Yenişehir Wiki
Register
Advertisement
Kaf Suresi/1-15- Kaf Suresi/1-15/Elmalı/1-15 Kaf Suresi/16-29 Kaf Suresi/30-45- Kaf Suresi/Elmalı/30-45
Ayet No
Ayet Metni
Elmalı Meali (Orijinali)
İngilizce Meali (M. Pickthall )
الْوَرِيدِ وَلَقَدْ خَلَقْنَا الْإِنْسَانَ وَنَعْلَمُ مَا تُوَسْوِسُ بِهِ نَفْسُهُ ۖ وَنَحْنُ أَقْرَبُ إِلَيْهِ مِنْ حَبْلِ
Hem şanıma kasem ederim ki hakıkat insanı biz yarattık ve biliriz: nefsi onu ne ile vesveselendirir ve biz ona «habli verîd» den daha yakınızdır
Andolsun insanı biz yarattık ve nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz. Ve biz ona şah damarından daha yakınız.
We verily created a man and We know what his soul whispereth to him, and We are nearer to him than his jugular vein.
50/17
إِذْ يَتَلَقَّى الْمُتَلَقِّيَانِ عَنِ الْيَمِينِ وَعَنِ الشِّمَالِ قَعِيدٌ
İki zabıt memuru zabıt tutarlarken: biri sağdan oturmuş biri soldan
Onun sağında ve solunda oturmuş iki melek zabıt tutarken,
When the two Receivers receive (him), seated on the right hand and on the left,
50/18
مَا يَلْفِظُ مِنْ قَوْلٍ إِلَّا لَدَيْهِ رَقِيبٌ عَتِيدٌ
Her ne söz atarsa mutlak yanında hâzır bir gözcü vardır
İnsan hiçbir söz söylemez ki yanında (onu) gözetleyen, dediklerini zapteden bir melek hazır bulunmasın.
He uttereth no word but there is with him an observer ready.
50/19
وَجَاءَتْ سَكْرَةُ الْمَوْتِ بِالْحَقِّ ۖ ذَٰلِكَ مَا كُنْتَ مِنْهُ تَحِيدُ
Ve ölüm sekeratı hakk ile geldikte: işte diye: o senin kaçıp durduğun
Ölüm sarhoşluğu gerçekten geldiğinde, "Ey insan! İşte bu senin öteden beri kaçtığın şeydir." denir.
And the agony of death cometh in truth. (And it is said unto him): This is that which thou wast wont to shun.
50/20
وَنُفِخَ فِي الصُّورِ ۚ ذَٰلِكَ يَوْمُ الْوَعِيدِ
Ve Sur üfürüldükte: ki işte o veîd günüdür
Sur'a üfürülür, işte bu, tehdid(in gerçekleşme) günüdür.
And the trumpet is blown. This is the threatened Day.
50/21
وَجَاءَتْ كُلُّ نَفْسٍ مَعَهَا سَائِقٌ وَشَهِيدٌ
Ve her nefis gelmiştir: beraberinde bir sevk me'muru ve bir şâhid vardır
Her can, kendisiyle beraber bir sevk memuru ve bir şahid bulunduğu halde gelir.
And every soul cometh, along with it a driver and a witness
22. لَقَدْ كُنْتَ فِي غَفْلَةٍ مِنْ هَٰذَا فَكَشَفْنَا عَنْكَ غِطَاءَكَ فَبَصَرُكَ الْيَوْمَ حَدِيدٌ
Celâlim hakkı için (denir) sen bundan bir gaflette idin: şimdi senden perdeni açtık, artık bu gün gözün keskindir,
Allah ona) "Andolsun sen bundan gaflet içinde idin. Şimdi senden gaflet perdesini kaldırdık. Bugün artık gözün keskindir." der.
(And unto the evil doer it is said): Thou wast in heedlessness of this. Now We have removed from thee thy covering, and piercing is thy sight this day.
50/23
وَقَالَ قَرِينُهُ هَٰذَا مَا لَدَيَّ عَتِيدٌ
Ve karîni demiştir: işte bu yanımdaki hâzır
Beraberindeki melek "işte yanımdaki hazır" der.
And (unto the evil doer) his comrade saith: This is that which I have ready (as testimony).
50/24
أَلْقِيَا فِي جَهَنَّمَ كُلَّ كَفَّارٍ عَنِيدٍ
Buyurulur:) atın atın Cehenneme her nankör anud,
(Allah iki meleğe buyurur ki:) "Haydi ikiniz, atın cehenneme her inatçı nankörü!
(And it is said): Do ye twain hurl to hell each rebel ingrate,
50/25
مَنَّاعٍ لِلْخَيْرِ مُعْتَدٍ مُرِيبٍ
hayra engel, haşarı işkilci kâfiri
İyiliklere (sürekli) engel olan, saldırgan, şüpheciyi.
Hinderer of good, transgressor, doubter,
الَّذِي جَعَلَ مَعَ اللَّهِ إِلَٰهًا آخَرَ فَأَلْقِيَاهُ فِي الْعَذَابِ الشَّدِيدِ
Ki Allahın yanında başka ilâh tutmuştur, haydin ikiniz bir atın onu o şiddetli azâb içine
O ki Allah'ın yanında başka ilâh edinmiştir. Haydi ikiniz birlikte onu şiddetli azaba atın."
Who setteth up another god along with Allah. Do ye twain hurl him to the dreadful doom.
49/27
قَالَ قَرِينُهُ رَبَّنَا مَا أَطْغَيْتُهُ وَلَٰكِنْ كَانَ فِي ضَلَالٍ بَعِيدٍ
Arkadaşı der: ya rabbenâ onu ben azdırmadım velâkin kendisi uzak bir dalâl içinde idi
Yanındaki arkadaşı (şeytan) der ki: "Rabbimiz! Ben onu azdırmadım. Fakat kendisi derin bir sapıklık içindeydi".
His comrade saith: Our Lord! I did not cause him to rebel, but be was (himself) far gone in error.
50/28
قَالَ لَا تَخْتَصِمُوا لَدَيَّ وَقَدْ قَدَّمْتُ إِلَيْكُمْ بِالْوَعِيدِ
Buyurur ki: huzurumda çekişmeyin, ben size önceden veîd göndermiş iken
Allah buyurur ki: "Huzurumda çekişmeyin! Ben size daha önce uyarıcı göndermiştim."
He saith: Contend not in My presence, when I had already proffered unto you the warning.
مَا يُبَدَّلُ الْقَوْلُ لَدَيَّ وَمَا أَنَا بِظَلَّامٍ لِلْعَبِيدِ
Benim ındimde söz değiştirilmez ve ben kullara zulümkâr değilim
Benim huzurumda söz değiştirilmez. Ve ben kullara asla zulmedici değilim.
The sentence that cometh from Me cannot be changed, and I am in no wise a tyrant unto the slaves.
Disambig Bakınız: KafSuresi, KafSuresi/MEALKafSuresi/VİDEO, KafSuresi/TEFSİR, KafSuresi/TEZHİB, KafSuresi/HAT, KafSuresi/FAZİLETİ, KafSuresi/HİKMETLERİ, KafSuresi/, KafSuresi/KERAMETLERİ, KafSuresi/AUDİO, KafSuresi/HADİSLER, KafSuresi/NAKİLLER, KafSuresi/EL YAZMALARI, KafSuresi/VP
Yenişehir..

Şablon:Sadeleştirilmiş ET


Advertisement