←Şehamet dini, gayret dini ancak Müslümanlıktır | Hatıralar Mehmet Akif Ersoy |
Berlin Hatıraları→ |
Bakınız: El-Uksur'da/1 , El-Uksur'da/2 , El-Uksur'da/3 , El-Uksur'da/4 , El-Uksur'da/Osmanlıca , El-Uksur'da/İngilizce |
4'lü Tablo Sunumu[]
Şiir Metni
|
Güncel Türkçesi
|
İngilizce Tercüme
|
Osmanlıca
|
|
Güncel Türkçesi Buraya
|
İngilizce Tercüme Buraya
|
örnek osmanlıca مقدمة
|
Hava ağırdı, fakat, pek dokunmuyordu sıcak; Guruba vardı esasen yarım sa'at ancak.
|
Güncel Türkçesi Buraya
|
İngilizce Tercüme Buraya
|
örnek osmanlıca مقدمة
|
Yakındı sahile mihmânı olduğum mesken; Yavaş yavaş iniverdim ağaçlı bir tepeden. |
Güncel Türkçesi Buraya
|
İngilizce Tercüme Buraya
|
örnek osmanlıca مقدمة
|
O, Nîl'i koynuna çekmiş yeşillenen, vâdî, -Ki yok hazan safahatında ömrünün ebedî |
Güncel Türkçesi Buraya
|
İngilizce Tercüme Buraya
|
örnek osmanlıca مقدمة
|
Önümde, zümrüde benzer, yığın yığın mevecât, Saçıp saçıp uzuyor: Sanki birserâb-ı hayât? |
Güncel Türkçesi Buraya
|
İngilizce Tercüme Buraya
|
örnek osmanlıca مقدمة
|
Şu imtidâda bakın, var mı yal ü bâline eş? Bu yâl ü bâli bütün gün kucakhyan o güneş, |
Güncel Türkçesi Buraya
|
İngilizce Tercüme Buraya
|
örnek osmanlıca مقدمة
|
Ki Nîl'i şarkına almış da garba geçmişti; Ufukta son lemeâttyleparlıyor şimdi... |
Güncel Türkçesi Buraya
|
İngilizce Tercüme Buraya
|
örnek osmanlıca مقدمة
|
Fakat ziyasına hâlâ tahammül imkânsız. Solumda bir büyücek hurma var ki yapyalnız... |
Güncel Türkçesi Buraya
|
İngilizce Tercüme Buraya
|
örnek osmanlıca مقدمة
|
Zemini haylice mail de olsa, çâresi ne? Büründüm artık onun zıll-i pâre-pâresine. |
Güncel Türkçesi Buraya
|
İngilizce Tercüme Buraya
|
örnek osmanlıca مقدمة
|
Bu noktadan ne müheyyic fezaya doğru nazar!
Birer kanat iki sahilde yükselen ovalar: |
Güncel Türkçesi Buraya
|
İngilizce Tercüme Buraya
|
örnek osmanlıca مقدمة
|
(*) El-Uksur Kahire'nin altı yüz kilometre kadar cenubunda,
Nil'in sâhil-i şarkîsine düsen bir mevki 'dir ki eski Mısırlılardan kalma pek çok âsâra mâlik olduğu için seyyahlarca ma 'ruftur. |
Güncel Türkçesi Buraya
|
İngilizce Tercüme Buraya
|
örnek osmanlıca مقدمة
|
Aşağıdaki ismi gelecek "Kamak" ise bizim At Meydanı 'ndaki dikilitaşlarla doludur. |
Güncel Türkçesi Buraya
|
İngilizce Tercüme Buraya
|
örnek osmanlıca مقدمة
|
Nigâh uzandı mı bir kerre hdûş-i sâirine, Hayâl uçup gidiyor başka âlemin birine! |
Güncel Türkçesi Buraya
|
İngilizce Tercüme Buraya
|
örnek osmanlıca مقدمة
|
Zemine şimdi, o gündüz alev saçan, âfâk Ilık ılık döküyor bir havâ-yı istiğrak. |
Güncel Türkçesi Buraya
|
İngilizce Tercüme Buraya
|
örnek osmanlıca مقدمة
|
Gülümsüyor yüzü artık muhît-ı reyyânın. Muhatı, çünkü, semâdan inen bu çağlayanın.
|
Güncel Türkçesi Buraya
|
İngilizce Tercüme Buraya
|
örnek osmanlıca مقدمة
|
Deminki samte bedel hande çınlıyor yer yer: Gülümsüyor koca vâdî, gülümsüyor tepeler; |
Güncel Türkçesi Buraya
|
İngilizce Tercüme Buraya
|
örnek osmanlıca مقدمة
|
Gülümsüyor suyu tırmanmak isteyip öteden, Uzun kürekli kayıklarla bir büyük yelken; |
Güncel Türkçesi Buraya
|
İngilizce Tercüme Buraya
|
örnek osmanlıca مقدمة
|
Gülümsüyor beriden gölgeler döküp Nîl'e, Otel binaları etvâr-ı imtinânıyle; |
Güncel Türkçesi Buraya
|
İngilizce Tercüme Buraya
|
örnek osmanlıca مقدمة
|
Gülümsüyor kıyılardan beş altı hatve kadar
İçerde, ipli sırıklarla işleyen kuyular; |
Güncel Türkçesi Buraya
|
İngilizce Tercüme Buraya
|
örnek osmanlıca مقدمة
|
Gülümsüyor suyu kırbayla aktaran fellâh; Gülümsüyor bunu ömründe görmeyen seyyah; |
Güncel Türkçesi Buraya
|
İngilizce Tercüme Buraya
|
örnek osmanlıca مقدمة
|
Gülümsüyor çalılıklarla örtülen dereler; Gülümsüyor sayısız tarlalarla meşcereler; |
Güncel Türkçesi Buraya
|
İngilizce Tercüme Buraya
|
örnek osmanlıca مقدمة
|
Gülümsüyor karılar, başlarında topraktan, Güğüm kılıklı birer kap, dönerken ırmaktan: |
Güncel Türkçesi Buraya
|
İngilizce Tercüme Buraya
|
örnek osmanlıca مقدمة
|
Gülümsüyor derelerden balık tutan, çıplak, Çoluk çocuk suyu kepçeyle aktarıp durarak... |
Güncel Türkçesi Buraya
|
İngilizce Tercüme Buraya
|
örnek osmanlıca مقدمة
|
Sabahleyin dolaşıp gördüğüm oiıeykeller;
Ki sermediyyete çılgın zavallı hırs-ı beşer, |
Güncel Türkçesi Buraya
|
İngilizce Tercüme Buraya
|
örnek osmanlıca مقدمة
|
-Kulûba nakşedecek yerde yâd-ı rahmetini -Fezaya kazmak için zıll-i bî-kerâmetini; |
Güncel Türkçesi Buraya
|
İngilizce Tercüme Buraya
|
örnek osmanlıca مقدمة
|
