Yenişehir Wiki
Register
Advertisement
Meryem Suresi/66-82-Meryem Suresi/Elmalı/66-82 Meryem Suresi/83-98 Taha Suresi/1-24-Taha Suresi/Elmalı/1-24
Önemli!!! düzenlenen sayfalar ayn harfli fasılalara kadar yapılması gerekmektedir. Elmalı Tefsiri (Orjinal)
Ayet No
Ayet Metni
Elmalı Meali (Orijinali)
İngilizce Meali (M. Pickthall )
أَلَمْ تَرَ أَنَّا أَرْسَلْنَا الشَّيَاطِينَ عَلَى الْكَافِرِينَ تَؤُزُّهُمْ أَزًّا
Görmedin mi biz o Şeytanları o kâfirlerin üzerine salmışız onları kaynatıp oynatıp kıvrandırıyorlar
Görmedin mi? Biz şeytanları o kâfirler üzerine musallat ettik. Onları (günaha) kışkırtıp duruyorlar.
Seest thou not that We have set the devils on the disbelievers to confound them with confusion?
فَلَا تَعْجَلْ عَلَيْهِمْ ۖ إِنَّمَا نَعُدُّ لَهُمْ عَدًّا
Aleyhlerinde acele etme, biz onlar için ancak bir sayı sayıyoruz
Öyleyse onların hemen azaba uğratılmalarını isteme. Biz onların (ecel) günlerini sayıyoruz.
So make no haste against them (O Muhammad). We do but number unto them a sum (of days).
19/85
يَوْمَ نَحْشُرُ الْمُتَّقِينَ إِلَى الرَّحْمَٰنِ وَفْدًا
Müttekîleri vedf halinde (bir mes'us olarak) huzuru rahmana cem'edeceğimiz gün
O gün, takva sahiplerini, heyet olarak Rahmân'ın huzuruna toplayacağız.
On the Day when We shall gather the righteous unto the Beneficent, a goodly company.
وَنَسُوقُ الْمُجْرِمِينَ إِلَىٰ جَهَنَّمَ وِرْدًا
Suçluları da susuz olarak cehenneme süreceğiz.
And drive the guilty unto Hell, a weary herd,
لَا يَمْلِكُونَ الشَّفَاعَةَ إِلَّا مَنِ اتَّخَذَ عِنْدَ الرَّحْمَٰنِ عَهْدًا
Rahmanın nezdinde bir ahd almış olan kimseden başkaları şefaate malik olamıyacaklar
(O gün) Rahmân (olan Allah)'ın katında bir ahd almış olan kimseden başkaları şefaat etme hakkına sahip olamayacaklardır.
They will have no power of intercession, save him who hath made a covenant with his Lord
وَقَالُوا اتَّخَذَ الرَّحْمَٰنُ وَلَدًا
O rahman veled edindi dediler
(Yahudilerle hıristiyanlar) "Rahmân, çocuk edindi" dediler.
And they say: The Beneficent hath taken unto Himself a son.
19/89
لَقَدْ جِئْتُمْ شَيْئًا إِدًّا
Kasem olsun pek ağır pek şeni' bir cür'ette bulundunuz
Yemin olsun ki, siz çok çirkin bir şey söylediniz.
Assuredly ye Utter a disastrous thing,
تَكَادُ السَّمَاوَاتُ يَتَفَطَّرْنَ مِنْهُ وَتَنْشَقُّ الْأَرْضُ وَتَخِرُّ الْجِبَالُ هَدًّا
Az daha ondan Gökler çatlıyacak ve dağlar yıkılıp yerlere geçecek
Az kalsın, söyledikleri sözden gökler çatlayacak, yer yarılacak ve dağlar parçalanıp dağılacaktı,
Whereby almost the heavens are torn, and the earth is split asunder and the mountains fall in ruins,
19/91
أَنْ دَعَوْا لِلرَّحْمَٰنِ وَلَدًا
O rahmana veled iddia ettiler diye
O Rahmân'a çocuk isnad ettiler diye...
