< Nutuk/Sadeleştirilmiş halikuzey Türk devleti
Saygıdeğer Efendiler, Rauf Bey, 19 Şubat 1920 tarihli bir şifre ile, hükûmet ve Meclis hakkında üzerinde durup düşünülmeye değer bilgiler veriyordu. Bu bilgileri özetleyeyim :
"Şubatın on dokuzuncu günü, Sadrazam, Dahiliye Nâzırı, Bahriye Nâzırı Felâh-ı Vatan Grubu'nun toplantısına gitmişler. Sadrazam, Kuva-yı Milliye'nin ikinci bir hükûmet şeklinde görünmemesi, hükûmet işlerine karışmaması ve Maraş taraflarındaki çatışmaların daha ilerilere götürülmeyerek durdurulmasını, düzen ve güvenliğin sağlanması gereğini siyasî bakımdan yararlı gördüğünü söylemiş miş, Ziya Paşa' nın vali ve Ahmet Fevzi Paşa'nın da kolordu komutanı olarak Ankara'ya gönderileceğini bildirmiş. Dahiliye Nazırı da serbestçe iş görmesine karışılmamasını istemiş. Polis Müdürü ile Jandarma Komutanı'nın değiştirilmesine güçlerinin yetmediğini anlatmış. Eskiden beri dostu olan Keşfî Bey'in dürüstlüğünden ve onu Bursa'ya vali, Faik Ali Bey'i de müsteşar yaptığından bahsetmiş. Salih Paşa da, Maraş ve dolaylarında boşaltılan yerlere, hükûmetçe el koymayı siyasî bakımdan müınkün görmemiş, Fransiz basınını aleyhimize çevirir, demiş. Padişah, hükûmete, Meclis'ten çok hâkim imiş. Meclis'in ruh haline göre, bu hükûmeti düşürmek ve yerine gerekli şartları taşıyan millî bir kabineyi getirmek mümkün değilmiş" (Belge : 236)
Bu bilgileri, Anadolu ve Rumeli'de bulunan tekmil komutanlara bildirirken, şunu da ekledik :
Hey'et-i Temsiliye, işgal ve çeşitli yabancı etkilerin baskısı altında bulunan İstanbul'da, daha millî ve fedakâr bir hükûmetin. işbaşına getirilmesindeki güçlükleri takdir ettiğinden, Sadrazam Paşa'nın bilinen bildirisine karşılık, 17 Şubat 1920 tarihindeki genelgeyle görüşünü bütün teşkilâtına duyurmuştu. Millî birliği bozma düşüncesi ile yapılacak her teşebbüs ve saldırıyı, akıllıca davranışlarla başarısızlığa uğratmak şarttır. Milli dâ,vâ,ya uygun bir barış yapılmadıkça, Kuva-yı Milliye'nin faaliyetine son vermesinin mümkün olamayacağı hususunda ilgililerin yeniden dikkati çekilmekle birlikte, millî birlik ve dayanışmayı güçlendirme ve devam ettirme konusunda, her zamankinden daha ileri görüşlü ve uyanık bulunulmasını özellikle rica eder ve bekleriz (Belge : 237).
Rauf Bey'e de cevap olarak şunu yazdım :
Harbiye Nezareti Başyaver Salih Bey'e 21.2.1920
Rauf Bey'e
İlgi : 19.2.1920 tarihli şifre :
Felâh-ı Vatan Grubu'nun Sadrazam Paşa ve arkadaşlarıyla yaptığı tartışmalardan genellikle anlaşıldığına göre, bugünkü hükûmetin Millî Meclis'ten aldığı güven oyuna dayanarak, Kuva-yı Milliye'nin memleketteki nüfuz ve etkisini yok etmeye çalıştığı açıkça görülüyor. Millî Mücadele'ye karşı tutumundan dolayı azledilen Faik Ali Bey'i müsteşarlığa, Ferit Paşa ve Ali Kemal ile birlikte çalışan Müsteşar Keşfî Bey'i, Bursa valiliğine atanması ve daha önce memuriyetleri milletçe kabul edilmeyen Ahmet Fevzi Paşa ile Ziya Paşa'yı da Ankara'ya göndermek hususunda ısrar etmesi, açıktan açığa Kuva-yı Milliye aleyhine hareket edildiğinin kesin bir belirtisidir. Hükûmetle milletin tam bir birlik içinde çalışarak tespit edilen ilkeler çerçevesinde millî dâvâya uygun bir barış yapılması gereğini her zamandan daha