Yenişehir Wiki
Register
Advertisement
İsra Suresi/101-111-İsra Suresi/Elmalı/101-111 Kehf Suresi/1-12 Kehf Suresi/13-17-Kehf Suresi/Elmalı/13-17
Önemli!!! düzenlenen sayfalar ayn harfli fasılalara kadar yapılması gerekmektedir. Elmalı Tefsiri (Orjinal)
Ayet No
Ayet Metni
Elmalı Meali (Orijinali)
İngilizce Meali (M. Pickthall )
الْحَمْدُ لِلَّهِ الَّذِي أَنْزَلَ عَلَىٰ عَبْدِهِ الْكِتَابَ وَلَمْ يَجْعَلْ لَهُ عِوَجًا ۜ
Hamd o Allaha ki kuluna kitab indirdi, hem ona hiç bir yamıklık yapmaksızın
Hamd, o Allah'a mahsustur ki kulu (-Muhammed'e) kitabı indirdi ve ona hiçbir eğrilik koymadı.
Praise be to Allah Who hath revealed the Scripture unto His slave, and hath not placed therein any crookedness,
[[ قَيِّمًا لِيُنْذِرَ بَأْسًا شَدِيدًا مِنْ لَدُنْهُ وَيُبَشِّرَ الْمُؤْمِنِينَ الَّذِينَ يَعْمَلُونَ الصَّالِحَاتِ أَنَّ لَهُمْ أَجْرًا حَسَنًا]]
Dosdoğru, ledünnünden şiddetli bir beis ile inzar etmek, ve salih salih ameller yapan mü'minlere şunu müjdelemek için ki kendilerine cidden güzel bir ecir var
Onu dosdoğru (bir kitap) olarak (indirdi) ki katından gelecek şiddetli azaba karşı (insanları) uyarsın ve yararlı işler yapan müminlere kendileri için güzel bir mükafat bulunduğunu müjdelesin.
(But hath made it) straight, to give warning of stem punishment from Him, and to bring unto the believers who do good works the news that theirs will be a fair reward.
مَاكِثِينَ فِيهِ أَبَدًا
Ebediyyen onda arâm edecekler
Onlar orada sürekli kalacaklardır.
Wherein they will abide for ever;
وَيُنْذِرَ الَّذِينَ قَالُوا اتَّخَذَ اللَّهُ وَلَدًا
Hem şunları inzar etmek için ki «Allah veled edindi» demekteler
Ve "Allah çocuk edindi" diyenleri de uyarsın.
And to warn those who say: Allah hath chosen a son,
مَا لَهُمْ بِهِ مِنْ عِلْمٍ وَلَا لِآبَائِهِمْ ۚ كَبُرَتْ كَلِمَةً تَخْرُجُ مِنْ أَفْوَاهِهِمْ إِنْ يَقُولُونَ إِلَّا كَذِبًا
Buna dâir ne kendilerinin ılmi vardır ne de babalarının, o ne büyük bir kelime ki ağızlarından çıkıyor, sırf bir yalan söylüyorlar
Bu hususta ne kendilerinin, ne de atalarının hiçbir bilgisi yoktur. Ağızlarından çıkan söz ne büyük bir iftiradır. Onlar, yalandan başka bir şey söylemiyorlar.
(A thing) whereof they have no knowledge, nor (had) thee fathers. Dreadful is the word that cometh out of their mouths. They speak naught but a lie.
فَلَعَلَّكَ بَاخِعٌ نَفْسَكَ عَلَىٰ آثَارِهِمْ إِنْ لَمْ يُؤْمِنُوا بِهَٰذَا الْحَدِيثِ أَسَفًا
Şimdi bu söze inanmazlarsa belki arkalarından esef ile kendini üzeceksin
(Ey -Muhammed!) Demek onlar, bu söze (kitaba) inanmazlarsa, onların peşinde üzüle üzüle kendini helak edeceksin!
Yet it may be, if they believe not in this statement, that thou (Muhammad) wilt torment thy soul with grief over their footsteps.
