Yenişehir Wiki
Register
Advertisement
Durmayalım Safahat Bayrak
Mehmet Akif Ersoy
Geçinme Belâsı
Disambig Bakınız: Hasır, Hasır şiiri - Mehmet Akif Ersoy , Hasır/1 , Hasır/2 , Hasır/3 , Hasır/4 , Hasır/Osmanlıca , Hasır/Arapça , Hasır/İngilizce , Hasır/Azerice, [[
Hasır_-_mehmet_akif_ersoy_-_safahat_-_yusuf_ziya_özkan

Hasır - mehmet akif ersoy - safahat - yusuf ziya özkan

hasır - mehmet akif ersoy - safahat - yusuf ziya özkan

]]
http://video.google.com/videoplay?docid=-509523656159301151&hl=tr#

4'lü iki beyitin tablo sunumu[]

Şiir Metni
Güncel Türkçesi
İngilizce Tercüme
Osmanlıca
Geçende, Yayla civârında bir ufak cevelân
Bahânesiyle, bizim eski âşinâlardan
Geçende, Yayla civarında bir ufak gezinti
Bahanesiyle, bizim eski tanıdıklardan
Recently I wanted to go to our old friend who sold spice as a trip around upland
كچنده يايلاجوارنده بر اوفاق جو لانبهانه سيله بزم اسكى آشنالردن
Bir attarın azıcık gitmek istedim yanına,

Ki her zaman beni da´vet ederdi dükkânına.

Bir attarın azıcık gitmek istedim yanına,

Ki her zaman beni davet ederdi dükkânına.

He has always invited me to his shop.
برعطارك آزيحبق كيتمك ايسته دم ياننهكه هرزمان بنى دعوت ايدردى دكاننه

Biraz müsâhabeden sonra söktü müşteriler:

-Ver ordan on paralık zencefıl, çörek otu, biber.

Biraz sohbetten sonra geldi müşteriler:

-Ver ordan on paralık zencefil, çörek otu, biber.
Customers come after a little conversation
-Give me some ginger, nigella,pepper that worth ten from there
برآزمصا حبه دن صوكره سوكدى مشتربلر:-ويراوردن اونپارهه لق زنجفيل٬ چورك اوتى٬ بيبر.
Geçenki beş para borcumla on beş etmedi mi?

-Silik bu yirmilik almam...

- Uzatma gör işimi!
Geçenki beş para borcumla on beş etmedi mi?

-Silik bu yirmilik almam... -Uzatma gör işimi!

Doesn't it make fifteen with my last five money debt?
-This twenty bucks gone...-Don't waste my time do what I say
كچنكى بش پاره بورجله اون بش ايتمدمى؟-سيليك بو يكرميلك آلمام.. -اوزاتمه كور ايشمى!
-Oğul, çabuk...

Bana tîrak... Okunmuş olmalı ha! Bizim çocuk, adı batsın, yılancık olmuş...

-Ya?


-Oğul, çabuk...

Bana tîrak...

Okunmuş olmalı ha!

Bizim çocuk, adı batsın, yılancık olmuş...

-Ya?

-Son be quick.

Give me some tiryak.

It must be blessed.Our child, blast him, was erysipelas

-Really?

-اوغول چابوق...بكاتيراق.. اوقونمش اولمالى ها!بزم چوجوق٬ آدىباتسين٬ ييلانجق اولمش... -يا

-Sübek kadar yüzü hütdağı kesildi!


-Vah vah vah!

-Hanım, geçer, nefes ettir...

-Geçer mi? İnşallah.

Sübek kadar yüzü hütdağı kesildi!


-Vah vah vah!

-Hanım, geçer, nefes ettir...

-Geçer mi? İnşallah.

His little face suvelled as a Hütdağı What a pity

- He recovers! Get him blessed...

-Does he recover?I hope.

-سوبك قدريوزى هوت طاغى كسيلدى! -واه واه واه

-خانم٬ كچر٬نفس ايتدبر..

                   -كچرمى؟انشاآالله.

-Bi yirmilik paket amma sabahki tozdu bütün...

Ayol, hep içtiğimiz toz... Bozuldu eski tütün!|

-Bir yirmilik paket ama sabahki tozdu bütün...

-Ayol, hep içtiğimiz toz...Bozuldu eski tütün!

-Make a package but the one I bought this morning was all powder

-Oh ,the powder which we always smoke ... Old tobacco has gone bad

-بى يكرميلك پاكت اما صبا حكى توزدى بوتون..-آيول٬ هب ايحپديكمزتوز...بوزولدى اسكى توتون!

-Efendi amca, sakız ver... Biraz da balmumu kes.

