2591-2600 | Mesnevi . مثنوی معنوی . Mesnevi-i Manevi . The Mathnawî-yé Ma`nawî . Mathnawi-Masnavi Mevlana Celaleddin-i Rumi |
2611-2620→ |
Vikipedi: Mevlana Celaleddin-i Rumi ve Mesnevi
Metin manzum tercüme: Mehmet Emin KAYA Metin İngilizce tercüme: Metin Farsça tercüme: Muhammet AYDIN
UNESCO tarafından ilan edilen 800. Mevlana Yılı Anma Etkinlikleri Çerçevesinde Sürmene Mesnevi Grubunca Bu Proje yürütülmektedir.Kaynak belirtilmesi kaydıyla bu çevirinin telif hakları kamuya devredilmiştir. |
FARSÇA ORİJİNALİ |
LATİNO TRANSKRİPTİ |
TÜRKÇE TERCÜMESİ |
İNGİLİZCE TERCÜMESİ
| |
2601.div> |
گفت آن شیر اندرین چه ساکنست |
TRANSKRİPT BOŞ |
Su, koruk içinde ekşidir; fakat üzüme gelince tatlılaşır, güzelleşir.
|
İNGİLİZCE BOŞ
|
2602. |
اندرین قلعه ز آفات آمنست |
TRANSKRİPT BOŞ |
Sonra küpün içine girince acır, haram olur...Sirke olunca ne güzel katıktır!
|
İNGİLİZCE BOŞ
|
2603. |
قعر چه بگزید هر که عاقلست |
TRANSKRİPT BOŞ. |
Müridin, küstahlık ederek kâmil vlî ne yaparsa yapması lâyık değildir. Çünkü helva, hekime ziyan vermez ama hastaya ziyan verir. Soğuk ve kar, olmuş üzüme dokunmaz, fakat koruğa dokunur. Çünkü koruk, daha kemâle gelmemiştir; yoldadır; “ Liyağfire lekellâhu mâ tekaddeme min zenbike ve ma teahhar “ haline gelmemiştir
Velî, zehir yese bal olur, fakat talip yese aklı kararır zarara uğrar. |
İNGİLİZCE BOŞ
|
2064. |
زانک در خلوت صفاهای دلست |
TRANSKRİPT BOŞ |
Süleyman ”Rabbi hebli” demiş, yani “”Benden başkasına bu saltanatı verme.”
|
İNGİLİZCE BOŞ
.
|
2605. |
ظلمت چه به که ظلمتهای خلق |
TRANSKRİPT BOŞ |
Yahut benden başkasına bu lûtufta, bu ihsanda bulunma” diye niyaz etmiştir. Bu hasede benzer ama değildir.
|
İNGİLİZCE BOŞ
|
2606. |
سر نبرد آنکس که گیرد پای خلق |
TRANSKRİPT BOŞ |
Lâ yenbağı nüktesini candan oku. Benden sonra bu saltanatı kimseye verme sırrını onun nekesliğinden bilme.
|
İNGİLİZCE BOŞ
|
2607. |
گفت پیش آ زخمم او را قاهرست |
TRANSKRİPT BOŞ |
Hattâ o, saltanatta yüzlerce zarar ve tehlike gördü. Cihan saltanatı, kıldan kıla, baştanbaşa can kaygısından, baş korkusundan ibarettir.
|
İNGİLİZCE BOŞ
,
|
2608. |
تو ببین کان شیر در چه حاضرست |
TRANSKRİPT BOŞ |
Baş korkusuyla can ve din korkusu... Bize bunun gibi bir imtihan daha olamaz |
İNGİLİZCE BOŞ
|
2609. |
گفت من سوزیده ام زان آتشی |
TRANSKRİPT BOŞ |
Süleyman himmetli birisi gerektir ki bu yüz binlerce renkten, kokudan vazgeçsin. |
İNGİLİZCE BOŞ
|
2610. |
تو مگر اندر بر خویشم کشی |
TRANSKRİPT BOŞ |
Kuvvet ve kudretiyle beraber o saltanatın dalgası Süleyman’ın bile nefesini tıkıyordu. |
İNGİLİZCE BOŞ
|