←Kalem Suresi | Nuh Suresi→ |
Mekke döneminde inmiştir. 44 âyettir. Sûre, adını üçüncü âyetteki |
Ayet No
|
Ayet Metni
|
Elmalı Meali
|
Elmalı (Sadeleştirilme)
|
İngilizce Meali (Yusuf Ali)
|
Bir isteyen, olacak azabı istedi.
|
ing
| |||
لِّلْكَافِرينَ لَيْسَ لَهُ دَافِعٌ
|
2 - Kâfirler için onu savacak yok.
|
ing
| ||
O, derece ve makamların sahibi Allah'tandır.
|
ing
| |||
تَعْرُجُ الْمَلَائِكَةُ وَالرُّوحُ إِلَيْهِ فِي يَوْمٍ كَانَ مِقْدَارُهُ خَمْسِينَ أَلْفَ سَنَةٍ
|
Melekler ve Ruh miktarı ellibin yıl süren bir gün içinde ona çıkar.
|
ing
| ||
فَاصْبِرْ صَبْراً جَمِيلاً
|
O halde güzel bir sabır ile sabret.
|
ing
| ||
إِنَّهُمْ يَرَوْنَهُ بَعِيداً
|
Çünkü onlar onu uzak görürler.
|
ing
| ||
وَنَرَاهُ قَرِيباً
|
Biz ise onu yakın görüyoruz.
|
ing
| ||
يَوْمَ تَكُونُ السَّمَاء كَالْمُهْلِ
|
O gün gök erimiş bir maden gibi olur.
|
ing
| ||
وَتَكُونُ الْجِبَالُ كَالْعِهْنِ
|
Dağlar da atılmış renkli yün gibi olur.
|
ing
| ||
وَلَا يَسْأَلُ حَمِيمٌ حَمِيماً
|
Dost dostun halini soramaz.
|
ing
| ||
يُبَصَّرُونَهُمْ يَوَدُّ الْمُجْرِمُ لَوْ يَفْتَدِي مِنْ عَذَابِ يَوْمِئِذٍ بِبَنِيهِ
|
ing
11. | |||
وَصَاحِبَتِهِ وَأَخِيهِ
|
ing
12. | |||
وَفَصِيلَتِهِ الَّتِي تُؤْويهِ
|
ing
13. | |||
وَمَن فِي الْأَرْضِ جَمِيعاً ثُمَّ يُنجِيهِ
|
ing 14.
| |||
كَلَّا إِنَّهَا لَظَى
|
ing 15.
| |||
نَزَّاعَةً لِّلشَّوَى
|
ing
16. | |||
تَدْعُو مَنْ أَدْبَرَ وَتَوَلَّى
|
ing
17. | |||
وَجَمَعَ فَأَوْعَى
|
ing
18. | |||
إِنَّ الْإِنسَانَ خُلِقَ هَلُوعاً
|
ing 19.
| |||
إِذَا مَسَّهُ الشَّرُّ جَزُوعاً
|
ing
20. | |||
وَإِذَا مَسَّهُ الْخَيْرُ مَنُوعاً
|
ing
21. | |||
إِلَّا الْمُصَلِّينَ
|
ing
22. | |||
الَّذِينَ هُمْ عَلَى صَلَاتِهِمْ دَائِمُونَ
|
ing
23. | |||
وَالَّذِينَ فِي أَمْوَالِهِمْ حَقٌّ مَّعْلُومٌ
|
ing
24. | |||
لِّلسَّائِلِ وَالْمَحْرُومِ
|
ing
25. | |||
وَالَّذِينَ يُصَدِّقُونَ بِيَوْمِ الدِّينِ
|
ing
26. | |||
وَالَّذِينَ هُم مِّنْ عَذَابِ رَبِّهِم مُّشْفِقُونَ
|
ing
27. | |||
إِنَّ عَذَابَ رَبِّهِمْ غَيْرُ مَأْمُونٍ
|
ing
28. | |||
وَالَّذِينَ هُمْ لِفُرُوجِهِمْ حَافِظُونَ
|
ing
29. | |||
إِلَّا عَلَى أَزْوَاجِهِمْ أَوْ مَا مَلَكَتْ أَيْمَانُهُمْ فَإِنَّهُمْ غَيْرُ مَلُومِينَ
|
ing
30. | |||
فَمَنِ ابْتَغَى وَرَاء ذَلِكَ فَأُوْلَئِكَ هُمُ الْعَادُونَ
|
ing
31. | |||
وَالَّذِينَ هُمْ لِأَمَانَاتِهِمْ وَعَهْدِهِمْ رَاعُونَ
|
ing
32. | |||
وَالَّذِينَ هُم بِشَهَادَاتِهِمْ قَائِمُونَ
|
ing
33. | |||
وَالَّذِينَ هُمْ عَلَى صَلَاتِهِمْ يُحَافِظُونَ
|
ing
34. | |||
أُوْلَئِكَ فِي جَنَّاتٍ مُّكْرَمُونَ
|
ing
35. | |||
