Yenişehir Wiki
Advertisement


EÇS/1/108 Evliya Çelebi Seyahatnamesi 1.Cilt Evliya celebi
Evliya Çelebi
EÇS/1/110


Yâ Vedûd Sultanın mankıbeleri Sultan Mehmed Ayasofya'yı seyir ve temâşâ edip dolaşırken (Terler direk) denilen yerde bir ilâhî nur parlar. Gökrüp üzerine vardılar. Gördüler ki ilâhî bir nura bürünmüş bir muhterem vücut kıbleye dönük yatar. Gördüler ki nurlu göğsünde kırmızı su ile (Yâ Vedûd) ismi yazılmış .. Hemen Ak Şemsüddin, Sivasî Kara-Şemsüddin ve yetmiş adet evliyâların büyükleri buyuurdular ki:

«İşte Padişâhım, İstanbul’un elli günde fetholmasına sebep bunlar idi ki, Allah’ın hikmeti ile, İstanbul’un fethini ellinci günde rica edip, o gün ruhunu teslim eden bu meczuptur ki, evvelce Padişâhımıza bildirmiştik »

(Fatih İstanbul'a 29 Mayıs 1453 - Cemâziyelevvel 857) salı günü sabahın ilk saatlerinde yani 8 sıralarında girmiştir. Fatih, bâzı garazkâr batı yazarlarının aksine hakikatle İstanbul'da aslâ bir katliâma müsaade etmemiştir. Aynı zamanda Bizans sanat eserlerini büyük bir titizlikle tahrip edilmekten kurtarmıştır.

Fatih, fethi müteakıp ilk iş olarak Ayasofya'ya gitmiştir. Ayasofya'nın içi, korkup kaçanlar, kadınlar, askerler ve bilhassa râhiplerle dolu idi. Doğru olan rivayete göre Ayasofya'da Fatih'e karşı hiçbir mukavemat gösterilmemiştir. Büyük kapı açılmış, Fatih bu kapıda görünür görünmez büyük rütbeli papazlar ve halk Fatih'in onlara şu şâhâne ve insanî hitapta bulunmuştur:

«Kalkınız! Ben Sultan Mehmed, hepinize söylüyorum ki, bu andan itibaren ne hayatınız ne de hürriyetleriniz hususunda gazab-ı şâhânemden korkmayınız!»

Binaenaleyh, Evliyâ'nın dediği gibi, Ayasofya'da aslâ kan dökülmemiştir.

Aynı şekilde, Son Bizans Kayserinin muhteşem sarayı olan Velâkerna Sarayında da kan dökülmemiştir. Çünkü Fatih buraya, Ayasofya ziyâretinden sonra gitmiştir. Bu sırada artık İstanbul tamamen teslim olmuş, hiçbir tarafta mukavemetten eser kalmamıştı. Son Kayseri de, fetih günü kaçarken, Azep neferi tarafından öldürülmüştür. Padişâh Velâkerna Sarayında bütün devlet adamlarının tebrikelrini kabul ederken:

«Şehilere rahmet-i Râhman, gazilere şeref ve şan, tebaama fahrü şükran lâyıktır!» hitabında bulunmuştur.


İÇ LİNKLER[]

DIŞ LİNKLER[]

Advertisement