That ye ascribe unto the Beneficent a son,
19/92
وَمَا يَنْبَغِي لِلرَّحْمَٰنِ أَنْ يَتَّخِذَ وَلَدًا
Halbuki veled edinmek rahmana yaraşmaz
Halbuki Rahmân'a çocuk edinmek yaraşmaz.
When it is not meet for (the Majesty of) the Beneficent that He should choose a son.
إِنْ كُلُّ مَنْ فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ إِلَّا آتِي الرَّحْمَٰنِ عَبْدًا
Göklerde ve Yerde hiç bir kimse yoktur ki o rahmana kul olarak gelecek olmasın
Göklerde ve yerde bulunan hiçbir kimse yoktur ki (kıyamet günü) Rahmân'ın huzuruna kul olarak çıkmasın.
There is none in the heavens and the earth but cometh unto the Beneficent as a slave.
19/94
لَقَدْ أَحْصَاهُمْ وَعَدَّهُمْ عَدًّا
Kasem olsun ki hepsini ihsa etmiş, hepsini sayıile ta'dad buyurmuştur
And olsun ki Allah onların hepsini kuşatmış, kendilerini ve yaptıklarını bir bir saymıştır.
Verily He knoweth them and numbereth them with (right) numbering.
وَكُلُّهُمْ آتِيهِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ فَرْدًا
Ve hepsi Kıyamet günü ona tek olarak gelecektir
Kıyamet günü onların herbiri Allah'ın huzuruna tek başına çıkacaktır.
And each one of them will come unto Him on the Day of Resurrection, alone.
إِنَّ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ سَيَجْعَلُ لَهُمُ الرَّحْمَٰنُ وُدًّا
İyman edip salih işler yapanlar muhakkak, rahman onlar için bir meveddet (bir sevgi) verecek gönüllere sevdirecektir
İman edip, salih amel işleyenler var ya, Rahmân (olan Allah) onları (gönüllere) sevdirecektir.
Lo! those who believe and do good works, the Beneficent will appoint for them love.
فَإِنَّمَا يَسَّرْنَاهُ بِلِسَانِكَ لِتُبَشِّرَ بِهِ الْمُتَّقِينَ وَتُنْذِرَ بِهِ قَوْمًا لُدًّا
Sırf o Kur'anı senin lisanınla şunun için müyesser kıldık ki onunla müttekîleri müjdeliyesin ınad edenleri de inzar edesin
(Ey -Muhammed!) Biz Kur'ân'ı senin dilin üzere kolaylaştırdık ki, onunla Allah'tan korkup sakınanları müjdeleyesin, inat edenleri de korkutasın.
And We make (this Scripture) easy in thy tongue, (O Muhammad) only that thou mayst bear good tidings therewith unto those who ward off (evil), and warn therewith the froward folk.
وَكَمْ أَهْلَكْنَا قَبْلَهُمْ مِنْ قَرْنٍ هَلْ تُحِسُّ مِنْهُمْ مِنْ أَحَدٍ أَوْ تَسْمَعُ لَهُمْ رِكْزًا
Hem onlardan evvel nice karn helâk ettik, hiç onlardan birini hissediyor musun, yâhud gizli bir seslerini işitiyor musun?
Hem onlardan önce nice nesilleri helak ettik. (Şimdi) onlardan hiçbirini görüyor musun, yahud onların hafif bir sesini işitiyor musun?
And how many a generation before them have We destroyed! Canst thou (Muhammad) see a single man of them, or hear from them the slightest sound?
Disambig Bakınız: Meryem suresi, Meryem suresi/MEALMeryem suresi/VİDEO, Meryem suresi/TEFSİR, Meryem suresi/TEZHİB, Meryem suresi/HAT, Meryem suresi/FAZİLETİ, Meryem suresi/HİKMETLERİ, Meryem suresi/, Meryem suresi/KERAMETLERİ, Meryem suresi/AUDİO, Meryem suresi/HADİSLER, Meryem suresi/NAKİLLER, Meryem suresi/EL YAZMALARI, Meryem suresi/VP
Yenişehir..

Şablon:Sadeleştirilmiş ET


Advertisement