-Kızım, parayla olur ha! Peşinci bak herkes.

-Efendi amca, sakız ver...Biraz da balmumu kes.

-Kızım parayla olur ha!Peşinci bak herkes.

-Give me gum,sir... Cut some wax , too.


-My girl it would be with money!. Look around everyone pays in cash

بشر اونر پاره لر هپسى ياقلاشوب دليكه٬سوزولديلر اورادن بر كيليدلى چكمجه يه.

Beşer onar paralar hepsi yaklaşıp deliğe,

Süzüldüler oradan bir kilitli çekmeceye.

Beşer onar paralar hepsi yaklaşıp deliğe,

Süzüldüler oradan bir kilitli çekmeceye.

All of five and ten bucks approached the hole and

Perched in a locked drawer from there

اپيجه فاصله دن صوكره كلدى باشقه برى:-كنيشجه بر حسيرك وارمى؟نه يسه هم دكرى٬

Epeyce fâsıladan sonra geldi başka biri:

-Genişçe bir hasırın var mı? Neyse hem değeri,

Epeyce aradan sonra geldi başka biri:

-Genişçe bir hasırın var mı?Neyse hem değeri,

After a while someone else come :

- Do you have a wide mat? Whatever value its is,

جنازه صارمق ايچوندر،اذين ايتمه صاقين!محله مزده بش آيدر ياتان او خسته قادين

Cenâze sarmak içindir, eziyyet etme sakın!

Mahallemizde beş aydır yatan o hasta kadın

Cenaze sarmak içindir,eziyet etme sakın!

Mahallemizde beş aydır yatan o hasta kadın

It’s to wrap a corpse, don’t grint!

That sick woman lying for five months in our neighbourhood

بو كون،صباحلين آرتق جهاندن أل چكمش..-نه چاره!قسمتهى بر بويله كونده أولمكمش.

Bugün, sabahleyin artık cihandan el çekmiş...

-Ne çâre! Kısmeti bir böyle günde ölmekmiş.

Bugün sabahleyin artık dünyadan el çekmiş...

-Ne çare! Kısmeti bir böyle günde ölmekmiş.

Passed away this morning

-What remedy ! Her faith is to die on such a day

-ياننده كيمسه ده يوقمش..امان براق نه يسه..أجل كلنجه ها اولمش،ها اولمامش كيمسه!

-Yanında kimse de yokmuş... Aman bırak neyse...

Ecel gelince ha olmuş, ha olmamış kimse!

-Yanında kimse de yokmuş... Aman bırak neyse...

Ecel gelince ha olmuş, ha olmamış kimse!

-There was no one with her .... Oh leave it anyway

When death comes no matter anyone is there or not!

-طوقوز غروش بوحسير ، سزسكزويرك هايدي..پازارلق اتميه لم برغروش ايچيون شيمدي!

-Dokuz kuruş bu hasır, siz, sekiz verin haydi...

Pazarlık etmiyelim bir kuruş için şimdi!

-Dokuz kuruş bu hasır, siz sekiz verin haydi..

Pazarlık etmeyelim bir kuruş için şimdi!

This mat is nine cents but you give me eight...

Now let’s not bargain for a cent

حصيربوكولدى٬اوموزلاندى٬ طالدي بر سوقاغه؛صوقولدي كيم بيلر اوردنده هانكي بر بو جاغه.

Hasır büküldü, omuzlandı, daldı bir sokağa;


Sokuldu kimbilir ordan da hangi bir bucağa.

Hasır büküldü, omuzlandı, daldı bir sokağa;

Sokuldu kim bilir ordan da hangi bir bucağa.

The mat was twisted, shouldered, entered into a street;


Who knows where was it put then

آچيلدي بر أولو صاقلانمق اوزره سينه سنه؛قاپاندي كتم عدم هيبتيله صوكره ينه!

Açıldı bir ölü saklanmak üzre sînesine,

Kapandı ketm-i adem heybetiyle sonra yine!

Açıldı bir ölü saklanmak üzere sinesine,

Kapandı yokluğun sırrındaki heybetiyle sonra yine!

İt was opened to hide a dead in it’s bosom, Then closed again with its majesty in the secret of absence!

بش اون فقيره اولوب بار دوش استثقا ل٬حضور لالني برنوحه ايتمه دن اخلال٬

Beş on fakîre olup bâr-ı dûş-i istiskâl,

Huzûr-i lâlini bir nevha etmeden ihlâl,

Bu işten hoşlanmayan beş on yoksulun omuzlarına yüklenip,

Dilsiz huzurunun havasını hiç bir feryat bozmayıp,

By being loaded on the shoulders of a few poor,who don’t like this work,

Not to let any cry disturb the peace of dumb

سكون ايچنده اوزلاشدي آشيانندنكچنجه سورينى شهرك اوزاتدي سروستان

Sükûn içinde uzaklaştı âşiyânından.

