|
←EÇS/7/91 | Evliya Çelebi Seyahatnamesi 7.Cilt Evliya Çelebi |
EÇS/7/93→ |
Nevruz aşure gününün beyânı ve Hazret-i Hüseyin'in şehîtl edildiği: Adı geçen ayın onbirinci günü, Han, Dergezin şehri dışında nice yüz çadırlar ve otağlar kurup, şehrin âyân ve büyükleri çadır ve ağırlıkları ile orada kalınca, o geniş sahrada çeşitli çadırlarla güya laleliğe döndü. Şehrin aşçıları, eteklerini bellerine dolayrp, aşure ve nice çeşitli kokulu yemekler pişirmeğe başladılar. Bir taraftan dahi han bütün ihtişamiyle sûr ve nakkareler çalarak 'gelüp, otağında durunca bütün muhterem büyükler hanın otağına kat kat toplanıp, hanın çadırının önünde diz dize olup, oturdular. Ve Hazret-i Hüseyin'in şehîdliğinin anılışını dinlemeğe hazırlandılar. Sonra meydana dört ayaklı sedefkârî bir kürsü getirip, beş basamak bir merdiven kurdular. Oradan çadır arkasından, başı kocaman, uzun kulaklı, deve dudaklı, ayakları dolaklı, gözü sürmeli, sakal ve bıyığı olmayan çirkin manzaralı iğrenç çehreli şeyh adiyle bir münasebetsiz görününce bütün ihtiyar ve genç ayağa kalkıp, selâm verdiler, şeyh selâm alıp, kürsüye çıkarak evvelâ bir fatiha, sonra şaha ve mecliste hazır bulunanlara duâ edip, şair Bağdadlı Fuzûlî'nin (Maktel-i Hü-seyn) adlı eserini okumaya başladı. Kûfe'de Kerbelâ şehîd-leri bahsine gelince kimde can kaldı.... Acem askeri içine bir müthiş feryad koptu ki, güya mahşer günü idi. Hepsi bir ağızdan (ey yarı garı şâh Hüseyin ve ey mücâhidanı Bedir ve Hüneyn, refikan-ı cedd-ül Haseneyn) deyu ağlayıp, durdular. Güya herbirini sar'a tutardı. Bu sırada yedi sekizyüz kadar berberler, ellerinde usturaları ile gezmeğe başladılar. Berberlerin ellerinde balmumları yanmış ve pamuklu fitiller hazır idi. Bu kerre bütün mecliste hazır olanlar (Kimi başı açık, kimi göğsü perişan, kimi yaralanmış, kimi dertli) beytine uvgun düşerek, (ya Ali ya Hüseyn) diye vecde gelüp, gözleri kan çanağına döndü. Ve hazır oldular: Han
«Ey evliya akam, kalk gör ki, neler temâşâ edesin»
Dedikte, hakîr oturup, seyretmeye hazır oldum. Şeyh