Dikip de her kayadan bin hayâta seng-i mezar, Bu korkuluklara vahşetle vermiş istikrar; |
Güncel Türkçesi Buraya
|
İngilizce Tercüme Buraya
|
örnek osmanlıca مقدمة
|
Ki secdeler edecekmiş ayaklarında zemîn;
Ki arşı titretecekmiş alınlanndaki çın! |
Güncel Türkçesi Buraya
|
İngilizce Tercüme Buraya
|
örnek osmanlıca مقدمة
|
Fakat zaman denilen dest-i kibriyâ-yı mehîb Bu kahramanları etmiş ki öyle bir te'dîb: |
Güncel Türkçesi Buraya
|
İngilizce Tercüme Buraya
|
örnek osmanlıca مقدمة
|
Ne enf-i nahveti kalmış kırılmadık, ne kolu! Civâr-ı ibreti enkâz-ı lşesiyle dolu. |
Güncel Türkçesi Buraya
|
İngilizce Tercüme Buraya
|
örnek osmanlıca مقدمة
|
Ne çehrelerde mehabet, ne cebhelerde gurur; Silik hutûtuna çökmüş bütün meâl-i fütur. |
Güncel Türkçesi Buraya
|
İngilizce Tercüme Buraya
|
örnek osmanlıca مقدمة
|
Adaletin bu kadar bî-aman tecellîsi Nigâh-t zâire vermekte merhamet hissi. |
Güncel Türkçesi Buraya
|
İngilizce Tercüme Buraya
|
örnek osmanlıca مقدمة
|
Evet, mezarı o heykellerin uzaktı bana;
Şu var ki mün 'atıf oldukça gözlerim o yana, |
Güncel Türkçesi Buraya
|
İngilizce Tercüme Buraya
|
örnek osmanlıca مقدمة
|
Gülümsüyor diyorum onların da çehreleri. Gülümsüyor koca bir ma'bedin uzakta yeri. |
Güncel Türkçesi Buraya
|
İngilizce Tercüme Buraya
|
örnek osmanlıca مقدمة
|
Gülümsüyor sağa baktıkça karşıdan "Karnak"; Gülümsüyor o sütunlar ki, Nîl'e müstağrak, |
Güncel Türkçesi Buraya
|
İngilizce Tercüme Buraya
|
örnek osmanlıca مقدمة
|
Zılâl-i ra 'şe-nümâsıyle oynuyor emvâc. Gülümsüyor, dağınık başlarında altın tâc, |
Güncel Türkçesi Buraya
|
İngilizce Tercüme Buraya
|
örnek osmanlıca مقدمة
|
Semâya fırça vuran hurmalar sevâhilden. Oturmuş olduğum âsûde sath-ı mailden, |
Güncel Türkçesi Buraya
|
İngilizce Tercüme Buraya
|
örnek osmanlıca مقدمة
|
Biraz yukardaki çardak biçimli gölgeliği, Nasılsa görmek için kalkayım, dedim... Ne iyi! |
Güncel Türkçesi Buraya
|
İngilizce Tercüme Buraya
|
örnek osmanlıca مقدمة
|
Fransız, İngiliz, Alman, on üç kadar seyyah! Üçer beşer küme olmuşlar: İnliyor akdâh! |
Güncel Türkçesi Buraya
|
İngilizce Tercüme Buraya
|
örnek osmanlıca مقدمة
|
Birinciler gülüyor... Çünkü ceyb-i meşhûnu, Yerinden oynatıyor kâinât-ı medyunu.
|
Güncel Türkçesi Buraya
|
İngilizce Tercüme Buraya
|
örnek osmanlıca مقدمة
|
"Sedan" düşündürecek olsa olsa maskarayı... Refah unutturur insâna en derin yarayı. |
Güncel Türkçesi Buraya
|
İngilizce Tercüme Buraya
|
örnek osmanlıca مقدمة
|
İkinciler gülüyor, hem de hakkıdır, gülecek: Cihan bir emrine âmâde... "Öl!" desin, ölecek. |
Güncel Türkçesi Buraya
|
İngilizce Tercüme Buraya
|
örnek osmanlıca مقدمة
|
Tutuşturup bütün akvamı karşıdan bakıyor! Çelikle taş vuruşurken herif çubuk yakıyor! |
Güncel Türkçesi Buraya
|
İngilizce Tercüme Buraya
|
örnek osmanlıca مقدمة
|
Üçüncüler gülüyor, çünkü zûr-i bâzûsu, Ne derse "doğru!" denen bir kefîl-i nâmûsu; |
Güncel Türkçesi Buraya
|
İngilizce Tercüme Buraya
|
örnek osmanlıca مقدمة
|
Beşer ki kuvveti bahşetmiyor henüz hakka; Ne çâre var onu kuvvetle almadan başka? |
Güncel Türkçesi Buraya
|
İngilizce Tercüme Buraya
|
örnek osmanlıca مقدمة
|
Zebun musun? Yalınız ağlamak senin hakkın!.. Evet, bu sâha-i cûşun, bu cûş-i ezvâkın |
Güncel Türkçesi Buraya
|
İngilizce Tercüme Buraya
|
örnek osmanlıca مقدمة
|
İçinde ben, yalınız ben zavallı gülmüyorum... Oturmuş ağlıyorum, ağlasam da ma 'zürum: |
Güncel Türkçesi Buraya
|
İngilizce Tercüme Buraya
|
örnek osmanlıca مقدمة
|
Vatan-cüdâ gibiyim ceddimin diyarında! Ne toprağında şu yurdun, ne cûybânnda, |
Güncel Türkçesi Buraya
|
İngilizce Tercüme Buraya
|
örnek osmanlıca مقدمة
|
Bir âşinâ sesi, yâhud bir âşinâ izi var! Sadâma beklediğim aksi vermiyor ovalar. |
Güncel Türkçesi Buraya
|
İngilizce Tercüme Buraya
|
örnek osmanlıca مقدمة
|
Biteydim ey koca Şark, ey cihân-ı dûrâdûr, Senin nerendeki evlâdının nasibi huzur? |
Güncel Türkçesi Buraya
|
İngilizce Tercüme Buraya
|
örnek osmanlıca مقدمة
|
Başın belâlara girmiş; elin, kolun pâmâl; İçinden esti mi bir gün hevâ-yı istiklâl? |
Güncel Türkçesi Buraya
|
İngilizce Tercüme Buraya
|
örnek osmanlıca مقدمة
|
Gürür müyüm diye karşımda müslüman yurdu, Bütün diyarını gezdim, ayaklarım durdu... |
Güncel Türkçesi Buraya
|
İngilizce Tercüme Buraya
|
örnek osmanlıca مقدمة
|
Yabancı sesleri geldikçe Bağlantı başlığıreh-güzânmdan, Hep inkisâr-ı emel taştı rûh-i zarımdan! |
Güncel Türkçesi Buraya
|
İngilizce Tercüme Buraya
|
örnek osmanlıca مقدمة
|
