Yenişehir Wiki
Register
Advertisement

Mevlevî musikisinin Hz. Mevlâna ile başladığını herkes bilir. Bu musiki, Mevlevî semaının icrası için meydana gelmiş olduğundan, semâ mukabeleleri hangi devirde bugünkü şeklini aldıysa o zamandan başlamış bir tarihi var demektir. Bugünkü semâ tarzını Hz. Pîr'in zamanına kadar icrâa vesika ibrazı ile imkân yok. Hz. Mevlâna'nın zamanında önceden tasarlanmamış günlerde ve mahallerde semâ meclisleri aktedilip mânevi zevke muvazi olarak devam ettiğini, başta Eflâkî Dede'mizin «Menakibül Arifin»’i olmak üzere bütün kaynaklar ittifak ile kaydediyorlar. Son asrın en kuvvetli bir mutasavvıfı, «Fususül Hikem» ile «Mesnevi Şerif» şarihi Ahmet Avni Bey (V. 1938) semâı yani Mevlevî mukabelesini : «Allahın emirlerini, Resûlullah (s.a.v) sünneti şerifelerini bütün inceliklerine riayetle yerine getirmekten, mümin gönüllerde husule gelen hazzı vicdanîden aktedilmiş bir meclisi aşktır.» Diye tarif eder işte en veciz tarif olan bu hâlin Hazreti Pîr'in zamanı kudsilerinde sık sık vukua geldiği muhakkaktır. Ancak o günkü bu aşk meclislerinin nasıl başlayıp nasıl bittiğini bütün teferruatiyle izah eden bir vesika henüz neşredilmedi. Cenâbı Mevlâna efendimiz bir tarikat müessisi olmaktan ziyade bir aşk saltanatının reîsi. Onun bütün hayatı bu olunca meclisleri de elbet aynı şey olmuştur. O meclislerde Hz. Pîr'in bendelerinden Neyzen, Rebabzen ve Hanendelerin mevcud olduğu menâkıp kitapları bildiriyor, fakat icra tarzından hiç bahsetmiyorlar. Mevlevi mukabelesinin bugün aldığı şeklin Hz. Mevlânadan sonra ve bir rivayete göre Sultan Veled efendimiz tarafından tertip edildiğini beyan eden müellifler vardır. Zaman, mekân ve ihvan şartlarının bir araya gelmesiyle semâ mukabelesine başlandığının kat'î tarihi henüz bilinemiyor. Kimler tarafından bestelendiği meçhul olduğundan «Beste-i Kadim» diye isimlendirilen Pencügâh, Dügâh ve Hüseyni ayinlerinin üçüncü selâmında Eflâkî'nin Sultan Veled Hz. hakkındaki «Ey ki hezar aferin bu nice sultan olur» mısraıyle başlayan methiyyesi bulunduğuna göre bunların bestelerinin Sultan Veled'den çok sonra yapıldığı aşikârdır. Bu üç besteyi müteakip yapılan dördüncü âyin, Edirne mevlevihanesi aşçıbaşısı Devriş Köçek Mustafa (V. 1095/1683) nın bestelediği Beyati ayinişerifidir.

Advertisement