Yenişehir Wiki
Register
Advertisement
Bakınız

Fatiha Suresi/Elmalı Merhamet etmek Acımak Bağışlamak Esirgemek Kıskanmak Merhamet/Mehmet Akif Ersoy Merhamet/İskender Pala Merhamet eğitimi Merhamet hadisleri Merhamet ayetleri Merhamet vecizeleri Merhamet şiirleri Merhamet makaleleri Merhamet resimleri Merhamet videoları Merhamet hat yazıları Merhamet süslemeleri Merhamet tefsirleri ----- http://www.merhamet.org [1]
5 BİR MAĞARA DÜŞÜN HİRA kum klip Kutlu Doğum 2011 Kutlu doğum 2011 İsmail Coşar [http://www.dailymotion.com/video/xi8anx_3-merhamet-diyenler-klyp-kutlu-doyum-2011_shortfilms "Ya merhametsiz" kısa filmi

]]


Merhamet 1

2011 Yılı Kutlu Doğum Haftası - Merhamet Paygamberi konseptinde kutlandı . Bu da afiş tasarımıdır.

Merhamet eğitimi

Merhamet eğitimi nedir?

Esirgeyen kişi , diye tercüme edilmektedir. Yıllarca TRT'de İnanç Dünyası programında Bismillahirrahmanirrahim kelimesi Esirgeyen ve bağışlayan Allah'ın adıyla diye tercüme edilmiştir. Ancak bu tercüme doğru değildir. Konu ile ilgili elmalınının etimolojik ve semantik açıdan dilbilimsel açıklaması aşağıya alınmıştır. Elmalı Hamdi Yazır bu tercümeye favkalade yanlış demektedir. Tanrı anlamı olarak tercümenin yanlışlığını da ayrıca derinlemesine izah etmektedir.

Elmalı Tefsirinde Merhamet ile Acımak Arasındaki Farkın Açıklanması[]

Öyle ise mutlak surette "Rahmân" yüce Allah'a ait bir sıfat ismidir. Bundan dolayı aslında sıfat olması itibariyle çok rahmet sahibi, pek merhametli, çok merhametli, gayet merhametli veya sonsuz rahmet sahibi diye tefsir edilebilse de özelliğinden, isim olmasından dolayı tercemesi mümkün olmaz. Çünkü özel isim terceme edilmez. Özel isimlerin terceme edilmesi onların değiştirilmesi demektir ve dilimizde böyle bir isim yoktur. Bazılarının Rahmân'ı "esirgeyici" diye terceme ettiklerini görüyoruz. Halbuki "esirgemek" aslında kıskanmak, yazık etmek mânâsınadır. "Benden onu esirgedin." denilir. Sonra kıskanılanın korunması, saklanması tabiî olduğundan esirgemek, onun gereği olan korumak mânâsına da kullanılır. "Beni esirgemiyorsun." deriz ki, "Beni korumuyorsun." demektir. Fakat "Bana merhamet etmiyorsun." gibi, "bana esirgemiyorsun" denilmez. Bundan dolayı esirgeyici aslında "kıskanç" demek olacağından Rahmân'ın gelişigüzel bir tefsiri de olmamış olur. Elemlenmek, acı duymak demek olan acımaktan "acıyıcı" da tatsız ve kusurludur, kuru bir acımak merhamet değildir. Merhamet, acı felaketini ortadan kaldırmak ve onun yerine sevinç ve iyiliği koymaya yönelik olan bir iyilik duygusudur ki dilimizde tamamen bilinen bir kelimedir. Biz merhametli sıfatından anladığımız tatlı mânâyı öbürlerinden tam olarak anlayamayız ve hele pek merhametli yerinde "acıyıcı, esirgeyici" demeyiz. Bunun için eskilerimiz burada "yarlığamak" fiilinden "yarlığayıcı" sıfatını kullanırlardı. "Rabbim rahmeti ile yarlığasın", "rahmetinle yarlığa ya Rabbi!", "Rahmetinle yarlığa kıl ya gani (zengin)" gibi ki, bu kelimeyi hafifleterek "yarlamak" ve "yarlayıcı" denildiği de olmuştur. Ve aslında "yar (dost) muamelesi yapmak" demektir ki, merhametin sonucudur. Fakat "yarlığayıcı" da isim değil sıfattır. Özetle Rahmân "pek merhametli" diye noksan bir şekilde tefsir olunabilirse de terceme olunamaz. Çünkü "pek merhametli", ne yalnız Allah için kullanılan bir sıfattır, ne özel isimdir, "Rahim" demek de olabilir. Sonra yüce Allah'ın rahmeti, merhameti; bir kalb duygusu, psikolojik bir meyil mânâsına gelen bir iyilik duygusu değildir. Fâtiha sûresi tefsirinde açıklanacağı üzere iyiliği kasdetmek veya sonsuz nimet verme mânâsınadır. Dilimizde de rahmet bu mânâ ile bilinir, fakat bu ilgiden dolayı "Rahmân" ismini "Vehhâb = çok bağışlayan" ismi ile karıştırmak da uygun olmaz. Vehhâb, Rahmân gibi özel isim değildir. Bundan dolayı Rahmân, Vehhâb veya Afüvv (çok affeden) mânâlarına gelen "bağışlayıcı" sıfatı ile de terceme edilemez. Bu ismi ezberleriz ve tercemesi ile değil, tefsiri ile rahmet mânâsından anlamağa çalışırız. Elmalı Hamdi Yazır/Fatiha Tefsiri

İskender Pala ve Merhamet Yazısı[]

Merhamet!.. Merhamet!..