Vatan-cüdâ olayım sinesinde İslâm'ın... Bu akıbet, ne elîm intikamı eyyamın! |
Güncel Türkçesi Buraya
|
İngilizce Tercüme Buraya
|
örnek osmanlıca مقدمة
|
Benim ki yaşlıyım artık düşük kolum, kanadım; Bu intikamı çalışsın da alsın evlâdım. |
Güncel Türkçesi Buraya
|
İngilizce Tercüme Buraya
|
örnek osmanlıca مقدمة
|
Ufukta şimdi güneş sönmek üzre sallanıyor:
Şu var ki çehresi hâlâ parıl parıl yanıyor. |
Güncel Türkçesi Buraya
|
İngilizce Tercüme Buraya
|
örnek osmanlıca مقدمة
|
Aslı
|
Güncel Türkçesi Buraya
|
İngilizce Tercüme Buraya
|
örnek osmanlıca مقدمة
|
Aslı
|
Güncel Türkçesi Buraya
|
İngilizce Tercüme Buraya
|
örnek osmanlıca مقدمة
|
Aslı
|
Güncel Türkçesi Buraya
|
İngilizce Tercüme Buraya
|
örnek osmanlıca مقدمة
|
Aslı
|
Güncel Türkçesi Buraya
|
İngilizce Tercüme Buraya
|
örnek osmanlıca مقدمة
|
4'lü Şablon[]
Şiir Metni
|
Güncel Türkçesi
|
İngilizce Tercüme
|
Osmanlıca
|
Hava ağırdı, fakat, pek dokunmuyordu sıcak; Guruba vardı esasen yarım sa'at ancak. Yakındı sahile mihmânı olduğum mesken; Yavaş yavaş iniverdim ağaçlı bir tepeden. O, Nîl'i koynuna çekmiş yeşillenen, vâdî, -Ki yok hazan safahatında ömrünün ebedî- Önümde, zümrüde benzer, yığın yığın mevecât, Saçıp saçıp uzuyor: Sanki birserâb-ı hayât? Şu imtidâda bakın, var mı yal ü bâline eş? Bu yâl ü bâli bütün gün kucakhyan o güneş, Ki Nîl'i şarkına almış da garba geçmişti; Ufukta son lemeâttyleparlıyor şimdi... Fakat ziyasına hâlâ tahammül imkânsız. Solumda bir büyücek hurma var ki yapyalnız... Zemini haylice mail de olsa, çâresi ne? Büründüm artık onun zıll-i pâre-pâresine.
Birer kanat iki sahilde yükselen ovalar:
Nil'in sâhil-i şarkîsine düsen bir mevki 'dir ki eski Mısırlılardan kalma pek çok âsâra mâlik olduğu için seyyahlarca ma 'ruftur. Aşağıdaki ismi gelecek "Kamak" ise bizim At Meydanı 'ndaki dikilitaşlarla doludur. Nigâh uzandı mı bir kerre hdûş-i sâirine, Hayâl uçup gidiyor başka âlemin birine! Zemine şimdi, o gündüz alev saçan, âfâk Ilık ılık döküyor bir havâ-yı istiğrak. Gülümsüyor yüzü artık muhît-ı reyyânın. Muhatı, çünkü, semâdan inen bu çağlayanın. Deminki samte bedel hande çınlıyor yer yer: Gülümsüyor koca vâdî, gülümsüyor tepeler; Gülümsüyor suyu tırmanmak isteyip öteden, Uzun kürekli kayıklarla bir büyük yelken; Gülümsüyor beriden gölgeler döküp Nîl'e, Otel binaları etvâr-ı imtinânıyle; Gülümsüyor kıyılardan beş altı hatve kadar İçerde, ipli sırıklarla işleyen kuyular; Gülümsüyor suyu kırbayla aktaran fellâh; Gülümsüyor bunu ömründe görmeyen seyyah; Gülümsüyor çalılıklarla örtülen dereler; Gülümsüyor sayısız tarlalarla meşcereler; Gülümsüyor karılar, başlarında topraktan, Güğüm kılıklı birer kap, dönerken ırmaktan: Gülümsüyor derelerden balık tutan, çıplak, Çoluk çocuk suyu kepçeyle aktarıp durarak...
Ki sermediyyete çılgın zavallı hırs-ı beşer, -Kulûba nakşedecek yerde yâd-ı rahmetini -Fezaya kazmak için zıll-i bî-kerâmetini; Dikip de her kayadan bin hayâta seng-i mezar, Bu korkuluklara vahşetle vermiş istikrar;
Ki arşı titretecekmiş alınlanndaki çın! Fakat zaman denilen dest-i kibriyâ-yı mehîb Bu kahramanları etmiş ki öyle bir te'dîb: Ne enf-i nahveti kalmış kırılmadık, ne kolu! Civâr-ı ibreti enkâz-ı lşesiyle dolu. Ne çehrelerde mehabet, ne cebhelerde gurur; Silik hutûtuna çökmüş bütün meâl-i fütur. Adaletin bu kadar bî-aman tecellîsi Nigâh-t zâire vermekte merhamet hissi.
Şu var ki mün 'atıf oldukça gözlerim o yana, Gülümsüyor diyorum onların da çehreleri. Gülümsüyor koca bir ma'bedin uzakta yeri. Gülümsüyor sağa baktıkça karşıdan "Karnak"; Gülümsüyor o sütunlar ki, Nîl'e müstağrak, Zılâl-i ra 'şe-nümâsıyle oynuyor emvâc. Gülümsüyor, dağınık başlarında altın tâc, Semâya fırça vuran hurmalar sevâhilden.
Biraz yukardaki çardak biçimli gölgeliği, Nasılsa görmek için kalkayım, dedim... Ne iyi! Fransız, İngiliz, Alman, on üç kadar seyyah! Üçer beşer küme olmuşlar: İnliyor akdâh! Birinciler gülüyor... Çünkü ceyb-i meşhûnu, Yerinden oynatıyor kâinât-ı medyunu. "Sedan" düşündürecek olsa olsa maskarayı... Refah unutturur insâna en derin yarayı. İkinciler gülüyor, hem de hakkıdır, gülecek: Cihan bir emrine âmâde... "Öl!" desin, ölecek. Tutuşturup bütün akvamı karşıdan bakıyor! Çelikle taş vuruşurken herif çubuk yakıyor! Üçüncüler gülüyor, çünkü zûr-i bâzûsu, Ne derse "doğru!" denen bir kefîl-i nâmûsu; Beşer ki kuvveti bahşetmiyor henüz hakka; Ne çâre var onu kuvvetle almadan başka? Zebun musun? Yalınız ağlamak senin hakkın!..
