Yenişehir Wiki
Register
Advertisement
Mearic Suresi/1-35-Mearic Suresi/Elmalı/1-35 Mearic Suresi/36-44 Nuh Suresi/1-20-Nuh Suresi//Elmalı1-20
Önemli!!! düzenlenen sayfalar ayn harfli fasılalara kadar yapılması gerekmektedir. Elmalı Tefsiri (Orjinal)
Ayet No
Ayet Metni
Elmalı Meali (Orijinali)
İngilizce Meali (M. Pickthall )
فَمَالِ الَّذِينَ كَفَرُوا قِبَلَكَ مُهْطِعِينَ
Şimdi nevar o küfredenlere ki sana doğru boyunlarını uzatarak koşuyorlar
Şimdi ne oluyor o inkâr edenlere ki, sana doğru boyunlarını uzatarak koşuyorlar:
What aileth those who disbelieve, that they keep staring toward thee (O Muhammad), open eyed,
عَنِ الْيَمِينِ وَعَنِ الشِّمَالِ عِزِينَ
Sağdan ve soldan fırka fırka
Sağdan ve soldan bölük bölük.
On the right and on the left, in groups?
أَيَطْمَعُ كُلُّ امْرِئٍ مِنْهُمْ أَنْ يُدْخَلَ جَنَّةَ نَعِيمٍ
Onlardan her kişi na'îm Cennetine sokulacağını ümidmi ediyor?
Onlardan herbiri, bir nimet cennetine sokulacağını mı umuyor?
Doth every man among them hope to enter the Garden of Delight?
كَلَّا ۖ إِنّا خَلَقْنَاهُمْ مِمَّا يَعْلَمُونَ
Yağma yok, biz onları o bildikleri nesneden yarattık
Hayır, biz onları bildikleri şeyden yarattık.
Nay, verily. Lo! We created them from what they know.
فَلَا أُقْسِمُ بِرَبِّ الْمَشَارِقِ وَالْمَغَارِبِ إِنَّا لَقَادِرُونَ
Artık o maşrıklerin, mağriblerin Rabbı için yemîne ne hacet, şübhesizki biz elbette kadiriz
Artık o doğuların ve batıların Rabbine yemine ne gerek, elbette bizim gücümüz yeter.
But nay! I swear by the Lord of the rising places and the setting places of the planets that We are Able
عَلَىٰ أَنْ نُبَدِّلَ خَيْرًا مِنْهُمْ وَمَا نَحْنُ بِمَسْبُوقِينَ
Onları kendilerinden hayırlısına tedbil edebiliriz ve bizim önümüze geçilmez
Onları kendilerinden daha hayırlı olanlarla değiştirebiliriz ve bizim önümüze geçilmez.
To replace them by (others) better than them. And We are not to be outrun.
فَذَرْهُمْ يَخُوضُوا وَيَلْعَبُوا حَتَّىٰ يُلَاقُوا يَوْمَهُمُ الَّذِي يُوعَدُونَ
O halde bırak onları dalsınlar ve oynıya dursunlar tâ o va'd olundukları güne çatacakları deme kadar
O halde bırak onları, kendilerine vaad edilen günlerine kavuşuncaya kadar dalıp oynayadursunlar.
So let them chat and play until they meet their Day which they are promised,
يَوْمَ يَخْرُجُونَ مِنَ الْأَجْدَاثِ سِرَاعًا كَأَنَّهُمْ إِلَىٰ نُصُبٍ يُوفِضُونَ
O günkü kabirlerden hızlı hızlı çıkacaklar, sanki çantalariyle dikmelere (putlara) gidiyorlarmış gibi fırlıyacaklar
O gün kabirlerden hızlı hızlı çıkacaklar, sanki putlara gidiyorlarmış gibi fırlayacaklar.
The day when they come forth from the graves in haste. as racing to a goal,
خَاشِعَةً أَبْصَارُهُمْ تَرْهَقُهُمْ ذِلَّةٌ ۚ ذَٰلِكَ الْيَوْمُ الَّذِي كَانُوا يُوعَدُونَ
Gözleri düşgün, kendilerini bir zillet saracakda saracak, o işte onların va'dolunup durdukları gün
Gözleri düşük, kendilerini bir alçaklık saracak da saracak. İşte onlara vaad edilen gün, o gündür.
With eyes aghast, abasement stupefying them: Such is the Day which they are promised.
Disambig Bakınız: MearicSuresi, MearicSuresi/MEALMearicSuresi/VİDEO, MearicSuresi/TEFSİR, MearicSuresi/TEZHİB, MearicSuresi/HAT, MearicSuresi/FAZİLETİ, MearicSuresi/HİKMETLERİ, MearicSuresi/, MearicSuresi/KERAMETLERİ, MearicSuresi/AUDİO, MearicSuresi/HADİSLER, MearicSuresi/NAKİLLER, MearicSuresi/EL YAZMALARI, MearicSuresi/VP
Yenişehir..

Şablon:Sadeleştirilmiş ET


Advertisement