Müminlere imdada yetiş merhametinle
Mülhidlere lakin daha çok merhamet eyle
M.Akif

Acımak bir derttir çoğu zaman, derdi acıya yığar.

Mahlukun acıması dertten doğar da, Halik merhametiyle sevince boğar.

Merhamet ok ok yürekler kanatır yaratılanda; merhamet eseri olarak yağmur yağmur sevindirir kulunu Yaratan da.

Merhamet bir gözyaşıdır, gözyaşı dökende merhamet sicim sicim; merhametini rahmet rahmet dağıtınca Rahman ve Rahim, elbet annenin yavrusuna merhametinden çok ötedir, hem çok kerîm!..

Kışın mağaralarında barındığı dağlara da, güneşin sessiz vadilerde kavurduğu çağlara da; toprağın yarıldığı kuraklıklara ve yolları yollara bağlayan aklıklara da eşittir merhamet.

Güneş ışığını yayar gibi, ay nurunu salar gibidir.

Ozanların sözcüklerinde içli mânâlar yüklenir, kanadı kırık kuşun yarasını sardıkça büyüklenir.

Dudakları açlıkla kızarmış bebelerin de, şahmaranları cangıllara resmeden perdelerin de sınavı merhametle olur.

Toprağı deşerken saban da, garibi büyütürken yaban da merhamet damıtır.

Bazan o, yaşayamadan ölenlerin ve ölmek için doğanların uykusuz kirpiklerine sığınmak ister de kapı bulamaz; bazan da zaman saatini geriye almak isteyenlerin bahar şarkısına girmek için yapı bulamaz.

Yumurtanın içinden çıkan yavru kuşun ıslak tüylerini kurutmasaydı ve son durak göz mesafesine girince en derin uyku gözleri tutmasaydı nerden bilirdik ki merhameti.

Göç etmeye korkan güvercinleri yuvadan merhamet uçurur, umutlarına yaslanan mahkumların yürekleri gözlerine merhamet vurur.

Ve durdukça durur kandil gecelerini aydınlatan karlarla sevgi sevgi uzayan katarlar.

Kutlu kaftanlar giyinmiş kaknuslar gibi; bağbozumu avuçlarda gülyağları, lotuslar gibi...

Dosya:Mona-Roza-Efsane-iir

Mona Roza

Hem aşk olur hem hüzün; aşkı olanın hüznü olur belki, belki hüznü olanın aşkı da kemale erer, olur diye.

Güvercin kanatlarında yedi iklime ulaşan muştuların tadıdır bazan; bazan da namluya sürülmüş kurşunların en kızıl yerinden vurduğu zulümlerin adıdır.

Erhamürrahimînden bir gizli lûtuftur merhamet. Kara gecede kara çul üzerinde yürüyen karıncanın ayak sesinden daha gizli; ve Hızır ile yola çıkan Musanın üç kez sınanışından daha gizli.

Evrenin göğsünden sağılan bir güzelliğin oyasıdır ve çatlamış dudaklara ulu kelimelerle söylenen şarkıların en hasıdır.

Akılları tesbih tesbih düğümleyen suya düşmüş bir karanfil kadar mahzun, ve ilk akşamda acısı saplanan açıklamalı geceler kadar uzun.

Belki göklerin ufak ve evrenin uzak kaldığı hüzünlerin panzehiri; belki üşüten fırtınaların sürüngen dertlerini bölen ve çarpan sevinçlerin kesiri.

Gırtlaklarda düğüm düğüm hecelerin ve yüreklerde boğum boğum gecelerin hem efendisi, hem esiri.

Kar vakti yalınayak bir yetimin dizlerinde derman; göyneksiz ninelerin ürkütülmüş sevecenliğinde ferman...

Merhametin adı, şirazesi dağılmış elyazması kitapların sayfalarında yazılı kaldı ve merhamet menkıbelerinin dağıldı meclisleri, babları, fasılları ve yekpare cümleleri.

Divanların arasında kurutulmuş narin kelebekler gibi şimdi merhamet, ve kanatlarında ihanete açılan gizli günahlarla desenlenmiş.

Zembilde kurutulmuş güllerin ve sergende saklanan sünbüllerin; buhurı Meryem kokan ellerin ve hüsni Yusuf söyleyen dillerin hasret kokan daüssılası.

Aynalı beşiklerde uykuya dalmış ilmek ilmek hıçkırık, yumak yumak ayrılık...

Merhamet, koyu renkler ve karmaşık desenlerin ötesinde görülen yalın bir kent kurmaktır...

Surları özveriden örülen bir kent.

Kötülük üşümeye mahkum olur merhametle yanarken damarda kan; ve merhametsiz insanları lanetle anar zaman.

..::İSKENDER PALA::..

Vikisözlük[]

[]

=== Lupa Ad === Ico libri Anlamlar :[1] Bir kimsenin veya bir başka canlının karşılaştığı kötü durumdan dolayı duyulan üzüntü, acıma. ku:merhamet Nuvola apps bookcase Köken : Nuvola apps bookcase Köken *Azerice: [[mərhəmət#Azerice|mərhəmət]] (az) *Arapça: mer§amet (ar) |} | width=1% | |bgcolor="#FFFFE0" valign=top width=48%|

|}

|}

Advertisement