İçinde ben, yalınız ben zavallı gülmüyorum... Oturmuş ağlıyorum, ağlasam da ma 'zürum: Vatan-cüdâ gibiyim ceddimin diyarında! Ne toprağında şu yurdun, ne cûybânnda, Bir âşinâ sesi, yâhud bir âşinâ izi var! Sadâma beklediğim aksi vermiyor ovalar. Biteydim ey koca Şark, ey cihân-ı dûrâdûr, Senin nerendeki evlâdının nasibi huzur? Başın belâlara girmiş; elin, kolun pâmâl; İçinden esti mi bir gün hevâ-yı istiklâl? Gürür müyüm diye karşımda müslüman yurdu, Bütün diyarını gezdim, ayaklarım durdu... Yabancı sesleri geldikçe Bağlantı başlığıreh-güzânmdan, Hep inkisâr-ı emel taştı rûh-i zarımdan! Vatan-cüdâ olayım sinesinde İslâm'ın... Bu akıbet, ne elîm intikamı eyyamın! Benim ki yaşlıyım artık düşük kolum, kanadım; Bu intikamı çalışsın da alsın evlâdım.
Şu var ki çehresi hâlâ parıl parıl yanıyor. Biraz geçince,uâs 'ât-ı vâpesîniyle, Dikildi geldi de karsımda, ansızın Nil'e, Sularla esnemiyen bir amûd-i nûrânûr. Fakat bu zıll-i mübâhî, bu intiba '-ı vakur -Ki çok zaman kalacak sandım imtidâdından -Beş on dakikada Nîl'in silindi yâdından! Yazık, o gölge de milyarla zıll-i nâ-yâba, Katılmak üzre atılmış meğer bu girdaba!
O şimdi başka ufuklardan etti arz-ı cemâl. Acıklı ruhunu mağrib hazîn hazîn döktü; Zemine şâm-ı gariban yavaş yavaş çöktü. Değişti çehresi Nîl'in: Önümde az kumral;
Biraz ilerde, fakat, adetâ karanlıktı. Bu reng-i mateme dağlar da âşinâ çıktı: Karardı baktım uzaktan dumanlı cebheleri. Ridâsı, mağribin artık kucaklamıştı yeri.
Uyandı rûh-i garibimde bir hayâl-i muhal: Cihân-ı sâmiti karşımda ağlıyor sandım... O gölgelikten inip nura doğru tırmandım...
|
Hava ağırdı, fakat, pek dokunmuyordu sıcak; Güneşin batmasına vardı esasen yarım saat ancak. Yakındı sahile misafiri olduğum mesken; Yavaş yavaş iniverdim ağaçlı bir tepeden. O, Nîl'i koynuna çekmiş yeşillenen, vâdî, -Ki ömrünün dönemlerinde sonbahar hiç olmadı -Önümde, zümrüde benzer, yığın yığın dalgalar, Dağıtarak uzanıyor: Sanki bir hayat serabı. Şu uzayıp gitmesine bakın, var mı endamına eş? Bu endamı bütün gün kucaklayan o güneş Ki Nil'i doğusuna almış da batıya geçmişti; Ufukta son parıltılarıyla parlıyor şimdi... Fakat ışığına hâlâ dayanmak imkânsız. Solumda bir büyücek hurma var ki yapyalnız... Bulunduğu yer bir hayli meyilli de olsa, çâresi ne? Büründum artık onun alacalı gölgesine.
Birer kanat iki sahilde yükselen ovalar.
Nil'in doğu sahiline düşen bir yerdir ki eski Mısırlılardan kalma pek çok eserlere sahip olduğu için gezginlerce meşhurdur. Aşağıda ismi geçecek "Kamak " ise bizim At Meydanı 'ndaki dikilitaşlarla doludur. (1) Abbas Halim Pasa (1866-1934): Kavalalı Mehmet Ali Pasa sülâlesinden olup son sadrazamlardan Said Halim Paşa'nın kardeşidir. Çocuklarının hocası olan Mehmet Akif ile İstanbul'da başlayan dostluğu uzun yıllar sürmüş, Akif onun davetiyle ömrünün son yıllarını Mısır'da geçirmiştir.
Hayâl uçup gidiyor başka bir âleme! Yeryüzüne şimdi, o gündüz alev saçan ufuklar İnsanı haz dolu düşüncelere daldıran ılık bir hava döküyor. Suya kanmış yatan bu ortamın yüzünde bir gülümseme var; Çünkü gökten inen bu çağlayan onu kuşatıyor. Deminki sessizliğe karşılık gülüş sesleri çınlıyor yer yer: Gülümsüyor koca vadi, gülümsüyor tepeler; Gülümsüyor suyu tırmanmak isteyip öteden, Uzun kürekli kayıklarla bir büyük yelken; Gülümsüyor beriden gölgeler döküp Nil'e, Otel binaları kendinden emin tavırlarla; Gülümsüyor kıyılardan beş altı adım kadar İçerde, ipli sırıklarla işleyen kuyular; Gülümsüyor suyu kırbayla aktaran çiftçi; Gülümsüyor bunu ömründe görmeyen yolcu; Gülümsüyor çalılıklarla örtülen dereler; Gülümsüyor sayısız tarlalarla korular; Gülümsüyor kadınlar, başlarında topraktan, Güğüm kılıklı birer kap, dönerken ırmaktan: Gülümsüyor derecelerden balık tutan, çıplak, Çoluk çocuk suyu kepçeyle aktarıp durarak...
Ki ölümsüzlüğü çılgınca arayan zavallı insanoğlunun hırsı -Rahmetle anılmayı kalplere nakşedecek yerde - Anlamsız varlığını fezaya kazmak için Her kayadan binlerce hayata mezar olan taşlar yaptırıp, Sonra da bu korkulukları vahşetin ifadesi gibi yerleştirmiş.
Ki alınlarındaki kırışma arşı titretecekmiş! Fakat zaman dedikleri büyük ve heybetli el. Bu kahramanları öyle bir cezalandırmış ki Ne kibirli burnu kalmış kırılmadık, ne kolu! İbret verici çevresi leş gibi yıkıntılarıyla dolu; Ne çehrelerde heybet, ne de alınlarda gurur. Silik çizgilerine çökmüş bütün bıkkınlık, mânâsı. Adaletin bu hiç aman vermeyen tecellîsi Ziyaretçilerin bakışlarına vermekte bir acıma duygusu.
Şu var ki döndükçe gözlerim o yana, Gülümsüyor diyorum onların da çehreleri. Gülümsüyor koca bir tapınağın uzakta yeri Gülümsüyor sağa baktıkça karşıdan "Karnak" (1) Gülümsüyor o sütunlar ki Nil'e gömülmüş, Titreyen gölgeleriyle oynuyor dalgalar. Gülümsüyor dağınık başlarında altın tâc, Gökyüzüne fırça vuran hurmalar sahillerden.
