Yenişehir Wiki
Register
Advertisement

Sözlükte "kızmak, öfkelenmek; kızgınlık, öfke duygusu" anlamına gelen gazap genellikle rızâ ve hilim kavramlarının karşıtı olarak kullanılmaktadır. Bir ahlâk kavramı olarak ise acı veren kötü bir davranışın kişinin ruhunda uyandırdığı kızgınlık, intikam alma duygusu ve cezalandırma isteği anlamında kullanılmaktadır. Gazap kavramı Kur'ân'da ve hadislerde hem Allah'a hem Peygamber'e ve hem de diğer insanlara nispet edilerek kullanılmıştır. Bir kutsî hadise göre Allah, "Rahmetim gazabımı geçmiştir (kuşatmıştır)" buyurur (Buhârî, Tevhid, 15, 22, 28, 55; Müslim, Tevbe, 14-16). Kur'ân'da mü'minlerin üstün nitelikleri sayılırken öfkelendikleri zaman bile kusurları bağışladıklarından övgüyle söz edilmektedir (Şûrâ, 42/37). Dinî, ahlâkî ve içtimaî konularda görülen yanlışlıklar ve haksızlıklar karşısında tutum ve davranışlarında aşırılığa yol açmasa bile Hz. Peygamber'in kızdığı ve bu durumun yüzünün kızarması gibi fizyolojik belirtilerden anlaşıldığı rivâyet edilmektedir (Buhârî, Edeb, 75; Müslim, Fezâil, 127). "... Yiğit, öfkelendiği sırada kendine hâkim olan kimsedir" (Buhârî, Edeb, 76, 102; Müslim, Birr, 107, 108) hadisinde vb. hadislerde gazab duygusunun fıtrî olması hasebiyle yok edilmesi değil, bu duygunun etkisiyle yanlış hüküm veya iş yapılmasından kaçınılması gerektiği üzerinde durulmaktadır. Ilımlı bir öfke duygusuna "şecaat" veya "hamiyet" denilir. İnsanın onurunu, haklarını ve değerlerini koruyabilmesi için hamiyet sahibi olması gerekir. (M.C.)

Advertisement