çok takdir etmekte olduğundan, hükûmet işlerine karşı her türlü muhalefetten ve güçlük çıkarmaktan kaçınmayı bir vatan görevi sayıyoruz. Her şey bitmiş, millî gayeye ulaşılmış değildir. Arada pek korkunç ihtimaller vardır. Geleceğin sonsuz bilinmezlikleri içinde, Kuva-yı Milliye'nin kurtarıcı çalışmalarına değer verip vermediğinin hükûmetten sorulması gerekir. Bize gelince : Tarihin bu memlekette şimdiye kadar yaratmadığı bu millî birlik ve dayanışmayı bozmaya yeltenen her hareketi bir vatan hainliği sayarak ona göre gerekli tedbirleri almaktan çekinmeceğiz. Bu mecburiyet ve zaruretlerin hükûmet üyelerince bilinmesi pek yararlı olacaktır. Hükûmet ile aramızdaki uyum ve birliğin korunması, ancak bugünkü durumun devam ettirilmesiyle mümkün olabilir. Gereksiz atama ve görevden almaların yapılması ve özellikle Millî Mücadele'ye karşı geldikleri için görevden alınmış olan memurlar üzerinde ısrar edilmesi, Kuva-yı Milliye aleyhinde bir düşmanlık sayılacağından, bu gibilerin memuriyetlerine göz yumulmayacaktır. Hele Ahmet Fevzi Paşa ile Ziya Paşa'nın, gönderildikleri takdirde hemen geri çevrilmelerinin bir oldubitti sayılması gerekir.
Bugünkü durumun ağırlığını kavramış olan Millî Meclis'teki arkadaşların bile, böyle anormal olaylar karşısında susmayı tercih etmesi, her taraftan kışkırtılan ve teşvik gören hükûmeti cesaretlendireceğinden, gayeye bağlı arkadaşlann bu konuda da kesin ve açık bir tavır takınmalan gerekmektedir. Hükûmetin Meclis'e hâkim olması, denetleme görevini güçleştireceğinden, böyle bir durum ortaya çıktığı takdirde, vatanın kurtuluşu için yerinde kararlann alınamayacağı ve sonunda millî gayenin gerçekleşemeyeceği· şüphesizdir. Bütün milletçe benimsenen ve kutsal sayılan Kuva-yı Milliye gayelerinin, Meclis'çe de benimsenip gerçekleştirilmesinin sağlanması ve hükûmet işlerinin bu gayeler açısından denetlenmesi konusunda, vatanseverlik görevinin sonuna kadar esirgemeden yerine getirilmesini önemle rica ederiz.
Hey'et-i Temsil'iye adına Mustafa Kemal
R a u f B e y'in bir başka yazısına verdiğimiz karşılığı da arz edeyim :
Şifre 21.2.1920
Harbiye Nezareti Başyaveri Salih Bey'e
Rauf Bey'e:
İlgi : 20.2.1920 tarihli şifre :
Hükümetin Millî Meclis'teki gruba karşı gözdağı verici bir tavır takınmasının, grubun, dayanışma halinde bir siyasî güç olarak gelişip varlığını gösterememesinden ileri geldiği açıkça anlaşılmaktadır. Her şeyden önce, grubun bu bakımdan bilinçli bir denetim gücü haline getirilmesi gerektiği belli oluyor. Hükumetin sonradan gönül almak maksadıyla sizleri davet etmesi, bugünkü güçsüzlüğünü anlamasından ve gi.iç kazanıncaya kadar oyalayıp vakit kazanmak düşüncesinden kaynaklanmaktadır. Hükûmete karşı kesin bir durum alma zamanı gelmiştir. Sadrazama ve Dahiliye I�âzın'na açıkça söylemek gerekir ki, Kuva-yı Milliye, sonuç alınıncaya kadar çalışmalannı sürdürecektir.
Memleketi işgal eden ve milletimizi tam bir kölelik derecesine düşürmek isteyen düşmanlarımız, Kuva-yı Milliye'nin faaliyetini istememekte kendilerini haklı bulabilirler. Fakat, devlet ve milletin kurtarılmasına çalışan bir millî kuvvete, kendi hükûmetimiz tarafından hücum ve saldınya geçilmesi görülmemiş bir şeydir.
