Yenişehir Wiki
Register
Advertisement

Huri

(Ahver ve Havrâ kelimelerinin C.) Ahu gözlüler. Gözlerinin akı karasından çok olan, pek güzel ve güzellikleri tarif ve tavsif edilemiyecek derecede güzel olan Cennet kızları. (Bak: Hur - Hur-i în) (Sual: Ehadiste denilmiş: "Huriler yetmiş hulleyi giydikleri halde, bacaklarının kemiklerindeki ilikleri görünüyor." Bu ne demektir? Ne mânası var? Nasıl güzelliktir? Elcevab: Mânası pek güzeldir ve güzelliği pek şirindir. Şöyle ki: Şu çirkin, ölü, câmid ve çoğu kışır olan dünyada; hüsün ve cemal, yalnız göze güzel görünüp, ülfete mâni olmazsa, yeter.

Halbuki: Güzel, hayatdar, revnakdar, bütün kışırsız lüb ve kabuksuz iç olan cennette; göz gibi bütün insanın duyguları, lâtifeleri cins-i lâtif olan hurilerden ve huriler gibi ve daha güzel, dünyadan gelme, Cennet'teki nisâ-i dünyeviyeden ayrı ayrı hisse-i zevklerini, çeşit çeşit lezzetlerini almak isterler. Demek, en yukarı hullenin güzelliğinden tut, tâ kemik içindeki iliklere kadar, birer hissin birer lâtifenin medar-ı zevki olduğunu hadis işaret ediyor.

Evet, "Hurilerin yetmiş hulleyi giymeleri ve bacaklarındaki kemiklerin ilikleri görünmesi" tâbiriyle hadis-i şerif işaret ediyor ki: İnsanın her ne kadar hüsün perver ve zevk-perest ve zinete meftun ve cemale müştak duyguları ve hassaları ve kuvaları ve lâtifeleri varsa, umumunu memnun edip doyuracak ve herbirisini ayrı ayrı okşayıp mes'ud edecek, maddi ve mânevi her nevi zinet ve hüsn-ü cemale huriler câmidirler. Demek, huriler Cennet'in aksam-ı zinetinden yetmiş tarzını, bir tek cinsten olmadığından birbirini setretmiyecek surette giydikleri gibi; kendi vücudlarından ve nefis ve cisimlerinden, belki yetmiş mertebeden ziyade ayrı ayrı hüsün ve cemalin aksamını gösteriyorlar. S.)

Hüri' Bit.

Ahver Akıllı. İri gözlü güzel.

Müşteri yıldızı. (Jüpiter)

Beyaz yüzlü, güzel gözlü adam.

Havra Yahudi mâbedi, sinagog. Mc: Pek gürültülü yer.

Havra (Ahver'in müennesidir.) Çok beyaz veya çok beyaz gözlü. Ahu gözlü kadın.

Cennete giren eşler beraber bulunabilecektir. Örneğin; 'Onlar, Rablerinin rızasına ermek için sabreden, namazı dosdoğru kılan, kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizli olarak ve açıktan Allah için harcayan ve kötülüğü iyilikle ortadan kaldıranlardır. İşte bunlar için dünya yurdunun iyi sonucu vardır. Bu sonuç da Adn cennetleridir. Atalarından, eşlerinden ve çocuklarından iyi olanlarla beraber oraya girerler....' (13/23) Fakat cennette, evliliğin fiziksel anlamdaki ilişkileri olmayacaktır.

