←21-30 | Mesnevi . مثنوی معنوی . Mesnevi-i Manevi . The Mathnawî-yé Ma`nawî . Mathnawi-Masnavi Mevlana Celaleddin-i Rumi |
41-50→ |
Vikipedi: Mevlana Celaleddin-i Rumi ve Mesnevi
Metin Farsça Orjinali Ekleyen:Ahmet ÇATALKAYA Metin Transkripti Ekleyen:Gülşah KALAFAT Metin Türkçesi Ekleyen: Gülşah KALAFAT İngilizce Tercüme:(I:19-34 TRANSLATIONS WITH NICHOLSON'S COMMENTARY in 1926) Metin İngilizce Tercüme Ekleyen:Eyüp Sabri Kartal UNESCO tarafından ilan edilen 800. Mevlana Yılı Anma Etkinlikleri Çerçevesinde Sürmene Mesnevi Grubunca Bu Proje yürütülmektedir.Kaynak belirtilmesi kaydıyla bu çevirinin telif hakları kamuya devredilmiştir. |
TÜRKÇE TERCÜMESİ |
||||
31. |
Çûn na-bâş-ad `işq-râ parwâ-yı ô ô çô morgi mân-ad bi-per wây-i ô |
Kimin aşka meyli yoksa o kanatsız bir kuş gibidir, vah ona! |
When Love has no concern for him, he is left like a bird without wings.Misery for him!
| |
32. |
Man çegûna hôş dâr-em pêş-o pas çûn na-bâş-ad nûr-i yâr-em pêş-o pas? |
Sevgilimin nuru önde, artta olmadıkça ben nasıl önü, sonu idrak edebilirim? |
How can I retain my senses about me,
When the BELOVED shows not the light of His countenance?
| |
33. |
`İşq khwâh-ed k-în sokhan bêrûn bow-ed âyina gammâz na-b'w-ad çûn bow-ed? |
Aşk, bu sözün dışarı çıkıp yazılmasını ister; ayna gammaz olmaz da ne olur? |
LOVE desires that this secret should be revealed, For if a mirror reflects not, of what use is it?
| |
34. |
آینه غماز نبود چون بودزانک زنگار از رخش ممتاز نیست |
Âyina-t dân-î çerâ gammâz nêst? z-ânke zangâr az rokh-aş mumtâz nêst |
Aynan, bilir misin, neden gammaz değil?Yüzünden tozu, pası silinmemiş de ondan! |
Do you know why your mirror reveals nothing? Because the rust is not separated from its face!
|
35. |
بشنوید ای دوستان این داستانخود حقیقت نقد حال ماست آن |
Bişnevit ey dostan ayina dastan hod hakikat nakd-ı hal mâset ân |
Ey dostlar! Bu hikâyeyi dinleyiniz. Hakikatte o bizim bu günkü halimizdir. |
O friends, listen to this tale,the marrow of our inward state.
|
36. |
بود شاهی در زمانی پیش ازینملک دنیا بودش و هم ملک دین |
Bod şâhı der zemânı pîş ezin mülkü dünya budeş ve hem mülk-i din |
Bundan evvelki bir zamanda bir padişah vardı. O hem dünya, hem din saltanatına malikti. |
A prince there was, long since in time it is.He had both Church and State power and wealth
|
37. |
اتفاقا شاه روزی شد سوار باخواص خویش از بهر شکار |
Etfâkâ şah-ı ruzi şed süvar ba havas haviş ez bahri şikâr |
Padişah, bir gün hususi adamları ile av için ata binmiş, giderken. |
One day,while the padishah was riding a horse for hunting with his pompous courts,
|
38. |
یک کنیزک دید شه بر شاهراشد غلام آن کنیزک پادشا |
Yek günizek didi şah ber şah-ı rah şed gulâm an kenizek can şah |
Ana caddede bir halayık gördü, o halayığın kölesi oldu. |
A handmaid fair was standing near a grove.Her he espied, and straightway fell in love.
|
39. |
Mürg-i câneş der kaksı çün mey tabit |
Can kuşu kafeste çırpınmaya başladı. Mal verdi, o halayığı satın aldı. |
His heart was snared; her form its cage, its stall.He lavished gold; and made her thus his thrall.
| |
40. |
چون خرید او را و برخوردار شدآن کنیزک از قضا بیمار شد |
Çün harid o ravı berhordar şed an kenizek ez kaza fiyar-ı şed |
Onu alıp arzusuna nail oldu. Fakat kazara o halayık hastalandı |
But now, he took her and succeeded his desire spite of fate!The maid fell sick, this prince's joy to bate.
|