İtilâf Devletleri'nin, İstanbul'un Osmanlı hâkimiyetinde bırakılması ile ilgili görüşü ne kadar sevinçle karşılanmış ise, İzmir ve Adana cephelerinde savaştan vazgeçilmesi konusundaki istekleri de o kadar hayretle karşılanmıştır. Harbiye Nâzırı'na, İzmir ve Adana`nın da Osmanlılar'ın elinde kalması sağlanıncaya kadar silâhların bırakılamayacağı, Ermenilere karşı bizim tarafımızdan bir saldınnın yapılmadığı, Fransızlar tarafından silâhlandınlan ve kışkırtılan Ermenilerle aramızda bazı olaylar çıkmışsa, bunun sorumluluğunun Ermeni milliyetçilerine ve onları kışkırtanlara ait olacağı bildirilmiştir.
Hükümetin, Maraş ve Urfa'dan ileriye geçilmemesi yolundaki teklifine karşı, millete güven vermek ve Kuva-yı Milliye'yi durdurabilmek için, Fransızların Adanayı derhal boşaltmaya başlamaları istenmelidir, Aksi takdirde, Kuva-yı Milliye'yi, memleketi kurtarma mücadelesinden alıkoymanın mümkün olamayacağını, bu ateşin Halep ve Suriye'ye sıçramak üzere bulunduğunu; Fransızlann, Adana ve dolaylarının boşaltılmasında ne kadar çabuk davranırlarsa, o kadar karlı çıkacaklarını kendilerine açıkça anlatmalıdır. Anadolu basınının kullandığı sert dilin hafifletilmesi, İtilâf Devletleri'nin zulüm ve saldırılarına son vermeleriyle mümkündü. Bunca haksızlıklara, zulümlere, hattâ katliamlara karşı feryat eden suçsuz bir milleti susturmak zulmünü bizden istemelidir. Aslında, dünyanın her yerinde basın, bu türlü sıkı kayıtlardan kurtulmuş olup hür ve serbesttir. Akbaş cephesinden bir kısmının İngilizlere geri verilmesi için hiçbir yardımda bulunmamanızı isterdik. Boş bir fişek kovanının bile İngilizlere geri verilmemesi daha yerinde olur, düşüncesindeyiz.
Hükûmet, İtilâf Devletleri'ne karşı böyle sahte yaranma hareketlerinde bulunarak merhamet uyandırmayı başarabileceği ve iki yüzlü davranışların, barış şartlarının değişmesini etkileyeceği zannını besliyorsa, kendilerinin gafletine acırız. Kısacası, barışımızın söz konusu olduğu şu çetin günlerde, Kuva-yı Milliye'yi zayıf gösterecek her hareketin, milletimizin kaderi üzerinde uğursuz bir etki yapacağı şüphesiz olduğundan, Meclis'teki arkadaşlara düşen denetleme görevinin her türlü fedakârlığa katlanarak yerine getirilmesini özellikle rica ederiz.
Hey'et-i Temsiliye adına Mustafa Kemal
Sadeleştirilmiş Nutuk |
---|
Nutuk - Sadeleştirilmiş Nutuk - Mukayeseli Nutuk - Portal:Nutuk |
Birinci Dünya Savaşında Anadolu'nun Durumu ve Kurtuluş Çareleri | Samsun'a Çıktığım Gün Genel Durum ve Görünüş - Bunlara Karşı Düşünülen Kurtuluş Çareleri - Milli Kuruluşlar Siyasi Amaç ve Hedefleri - Memleket İçinde ve İstanbul'da Milli Varlığa Düşman Kuruluşlar - İngiliz Muhipleri Cemiyeti - Misak-ı Milli Hazırlanıyor - Milli ülkü ve milli teşkilatın kısa bir zamanda sağladığı şeref ve varlığı küçümseyenler - Ankara'da toplanma düşüncesi - Harbiye Nazırı Cemal Paşa'nın işten uzaklaştırılması teklifi karşısında Ali Rıza Paşa Kabinesi - Anadolu'da bulunan yabancı subayların tutklanması kararı - Meclis-i Meb'usan Başkanı seçilmem sakıncalı görülüyor - Hükümeti mutlaka düşürmek ve kesin mücadele durumuna geçmek gereği - Ali Rıza Paşa ve kabinesinin iç yüzü - Aldatıcı söz vermeler, ağır iftiralar - Milli bir kabine kurulmasının imkansızlığı - Kuva-yı Milliye'nin mücadeleye devamı konusunda kamuoyunun yoklanması - Olayların akışına ayak uyduramazdık - Akbaş Cephaneliği ve Köprülü Hamdi Bey - [[Anzavur'un milli
