|
←EÇS/10/303 | Evliya Çelebi Seyahatnamesi 10.Cilt Evliya Çelebi |
EÇS/10/305→ |
zama feryâd mektuplariyle gelince, sadrâzamın başına dünyadâr oldu. Meğer Hüseyin Paşa'yı Budin askeriyle Love kalemiz altında…. adlı Nemçe veziri bozup Love kalesinde Çatra-patra Ali Paşa'yı, yeniçeri ağası Halil Ağa'yı esir ve nice bin askeri kılıçtan geçirip Love kalesini zaptetmiş.. Esir ettikleri paşa ve ağaları azâd ettiği haberi sadrâzama gelince, kırılan İslâm askerine gayet üzüldü. Mezâkî Süleyman Efendi, Hacı - zade Efendi, Kazancı - zade Süleyman Ağa, Haylî Efendi, İbrahim Kethüda veziri teselli edip:
“Sultanım öyle olur, sen sağ ol, nitekim hâlâ Peygamberin sancağı bizdedir. Sultanım Love ve Litre kalelerini yine alırsınız. Hemen sabahleyin buradan hareket edelim.”
deyince sadrâzam hiddetinden Hüseyin Paşa'nın Mehmed Çelebi'sini ve ocak ağalarından birkaç adam çağırıp:
“Bre ağalar duydunuz mu? Biz burada Allahın emriyle böyle olduk. Ama Hüseyin Paşa kardeşimiz de bozulup kaçmış... Cephane ve hazine kâfirlere kalmış. İslâm askeri darmadağınık olmuş, önce Eflâk, Boğdan askeri kaçmış...” deyip içinin zehirini döker. “Eğer imdada gelmezseniz Uyvar gider demişler” deyince sadrâzam “Yârabbi, ahvalimiz nereye varır? Sen gizlileri bilensin.. Biz kendi derdimizle yanarken bu ürkütücü haber geldi. Pâdişâha ne cevap verelim. Bilhassa Haseki Ağa, felâketi gördü. Hünkâra ne cevap verelim, Uyvar'a nasıl yardım edelim” diye telâşa düşüp yemedi, içmedi, durmadı, oturmadı, o nâzik çelebi mübarek zâtın bir günde penbe yanakları hazan yaprakları gibi soldu. “Görelim âyîne-i devran ne şekil gösterir?” diye bu ürkütücü haberi asker arasına duyurmadılar.
Sadrâzam işbilir ihtiyarlan, serhad ağalarını toplayıp (Ne tarafa gidersek selâmete çıkabiliriz?) diye sordu. Bizim Osmanlı ağaları (Kanije bize yakındır o tarafa gidelim) dediler. Fakat serhadliler: (Geriye dönmek, yağmur ve batak çekmek olur mu? Ve kâfire, Türk geriye döndü dedirtmek, olur mu? Muhammed namusu değil mi?) dediler. Budin ağaları da :