إِنَّا جَعَلْنَا مَا عَلَى الْأَرْضِ زِينَةً لَهَا لِنَبْلُوَهُمْ أَيُّهُمْ أَحْسَنُ عَمَلًا
Biz Yer yüzündeki şeyleri ona bir ziynet yaptık ki insanları imtihan edelim: hangisi daha güzel bir amel yapacak?
Biz yeryüzündeki şeyleri kendisine süs olsun diye yarattık ki, insanların hangisinin daha güzel amel edeceğini deneyelim.
Lo! We have placed all that is in the earth as an ornament thereof that we may try them: which of them is best in conduct.
وَإِنَّا لَجَاعِلُونَ مَا عَلَيْهَا صَعِيدًا جُرُزًا
Bununla beraber şu da muhakkak ki biz onun üzerinde ne varsa hepsini bir kuru toprak etmekteyiz
Şüphesiz biz, yeryüzünde olanları kupkuru bir toprak yapacağız.
And lo! We shall make all that is therein a barren mound.
أَمْ حَسِبْتَ أَنَّ أَصْحَابَ الْكَهْفِ وَالرَّقِيمِ كَانُوا مِنْ آيَاتِنَا عَجَبًا
Yoksa Eshabı KehfRakıym bizim âyâtımızdan bir acîbe oldular mısandın
Yoksa sen Ashab-ı Kehf'i ve Rakim'i (isimlerinin yazılı bulunduğu taş kitabeyi) şaşılacak âyetlerimizden mi sandın?
Or deemest thou that the People of the Cave and the Inscription are a wonder among Our portents?
إِذْ أَوَى الْفِتْيَةُ إِلَى الْكَهْفِ فَقَالُوا رَبَّنَا آتِنَا مِنْ لَدُنْكَ رَحْمَةً وَهَيِّئْ لَنَا مِنْ أَمْرِنَا رَشَدًا
O vakıt ki o genç yiğitler Kehfe çekildiler de şöyle dediler: ya rabbenâ! Bizlere ledünnünden bir rahmet ihsan eyle ve bizim için işimizden bir muvaffakıyyet hazırla
O gençler mağaraya sığınınca şöyle dediler: "Rabbimiz! Bize katından bir rahmet ver ve bizim için şu işimizden bir kurtuluş yolu hazırla."
When the young men Red for refuge to the Cave and said: Our Lord! Give us mercy from Thy presence and shape for us right conduct in our plight
فَضَرَبْنَا عَلَىٰ آذَانِهِمْ فِي الْكَهْفِ سِنِينَ عَدَدًا
Bunun üzerine müteaddin seneler kehifte kulakları üzerine vurduk
Bunun üzerine biz de kulaklarını tıkayarak mağarada onları yıllarca uyuttuk.
Then We sealed up their hearing in the Cave for a number of years.
ثُمَّ بَعَثْنَاهُمْ لِنَعْلَمَ أَيُّ الْحِزْبَيْنِ أَحْصَىٰ لِمَا لَبِثُوا أَمَدًا
Sonra da onları ba'settik ki hep bilelim: iki hızbin hangisi bekledikleri gayeyi iyi hisab etmiş?
Sonra da iki gruptan hangisinin, onların mağarada kaldıkları süreyi daha iyi hesapladığını anlamak için, onları tekrar uyandırdık.
And afterward We raised them up that We might know which of the two parties would best calculate the time that they had tarried.
Disambig Bakınız: KehfSuresi, KehfSuresi/MEALKehfSuresi/VİDEO, KehfSuresi/TEFSİR, KehfSuresi/TEZHİB, KehfSuresi/HAT, KehfSuresi/FAZİLETİ, KehfSuresi/HİKMETLERİ, KehfSuresi/, KehfSuresi/KERAMETLERİ, KehfSuresi/AUDİO, KehfSuresi/HADİSLER, KehfSuresi/NAKİLLER, KehfSuresi/EL YAZMALARI, KehfSuresi/VP
Yenişehir..

Şablon:Sadeleştirilmiş ET


Advertisement