cephelerimizi arkadan vurma teşebbüsü]] - Ali Rıza Paşa Kabinesi'nin istifası - Padişah işin gidiş ve durumuna göre birisini sadrazamlığa seçeceğim diyor - Beni hükümet işlerine karıştırmaktan menetmek isteyenler benden etkili tedbirler bekliyor - Salih Paşa sadrazam oluyor - Trakya'da Cafer Tayyar Bey'in tutuğu yanlış yol - Karakol Cemiyeti İstanbul'da teşkilatını genişletmeye çalışıyor - İstanbul'daki Kuva-yı Milliye Başkanları'nın tutuklanması hakkında Londra'dan gelen emir - İstanbul'un işgali - Manastır'lı Hamdi Efendi - İtilaf Kuvvetlerinin telgrafla memlekete yapmak istedikleri resmi tebliğ - Yabancı devletlere yaptığım protesto - Millete yayınladığım bildiri - Olağanüstü yetkiler taşıyan bir meclisin Ankara'da toplanma kararı - Celalettin Arif Bey'le görüş ayrılığı - Celalettin Arif Bey Meclis-i Meb'usan Başkanlığı'nı bırakmıyor - Seçimler sırasında bazı yerlerdeki büyük hükümet memurlarının çıkardığı güçlükler - Samsun'daki subaylar arasında sözde Padişah tarftarlığı varmış |
---|
TBMM'nin toplanması | Türkiye Büyük Millet Meclisi toplanıyor - Türk milletinin takip etmesi gereken siyasi ilke: Milli Siyaset - Hükümetin kurulması - Milli hakimiyet temeline dayanan halk hükumeti: Cumhuriyet - [[Türkiye Büyük Millet Meclisi,
Başkanlığı'na beni seçti]] - Bakanlar Kurulu'nun kurulması - Hıyanet-i Vataniye Kanunu ve İstiklal Mahkemeleri kurulması |
---|
İç isyanlar ve Doğu cephesindeki gelişmeler | İç İsyanlar - Anzavur ve Düzce isyanları - Hilafet Ordusu - Yenihan, Yozgat ve Boğazlıyan isyanları - Güney sınırımızda geçen olaylar - Konya isyanı - Savaş cephelerinin durumu - İstanbul Ankara ile temas arıyor ve bu teması Nurettin Paşa sağlamaya çalışıyor - Nurettin Paşa Ankara'da - Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti'nin dışişleri konusunda verdiği ilk karar: Moskova'ya bir heyet gönderilmesi - Yunanlıların ilk genel taarruzu - Yunan taarruzu karşısında milli cephelerin bozulması üzerine Meclis'te şiddetli hücüm ve eleştiriler - Ciddi bir askerî teşkilat kurabilmek ve bunda başarı sağlayabilmek için zaman şarttır - Yeşilordu - Çerkez Ethem ve kardeşlerinin ilk defa dikkati çekmeye başlayan bazı tavır ve davranışları - Celalettin, Arif, Hüseyin Avni Beylerin Erzurum'a gidişi ve orada ortaya attıkları meseleler - Celalettin Arif Bey'in geniş yetkiyle Doğu illeri valiliğine atanması isteniyor - Celalettin Arif Bey kendi kendine Erzurum Vali Vekili oluyor - Doğu Cephesinde Ermenistan'a taarruz kararı verdiğimiz sırada Celalettin Arif Bey'in ültimatomu - Celalettin Arif Bey'in ültimatomu - Kahraman Erzurum halkının bana açtığı dost kucağını kötüye kullanabileceğine asla ihtimal veremedim - Doğu cephemizde Ermenilerle savaş başlıyor - Ordularımızın üstsubay ve subayları hakkında bilinen bir gerçek - Milli hükümetimizin yaptığı ilk antlaşma: Gümrü Antlaşması - Trakya'daki durum - Trakya'daki Kolordumuzun askerliğin gereklerini ve vatanseverlik namusunu yerine getirememesinin tek sorumlusu Cafer Tayyar Paşa'dır - İkinci Konya isyanı - "Ordudan fayda yoktur" sözleri ve Batı Cephesi Komutanı'nın taarruz teklifi |
---|
