2781-2790 | Mesnevi . مثنوی معنوی . Mesnevi-i Manevi . The Mathnawî-yé Ma`nawî . Mathnawi-Masnavi Mevlana Celaleddin-i Rumi |
2801-2810→ |
Vikipedi: Mevlana Celaleddin-i Rumi ve Mesnevi
Metin manzum tercüme: DİLEK IŞILDAR Metin İngilizce tercüme: Metin Farsça tercüme: Muhammet AYDIN UNESCO tarafından ilan edilen 800. Mevlana Yılı Anma Etkinlikleri Çerçevesinde Sürmene Mesnevi Grubunca Bu Proje yürütülmektedir.Kaynak belirtilmesi kaydıyla bu çevirinin telif hakları kamuya devredilmiştir. |
FARSÇA ORJİNALİ |
LATİNO TRANSKRİPTİ |
TÜRKÇE TERCÜMESİ |
İNGİLİZCE TERCÜMESİ
| |
2791. |
گرچه از میری ورا آوازه ایست |
TRANSKRİPT BOŞ |
Doğan kuşu, karnını doyurmak üzere tuzağa tutulur, fakat bu yüzden devlet ve kuvvet bulur, padişahın kolu, durağı olur. |
İNGİLİZCE BOŞ
|
2792. |
همچو درویشان مر او را کازه ایست |
TRANSKRİPT BOŞ |
Çocuk, babası lûtfedecek, kendisine kuş alacak ümidiyle, fakat hakikatte hüner sahibi olmak için mektebe gider. |
İNGİLİZCE BOŞ
|
2793. |
ای برادر چون ببینی قصر او |
TRANSKRİPT BOŞ. |
Mektepten çıkınca yücelir, en yüksek mevkiye sahip olur. Hocaya aylık verirken âlemi aydınlatan bir bedir haline gelir. |
İNGİLİZCE BOŞ
|
2794. |
چونک در چشم دلت رستست مو |
TRANSKRİPT BOŞ |
Abbas, kin güderek eski dinin öcünü almak ve Ahmed’i ortadan kaldırmak üzere harp etmeye gelmişti. |
İNGİLİZCE BOŞ
.
|
2795. |
چشم دل از مو و علت پاک آر |
TRANSKRİPT BOŞ |
Öyle olduğu halde o ve evlâtları, hilâfet makamında kıyamete dek dine arka oldular, o makama şeref verdiler. |
İNGİLİZCE BOŞ
|
2796. |
وانگه آن دیدار قصرش چشم دار |
TRANSKRİPT BOŞ |
Ben, bu kapıya bir şey dilemek için geldim; daha dehlizde baş köşe oldum, yüceldim. |
İNGİLİZCE BOŞ
|
2797. |
هر که را هست از هوسها جان پاک |
TRANSKRİPT BOŞ |
Ekmek ümidiyle armağan olarak su getirdim; ekmek kokusu, beni ta cennetin baş köşesine kadar çekti, götürdü. |
İNGİLİZCE BOŞ
,
|
2798. |
زود بیند حضرت و ایوان پاک |
TRANSKRİPT BOŞ |
Ekmek, bir Âdem’i cennetten sürdürdü; beni ise cennetliklerle kaynaştırdı. |
İNGİLİZCE BOŞ
|
2799. |
چون محمد پاک شد زین نار و دود |
TRANSKRİPT BOŞ |
Melek gibi sudan da vazgeçtim, ekmekten de. Bu kapıda gök gibi ihtiyarsız dönmekteyim. |
İNGİLİZCE BOŞ
|
2800. |
هر کجا رو کرد وجه الله بود |
TRANSKRİPT BOŞ |
Âşıklarının cisimlerinin, âşıkların canlarının dönmesinden başka dünyada garezsiz bir dönüş yoktur. Her şey bir maksatla hareket eder, her şey bir maksatla dönüp dolaşır.” |
İNGİLİZCE BOŞ
|