Hurilere gelecek olunursa, bu kelime Türkçe'ye yanlış çevrilmiştir. Çünkü, bu kelime aslında hem kadınlar hem de erkekler için kullanılmaktadır. “hū r” kelimesi, “ahwar” (erkekler için kullanılır) ve “haurā ” (kadınlar için kullanılır) kelimelerinin çoğul halidir. “ ‘in “ kelimesi ise, büyük gözlü erkek anlamına gelen “a’yan” kelimesinin ve büyük, güzel gözlü kadın anlamına gelen “ainā ” kelimesinin çoğul halidir. Görüleceği üzere hurinin bayan olduğunu söylemek doğru olmayacaktır. Ayrıca, cennetteki nimetlerin hiç bir gözün görmediği, hiçbir kulağın işitmediği, hiçbir kalbin algılamadığı nimetler olduğu düşünüldüğünde hurilerin erkek veya dişi olarak düşünülmemesi gerekir. Kur'an da salih ve saliha kullara her nimetten verileceği üzere, huriler de erkek ya da kadın olsun tüm cennet ehline verilecektir. Huriler, salih ve saliha müminlerin cenneteki eşleri değildir. Eşlerin durumu yukarıda belirtilmiştir.

Kaynak: http://www.muslim.org/english-quran/quran.htm

HÛRÎ:

Allahü teâlânın îmân edenlere mükâfat olarak yarattığı, nasıl oldukları bilinmeyen Cennet kızı...

Kızdığı zaman istediğini yapabilecek bir mü'min kimse, kızmazsa, Allahü teâlâ kıyâmet günü onu herkesin arasında çağırır; "Cennet'te istediğin hûrînin yanına git" der. (Hadîs-i şerîf-Et-Tâc)

Cennet'e girdim. Bir köşk gördüm. İçinde bir hûri gördüm; "Sen kimin içinsin?" dedim. Ömer bin Hattâb için yaratıldım!"dedi. (Hadîs-i şerîf-Buhârî ve Müslim)

Cennet'in güzel kokusu, beş yüz yıllık yoldan alınır. Cennetliklerin, Cennet'te şimşekten at ve develeri vardır. Yularları, eğerleri, heybeleri, kızıl yâkuttandır. Bunlara binerek birbirlerini ziyâret ederler. Âileleri hûrîlerdir. Hûrîler ise, dizilm iş inciler gibidir... Allahü teâlâ huylarını her türlü kötülükten temizlediği gibi, sümkürmek, abdest bozmak ve benzeri hallerden de bedenlerini arındırmıştır. Bu gibi hâllerde kendilerinden misk gibi kokular çıkar. (Hasen-i Basrî)

Can vermek acısı dünyâ acılarının hepsinden daha acıdır. Fakat, âhiret azâblarının hepsinden daha hafiftir. Mü'min, rûhunu teslim edeceği vakit, rahmet meleklerini, Cennet hûrilerini görür. Onları görmenin zevki ile can verme acısını duymaz. Rûhu, te reyağından kıl çeker gibi, kolay çıkar. Nîmetlere kavuşur. (Abdülhakîm-i Arvâsî)

HÛRÎ, HÛRİLER

Gözleri iri ve siyahı çok siyah, beyaz kısmı da çok beyaz kızlar Arapça'da "hûr" kelimesi "havrâ"nın çoğulu Türkçe'de teklik gibi ve çok kere bu ifadeyi taşıyan nisbet "î" si ile "hûrî" şeklinde kullanılır

"Hûrileri" ifade edene Kur'ân âyetlerinde geçen "îyn", "ayn" (göz) dan türemiş bir kelime olup iri gözlü kadınlara atfen kullanılır

Istılah olarak "hûrî", Cenâb-ı Allah'ın, cennetliklere vadetmiş olduğu güzel kızlardan her biridir

"Hûrîler"in yaratılışları, vücut yapıları ve güzellikleriyle ahlâkî yapıları hakkındaki bilgileri, Kur'ân âyetleriyle hadislerden öğrenmekteyiz

"Müttakiler güvenli bir yerde; bahçelerde ve pınar başlarındadırlar İnce ipekten ve parlak atlastan giyinerek karşılıklı otururlar Böylece biz onları, siyah iri gözlü hûrîlerle evlendirmişizdir" (ed-Duhan, 44/54)

"Müttakilere kurtuluş, başarıya ulaşma, bahçeler, bağlar, göğüsleri tomurcuklanmış yaşıt (kız)lar ve dolu dolu kadehler vardır" (en-Nebe', 78/31-34)