İstanbul hükümetinin Ankara ile temas arayışları | Görünüşte bizim için yumuşak sanılan bir politika ile, bizi içten yıkma teşebbüsü - İstanbul'da iktidar mevkiine getirilen Tevfik Paşa Kabinesi Ankara ile temas arıyor - Bilecik Görüşmesi kararlaştırılıyor - Ethem ve Tevfik kardeşlerin muhalefete geçmesi - Tevfik Cephe Komutanı'nı tanımıyor - Ethem ve Tevfik kardeşlerle kendileri gibi düşünen bazı arkadaşlarının milli hükümete isyanı - Bilecik Görüşmesi - İzzet ve Salih Paşalar Ankara'da |
---|
Batı cephesindeki gelişmeler ve Birinci İnönü zaferi | Ethem ve kardeşleri zaman kazanmak için bizi yanıltmaya çalışıyorlardı - Çerkez Ethem hükümetin kanunlarını tanımıyor - Demirci Efe de harekete geçiyor - Reşit orduyu yanıltmaya çalışıyor - Çerkez Ethem'e bir nasihat heyeti gönderiliyor - Asi Ethem ve kardeşlerine karşı fiili harekata geçilmesini emrettim - Ethem ve kardeşleri kuvvetleriyle birlikte düşman saflarında müstehak oldukları yeri aldılar - Birinci İnönü Zaferi - Düşmanla işbirliği yapan Manisa Milletvekili Reşit Bey'in milletvekilliğinin kaldırılması kararı - Ethem ve Kardeşleri canlarını Refet Paşa'ya borçludur - İzzet ve Salih Paşalar Ankara'dan memnun görünmüyorlar, ille payitahta gitmek istiyorlardı - Sadrazam Tevfik Paşa benimle temas kuruyor - Tevfik Paşa'ya verdiğim resmi ve özel cevaplar - Tevfik Paşa ve arkadaşları Anadolu'yu İstanbul Hükümeti'ne bağlamaya çalışıyorlar - Teşkilat-ı Esasiye Kanunu'nun temel maddelerini Tevfik Paşa'ya bildirdim - İlk Teşkilat-ı Esasiye Kanunumuzun tarihçesi - Hilafet ve Saltanat konuları üzerine Türkiye Büyük Meclisi'nde yaptığım açıklamalar |
---|
Londra konferansı ve İkinci İnönü zaferi | Londra Konferansı'na katılacak olan delegeler doğrudan doğruya milli iradeyi temsil eden - Büyük Millet Meclisi'nce seçilmelidir - Tevfik Paşa yeminle bağlı olduğu Kanun-ı Esasi'ye sadakatten ayrılamıyor - Osmanlı devlet adamlarının belirgin özellikleri - Tevfik Paşa'nın teklifleri karşısında Büyük Millet Meclisi'nin kararı - Londra Konferansı'na katılmamız - Delegeler daha yolda iken başlayan Yunan taarruzu - İkinci İnönü Zaferi ve İsmet Paşa'nın Metristepe'de gördüğü durum - Güney Cephesi'ndeki harekat - Yunan ordusunun genel taarruz planında pek göze çarpan bir yanılma - Refet Paşa kendisi yenildiği halde düşmanı yenilmiş sayıyordu - Refet Paşa Türk ordusuna Başkomutan olmak istiyordu - Londra Konferansı'ndan dönen Dışişleri Bakanı Bekir Sami Bey'in imzaladığı sözleşmeler - Bekir Sami ne olursa olsun barış yapmak istiyordu - Mecliste belirmeye başlayan siyasi gruplar - Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Grubu'nun kurulması - Hoca Raif Efendi "Muhafaza-i Mukaddesat Cemiyeti" kuruyor - Kazım Karabekir Paşa, devlet şeklinde tarihi değişiklikler yapılacağı zaman askerî ve sivil devlet adamlarının gereği gibi görüşleri alınmalıdır - İzzet ve Salih Paşa'ların İstanbul'da siyasal görev almayacaklarına söz vermelerine üzerine, İstanbul'a dönmelerine izin verildi - İzzet ve Salih Paşalar sözlerinde durmadılar - Ahmet İzzet Paşa Türk Milletine hizmet etmeyi Vahdettin'in hizmetinde olmaya tercih edemedi - Aziz milletime tavsiyem |
---|