Biraz yukardaki çardak biçimli gölgeliği, Nasılsa görmek için kalkayım, dedim... Ne iyi! Fransız, İngiliz, Alman, on üç kadar gezgin, Üçer beşer küme olmuşlar: İnliyor kadehler! Birinciler gülüyor... Çünkü dopdolu cepleri, Yerinden oynatıyor borçlu dünyayı. "Sedan" (2) düşündürecek olsa olsa maskarayı...
kalma bir kasaba. Mısır'daki en büyük dini yapılar topluluğu Karnak'tadiK Karnak bu tarihi kalıntılarıyla tanınır. (2) Sedan: İmparator III. Napolyon komutasındaki Fransız ordusunun 1870 yılında Almanlar'a yenildiği savaş. Sedan Fransa'nın Meuse Irmağı kıyısında 15-17. yüzyıllar arasında kurulmuş bir kalenin adıdır.
Dünya bir emrine hazır... "Öl" desin, ölecek. Tutuşturup bütün kavimleri karşıdan bakıyor! Çelikle taş vuruşurken herif çubuk yakıyor! Üçüncüler gülüyor, çünkü kolunun kuvveti, Ne derse "doğru!" denen bir namus garantisi; İnsanoğlu ki kuvveti vermiyor henüz hakka; Ne çâre var onu kuvvetle almadan başka? Âciz misin? Senin hakkın ağlamak yalnızca!..
Sadece ben, zavallı ben gülmüyorum... Oturmuş ağlıyorum, ağlasam da mazurum: Vatanımdan ayrı gibiyim atalarımın diyarında! Ne toprağında şu yurdun, ne akarsularında. Bir dost sesi, yahut bir tanıdık izi var! Seslenişime beklediğim yankıyı vermiyor ovalar. Bileydim ey koca Doğu dünyası, uçsuz bucaksız dünya, Senin hangi bölgendeki evlâdın huzurludur? Başın belâlara girmiş; elin, kolun çiğnenmiş; İçinden esti mi bir gün bağımsızlık rüzgarı? Görür müyüm diye karşımda müslüman yurdu, Bütün diyarını gezdim, ayaklarım durdu... Yabancı sesleri geldikçe geçtiğim yollardan! Hep hayâl kırıklığı taştı inleyen ruhumdan! Vatanımdan ayrı olayım bağrında İslâm'ın... Bu sonuç, zamanın ne acı bir intikamıdır! Benim ki, yaşlıyım artık, düşük kolum kanadım; Bu intikamı çalışsın da alsın evlâdım.
Şu var ki çehresi hâlâ parıl parıl yanıyor. Biraz geçince son pırıltılarıyla Gelip karşıma ansızın dikildi Nil üzerine, Sularla esnemeyen nurlu bir sütun Fakat bu mağrur gölge, bu heybetli izlenim -Ki çok zaman kalacak sandım uzamasından- Beş on dakikada Nil'in silindi hâtırasından! Yazık, o gölge de milyarla kaybolan gölgeye Katılmak üzre atılmış meğer bu girdaba!
O şimdi güzelliğini başka ufuklardan gösterdi. Batı ufku acıklı ruhunu hazin hazin döktü. Gariplerin akşamı yeryüzüne yavaş yavaş çöktü. Değişti çehresi Nil'in: Önümde az kumral:
Biraz ilerde, fakat, adetâ karanlıktı. Bu yas tutan renge dağlar da tanıdık çıktı: Karardı baktım uzaktan dumanlı cebheleri. Örtüsü batı ufkunun artık kucaklamıştı yeri.
Uyandı gurbet çeken ruhumda bir olmayacak hayal: Sessiz dünyayı karşımda ağlıyor sandım... O gölgelikten inip nura doğru tırmandım.
|
The air was heavy but hot wasn’t felt too much There was half an hour the sun goes down House which I were guest was close to beach
Wandering in the morning, I saw those statues: That crazy looking for the immortality of the human ambition of a poor Place-deceased remembered in the hearts relapsing- Meaningless existence to dig sky Each rock is the grave of thousands of stones built and implemented, Then they put these barriers, such as expression of violence. Prostration that she'll paw the earth; Chi their frontal wrinkling shaking cubits! But when they say used a large and imposing. Punished so that the heroes of this What's up arrogant nose, broken arm what! Carrion, such as exemplary environment full of ruins; What faces the majesty, nor frontals pride. Soft lines collapsed and all weariness, the meaning of. Oh no not the manifestation of justice Guest stares giving a sense of pity. Yes, it was far from the grave to me that the statues; Since, however, turns it on my eyes, She smiles on their faces say. She smiles a whole lot away from the temple She smiles to the right to download looking "Karnak" (1) She smiles that she Nile buried columns, With trembling shadows play waves. She smiles at the beginning dispersed gold crown, Brush the sky, hit the beaches dates. I'm sitting in a comfortable, sloping plain, A little gazebo-shaped canopy above, I get up to see it anyways, I said ... What is the best! French, British, German, and thirteen as traveler, Three five-set became: Moan goblets! Winners are laughing ... Because the pockets are full, Internally moving owe the world. "Limousine" (2) suggest that even though mascara ... (Î) Karnak: the river Nile in Egypt Firavun stay in town. The largest religious structures in Egypt This historic community of Karnak is here Karnak known remains.
Comfortable, plenty of people forget the deep wound Runners up laughing, and the right, laugh: The world is a ready to order ... "Die" No matter, will die. deflegrate looking at how all the tribes! Steel rod burning stone einander guy! The third cards are laughing, because his arm strength, What says "right!" a so-called honor warranty; Human beings do not force it right yet; What other without resort to force him to have? Can you escape? Your only right to cry .. Yes, everything, even the pleasures of this place of bubble over Just me, poor me laughing ... Seated cry, cry or excused: I'm like a separate homeland in the land of our forefathers! What is on the territory of the country, what streams. A friendly voice, or have a familiar trail! Plains do not call to echo what I expected. I know it is my husband Eastern world, the vast world, In which sons of your peaceful in your area? Belâlara entered the head, hand, arm broken; The wind blew through a day of independence? Am I in front of me that sees the Muslim homeland, All the land I've been around, my feet stopped ... Foreign voices as they retrace the ways! I always dream of my soul groaning