Gayretullah duası İmam-ı Ebil Hasaniş Şâzelî İnkataat emaluna ve izzetuke illa minke (Emellerimiz kesildi ve izzet illa senden) Ve habe recauna ve hakkık illa fike (Recalarımız haybete uğradı ve tahakkuku illa seninle) İn ebdeet garetu-l erhami v-ebteadet (Yakınların gayreti kesildi ve uzaklaştılar) Fe akrabu-s seyra minna garet-ullah (Bundan sonra seyru sefer yaklaştı bizden gayretullah) Ya Garet-allah hussi-s seyre musriaten (Ey Gayretullah seyri indukte et) Fi halli ukdetina Ya Garetallah (Ukdelerimizin halli için ey Gayretullah) Ade-l adûn ve carû (Düşmanlar adilik ettiler ve cevru cefa ettiler) Ve recevna Allaha muciran (Allah'tan recamız ecir buyurması) Ve kefa billahi veliyyan (Ve Veliyy olarak Allah yeter) Ve kefa billahi nasiran (Ve Nasir olarak Allah yeter)
d
Gayr غير غيرت غيرة غيرة الله Gayret Gayretullah Allah'tan başkası Gar Ğar غار الغَارُ Hucum Atak Gayret Garret-ül cevviyye (Hava hücumu ) أغار غارة Garetullah غارةالله Allah'ın atağı Allah'ın hücumu Allahım acil yardımın! demektir Garetullah Gayretullah duası Ya Garet Allah Acil yardımın Allahım Gayretullaha dokunur ne demek? GAyretullaha dokunmaya az kaldı Zulmün artsın, zulmün artsın Gayretullahı isteme duası Hizbün Nasr Duası Havası gayûr Gayretullah terimi gayırdan gelir diyenler Faruk Beşer Gayret Türkçemizde, çalışma çabalama, bir işi yapmak için azimli, istekli ve heyecanlı olma anlamına gelir. Çok gayretli olana 'gayûr ' denir. Fikret'in, 'Vatan gayûr insanların omuzları üstünde yükselir ' mısraında olduğu gibi. Gayr kelimenin aslı Arapçadır, gayrimüslim bileşik ismindeki gibi 'ğayr ' kökünden gelir. Gayr başka, diğer anlamındadır. Bu kökten gelen 'gayret' kelimesi, kişinin bir durum karşısında sanki değişmesini, başkalaşmasını anlatır. 'Gayretullah ' deyince de sanki ortada Allah'ın hoşlanmadığı, kızdığı, rahmetinin gazabıyla yer değişmesi gibi bir durum var demektir. Bu O'nun anında müdahalesini ve azabının inmesini, yani gayrete gelmesini sonuç verir. Aslında iyi düşünüldüğünde, kızdığı ya da sevindiği için 'gayrlaşmak ', Allah'a yaraşmaz, bunlar kulun vasıflarıdır. Çünkü bunlar zaafı, değişmeyi ve eksikliği ihsas eder. Oysa Allah değişmez. O halde 'gayret' Allah için mecaz olarak kullanılır.
Hizbü'n-Nasr - İmam Şâzili (k.s)
İmam Şâzilî’nin k s Hizbü’nasr duası Türkçe
Kınamakta bir garetullah çeşitidir. Ebter demek gibi . Hz Peygambere ebter yani çocuğu yok sözünü kinle söyeleyenin kendi zürriyeti esas kökten bitti. Yani garetullah sonucu ebter oldu. çoluk çocuk nedir bilmez aile nedir bilmez gibi
Gayr Diğer, başkası, mâadâ , âher, yabancı. (İstisnâ edâtıdır. Başlarına getirildiği kelimeyi nefy yapar.)
GAYR Diğer, başkası, mâadâ, âher, yabancı. (İstisnâ edâtıdır. Başlarına getirildiği kelimeyi nefy yapar.)
Terkibler [ ]
GAYR-I KABİL Mümkün ve kabil değil, imkânsız. Mümkün olmayan, olamaz.
GAYR-I MAHDUD Hudutsuz, uçsuz bucaksız, sonsuz.
GAYR-I MAHSUR Hasrolunmamış. Sınırsız.
GAYR-I MA'KUL Akıl işi olmayan, aklın kabul etmediği.
GAYR-I MEBZUL Çok kullanılmayan. Az bulunan şey.
GAYR-I MECZUZ Devamlı, kesilmeden.
GAYR-I ME'LUF Alışılmamış, ülfet edilmemiş.
GAYR-I MEMNUN Devamlı. Kesiksiz. * Minnetsiz, sürekli.
GAYR-I ME'MUL Umulmadık. Beklenmedik. Birdenbire.
GAYR-I MEN HÜVE LEH Sâhibinden gayrısı.
GAYR-I MENKUL Naklolunamayan, taşınamayan (tarla,bağ, ev gibi) mallar.
GAYR-I MER'Î Görünür olmayan, görünmeyen.
GAYR-I MESKUN İçinde oturulmayan yer. Kimsesiz yer.
GAYR-I MEŞRU' Allah'ın rızâsına uymayan, şeriat hârici, kanunsuz iş.
(Tarık-ı gayr-ı meşru' ile bir maksadı tâkibeden galiben maksudunun zıddı ile ceza görür. -Avrupa muhabbeti gibi.- Gayr-ı meşru' muhabbetin âkıbetinin mükâfatı, mahbubun gaddarane adavetidir. M.)
GAYR-I MEŞ'UR Duyulmayan, hissedilmeyen. (Bak: Taht-eş şuur)
GAYR-I MUTABIK Uygun gelmeyen, uymayan.
GAYR-I MUTEMED Kendine itimad edilmeyen.
GAYR-I MÜEKKEDE Tekrarlanmamış ve takviye edilmemiş. * Zannî ve kat'î delil ile sâbit olmayıp, Peygamberimizin (A.S.M.) bazan devam buyurdukları iş veya amel.
GAYR-I MÜMKİN Mümkün olmayan, imkânsız.
GAYR-I MÜNBİT İyi ve bol yetiştirmeyen. Münbit olmayan.
GAYR-I MÜNFEKK Bitişik, ayrılmaz.
GAYR-I MÜNİF Münif olmayan. (Bak: Münif)
GAYR-I MÜNKATI' Devamlı, fasılasız, kesiksiz.
GAYR-I MÜSLİM Müslüman olmayanlar. İslâmiyete girmeyenler.
GAYR-I MÜSMİR Verimsiz, faydasız, meyvesiz. (Bak: Desâtir)
GAYR-I MÜTECEZZÎ Ayrılamayan, bölünemeyen.
GAYR-I MÜTENAHÎ Sonsuz, nihayet bulmaz, bitmez.
(Bir noktayı tam yerinde icad etmek için, bütün kâinatı icad edecek bir kudret-i gayr-ı mütenahî lâzımdır. Zira, şu kitab-ı kebir-i kâinatın her bir harfinin, bâhusus zihayat her bir harfinin, her bir cümlesine müteveccih birer yüzü, nâzır birer gözü vardır. M.)
GAYR-I ŞUURÎ Şuursuz, şuurun dışında.
GAYR-I UZVÎ Cansız. Uzvî olmayan. (İnorganik)
GAYR-I ZARURÎ Zarurî ve mecburî olmayan.
GAYR-ENDÎŞ f. Başkalarını düşünen, şefkatli ve cömert kimse.