"Onlar koltuklara yaslanıp kurularak, birçok meyveler ve içecekler isterler Ve yanlarında da bakışlarını yalnızca eşlerine çevirmiş (utangaç bakışlı) yaşıt dilberler vardır" (es-Sâd, 38/51, 52)

"Biz ceylan gözlüleri defterleri sağdan verilenler için inşa etmişiz (yeniden yaratmışız)dır Onları bâkire, eşlerine düşkün ve hepsini bir yaşta kılmışızdır" (el- Vâkıa, 56/35-38)

Yukarıdaki âyetlerde geçen "yaşıt"lardan maksat, hepsinin aynı yaşta olması ya da eşlerine yaşıt olmaları şeklinde her iki anlama da gelebilir

İşte dünyada iken hayatını Allah'ın emir ve yasaklarına uygun olarak düzenlemiş, O'nun rızasını kazanmak için her türlü sıkıntı, eza ve cefaya katlanarak dininden asla taviz vermemiş, müstekbirlere boyun eğmemiş, her zaman zulme ve zalimlere kar~ı baş kaldırmış salih ve mutlu kullara Allah'ın ikramı

"Orada huyları güzel, yüzleri güzel kadınlar vardır" (er-Rahmân, 55/70)

"Orada utangaç bakışlı öyle kadınlar vardır ki, bundan önce kendilerine ne bir insan ne de bir cin dokunmamıştır" (er-Rahmân, 55/56)

"Ve sedeflerinde saklı inciler gibi iri siyah gözlü esler" (el-Vâkıa, 65/22, 23)

Kadının en önemli özelliği onun hayası ve iffetidir Bu yüzden Allahu Teâlâ cennet nimetlerini açıklarken kadının güzelliğinden önce hayasını ve iffetini zikretmiştir

Yukarıdaki ikinci âyetten, Cennette cinlerden salih erkeklerle salih kadınları da olacağı anlaşılıyor Bu kadınlar, tıpkı insanlardan saliha kadınlar gibi, cinlerden erkeklere eş olacaklardır Nitekim onlara daha önceden hiçbir erkek dokunmamış olacağı gibi, insanlardan salih kadınlara da hiçbir erkek dokunmamış olacaktır

Peygamber (sas) de Cennet ehlini şu şekilde tasvîr etmektedir

"Cennet ehlinden her birinin iki kadını vardır ki, vücutlarının şeffaflığından baldır kemiklerinin ilikleri etinin üstünden görünür Ehl-i Cennet arasında ne ihtilaf vardır ne de düşmanlık; gönüller sanki bir gönül, sabah akşam Allah'ı tesbih ederler" (Buhârî, Bed'ül-Halk, 59, Sıfâtü'l-Cenne)

Şu kadar var ki, dünyada iken iman etmiş ve salih kullar sınıfına girmiş kadınlar "hûrîler"den de üstündürler Çünkü onlar bir taraftan şeytanlarıyla, diğer taraftan nefisleriyle mücadele etmek zorundadırlar Onlar, bu mücadelede galip gelerek, Hakk'ın rızasını kazanmış ve Cennete girmeyi hakketmişlerdir Hûrîler ise kendi amelleri dolayısıyla cennete girmiş değiller Allah onları, diğer nimetler gibi Cennet ehli için yaratmıştır Peygamber (sas)'in aşağıdaki hadisi bunu teyid etmektedir

Ümmü Seleme, Peygamber (sas)'e bir gün "Ya Rasûlüllah! dünyada ki kadınları mı, yoksa Cennetteki hûrîler mi daha iyidir?" diye sorar Rasûlüllah (sas); "Dünyadaki kadınların üstünlüğü, yüzün astara üstünlüğü gibidir" diye cevap verir Ümmü Seleme; "Niçin" deyince O, şöyle cevap verir; "Dünyadaki kadınlar namaz kıldıkları, oruç tuttukları ve birçok ibadetlerde bulundukları için" (Tabarânî'den naklen; Mevdûdî, Tefhîmü'l-Kur'ân Terc, VI 81)

Advertisement