- Nuşirevan mest iken
- Hüşyar zulüm ederse
- Felek okunu çeker
- Ahımı çekmez mi gül
İzahı[]
- Gök, gök katı, devir.
- Tâli', baht.
- Büyük ve dâirevi olan şey.
- Her gök seyyaresinin gezdiği âlem.
- Dünyâ, âlem,
- Bir zilli âlet.
- Yuvarlak kütük, kızak.(Felek her türlü esbab-ı cefasın toplasın gelsin Dönersem kahpeyim millet yolunda bir azimetten. N. Kemal)
- FELEK-ÜL A'ZAM (Bak: Felek-i eflâk)
- FELEK-İ EFLÂK Göğün en son katı. (Bak: Arş)
- FELEKÎ (Felekiyye) Feleğe mensub. Felekle ilgili.
- Astronomik.
- FELEKİYYAT Göklerin ilmi. (Kozmoğrafya, Astronomi)
- FELEKİYYUN Gök ilmi ile uğraşanlar. (Astronomlar, Kozmoğrafyacılar)
- FELEKMEŞREB Mc: Sözünde durmaz, verdiği sözü tutmaz.
- Felek kimine yâr olur, kimine olmaz.
- FELEKSEYR f. Hareketleri ve gidişi süratli olan.
- FELEKZEDE f. Feleğin kahrına uğramış, tâlihsiz.
EFLAKİYYE[]
Allah'ı inkâr edip kâinatın yaratılış ve idare edilişini kadîm telakki ettikleri yedi yıldıza bağlayan bir inanç sistemidir. Bu yedi yıldız, zühal, müşteri, merih, zühre, utarid, güneş ve ay'dır. (F.K.)
[]
Ad[]
- kambur felek
- Felek kimine kavun yedirir,kimine kelek
- Felek, kimine kavun yedirir kimine kelek