Sakarya meydan muharebesi ve müteakip gelişmeler | Sakarya Meydan Muhaberesi - Ordunun başına geçmemi isteyenler - Başkomutanlığı kabul ediyorum - Başkomutanlığıma yapılan itirazlar - Başkomutanlığı fiili olarak üzerime aldım - Milli vergiler emri - Cephe karargâhına hareket - Savunma hattı yoktur, savunma sathı vardır - Bütün Türk Milletini cephede bulunan ordu kadar, duygu, düşünce ve hareket bakımından savaşla ilgilendirmeliyim - Büyük Millet Meclisi'nce bana "Mareşal" rütbesiyle "Gazi" ünvanının verilmesi - Fransız hükümeti ile yapılan görüşmeler ve Ankara Anlaşması - Pontus meselesi - Anadolu ortasında yeniden çıkan birtakım iç isyanlar - Merkez Ordusu'nun kurulması ve Nurettin Paşa'nın Komutanlığa getirilmesi - Malta'dan yeni dönen Bayındırlık Bakanı Rauf Bey'le Kara VAsıf Bey güdülen askerî siyaseti öğrenmek istiyorlardı - Benim şahsen Ankara'dan uzaklaşmam isteniyordu - İkinci Grup kuruluyor - Ordu saflarına kadar yayılan bozgunculuk telkinleri - Ordumuzun kararı taarruzdur - Yeterince hazırlanmış olması gereken üç vasıta, iç ve dış cephelerimiz - Doğu Cephesi Komutanı'nın bir görüşü - Çeşitli devletlerle yapılan resmi ve özel temaslar - Dünya önünde vereceğimiz imtihana hazırlanırken - 22 Mart 1922 tarihli ateşkes anlaşması teklifi - Ateşkes anlaşması teklifine cevap vermeye hazırlanırken alınan barış teklifi - Başkomutanlık Kanunu'nun tarihçesi - Memleketin yüksek çıkarları uğruna Başkomutanlık görevime devam kararı verdim - [[Ordunun
kıpırdanamayacağını iddia eden bir gafili alkışlayanlar]] - Ordunun maddi ve manevi gücü, milli gayeyi tam bir güvenle gerçekleştirecek düzeye yükselmişti - Muhalif grubun Meclis'teki faaliyeti - Rauf Bey Bakanlar Kurulu Başkanı oldu |
---|
Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Savaşı, Mudanya konferansı | Taarruz kararı - 1'inci Ordu Komutanı Ali İhsan Paşa'nın yarattığı durum - Taarruz planımızın ana çizgileri - Taarruza hazırlık emri - 26 Ağustos 1922 taarruz emri - Başkomutan savaşı - Ateşkes teklifi - Ordularımız İzmir rıhtımında ilk verdiğim hedefe, Akdeniz'e ulaştılar - İtilaf Devletlerinin 23 Eylül 1922 tarihli ateşkes teklifi - Mudanya Konferansı |
---|
Lozan barış konferansı ve Saltanatın kaldırılmasına ilişkin gelişmeler, Hilafet meselesi | Barış Konferansı'na göndereceğimiz delegeler - İsmet Paşa'nın Dışişleri Bakanlığı'na ve Delegeler Hey'eti Başkanlığına seçilmesi - Lozan (Lausanne) Barış Konferansı'na davet - Saltanatın kaldırılması - Rauf Bey'in Saltanat ve Hilafet konusundaki düşüncesi - Meclis'te Saltanatın kaldırılması görüşülürken Rauf Bey'e verdiğim rol - Lozan Barış Konferansı'na Tevfik Paşa ve arkadaşları da katılmak istiyordu - Çıkarlarını kirli bir tahtın çürümüş, çökmüş ayaklarına sarılmakta bulanlar - Osmanlı Saltanatı'nın kaldırılması kararının verildiği gün, Teşkilat-ı Esasiye, Şer'iye ve Adliye komisyonlarının ortak toplantısı - Karma Komisyon'a anlattığım gerçek - Osmanlı Saltanatı'nın yıkılış ve göçüş merasiminin son safhası - Hain Vahdettin bir İngiliz harp gemisiyle İstanbul'dan kaçıyor - Asil bir milleti utanılıcak bir duruma düşüren sefil - Abdülmecit Efendi'nin Büyük Millet Meclisi'nce Halife seçilmesi - Abdülmecit Efendi, babasının adı dolayısıyla da olsa "Han" ünvanından vazgeçemiyor - Halife olacak zatın sıfat ve yetkisi ne olacaktı - Türk halkı kayıtsız ve şartsız hakimiyetine sahiptir - Lozan Barış Konferansı - Osmanlı Devleti'nin dünya gözünde hiçbir değeri kalmamıştı - Halkın içinde bulunduğu psikolojiyi, düşünce eğilimlerini bir daha incelemek için halkla yakından temasa geçmek - Milli Hakimiyet ile Hilafet makamının durumları ve ilişkileri - Halife olan zatı ümitlendirecek bağlılık gösterileri - Din oyunu aktörleri Halife'yi bütün İslam dünyasına hükümdar yapmak istiyorlardı - Hilafet konusunda halkın şüphe ve endişesini gidermek için yaptığım açıklamalar - Teşkilat-ı Esasiye Kanunu'nda düğüm noktaları |