frustration overflowed! Let me be a separate homeland bosom of Islam ... This result, a painful time, what revenge! Me that I'm old now, my arm is low bleed; This is my son's revenge for someone to do the work. Now the sun on the horizon to go out swinging; But the face was still burning on agleam. A little when I moved last with agleams They came and stood before me suddenly on the Nile, Not as part of a rigid column Nurlu But this haughty shadow, this majestic impression I thought a lot of time will be prolonged- Five-ten minutes, the memory of the Nile has been deleted! Alas, he lost in the shadow in the shade with milliard Tumbled to participate in this tide, unless thrown! Invisible Sun is now in front of the curtain the mountains; It is now demonstrated the beauty of the other horizon. Sad sad sad soul poured western horizon. starnges the evening slowly fell to earth. Changed the face of the Nile: little blond in front of me: Get over the color of a dark shadow had column just now. A little later, but, almost dark. These mountains are the color of mourning was familiar: I looked at was blackened, smoky their front lines distance. Cover the western horizon, where no longer embraced. Tule horizons a bit before smiling winding shadows, Homesickness will not attract a dream woke up in my soul: I thought that the world is crying in front of me...Silent He climbed to Nura umbrageous down. 28 January,1914 |
örnek osmanlıca مقدمة
|
'Latin harflerine transkriptli metin | Sadeleştirilmiş metin | İngilizce Tercümesi |
|
|
Safahat besteleri - Safahat | |
---|---|
Şiirlere göre | Ezelden Aşinanım - Hüseyni Ney Taksimi - Nihavend Marşı -Acem Asiran Tambur Taksimi - Acem Asiran Istiklal Marsı -Nihavend Violonsel Taksimi Nihavend Istiklal Marsı Rast Keman Taksimi Rast Istiklal Marsi
Rast Marş Istiklal Marsi (Acemsiran) Istiklal Marsi (Nihavend) Istiklal Marsi (Rast1)Istiklal Marsi (Rast2) Cenk Marşı Ey Bu Topraklar İçin Toprağa Düşmüş AskerBağlantı başlığı |
Makamlara göre | x |
Dosyalar | Mehmet Akif Ersoy/Bestelenen şiirleri (→Cenk Marşı)
Mehmet Akif Ersoy/Bestelenen şiirleri Istiklal Marsi (Rast2) Istiklal Marsi (Rast1) Istiklal Marsi (Nihavend) Istiklal Marsi (Acemsiran) Rast Marş Rast Keman Taksimi Nihavend Istiklal Marsı Nihavend Istiklal Marsı Nihavend Violonsel Taksimi Acem Asiran Istiklal Marsı Acem Asiran Tambur Taksimi İstiklal Marşı/Nihavend Ezelden Aşinanım Ey Bu Topraklar İçin Toprağa Düşmüş Asker Bütün Dünyaya Küskündüm Mehmet Akif Ersoy/Bestelenen şiirleri |
Tasnif et:
Türk Halk Müziği Vurmalı Çalgılar Dosya:Anadolu ateşi davul Türk Halk Müziği Vurmalı Çalgılar Dosya:Davul Oyunlari-1 Dosya:Anadolu Atesi Davul Show Dosya:DAVUL & DARBUKA SHOW Türk Halk Müziği Telli Çalgılar 'DIVAN SAZI Okan Murat Öztürk - Nihavend Saz Semaisi […') Dosya:DIVAN SAZI (added video DIVAN SAZI) Dosya:Okan Murat Öztürk - Nihavend Saz Semaisi (added video Okan Murat Öztürk - Nihavend Saz Semaisi) Dosya:Okan Murat Öztürk - Kaytağı Şablon:Türk Müziği Türk Halk Müziği Vurmalı Çalgılar Dosya:Daff.jpg Dosya:Daf-isfahan.jpg Dosya:Pandei inter.jpg Dosya:Rhythm Tech tambourine.jpg Vurmalı Çalgılar Dosya:Kudum.jpg Dosya:Koltukdavul.jpg Dosya:Davul.jpg Dosya:Darbuka.jpg Şablon:Türk Müziği Dosya:Zils.jpg Vurmalı Çalgılar Zil Dosya:İstanbul Vurmalı Çalgılar Topluluğu |
II.Kitap (1912): Süleymaniye Kürsüsünde
Süleymaniye Kürsüsünde 2 - Süleymaniye Kürsüsünde 3 - Süleymaniye Kürsüsünde 4 - Süleymaniye Kürsüsünde 5 - Süleymaniye Kürsüsünde 6 - Süleymaniye Kürsüsünde 7 - Süleymaniye Kürsüsünde 8 - Süleymaniye Kürsüsünde 9 - Süleymaniye Kürsüsünde 10 | |
---|---|
Safahat/II. Kitap ( Süleymaniye Kürsüsünde ) | Süleymaniye Kürsüsünde adlı tek bir şiirden oluşmaktadır.(Süleymaniye Kürsüsünde 32 kb.büyük olduğu için 10 bölüme ayrılmıştır.) Süleymaniye Kürsüsünde 2 - Süleymaniye Kürsüsünde 3 - Süleymaniye Kürsüsünde 4 - Süleymaniye Kürsüsünde 5 - Süleymaniye Kürsüsünde 6 - Süleymaniye Kürsüsünde 7 - Süleymaniye Kürsüsünde 8 - Süleymaniye Kürsüsünde 9 - Süleymaniye Kürsüsünde 10 |
Video | [[Dosya:Süleymaniye kürsüsünde2 2. bölüm - mehmet akif ersoy - safahat]] - |
Şablon:Mehmet Akif Ersoy |
IV. Kitap (1913) : Fatih Kürsüsünde İki Arkadaş Fatih Yolunda - Vaiz Kürsüde | |
---|---|
Safahat/IV. Kitap (Fatih Kürsüsünde) | Fatih Kürsüsünde: İki Arkadaş Fatih Yolunda - Vaiz Kürsüde |
Şablon:Mehmet Akif Ersoy |
V.Kitap: (1917) Hatıralar Mehmet Akif'in kaybedilen vatan karşısında isyanlarını ve tevbelerini cem eden şiirleri....Koca Osmanlı Çınarının yıkılışı ve şairin ÇIĞLIKLARI.... Ey bunca zamandır bizi te'dib eden Allah - UYAN - Ne irfandır veren ahlâka yükseklik. Ne vicdandır - Müslümanlık nerde! Bizden geçmiş insanlık bile - Nihayet neyse idrak ettiğin şey ömr-i fânîden - Biz ki yarmıştık şu unun büyük ummanını - Şehamet dini, gayret dini ancak Müslümanlıktır - El-Uksur'da - Berlin Hatıraları - Necid Çöllerinden Medine'ye | |
---|---|
Safahat/V. Kitap ( Hatıralar ) | Hatıralar:Ey bunca zamandır bizi te'dib eden Allah-UYAN-Ne irfandır veren ahlâka yükseklik. Ne vicdandır-Müslümanlık nerde! Bizden geçmiş insanlık bile-Nihayet neyse idrak ettiğin şey ömr-i fânîden-Biz ki yarmıştık şu unun büyük ummanını-Şehamet dini, gayret dini ancak Müslümanlıktır-El-Uksur'da-Berlin Hatıraları-Necid Çöllerinden Medine'ye |
Şablon:Mehmet Akif Ersoy |
VI.Kitap (1924) Asım Çanakkale şehitlerine şiiri de bu şiir içinde yer alır. Şair Asım'ın neslini ordumuzda görmektedir. Entellektüel ama bir o kadarda duası göklerden çevrilmeyecek kadar maneviyatlı bir gençlik ister. Oğlunun adınıda zaten Asım koyar. (Bakınız: Hz. Asım) | |
---|---|