فَمَالِ الَّذِينَ كَفَرُوا قِبَلَكَ مُهْطِعِينَ
|
ing
36. | |||
عَنِ الْيَمِينِ وَعَنِ الشِّمَالِ عِزِينَ
|
ing
37. | |||
أَيَطْمَعُ كُلُّ امْرِئٍ مِّنْهُمْ أَن يُدْخَلَ جَنَّةَ نَعِيمٍ
|
ing
38. | |||
كَلَّا إِنَّا خَلَقْنَاهُم مِّمَّا يَعْلَمُونَ
|
ing
39. | |||
فَلَا أُقْسِمُ بِرَبِّ الْمَشَارِقِ وَالْمَغَارِبِ إِنَّا لَقَادِرُونَ
|
ing
40. | |||
عَلَى أَن نُّبَدِّلَ خَيْراً مِّنْهُمْ وَمَا نَحْنُ بِمَسْبُوقِينَ
|
ing
41. | |||
فَذَرْهُمْ يَخُوضُوا وَيَلْعَبُوا حَتَّى يُلَاقُوا يَوْمَهُمُ الَّذِي يُوعَدُونَ
|
ing
42. | |||
يَوْمَ يَخْرُجُونَ مِنَ الْأَجْدَاثِ سِرَاعاً كَأَنَّهُمْ إِلَى نُصُبٍ يُوفِضُونَ
|
ing
43. | |||
خَاشِعَةً أَبْصَارُهُمْ تَرْهَقُهُمْ ذِلَّةٌ ذَلِكَ الْيَوْمُ الَّذِي كَانُوا يُوعَدُونَ
|
ing
44. | |||
45
|
خَاشِعَةً أَبْصَارُهُمْ تَرْهَقُهُمْ ذِلَّةٌ ذَلِكَ الْيَوْمُ الَّذِي كَانُوا يُوعَدُونَ
|
ing
|
Latin Harflerine Transkriptli Ayet Metni(Yani latin harfleriyle ayetlerin okunuşu)[]
Elmalı saleştiştirilmiş meali[]
70-MEARİC:
1 - Bir isteyen, olacak azabı istedi.
2 - Kâfirler için onu savacak yok.
3 - O, derece ve makamların sahibi Allah'tandır.
4 - Melekler ve Ruh miktarı ellibin yıl süren bir gün içinde ona çıkar.
5 - O halde güzel bir sabır ile sabret.
6 - Çünkü onlar onu uzak görürler.
7 - Biz ise onu yakın görüyoruz.
8 - O gün gök erimiş bir maden gibi olur.
9 - Dağlar da atılmış renkli yün gibi olur.
10 - Dost dostun halini soramaz.
11 - Birbirlerine gösterilirler. Suçlu o günün azabından kurtulmak için fidye vermek ister; oğullarını,
12- Eşini ve kardeşini,
13 - Kendisini barındıran, içinde yetiştiği tüm ailesini,
14 - Ve yeryüzünde bulunanların hepsini ki, tek kendini kurtarabilsin.
15 - Hayır, o alevlenen bir ateştir.
16 - Derileri kavurur, soyar.
17 - Çağırır, sırtını dönüp gideni,
18 - Mal toplayıp kasada yığanı,
19 - Doğrusu insan dayanıksız ve huysuz yaratılmıştır.
20 - Kendisine kötülük dokundu mu sızlanır.
21 - Kendisine hayır dokundu mu cimrilik eder.
22 - Ancak namaz kılanlar bunun dışındadır.
23 - Onlar ki namazlarını sürekli kılarlar.
24 - Onların mallarında belli bir hak vardır,
25 - Hem isteyen için, hem de istemekten utanan yoksul için.
26 - Onlar ki ceza gününü tasdik ederler.
27 - Rablerinin azabından korkarlar.
28 - Çünkü Rablerinin azabından emin olunmaz.
29 - Onlar ki ırzlarını korurlar.
30 - Ancak zevcelerine ve cariyelerine karşı hariç. Çünkü onlara yaklaştıklarında kınanmazlar.
31 - Bundan ötesini isteyenler, var ya işte onlar haddi aşanlardır.
32 - Onlar emanetlerini ve ahitlerini gözetirler.