Geçince sûrunu şehrin, uzattı servistan

Durgun ve dingin uzaklaştı yuvasından.

Şehrin surlarını geçince uzandı serviler dünyasından

Quietly and calmly went away from her home.

When it passed walls of the city thousand stiff arm reached out

غريب يولجي يي توقيفه بيك بوكولمز قول!اوموزدن ايندي حصير٬يوقدي چونكه آرتيق يول..

Garîb yolcuyu tevkîfe bin bükülmez kol!

Omuzdan indi hasır, yoktu çünkü artık yol.

Kimsesiz yolcuyu durdurmak için bin bükülmez kol!

Omuzdan indi hasır, yoktu çünkü artık yol.

To stop the lonely passenger from the world of the cypresses!

The mat went down from shoulder because there was no way any more.

مزارجينك اوكورك يوزلي دست لاقيدىاعانه سيله نهايت مزاره ياصلاندي.

Mezarcının o kürek yüzlü dest-i lâkaydı

İânesiyle nihâyet mezâra yaslandı.

Mezarcının o kürek yüzlü hissiz eli

Yardımıyla sonunda mezara yaslandı.

At the end leaned against the grave with
The help of grave digger’s shovel faced numb hand
هجوم محنت پيدرپييله دنيانك٬حياتي برييغين آلام اولان زواللى قادين٬

Hücûm-i mihnet-i peyderpeyiyle dünyanın,

Hayâtı bir yığın âlâm olan zavallı kadın,

Art arda gelen sıkıntılarının saldırısıyla dünyanın,

Hayatı bir yığın üzüntü olan zavallı kadın,

With the attack of world’s one after another trouble

The poor woman whose life is a heap of sadness,

حصيردن اورتوسي دوشنده حفره دن ايندي..انين روحي ده آرتيق موﺌبداًديندي

Hasırdan örtüsü dûşunda hufreden indi...

Enîn-i rûhu da artık müebbeden dindi.

Hasırdan örtüsü omuzunda çukurdan indi...

Ruhunun inleyişi de artık sonsuza dek dindi.

She landed into the hole with the mat on her shoulder...

The moaning of her soul ended forever.

بوخاطرات ايله قلبمده باشلاينجه ملالاو طورمق ايسه مز اولدم،قيام ايدوب درحال؛

Bu hâtırât ile kalbimde başlayınca melâl,

Oturmak istemez oldum, kıyam edip derhal;

Hatırıma gelen bu sahnelerle kalbimde bir keder başlayınca

Oturmak istemez oldum, hemen kalktım ayağa;

When a grief began in my heart by the scenes come to my mind

did not want to sit, I stood up immediately;
-يو زمده عالمه نفرين،ايچمده شوق ممات؛كوزمده ايچ يوزى دهرك:ييغين ييغين ظلمات!-

Yüzümde aleme nefrin,içim deşevk-i memat;

Gözümde içyüzü dehrin: Yığın yığın zulümat!

-Yüzümde âleme lanet,içimde ölüm hevesi

Gözümde içyüzü dünyanın:Yığın yığın zulümler!

-A curse to realm on my face, enthusiasm to death inside;

The inner face of the world in my eyes: Pile of persecution!

بولونديغم اومقسّى محلدن آيريلدم.بوپرده بيتديمى؟هيهات!آتمادم بر آديم،

Bulunduğum o mukassi mahalden ayrıldım,

Bu perde bitti mi? Heyhat! Atmadım bir adım,

-Bulunduğum o kasvet verici yerden ayrıldım.

Bu perde bitti mi?Yazık! Atmadım bir adım,

I left the gloomy place where I had been.


Has the scene ended? Sorry! I did not even step,

كه روحى ايله مسين بو يله بيك فجيعه خراب!حيات نامنه،ىارب٬ نه در بو دور عذاب؟

Ki ruhu eylemesin böyle bin fecia harab!

Hayat namına ya Rab, nedir bu devr-i azab?

Ki ruhu eylemesin böyle bin facia harab!

Nedir hayat denen bu azap devri ya Rab?

So her soul would not be a disaster ruin!


Oh God! What is that life called a rev of torment.

'



Şiir Metni
Güncel Türkçesi
İngilizce Tercüme
Osmanlıca
-Uzatma gör işimi!


-Oğul, çabuk... Bana tîrak... Okunmuş olmalı ha!