Safahat/VI. Kitap ( Asım ) | Asım şiiri olup uzunca bir şiirdir Çanakkale şehitlerine şiiri de bu şiir içinde yer alır: Asım(I.Bölüm)- Asım II.Bölüm - Asım III.Bölüm - Asım IV.Bölüm - Asım V.Bölüm - Asım VI.Bölüm - Asım VII.Bölüm (Çanakkale şehitlerine şiirini içerir) - Asım VIII.Bölüm |
Şablon:Mehmet Akif Ersoy |
VİDEO SAFAHAT : Safahatın Audio Video Sunumu Projesi Milli Şairimizin Safahat adlı eserinin Video olarak sunumu projesinde 1.aşama: güzel okuma çalışmaları; 2.aşama: alt yazılı şiirlerin sunumu; 3.aşama;tercümelerinin sunumu ; 4. aşama: görsel konuyu anlatacak ögelerle video çalışması; 5.aşama: Videoların youtube yüklenmesi; 6.aşama; | |
---|---|
Yusuf Ziya Özkan'ın Safahat okumaları | * Cenk Marşı [2]
|
Adnan Özçelik AL okumaları | x |
Yenişehir SBAL okumaları | x |
Safahat Tercümeleri Safahat/İngilizce - Safahat/Almanca - Safahat/Azerice | |
---|---|
* Safahat'ın ingilizceye tercümesi projesi -
|
İstiklal Marşı Oratoryosu - İstiklal Marşı - Safahat - Şablon:İMO
İstiklal marşı online döküman | |
---|---|
İMO/Ekibi | Proje sahibi:Eyüp Sabri Kartal - Mersin Yenişehir Kaymakamı
genel koordinatör:murat çınarlı nevit kodallı gssl. md. yrd. görsel uygulamalar: murat çınarlı nevit kodallı gssl. md. yrd. metin ve canlandırma: murat çınarlı nevit kodallı gssl md. yrd. nimet kabur nevit kodallı gssl edb. öğrt. bayram özfırat ö. yıldırımhan lisesi edb. öğrt. demet gürbüz dumlupınar lisesi edb. öğrt. muhammet benli sabancı lisesi edb. öğrt. müzikler:n. kodallı gssl ibrahim özişler koro öğrt. |
İMO/Proje oluşumu | İMO - İstiklal Marşı Oratoryosu Projesi |
İMO/İcraları | İstiklal Marşı Oratoryosu/2011-
İstiklal Marşı Oratoryosu/2011 - Yenişehir İstiklal Marşı Oratoryosu/2011 metin İstiklal Marşı Oratoryosu/2010 İstiklal Marşı Oratoryosu/2009 İstiklal Marşı Oratoryosu/Yenişehir Müftülüğü İstiklal Marşı Oratoryosu/Yenişehir Kaymakamlığı
İstiklal Marşı Oratoryosu/Nevit Kodallı Güzel Sanatlar ve Spor Lisesi İstiklal Marşı Oratoryosu/Şevket Pozcu Lisesi İstiklal Marşı Oratoryosu/Yenişehir Dumlupınar Lisesi İstiklâl Marşı Oratoryosu/Yenişehir Mehmet Adnan Özçelik Anadolu Lisesi |
İMO/Tasarımları | İstiklal Marşı Oratoryası/Kitapçık - İstiklal Marşı Oratoryası/A4 |
Kaynak | *İstiklal Marşı Oratoryosu/linkler
|
Yapılacaklar | *İstiklal Marşı Oratoryosu/Yenişehir Güzel Sanatlar Lisesi Performans videosu youtube ve dailmotion sitelerine yüklenerek bu sayfaya konacaktır . Slaytlar google documanda ise webde yayınlanarak konmalıdır. Slayt resimleri de bu siteye eklenmelidir.
|
Yapılanlar | x |
Yorumlar | İMO/Öğretmen tepkileri |
Kavramlar | *Ortam: Sevr anlaşması ve sevr mağarası kıyaslaması. En korkulacak 2 hal.
|
İstiklal marşı oratoryosu
İstiklal Marşı Oratoryosu İstiklal Marşı/Oratoryo İstiklal Marşı Istiklal Marsi (Acemsiran) Şablon:İMO |
İstiklal Marşının Dünya Dillerine Tercümesi Projesi (Şimdilik sadece 24 dile çevrildi...) | |||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
İstiklal Marşı/Arapça - İstiklal Marşı/Çince - İstiklal Marşı/Belarusça - İstiklâl Marşı/İngilizce -
|
Safahat Tercümeleri Safahat/İngilizce - Safahat/Almanca - Safahat/Azerice | |
---|---|
* Safahat'ın ingilizceye tercümesi projesi -
|
Safahat dışı şiir ve nesirleri İstiklâl Marşı - Sadi - SA'Dî - DESTÛR - GAZEL - KUR'ÂN'A HİTÂB - EL-HAKKU YA'LÛ | |
---|---|
http://tr.yenisehir.wikia.com/wiki/Safahat_D%C4%B1%C5%9F%C4%B1nda_kalm%C4%B1%C5%9F_%C5%9Eiirler | |
Safahat dışı şiirleri | İstiklâl Marşı - Sadi - SA'Dî - DESTÛR - GAZEL - KUR'ÂN'A HİTÂB - EL-HAKKU YA'LÛ - |
Tercüme ve makaleleri | x |
Tercüme çalışmaları[25] | Kur'an meali çalışması - Müslüman Kadını (1909) - Hanoto’nun Hücumuna Karşı Şeyh Muhammed Abduh’un Müdafaası (1915) - İçkinin Hayat-ı Beşerde Açtığı Rahneler (1923) - Anglikan Kilisesine Cevap (1924) - İslâmlaşmak (1919) - İslâm’da Teşkilât-ı Siyasiye (1922). |
Şablon:Mehmet Akif Ersoy |
Safahat Alfabetik Sıraya Göre Şiirler | |
---|---|
A | *Acem Şahı - Âhiret Yolu - Alınlar Terlemeli - Âmin Alayı - Âsım - Âtiyi Karanlık Görerek Azmi Bırakmak - Azim - Azimden Sonra Tevekkül - |
B | *Bayram - Bebek Yâhud Hakk-ı Karâr . Berlin Hatıraları . Bir Ariza - Bir Gece - Bir Mersiye - Bir Mezar Taşına Yazılmış İdi - Bir Resmin Akasına Yazılmış İdi - Bu Da Bir Mezar Taşı İçin Yazılmış İdi - Bir yığın kundakçıdan yangın görenler milleti - Bir zamanlar biz de millet, hem nasıl milletmişiz - Biz ki yarmıştık şu'unun büyük ummanını - Bülbül - |
C | * Cânan Yurdu - Cenk Marşı |
Ç | Çanakkale Şehidlerine - Çanakkale Şehitlerine - Çık da bir seyret baharın cuş-i rengârengini - Çocuklara - |
D | *Derviş Ahmed - Dirvâs - Durmayalım - Dur Yolcu (Bu şiir bizde yok bakalım |
E | *Edirne - El Uskur'da . Ezanlar - Ey bunca zamandır bizi te'dib eden Allah - Ey milletimin lahzada halkettiği ordu |
F | *Fatih camii . Fatih Camii Şiiri . Fatih Kürsüsünde . İki Arkadaş Fatih Yolunda - Firavun İle Yüzyüze |
G | *Gece - Geçinme Belâsı - Gül,Bülbül - |
H | *Hakkın Sesleri . Hakkın Sesleri/Mehmet Akif Ersoy . Hatıralar . Hasta - Hasır - Hasbihal - Hayat Arkadaşıma - Hicran - Hüsâm Efendi Hoca - Hüsran - Hüsran-ı Mübin -Pek Hazin Bir Mevlid Gecesi - |
İ | İmam : Köse İmam (Akif'in örnek imam modeli) |
J - K | *Japon'lar
|
L | * |
M | *Mahalle Kahvesi - Mahalle Kavgası - Meal-i Celili - Mehmet Ali'ye - Mehmer Ali'ye - Meyhane - Mevlid-i Nebi - Mezarlık - Müslümanlık nerde, bizden geçmiş insanlık bile -Pek Hazin Bir Mevlid Gecesi - |
N | *Ne Eser, Ne de Semer - Necid Çöllerinden Medine'ye . Nefs-i Nefis - Nevruz'a - Nerdesin? - Nihayet neyse idrak ettiğin şey ömr-i fânîden |
O | *Ordunun Duası İstiklal Marşı gibi bu da millete ve orduya ait olduğundan Safahata alınmamıştır.
