|
←Portal:EÇ/6/70 | Evliya Çelebi Seyahatnamesi 6.Cilt Evliya Çelebi |
EÇS/6/72→ |
ğim vezir payesindeki adamları birer birer katledip (Allaha hamdolsun, devlet bana kaldı) der iken, elli dört günde hiç ummadığı yerden, Cenabı-hak kendine Kzlar ağası Süleyman Ağa eliyle bir pehlivan sillesi vurup; Siyavuş Paşadan mührü alarak, Gürcü-Mehmed paşaya verdi. İmdi, biraderim, tahammülün olup, adam öldürmeyerek, başından bu kadar haşaratı def'edip, devlet tarafında ol. Benim biraderim. Seksen veya doksan bin askerle gelip, onların hepsi Üsküdar da kalıp, sen ancak öz başın ile iki beylerine yapışıp padişâh huzuruna vardın. Üsküdar’da bulunan moklacı, nekbet, müflis haşaratın sana ne faydası olmuş oldu? İmdi benim biraderim, önünde sonunda bu hânedanda yetişip, revan altında Dördüncü Sultan Murad'ın büyük mirahoru idin. Ben de silahtar idim. Allaha hamdolsun yine bu İstanbul’a gelip, otuz bir senede mühre nail oldun. İmdi var kuvveti bazuya getirip, garezsiz kimselere, mübarek din işlerini sorarak, karada ve denizde deniz gibi asker toplayıp, Mısır yollarını Venedik ve Maltalılar elinden temizleyip, Girit, Malta, Körfez, Istendil adalarıyla Kotur, Şebenik, Zadra kalelerini inşallah hep fethedip, Yemen fâtihi Sinan Paşa, Kılıç Ali Paşa, Kıbrıs fâtihi Kara-Mustafa Paşa gibi nam sahibi olup kıyamete kadar hayır ile anılasın.. İnşaIlah benim biraderim, sabahleyin sizi Eyüp Sultandan bu hakir, alay çavuşun olarak, bir büyük alay ile İstanbul’a koyalım ki, ne Hafız Ahmed Paşa, ne Husrev Paşa öyle gelmemiş ola.. Hemen şimdi asesbaşı ve su-başıya bir beyaz buyrultu yazın. Bütün yolları temizlesin. Kapıdan paşadan nice bin kayık, sandal ve mavnalar Üsküdar'a gelip, askeri karşı Beşiktaş’a geçirsinler. Siz dahi sabahleyin kapıdan paşa ile bastarde-i hümayuna binip, bütün kadırgalar, askeriniz ile dolu olarak Yavedud Sultan iskelesine gelin.. Oradan içeride deniz sığlıktır. Kapudan Paşa kayığı ile Eyüp'de Kurban iskelesine yanaşıp, orada hazır olan atlara binip Eba Eyüp Ensari Hazretleri astânesine yüz sürüp, sonucun hayırlığı için ruhaniyetlerinden imdat isteyerek nice kurbanlar edip ve nice bin fukaraya sadakalar verip oradan saadetle, rüzgâr süratli ata binip yavaş yavaş Edirne kapısına gelinceye kadar bu hakir dahi büyük alayı hazır ederiz. Allah kolay eyleye... Dedikte, İbşir Paşa Melek-Ahmed Paşaya bir hil'at sa‑