzâd.

Yine o, yüreğimde her an coşan bir hatırayı,

Ya da beden bağında hür olan ruhu andırmakta.

Ey tayfnigeh-fırîbi yârinOlmaz mı bir ân için karârın? Ey sevgilinin gözleri aldatan hayali.

Bir an için bile olsa karar kılmaz mısın?

Heyhât, serâbşavka döndün...

Karşımda parıldamanla söndün!

Yazık, bir sevgi serabına döndün...!

Karşımda parıldamanla söndün!

Kimden sorayım ki nerde dilber?

Makber gibi samt içinde her yer.

Kimden sorayım ki nerde dilber?

Mezar gibi sessizlik içinde her yer.

Cânan! Cânan!.. dedim, arandım...

Bir aks-i nidâ dedikçe, yandım!.

Sevgili! Sevgili! dedim, arandım...

Ünleyişime bir yankı dedikçe, yandım!

Rab, neye hem sağır, hem ebkem,Dağlar, dereler, bütün şu âlem?

Ya Rab, niye hem sağır hem dilsiz',

Dağlar, dereler, bütün şu âlem?

Ey sevdiğimin sevimli yurdu,

Hâlin, bana şimdi pek dokundu!

Ey sevdiğimin sevimli yurdu,

Hâlin bana şimdi pek dokundu!

sîneni; yâdnükhetinden

Bir şemmeye kâilim bugün ben.

'Aç göğsünü, sendeki kokunun eserinden

'''Bir parçaya bile razıyım bugün ben.

Bir vakt o şemîm-i nâz-perver

subha kadar yanımda bekler,

Bir zaman o nazlı güzeli hatırlatan koku

Tâ sabaha kadar yanımda bekler,

- Ümmîde verip bekâ sabûhu-

Sermest-i safâ ederdi rûhu.

-Ümitlerime ölümsüzlük şarabı sunup-

Safasından sarhoş ederdi ruhu.

Heyhât o nesîm-i sâf şimdi

Nâzan, nâzan semâya gitti.

Yazık o saf bahar rüzgârı şimdi

Nazlı nazlı göklere gitti.

Ey lâne-i târumâr söyle,Cânan sana artık inmiyor mu?

Ey dağılmış yuva söyle,

Sevgili sana artık inmiyor mu?

Ey mâtem-i pâyidâr söyle,

Sâhandaki nevha dinmiyor mu?

Ey sonsuz matem söyle,

Çevrendeki feryat dinmiyor mu?

Ey ebr-i semâ-güzîn-i seyyâr,

Yâdında mıdır o nazlı reftâr?

Ey gökyüzünde seyredip giden bulut,

Hatırında mıdır onun nazlı yürüyüşü?

Ey darbe-i bâda karşı, ra'şân,

İnşâd-ı enîn eden nihâlân!

Ey rüzgârın darbesi karşısında inleyip,

Titreyerek şiir okuyan fidanlar!

Bir şi'r-i revân olup da cânan,

Geçmez mi bu gölgeden hırâmân?

Akıp giden bir şîir olup sevgili,Salınarak bu gölgelerden geçmez mi?
Ey dilber-i mihriban, zuhûr et!

Ömrüm gibi ansızın mürur et!

Ey şefkatli sevgili ne olur bir görün!Ömrün gibi geçip git ansızın!
Ya kalb-i fezaya bir hutur et:

Afakımı lem'a lem'a nur et.

Yahut da fezanın derinliklerinde kendini bir göster de,Ufuklarımı parıl parıl aydınlat.

Bin nevha-i can içimde pür-cûş,

Geldim bu garib yurda, medhûş.

Yürekten kopan binlerce matemli feryat içimde coşarak,

Dehşete düşmüş bir halde geldim bu ıssız yurda.

Feryâdımı yok mu eyliyen gûş?

Rab, bu nasıl cihânhâmûş:

Feryadıma yok mu bir kulak verecek?

Ya Rab, bu nasıl suskun bir dünya?

Bir "yok!" diyecek sadâ da yokmuş!.
" Yok!" diyecek bir ses bile yokmuş!

4'lü Tablo Sunumu[]

Şiir Metni Güncel Türkçesi İngilizce Tercüme Osmanlıca
Eyvâh ıssız diyâr-ı dilber...

Her hatvesi bir mezâr-ı muğber!

Eyvah! Sevgilinin yurdu ıssız kalmış...

Ayak bastığı her yer kırgın bir mezar olmuş!

İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Uçmuş da bakındığım terâne,

Kalmış sessiz bir âşiyâne

Uçmuş da bakındığım sesler

Sessiz bir yuva halinde kalmış.

İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Yer yer medfun durur emeller...

Gûyâ ki kıyâm-ı haşri bekler!

Yer yer gömülü durur emeller...

Güya ki kıyamet gününü bekler!

İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Yâ Rab! Niye böyle bir yığın hâk

Olmuş yatıyor o buk'a-i pâk

Ya Rab! Niye böyle bir yığın toprak

Olmuş yatıyor o temiz saha

İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca
Yâ Rab, ne için o lem'a nâbûd?

Yâ Rab, ne için bu sâye memdûd?

Ya Rab, ne için o parıltı ortada yok?

Ya Rab, ne için uzayıp gitmekte bu gölge?

İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Yâ Rab, ne demek harîm-i cânan,

Üstünde bu perde perde hicran?

Ya Rab,sevgilinin yuvası üzerine

Üstündeki bu kat kat ayrılık perdesinin anlamı ne

İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Lâkin görünen kimin hayâli?

Cânan gibi tıpkı yâl ü bâli...

Fakat görünen kimin hayalidir?