Bizim çocuk, adı batsın, yılancık olmuş...


-Ya?


-Sübek kadar yüzü hütdağı kesildi!


-Vah vah vah!


-Hanım, geçer, nefes ettir...


-Geçer mi? İnşallah.


-Bi yirmilik paket amma sabahki tozdu bütün...


Ayol, hep içtiğimiz toz... Bozuldu eski tütün!


-Efendi amca, sakız ver... Biraz da balmumu kes.


-Kızım, parayla olur ha! Peşinci bak herkes.


Beşer onar paralar hepsi yaklaşıp deliğe,


Süzüldüler oradan bir kilitli çekmeceye.


Epeyce fâsıladan sonra geldi başka biri:


-Genişçe bir hasırın var mı? Neyse hem değeri,


Cenâze sarmak içindir, eziyyet etme sakın!


Mahallemizde beş aydır yatan o hasta kadın


Bugün, sabahleyin artık cihandan el çekmiş...


-Ne çâre! Kısmeti bir böyle günde ölmekmiş.


-Yanında kimse de yokmıış... Aman bırak neyse...


Ecel gelince ha olmuş, ha olmamış kimse!


-Dokuz kuruş bu hasır, siz, sekiz verin haydi...


Pazarlık etmiyelim bir kuruş için şimdi!


Hasır büküldü, omuzlandı, daldı bir sokağa;


Sokuldu kimbilir ordan da hangi bir bucağa.


Açıldı bir ölü saklanmak üzre sînesine,


Kapandı ketm-i adem heybetiyle sonra yine!


Beş on fakîre olup bâr-ı dûş-i istiskâl,


Huzûr-i lâlini bir nevha etmeden ihlâl,


Sükûn içinde uzaklaştı âşiyânından.


Geçince sûrunu şehrin, uzattı servistan


Garîb yolcuyu tevkîfe bin bükülmez kol!


Omuzdan indi hasır, yoktu çünkü artık yol.


Mezarcının o kürek yüzlü dest-i lâkaydı


İânesiyle nihâyet mezâra yaslandı.


Hücûm-i mihnet-i peyderpeyiyle dünyanın,


Hayâtı bir yığın âlâm olan zavallı kadın,


Hasırdan örtüsü dûşunda hufreden indi...


Enîn-i rûhu da artık müebbeden dindi.


Bu hâtırât ile kalbimde başlayınca melâl,


Oturmak istemez oldm, kıyam edip derhal;


Yüzümde aleme nefrin,içimdeşevk-i memat;


Gözümde içyüzü dehrin: Yığın yığın zulümat!-


Bulunduğum o mukassi mahalden ayrıldım,


Bu perde bitti mi? Heyhat! Atmadım bir adım,


Ki ruhu eylemesin böyle bin fecia harab!


Hayat namına ya Rab, nedir bu devr-i azab?

Biraz sohbetten sonra söktü müşteriler:


-Ver ordan on paralık zencefil, çörek otu, biber.


Geçenki beş para borcumla on beş etmedi mi?


-Silik bu yirmilik (3)almam...


-Uzatma gör işimi!


-Oğul, çabuk... Bana tiryak...(4) Okunmuş olmalı ha!


Bizim çocuk, adı batsın, yılancık olmuş...


-Ya?


Sübek kadar yüzü hütdağı kesildi!


-Vah vah vah!


-Hanım, geçer, nefes ettir...


-Geçer mi? İnşallah.


-Bi yirmilik paket ama sabahki tozdu bütün...


-Ayol, hep içtiğimiz toz...Bozuldu eski tütün!


-Efendi amca, sakız ver...Biraz da balmumu kes.


-Kızım parayla olur ha!Peşinci bak herkes.


Beşer onar paralar hepsi yaklaşıp deliğe,


Süzüldüler oradan bir kilitli çekmeceye.


Epeyce aradan sonra geldi başka biri:


-Genişçe bir hasırın var mı?Neyse hem değeri,


Cenaze sarmak içindir,eziyet etme sakın!


Mahallemizde beş aydır yatan o hasta kadın


Bugün sabahleyin artık dünyadan el çekmiş...


-Ne çare! Kısmeti bir böyle günde ölmekmiş.


-Yanında kimse de yokmuş... Aman bırak neyse...


Ecel gelince ha olmuş, ha olmamış kimse!


-Dokuz kuruş bu hasır, siz sekiz verin haydi..


Pazarlık etmeyelim bir kuruş için şimdi!


Hasır büküldü, omuzlandı, daldı bir sokağa;


Sokuldu kim bilir ordan da hangi bir bucağa.


