|
←EÇS/10/115 | Evliya Çelebi Seyahatnamesi 10.Cilt Evliya Çelebi |
EÇS/10/117→ |
kırk gün kırk gece biz bu gülleleri yedik, niçün gelip imdat etmedin? Biz de anın içün kaleyi Türke verdik.”
diyelim. Sadrâzam:
“Öyle olsun. Amma kalenin bir tarafında hile ve şeytanlık, ateş veya lâğım olursa siz bilirsiniz.”
dedi. Onlar da:
“Biz kaleden dışarı çıktıktan sonra isterseniz bizi bir kaç gün muhafaza edin. Eğer bir hilemiz görülürse bizi toptan kılıçtan geçirin.”
dediler. Gelenlerin ikisi Muhzır ağada rehin kalıp, diğerleri yeniçeri ocak ağaları, sipahi ağaları, cebeciler ağası, topçular ağası ile pür-silâh mükemmel, kaleyi zapta gittiler. Sadrazam, vaadinde durarak Uyvar kalesini Kurt Paşaya ihsan etti. O da bütün askeriyle mehterhane çalarak hisarın tabyalarına girüp, bütün askeriyle kalenin kapı ve duvarlarını, altı adet tabyayı, balyemez toplarıyla zaptetti. Yirmi yeniçeri odası, eski yerinde kaldı. Hisar içinde olanları Komran kalesine götürmeğe Kaplan Paşa, Tire ve Manisa askeriyle hazır oldu. Sipahilerden aşağı bölük ağaları, bir oda yeniçeri ocağı gelüp, Komran kapısı tarafında hazır durdular. Bütün Eflâk ve Boğdanlılar kalenin Bec kapısı arkasındaki yığılı toprakları taşıyıp, kurban keserek kale kapılarını açınca binlerce gaazi kaleye girüp, hünkâr kethüda, Türk-Ahmed Kethüda, cebeciler hazinedarı, Forgaç'ın hazinesini zaptettiler. Sonra Cebecibaşı Ali Ağa, Fazlı Kethüda, Mustafa Kethüda, Türk-Ahmed Kethüda ve cebeciler bütün cebehâneyi zaptettiler.
Ertesi gün salı idi. Bütün kuşatılanlar kaleden çıkup, dörder altışar atlı hento arabalara doldular. Defterdar Ahmed Paşa tarafından adamlar gelüp, hazine ve cephaneye dair ne buldularsa (Pâdişâh malıdır) diye zaptettiler. Ertesi çarşamba günü hepsi kaleden dışarı çıkınca heman, çok kusurlu hakîr, vezir fermanı ile Komran kapısı üzerinde yüksek davudi sesle gülbank ve ezan okuyup, (elhamdülillah sümme elhamdülillah) dedim. Sonra bütün vezirlerin müez-