Endamı tıpkı sevgilim gibidir

İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Keysû-yi siyâh-ı târumârı,

Altında cebîn-i lem'a-dârı,

Dağınık siyah saçları

Altında parıldayan alnı,

İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Zulmetler içinde subh-i mahmûr;

Yâ gözbebeğinde nazra-i nûr;

Mahmur bir sabah gibidir karanlıklar içinde.

Ya da nurlu bir bakıştır gözbebeğinde

İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Yâ ebr-i bahâr içinde cevvâl

Bârân şeklinde dürr-i seyyâl;

Yahut da hareketli bahar bulutundan düşen,

Bir inci tanesidir yağmur şeklinde.

İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Yâ sînede her zaman coşan yâd,

Yâ kayd-ı bedende rûh-i âzâd.

Yine o, yüreğimde her an coşan bir hatırayı,

Ya da beden bağında hür olan ruhu andırmakta.

İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Ey tayf-ı nigeh-fırîbi yârin

Olmaz mı bir ân için karârın?

Ey sevgilinin gözleri aldatan hayali.

Bir an için bile olsa karar kılmaz mısın?

İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Heyhât, serâb-ı şavka döndün...

Karşımda parıldamanla söndün!

Yazık, bir sevgi serabına döndün...

'Karşımda parıldamanla söndün!

İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Kimden sorayım ki nerde dilber?

Makber gibi samt içinde her yer.

Kimden sorayım ki nerde dilber?

Mezar gibi sessizlik içinde her yer

İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Cânan! Cânan!.. dedim, arandım...

Bir aks-i nidâ dedikçe, yandım!.

Sevgili! Sevgili! dedim, arandım...

"Ünleyişime bir yankı dedikçe, yandım!

İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Yâ Rab, neye hem sağır, hem ebkem,

Dağlar, dereler, bütün şu âlem?

Ya Rab, niye hem sağır hem dilsiz,

Dağlar, dereler, bütün şu âlem?

İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Ey sevdiğimin sevimli yurdu,

Hâlin, bana şimdi pek dokundu!

Ey sevdiğimin sevimli yurdu,

Hâlin bana şimdi pek dokundu!

İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Aç sîneni; yâd-ı nükhetinden

Bir şemmeye kâilim bugün ben.

'Aç göğsünü, sendeki kokunun eserinden

Bir parçaya bile razıyım bugün ben.

İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Bir vakt o şemîm-i nâz-perver

Tâ subha kadar yanımda bekler,

Bir zaman o nazlı güzeli hatırlatan koku

Tâ sabaha kadar yanımda bekler,

İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Ümmîde verip bekâ sabûhu-

Sermest-i safâ ederdi rûhu.

Ümitlerime ölümsüzlük şarabı sunup-

Safasından sarhoş ederdi ruhu

İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Heyhât o nesîm-i sâf şimdi

Nâzan, nâzan semâya gitti.

Yazık o saf bahar rüzgârı şimdi

Nazlı nazlı göklere gitti.

İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Ey lâne-i târumâr söyle,

Cânan sana artık inmiyor mu?

Ey dağılmış yuva söyle,

Sevgili sana artık inmiyor mu?

İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Ey mâtem-i pâyidâr söyle,

Sâhandaki nevha dinmiyor mu?

Ey sonsuz matem söyle,

Çevrendeki feryat dinmiyor mu?

İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Ey ebr-i semâ-güzîn-i seyyâr,

Yâdında mıdır o nazlı reftâr?

Ey gökyüzünde seyredip giden bulut,

Hatırında mıdır onun nazlı yürüyüşü?

İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Ey darbe-i bâda karşı, ra'şân,

İnşâd-ı enîn eden nihâlân!

Ey rüzgârın darbesi karşısında inleyip,

Titreyerek şiir okuyan fidanlar!

İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Bir şi'r-i revân olup da cânan,

Geçmez mi bu gölgeden hırâmân?

Akıp giden bir şîir olup sevgili,

Salınarak bu gölgelerden geçmez mi?

İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Ey dilber-i mihriban, zuhûr et!

Ömrüm gibi ansızın mürur et!

Ey şefkatli sevgili ne olur bir görün!

Ömrün gibi geçip git ansızın!

İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Ya kalb-i fezaya bir hutur et:

Afakımı lem'a lem'a nur et.

Yahut da fezanın derinliklerinde kendini bir göster de,

Ufuklarımı parıl parıl aydınlat.

İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Bin nevha-i can içimde pür-cûş,

Geldim bu garib yurda, medhûş.

Yürekten kopan binlerce matemli feryat içimde coşarak,

Dehşete düşmüş bir halde geldim bu ıssız yurda.

İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Feryâdımı yok mu eyliyen gûş?

Yâ Rab, bu nasıl cihân-ı hâmûş:

Feryadıma yok mu bir kulak verecek?

Ya Rab, bu nasıl suskun bir dünya?

İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة
Bir "yok!" diyecek sadâ da yokmuş!. " Yok!" diyecek bir ses bile yokmuş! İngilizce Tercüme Buraya örnek osmanlıca مقدمة


Safahat logo

Şablon:Düz liseler için safahat projesi
Şablon:Anadolu liseleri için safahat projesi
Şablon:Sosyal Bilimler Liseleri için safahat projesi
Şablon:Türki Dillerde Safahat Projesi
Şablon:Safahat İngilizceye Tercüme Projesi

Latin harflerine transkriptli metin Sadeleştirilmiş metin İngilizce Tercümesi

..

Canan yurdu 1

Mehmet Akif Ersoy'un Canan Yurdu şiiri

Canan yurdu 2

Mehmet Akif Ersoy'un Canan Yurdu şiiri

Canan yurdu 3

Mehmet Akif Ersoy'un Canan Yurdu şiiri

Advertisement