---|
Halk partisinin kuruluş çalışmaları, Lozan Barış Antlaşması ve müteakip gelişmeler | Halk Partisi'ni kurma teşebbüsü - Dokuz ilke ve partimizin ilk programı - Lozan Konferansı görüşmeleri kesildi - Lozan Konferansı görüşmeleri üzerinde Mecliste şiddetli tartışmalar - Meclis'teki muhaliflerin çeşitli saldırı hareketleri - "Beni vatandaşlık hakkından mahrum etmek" teklifi üzerine Mecliste yaptığım konuşma - Teklif edilen maddedeki şartlar neden bende yoktu - Milletin bana karşı gösterdiği sevgi ve güvenin samimi ifadeleri - Yeniden seçim yapılması kararı - Lozan Konferansı'nın ikinci safhası ve yeni seçimlerde milletin gösterdiği uyanıklık - Nurettin Paşa'nın bağımsız milletvekili olma teşebbüsü ve yayınladığı hal tercümesi - Nurettin Paşa'nın ve babası Mareşal İbrahim Paşa'nın Meşrutiyet inkılabında nasıl ve ne dereceye kadar rol oynadıkları konusundaki hatıralarım - Hal tercümesi broşürüne göre Nurettin Paşa'nın Meşrutiyet'in ilanından sonra gördüğü hizmetler - Irak seferinde Nurettin Paşa - Büyük Taarruz'da Nurettin Paşa savaş meydanını dürbünle seyretmeyi tercih ediyordu - Hal tercümesi broşürüne göre Nurettin Paşa'nın İstanbul'da ve anadolu'da gördüğü önemli işler nelerdi - Nurettin Paşa, zaferden pay almaya en az hakkı olanlardan biridir - Nurettin Paşa'yi ve ordusunu bizzat takip etmek ve yönetmek zorunda kaldım - Millet ve tarih ünvan vermekte o kadar cömert değildir - Lozan Barış Antlaşması - Mondros Ateşkes Anlaşmasından sonra Türkiye'ye yapılan dört barış teklifi arasında bir karşılaştırma - Türk Delegeler Hey'eti Başkanı İsmet Paşa ile Hükümet Başkanı Rauf Bey arasında çıkan anlaşmazlık - İsmet Paşa'da, Hükümet BAşkanı Rauf Bey'e karşı güvensizlik duygusu başlamıştı - Yunanlılardan istenen savaş tazminatından dolayı İsmet Paşa ile Hükümet arasında çıkan görüş ayrılığı ve gerginlik - Ben, İsmet Paşa'nın görüşünü benimsedim - Meseleyi çözüme bağlamak için bir tarafa hak vererek öbür tarafı susturma yolunu tutmadım - Kuponlar ve imtiyazlarla ilgili yazışmalar iki tarafı yeniden sinirlendirdi - Rauf Bey'in aradaki görüş ayrılığını, kendisi ile İsmet Paşa arasında başlı başına bir mesele sayması doğru değildir - Rauf Bey, görüşmeleri bitirip barışı hazırlayan İsmet Paşa'nın sonuçla ilgili olarak Hükümet'in görüşünü soran telgrafına cevap vermemişti - İsmet Paşa'ya barış antlaşması imzalamasını bildirdim - İsmet Paşa'nın çektiği ızdırap - Lozan Barış ANtlaşmasını hazırlayan ve imzalayanlara teşekkür ve kendilerini kutlama - Rauf Bey kutlamak istemiyor - Rauf Bey'in yazdığı ve yazdırdığı telgraf - Rauf Bey, Lozan Antlaşması'nı yapan İsmet Paşa'yı kutlama vesilesiyle Mondros Ateşkes Anlaşması'nı yapan kendisini savunmaya çalışıyor - Rauf Bey zaferler kazanmış ordunun başında Lozan'a giden zata zaferden zafere yürüyen ordunun hikayesini anlatıyor - Rauf Bey, İsmet Paşa ile karşı karşıya gelemem, onun karşılamasında bulunamam diyor - Rauf Bey, Devlet Başkanlığı makamının güçlendirilmesini teklif ederken ne düşünüyordu - Memlekete ve millete kimler hizmet ederse havari onlardır - Rauf Bey'in Hükümet Başkanlığı'ndan, Ali Fuat Paşa'nın Büyük Millet Meclisi İkinci Başkanlığı'ndan çekilmeleri - Yeni Türkiye Devleti'nin başkenti: Ankara - Meclis'te Fethi Bey'in başkanlığındaki Hükümet'e ve Fethi Bey'in şahsına karşı sataşmalar ve tenkitler başladı - Uygulanması için sırasını beklediğim bir düşüncenin uygulanma zamanı gelmişti - Fethi Bey'in Başkanlığındaki hükümet istifa ediyor - Hükümet listeleri ve Hükümet Başkanlığı'na seçileceği tahmin edilen kimseler - Milli hakimiyetimizi herşeye ve herkese karşı koruyalım diyen zat - Parti Yönetim Kurulu da kesin bir hükümet listesi hazırlayamadı |