33 - Şahitliklerinde dürüsttürler.
34 - Namazlarına devam ederler.
35 - İşte bunlar cennetlerde ağırlanırlar.
36 - Şimdi ne oluyor o inkâr edenlere ki, sana doğru boyunlarını uzatarak koşuyorlar:
37 - Sağdan ve soldan bölük bölük.
38 - Onlardan herbiri, bir nimet cennetine sokulacağını mı umuyor?
39 - Hayır, biz onları bildikleri şeyden yarattık.
40 - Artık o doğuların ve batıların Rabbine yemine ne gerek, elbette bizim gücümüz yeter.
41 - Onları kendilerinden daha hayırlı olanlarla değiştirebiliriz ve bizim önümüze geçilmez.
42 - O halde bırak onları, kendilerine vaad edilen günlerine kavuşuncaya kadar dalıp oynayadursunlar.
43 - O gün kabirlerden hızlı hızlı çıkacaklar, sanki putlara gidiyorlarmış gibi fırlayacaklar.
44 - Gözleri düşük, kendilerini bir alçaklık saracak da saracak. İşte onlara vaad edilen gün, o gündür.
Diyanet meali[]
Bismillahirrahmânirrahîm
1, 2, 3. Soran birisi, yükselme yollarının sahibi Allah tarafından kâfirlere kesinlikle inecek olan ve hiç kimsenin uzaklaştıramayacağı azabı sordu. 4. Melekler ve Ruh (Cebrail) ona süresi elli bin yıl olan bir günde yükselir. 5. (Ey Muhammed!) Sen güzel bir şekilde sabret. 6. Şüphesiz onlar o azabı uzak görüyorlar. 7. Biz ise onu yakın görüyoruz. 8, 9. Göğün, erimiş maden gibi ve dağların atılmış renkli yün gibi olacağı günü hatırla. 10. (O gün) hiçbir samimi dost, dostunu sormaz. 11, 12, 13, 14. Birbirlerine gösterilirler. Günahkâr kimse ister ki, o günün azabından kurtulmak için oğullarını, karısını, kardeşini, kendisini koruyup barındıran tüm ailesini ve yeryüzünde bulunanların hepsini fidye olarak versin de, kendisini kurtarsın. 15, 16. Hayır (ne mümkün)! Şüphesiz, cehennem derileri kavurup çıkaran alevli ateştir. 17, 18. O, (hakka) arka döneni ve (imandan) yüz çevireni; servet toplayıp yığanı kendine çağırır. 19. Şüphesiz insan çok hırslı ve sabırsız olarak yaratılmıştır. 20. Kendisine kötülük dokunduğu zaman sızlanır. 21. Ona bir hayır dokunduğunda da eli sıkıdır. 22. Ancak, namaz kılanlar başka. 23. Onlar, namazlarına devam eden kimselerdir. 24, 25. Onlar, mallarında; isteyenler ve (isteyemeyip) mahrum kalanlar için belli bir hak bulunan kimselerdir. 26. Onlar ceza gününü tasdik eden kimselerdir. 27. Onlar, Rablerinin azabından korkan kimselerdir. 28. Çünkü, Rablerinin azabından emin olunamaz. 29. Onlar, mahrem yerlerini koruyan kimselerdir. 30. Ancak eşleri, yahut sahip oldukları cariyeleri başka. Çünkü onlar (eşleri ve cariyeleri ile olan ilişkileri konusunda) kınanmazlar. 31. Kim bunun ötesini isterse, işte onlar sınırı aşan kimselerdir. 32. Onlar, emanetlerini ve verdikleri sözü gözeten kimselerdir. 33. Onlar, şahitliklerini dosdoğru yapan kimselerdir. 34. Onlar namazlarını titizlikle koruyan kimselerdir. 35. İşte onlar cennetlerde ikram göreceklerdir. 36, 37. Şimdi, inkar edenlere ne oluyor ki, boyunlarını uzatarak (alay etmek için) sağdan soldan gruplar halinde sana doğru koşuyorlar? 38. Onlardan her biri Naîm Cennetine sokulacağını mı umuyor? 39. Hayır (ne mümkün)! Şüphesiz biz onları kendilerinin de bildikleri şeyden (meniden) yarattık. 40, 41. Doğuların ve Batıların Rabbine yemin ederim ki, şüphesiz onların yerine daha iyilerini getirmeye bizim gücümüz yeter. Bizim önümüze geçilemez. 42. Sen onları bırak, uyarıldıkları günlerine kavuşuncaya kadar batıl inançlarına dalsınlar ve oynasınlar. 43, 44. Dikili putlara akın akın gidercesine, gözleri inmiş, kendilerini zillet kaplamış bir halde mezarlarından süratle çıkacakları o günü hatırla! İşte o, uyarıldıkları gündür.
