3181-3190 | Mesnevi . مثنوی معنوی . Mesnevi-i Manevi . The Mathnawî-yé Ma`nawî . Mathnawi-Masnavi Mevlana Celaleddin-i Rumi |
3201-3210→ |
Vikipedi: Mevlana Celaleddin-i Rumi ve Mesnevi
Metin manzum tercüme: Ayhan ÖZKAN Metin İngilizce tercüme: Metin Farsça yazılımı: İSMAİL AKSOY
|
FARSÇA ORİJİNALİ |
LATİNO TRANSKRİPTİ |
TÜRKÇE TERCÜMESİ |
İNGİLİZCE TERCÜMESİ
| |
3191. |
این زبان چون سنگ و هم آهن وشست |
TRANSKRİPT BOŞ |
Dağ, hayır olsun, şer olsun... Senin sesini sana verir, duyurur. Fakat ikisinden de bihaberdir. |
İNGİLİZCE BOŞ
|
3192. |
وانچ بجهد از زبان چون آتشست |
TRANSKRİPT BOŞ |
Yusuf “Hadi, armağanını çıkar” deyince konuk, bu istekten utanıp âdeta figan ederek. |
İNGİLİZCE BOŞ
|
3193. |
سنگ و آهن را مزن بر هم گزاف |
TRANSKRİPT BOŞ. |
”Sana getirmek için ne kadar armağan aradıysam hiçbir şeyi beğenmedim, lâyık görmedim. |
İNGİLİZCE BOŞ
|
3194. |
گه ز روی نقل و گه از روی لاف |
TRANSKRİPT BOŞ |
Bir habbeyi alıp da madene, bir katrayı alıp da ummana nasıl götürebilirim? |
İNGİLİZCE BOŞ
.
|
3195. |
زانک تاریکست و هر سو پنبهزار |
TRANSKRİPT BOŞ |
Sana gönül ve can bile getirsem Kirman’a kimyon götürmüş sayılırım. |
İNGİLİZCE BOŞ
|
3196. |
درمیان پنبه چون باشد شرار |
TRANSKRİPT BOŞ |
Senin, misli olmayan güzelliğinden başka bir tohum yoktur ki bu ambarda olmasın. |
İNGİLİZCE BOŞ
|
3197. |
ظالم آن قومی که چشمان دوختند |
TRANSKRİPT BOŞ |
Sana gönül nuru gibi bir ayna getirmeyi lâyık gördüm. |
İNGİLİZCE BOŞ
,
|
3198. |
زان سخنها عالمی را سوختند |
TRANSKRİPT BOŞ |
Ey güneş gibi gökyüzünün ışığı olan güzel! Ona baktıkça kendi güzel yüzünü görürsün. |
İNGİLİZCE BOŞ
|
3199. |
عالمی را یک سخن ویران کند |
TRANSKRİPT BOŞ |
Gözümün nuru, sana ayna getirdim, ona bakıp yüzünü gördükçe beni hatırlarsın” dedi. |
İNGİLİZCE BOŞ
|
3200. |
روبهان مرده را شیران کند |
TRANSKRİPT BOŞ |
Koynundan aynayı çıkarıp sundu. Güzeller, aynayla meşgul olurlar. |
İNGİLİZCE BOŞ
|