Yenişehir Wiki
Register
Advertisement

Dalalet İman ve İslâmiyetten ayrılmak. Azmak. Hak ve hakikatten, İslâmiyet yolundan sapmak. Allah'a isyankâr olmak.

Şaşkınlık. (...Nevâfil kısmında, emr-i istihbabî ile yine ehl-i iman mükelleftir. Fakat, terkinde azab ve ikab yoktur. Fiilinde ve ittibaında azîm sevaplar var; ve tağyir ve tebdili, bid'a ve dalâlettir ve büyük hatadır... Sünnete ittiba etmiyen, tenbellik eder ise, hasaret-i azîme; ehemmiyetsiz görür ise, cinayet-i azîme; tekzibini işmam eden tenkid ise, dalâlet-i azîmedir. L.)

Dalalette olma

Dalalet İman ve İslâmiyetten ayrılmak. Azmak. Hak ve hakikatten, İslâmiyet yolundan sapmak. Allah'a isyankâr olmak.

Şaşkınlık. (...Nevâfil kısmında, emr-i istihbabî ile yine ehl-i iman mükelleftir. Fakat, terkinde azab ve ikab yoktur. Fiilinde ve ittibaında azîm sevaplar var; ve tağyir ve tebdili, bid'a ve dalâlettir ve büyük hatadır... Sünnete ittiba etmiyen, tenbellik eder ise, hasaret-i azîme; ehemmiyetsiz görür ise, cinayet-i azîme; tekzibini işmam eden tenkid ise, dalâlet-i azîmedir. L.)

DALÂLET

Gizlemek, kaybolmak, sapmak, unutmak ve doğru yolu bulamamak gibi anlamlara gelir. Dînî literatürde ise hidâyet kavramının zıddı olup, bilerek veya bilmeyerek doğru yoldan sapmak demektir. Kur'ân'da dalâlet kavramı türevleriyle birlikte yüz doksan bir yerde geçmektedir. "İşte onlar hidâyete karşılık dalâlet satın alanlardır...." (Bakara, 2/16); "Bize doğru yolu göster, kendilerine lütuf ve ikramda bulunduğun kimselerin yoluna; gazaba uğramışların ve sapmışların yoluna değil." (Fâtiha, 1/6-7).

Dalâlet kavramının içeriğinde biri sapma diğeri saptırma olmak üzere iki anlam bulunmaktadır. Kur'ân'da, Allah'a, meleklere, kitaplara, peygamberlere ve ahiret gününe inanmamak (Nisâ, 4/136), Allah'a şirk koşmak (Nisâ, 4/116), zulüm yapmak (Lokmân, 31/11) gibi davranışlar sapma olarak ifâde edilmiştir. Saptırma terimine gelince, Kur'ân bunu da kişinin kendi kendisini saptırması (Bakara, 2/108) ve Allah'ın kullarını saptırması olmak üzere iki şekilde vasıflandırmıştır. "...Verdiği misallerle Allah ancak fasıkları saptırır..." (Bakara, 2/26); "Allah kimi hidâyete erdirmek isterse onun göğsünü İslâm'a açar ve her kimi de saptırmayı dilerse onun göğsünü daraltır." (En'âm, 6/125).

Allâh'ın insanları saptırması, insanların fiillerini onları iradeleri doğrultusunda yaratması olarak anlaşılmalıdır. Dolayısıyla insanların dalâletinde Allah'ın herhangi bir zorlama ve baskısı yoktur. Çünkü Allâh, olmuş ve olacak her şeyi bilir. Hidâyet ve dalâletten her biri kulların seçimiyle takdir edilip kazanılmış, ilâhî kazâ ve kaderle de yaratılmıştır. (F.K.)

[]

[]

Ico libri Anlamlar

[1] Sapınç, sapkınlı, doğru yoldan ayrılmak

Nuvola apps bookcase Köken

[1] (Arapça)

[]

[]

Ico libri Anlamlar

[1] sapkınlık.

Write Yazılışlar

ضلالت

Nuvola apps bookcase Köken

[1] Nuvola apps bookcase Köken

Books-aj.svg aj ashton 01f Kaynaklar

Advertisement