---|
Cumhuriyetin ilanı | Cumhuriyet'in ilanı kararını nerede ve kimlere söyledim - Cumhuriyet'in ilanı ile ilgili kanun tasarısını İsmet Paşa'yla birlikte hazırladık - 29 Ekim 1923 günü Halk Partisi'nde yapılan görüşmeler - Ben Genel Başkan olarak meselenin çözümüne memur edildim - 28/29 Ekim gecesi hazırladığım kanun müsveddesini teklif ettim - Hükümetimizin şekli mutlaka Cumhuriyet olacaktır - Teklifim Parti Grubu'nda ve hemen arkasında Meclis'te görüşüldü ve "Yaşasın Cumhuriyet" sesleri arasında kabul edildi - Türkiye Cumhurbaşkanlığı'na Türkiye Büyük Millet Meclisi oybirliği ile beni seçti - Cumhuriyet'in ilanı üzerine milletin duyduğu genel ve samimi sevince katılmaktan çekinenler - Rauf Bey'in Cumhuriyet'in ilanı dolayısıyla iki İstanbul gazetesine verdiği demeç - İstanbul halkının temsilcileri Cumhuriyet'in ilanını nasıl karşılamışlardı - Cumhuriyet'in ilanıyla boşa çıkan ümitler - Cumhuriyet'in ilanı üzerine Halife'ye yaptırılmak istenen rol ve Halife lehine yapılan yayınlar - Rauf Bey'in Anakara'ya gelerek birtakım propagandalarla, arkadaşları ve Parti'yi bize karşı kışkırtmaya koyulması - Rauf Bey'in sahneye koymak istediği oyunu farkedenler tarafından bir parti toplantısında kendisinin imtihana çekilmesi - Kazım Paşa'ya "Cumhuriyet'in ilanına engel olabilirsen memlekete büyük hizmet etmiş olursun" diyen Rauf Bey asla cumhuriyetçi olamaz - Saltanat devrinden Cumhuriyet devrine geçiş dönemi ve bu dönemde iki ayrı görüşün çarpışması - İsmet Paşa'nın Meclis'te Rauf Bey'e verdiği cevaplar |
---|
Hilafetin kaldırılması | Hilafeti kaldırmanın zamanı da gelmişti - Hilafet'in, Şer'iye ve Efkav Vekaleti'nin kaldırılması ve öğretimin birleştirilmesi kararı - Hilafet makamının korunmasında dini ve siyasi mefaat ve zaruret bulunduğunu zannedenlere verdiğim cevap |
---|
Cumhuriyete karşı iç muhalefet, paşalar mücadelesi ve Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası olayı | Başarısızlığa uğratılan büyük bir komplo - Komploya karşı aldığımız tedbirler - Komplo düzenleyenlerin Meclis'e ve kamuoyuna karşı ordu ile yapmak istedikleri blöf ortaya çıktı - Kazım Karabekir Paşa'yı bir an önce Meclis'e sokmakta acele edenler yaptığımız işlemi bozmaya çalışıyorlardı - Hükümet açıktan açığa ve karşı karşıya çarpışmayı kabul etti - Cumhuriyet sözünü söylemeye Rauf Bey'in dili varmıyordu - Meclis'te yapılan görüşmelerin muhalif basındaki yankıları - Meclis'teki gensoru görüşmelerinin son günü - Rıza Nur Bey'in Arnavutları Türklüğe karşı ayaklandırmaya çalışanlardan biri olduğu anlaşıldı - Büyük Millet Meclisi'nin İsmet Paşa Kabinesi'ne güven oyu vermesi muhalif kalem sahiplerine daha neler yazdırdı -Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası ve en hain kafaların eseri olan programı - Cumhuriyet düşmanlarının son alçakca teşebbüsleri - Memlekette huzur ve güvenliği sağlamak için uygulanan olağanüstü tedbirlerin iyi sonuçları - Türk Gençliğine Hitabe |
---|