|
Ö | * |
P | *Pek Hazin Bir Mevlid Gecesi - |
R | *Resim İçin - Resmim İçin - Ressam Haklı - |
S | Şark |
Ş | *Şair Huzurunda Münekkid - Şark- Şehitler Abidesi İçin - Şeytan |
T | *Tebrik - Tek Hakikat - Tevhid Yâhud Feryâd- Umar mıydın? - - Tercümedir - tercümedir1 (İkinci tercümedir) |
U | *Uyan |
V | *Vahdet - Vaiz Kürsüde . |
Y | *Yâ Râb Bu Uğursuz Gecenin Yok Mu Sabâhı? . Ya Rab Bu Uğursuz Gecenin Yok Mu Sabahı? . Yaş Altmış - Yeis Yok! - Yemişçi İhtiyar |
Safahat konu indeksi | |
---|---|
Safahat kelime indeki | |
A | *Acem şahı
|
B | *Balkanlar : Cenk Marşı
|
C | Cehalet : Olmaz ya... Tabii... Biri İnsan, Biri Hayvan!
|
Ç | *Çalışmak :Küfe - Durmayalım -Uyan
|
D | * |
E | * Edirne - Edirne kal'esi (Edirne)
|
F | * |
G | * |
H | Akif'in manzum hikayeleri: Kocakarı ile Ömer(Hz. Ömerin idareciliği) - Köse İmam (Karı boşama derdindeki adama karşı köse imamın itabı ve halden dertlenmesi)
|
İ | İmam : Köse İmam (Akif'in örnek imam modeli)
|
J - K | *Japon'lar -
|
L | *Lala Şahin (Edirne) - |
M | Mahkeme Asım şiiri içinde
|
N | * |
O | *Ordu:Ey milletimin lahzada halkettiği ordu - Ordunun duası -Cenk Marşı - İstiklâl Marşı |
Ö | * |
P | * |
R | Ramazan Vak'ası(Asım'dan)
|
S | Şark - Acemi Semerci |
Ş | Şeriat :Köse İmam
|
T | *Tosunum (Köse İmam)
|
U | *Utanma :Durmayalım
|
V | * |
Y | *Yediği Herze :Köse İmam |
Z | *Zalim idareci : Acem şahı |
MAE Mevzuat | |
---|---|
Mehmet Akif Ersoy - Mehmet Akif Ersoy kitapları - Mehmet Akif Ersoy mevzuatı | |
MAE hakkında | MAE/Hakkında vecizeler |
Wiki linkleri | x |
Kabulü | İstiklal Marşının Kabülü Hakkında Kanun |
Anma günü | İstiklal marşının kabul edildiği gün ve Mehmet Akif Ersoy'u anma günü hakkında kanun İstiklâl Marşının kabul edildiği günü ve Mehmet Akif Ersoy'u anma günü hakkında yönetmelik |
Yenişehir Kaymakamlığı Safahat Çalışma Grubu | |
---|---|
Yahya Günsür Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi/TL11CW | |
Organize Safahat Grubu | Kullanıcı:Vahit - Kullanıcı:Semiha
Kullanıcı:Kayadelen Kullanıcı:Ayse ER Kullanıcı:Eylem GÜNER Kullanıcı:Ragıp ALKAN |
Bilgisayar Lisesi | *Kullanıcı:Elif Aydemir - Müd. Yrd.(Edebiyat öğretmeni)
|
Sosyal Bilimler Lisesi | *Mürşit Tekin
|
M.Adnan Özçelik Lisesi | xxx |
Safahat okulararası görev dağılımı | *Safahat/I. Kitap 'ı Sosyal Bilimler Lisesi,Yahya Günsür Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi, Şevket Pozcu Lisesi
|
Diğer Safahat Çalışanları | Kullanıcı:Cagriorki
Kullanıcı:İkizlerim Kullanıcı:Ayhankaya1971 Kullanıcı:M.Murşit Tekin Kullanıcı:Msbl düzgün Kullanıcı:Çiğdem bilir Kullanıcı:Sait Yılmaz Kullanıcı:Sibel inan Kullanıcı:Elifköse Sevilşen Kullanıcı:Metinkilic1975 Kullanıcı:Kimsesizseyyah GSL md yd Murat Çınarlı Kullanıcı:Abdulvahap Müftülük Kullanıcı:Muhammet altan Kullanıcı:Mehmet Boz Kullanıcı:Mehmet Ömer Kesilmiş Kullanıcı:Aysegultokdemir Kullanıcı:Çevlik Kullanıcı:Gunay sendilmen Kullanıcı:Betul Demır Kullanıcı:Mehmet KAVACIK Kullanıcı:Ayşeüncücan Kullanıcı:Elifaydemir Kullanıcı:Halim bozkurt Kullanıcı:Atik77 Kullanıcı:Mustafa Ekici |
Mehmet Akif Ersoy Şablon:Mehmet Akif Ersoy |
Safahat çalışmaları | |
---|---|
Makaleler | x |
Basım çalışmaları | *Gençler için safahat - Mersin Yenişehir Kaymakamlığınca
|
Safahat sunuları | * Safahat AV sunumu - Mersin Yenişehir Kaymakamlığınca |
Safahat Tasarım Çalışmaları | *Safahat Kitap tasarımları
|
Safahat programları | *Safahat Kutlamaları -
|
Safahat okumaları | *Adnan Özçelik AL Safahat Okumaları
|
Şablon:Mehmet Akif Ersoy |
Şablon:Düz liseler için safahat projesi
Şablon:Anadolu liseleri için safahat projesi
Şablon:Sosyal Bilimler Liseleri için safahat projesi
Şablon:Türki Dillerde Safahat Projesi
Şablon:Safahat İngilizceye Tercüme Projesi