Açıldı bir ölü saklanmak üzre sinesine,


Kapandı yokluğun sırrındaki heybetle sonra yine!


Bu işten hoşlanmayan beş on yoksulun omuzlarına yüklenerek,


Dilsiz huzurunun havasını hiç bir feryat bozmaksızın,


Durgun ve dingin uzaklaştı yuvasından.


Şehrin surlarını geçince uzandı serviler dünyasından


Kimsesiz yolcuyu durdurmak için bin bükülmez kol!


Omuzdan indi hasır, yoktu çünkü artık yol.


Mezarcının o kürek yüzlü hissiz eli


Yardımıyla sonunda mezara yaslandı.


Art arda gelen sıkıntılarının saldırısıyla dünyanın,


Hayatı bir yığın üzüntü olan zavallı kadın,


Hasırdan örtüsü omuzunda çukurdan indi...


Ruhunun inleyişi de artık sonsuza dek dindi.


Hatırıma gelen bu sahnelerle kalbimde bir keder başlayınca


Oturmak istemez oldum, hemen kalktım ayağa;


-Yüzümde âleme lanet,içimde ölüm hevesi;


Gözümde içyüzü dünyanın:Yığın yığın zulümler!


-Bulunduğum o kasvet verici yerden ayrıldım.


Bu perde bitti mi?Yazık! Atmadım bir adım,


Ki ruhu eylemesin böyle bin facia harab!


Nedir hayat denen bu azap devri ya Rab?


(1)Yayla: istanbul'da Fatih'e yakın bir semt.


(2)Attar: Mahalle arasında bazı baharatla


iğne-iplik vs. satan dükkün sahibi.


(3)Yirmilik: Eski bir madenî para.


Bunların üzerindeki yazı ve


tuğralar çok kullanılmaktan dolayı


aşınıp silinirdi.


(4)tiryak: Eskiden bazı hastalıklara karşı


Kullanılan bir cins macun.

THE MAT

Recently I wanted to go to our old familiar who is sold spiece with small navigation around upland He has always invited me to his shop.

Customers come after a little conversation Give me ten worth from there ginger nigella pepper

Isn’t it my debt fifteen with this five? The wisdom is dimmed, I don’t get.

Don’t extend, do my job Son be quick. Give my some tiryak. It must be blessed?

Our child, blast him, was erysipelas Really? His little face suvelled as a Hütdağı

What a pity He recovers! Get him blessed

Does he recover? I hope Make a package but the one bought this morning was all powder

Oh ! the powder which we always smoke . old tobacco has gone bad Give me gum . cut some wax , too

My girl it would be with the Money. Look! Everyone pays in cash All of five and ten bucks approached the hole and perched in a locked drower from there

Someone else come then Do you have a wide mat? Whatever value is

It’s to hold a funeral don’t grint That sick woman lying for five months in our neighbour hood passed away tihs morning

What remedy ! her faith is to die at such a day There’s no one with her . oh! Leave anyway

When that comes no matter anyone is there or not This mat is nine cents but you give me eight now let’s not bargain for a cent

The mat was twisted sholdered entered into a street Who knows where was it put then

İt was opened to hide a dead in it’s bosom then closed again


By being loaded on the shoulders of a few poor,Who doesn’t like this work without disturbing the peace quietly and calmly go away from her slot

When it passed walls of the city thousand stiff arm reached out to stop the lonely passenger from the world of the cypresses

The mat went down from shoulder because there was no way any more At the end leaned agains the grave with the help of grave digger’s shovel faced numb hand

With the attack of world’s one after another trouble The poor woman whose life is a heap of sadness

She landed into the hole with the mat on her shoulder the meaning of her soul ended forever

when a grief began in my heart by the scenes come to my mind ı did not want to sit, I standed up immediately

a curse to realm on my face, enthusiasm to death inside. The iner face of the world in my eyes: Pile of persecution.

I left the gloomy place where ı had been Has the scene ended? Sorry! I did not even step

So her soul would not be a disaster ruin Oh God! What is that life called a rev of torment


örnek osmanlıca مقدمة


Hasır 1

Mehmet Akif Ersoy'un Hasır şiiri

Hasır 2

Mehmet Akif Ersoy'un Hasır şiiri

Hasır 3

Mehmet Akif Ersoy'un Hasır şiiri


Safahat logo

Şablon:Düz liseler için safahat projesi
Şablon:Anadolu liseleri için safahat projesi
Şablon:Sosyal Bilimler Liseleri için safahat projesi
Şablon:Türki Dillerde Safahat Projesi
Şablon:Safahat İngilizceye Tercüme Projesi

Advertisement