Latin harflerine transliteration[]
70 - MEARİC
Bismillahirrahmanirrahim
1. Seele sailun bi'azabin vakı'ın. 2. Lilkafirne leyse lehu dafi'un. 3. Minallahi ziylme'arici. 4. Ta'ruculmelaiketu verruhu ileyhi fiy yevmin kane mikdaruhu hamsiyne elfe senetin. 5. Fasbir sabren cemiylen. 6. İnnehum yerevnehu be'ıyden. 7. Ve nerahu kariyben. 8. Yevme tekunussema'u kelmuhli. 9. Ve tekunulcibalu kel'ıhni. 10. Ve la yes'elu hamiymun hamiymen. 11. Yubassarunehum yeveddulmucrimu lev yeftediy min 'azabi yevmeizin bibeniyhi. 12. Ve sahıbetihi ve ehıyhi. 13. Ve fasıyletihilletiy tu'viyhi. 14. Ve men fiyl'ardı cemiy'an summe yunciyhi. 15. Kella inneha leza. 16. Nezza'aten lişşeva. 17. Ted'u men edbere ve tevella. 18. Ve cema'a feev'a. 19. İnnel'insane hulika helu'an. 20. İza messehuşşerru cezu'an. 21. Ve iza messehulhayru menu'an. 22. İllelmusalliyne. 23. Elleziynehum 'ala salatihim daimune. 24. Velleziyne fiy emvalihim hakkun ma'lumun. 25. Lissaili velmahrumi. 26. Velleziyne yusaddikune biyevmiddiyni. 27. Velleziyne hum min 'azabi rabbihim muşrikune. 28. İnne 'azabe rabbihim ğayru me'munin. 29. Velleziyne hum lifurucihim hafizune. 30. İlla 'ala ezvacihim ev ma meleket eymanuhum feinnehum ğayru melumiyne. 31. Femenibteğa verae zalike feulaike humul'adune. 32. Velleziyne hum liemanatihim ve 'ahdihim ra'une. 33. Velleziyne hum bişehadatihim kaimune. 34. Velleziyne hum 'ala salatihim yuhafizune. 35. Ulaike fiy cennatin mukremune. 36. Femalilleziyne keferu kıbeleke muhtı'ıyne. 37. Anilyemiyni ve 'anişşimali 'ıziyne. 38. Eyatme'u kullumriin minhum en yudhale cennete na'ıymin. 39. Kella inna halaknahum mimma ya'lemune. 40. Fela uksimu birabbilmeşarikı velmeğaribi inna likadirune. 41. Ala en nubeddile hayren minhum ve ma nahnu bimesbukıyne. 42. Fezerhum yehudu ve yel'adune. 43. Yevme yahrucune minel'ecdasi sira'an keennehum ila nusubin yufidune. 44. Haşi'aten ebsaruhum terhekuhum zilletun zalikelyevmulleziy kanu yu'adune.
70 . Mearic Suresi -29.Cüz | |
---|---|
70/1 - 70/2 - 70/3 - 70/4 - 70/5 - 70/6 - 70/7 - 70/8 - 70/9 - 70/10 - 70/11 - 70/12 - 70/13 - 70/14 - 70/15 - 70/16 - 70/17 - 70/18 - 70/19 - 70/20 - 70/21 - 70/22 - 70/23 - 70/24 - 70/25 - 70/26 - 70/27 - 70/28 - 70/29 - 70/30 - 70/31 - 70/32 - 70/33 - 70/34 - 70/35 - 70/36 - 70/37 - 70/38 - 70/39 - 70/40 - 70/41 - 70/42 - 70/43 - 70/44 | |
Ayet Ayet KK -Ayet Ayet Kur'an-ı Kerim Sureleri -HDKD PDF - |
g-t-d
Bu tablonun her surenin başında sunumu için;
Ayet No
|
Ayet Metni
|
Elmalı Meali (Orijinali)
|
Elmalı (Sadeleştirilme)
|
İngilizce Meali (Yusuf Ali)
|
Ayet no
|
AYET
|
ELMALI ORİJİNAL MEALİ
|
SADELEŞTİRME
|
İNGİLİZCE MEAL
|
Yukaridaki tablonun kodunu, değiştir anlamına gelen d harfini tıklarsanız görebilirsiniz. Bunu her ayette uygulamak lazım. Bu stili rükuya kadar olan "esas meal" içinde kullanmak lazım.
- Örnek sure: Fatiha Suresi