|
←EÇS/8/123 | Evliya Çelebi Seyahatnamesi 8.Cilt Evliya Çelebi |
EÇS/8/125→ |
Deyince Köprülü:
«Beli, senin mührünle ama, sana, her mansıba gittikçe yüz, ikiyüz kese verip, yine senin mansıblardan borcuna tutarak mührünle para gönderip borcunu öderdik!»
Der. Hemen saadetlû pâdişâh Köprülüye:
«Canım vezir, Melek lalama o paradan on kese altın ve yüz kese kuruş verelim.»
Deyince Köprülü:
«Pâdişâhım kalemiyesiz Bosna mansızını bu on kese altın, yüz kese kuruş verirsin. Yallah pâdişâhım iyi ihsandır. Ferman pâdişâhmındır.»
Deyince, derhal on kese altın ve yüz kese kuruş ve bütün evvelce alınan adı geçen âletler, silâh ve otağlar, pâdişâh huzurunda yine Melek'e ihsan olundu. Saadetlü pâdişâh, efendimize bir samur kürk giydirip:
«Bosna serhaddinde serdâr-ı muazzamsın..»
Diye başına bir sorgucu kendi eliyle soktu. «Yürü, Ce-nab-ı Hak yardımcın ve arkan ola!» diye hayır duâ edip paşa eski âdeti üzere «Esselâm aleyküm yâ pâdişâhım!» diye çıkıp Köprülü ile atbaşı beraber Köprülü vezir sarayına geldiler. Orada yemekten sonra Köprülü bizim paşaya bir samur kürk giydirip:
«Mansıbını Allah mübarek eyleye.. Ama senden bir ricam var.. İsmail Ağa adında bir tedbirli, bir tahsildar, yarar, iş görmüş adamımız var. Aslen Bosnalıdır. Onu lûtfeyle, Bosna'ya müsellim gönder.»
Deyince Melek Paşa:
«Vallahi sultanım, senin rican cana başa geçer ama, senin himayenle bana mütesellim plan, benimle tepeden konuşup, yukarıdan aşağıya muamele edince ben dahi kendisini azlederim. Sonra sana gelince çeşitli şikâyetler edip aramıza ayrılık sokar ve benim derdimi belâmı «çekmiş, iyi huylarını bildiğim gariblerim vardır. Bugünkü