Yenişehir Wiki
Register
Advertisement
Tur Suresi/29-49- Tur Suresi/Elmalı/29-49 Necm Suresi/1-25 Necm Suresi/26-32- Necm Suresi/Elmalı/26-32


Ayet No
Ayet Metni
Elmalı Meali (Orijinali)
İngilizce Meali (M. Pickthall )
53/1
وَالنَّجْمِ إِذَا هَوَىٰ
O necme kasem ederim indiği dem ki
İnmekte olan yıldıza andolsun ki,
By the Star when it setteth,
53/2
مَا ضَلَّ صَاحِبُكُمْ وَمَا غَوَىٰ
Şaşırmadı sahibiniz azıtmadı da
Arkadaşınız (Muhammed) sapmadı, azmadı.
Your comrade erreth not, nor is deceived;
53/3
وَمَا يَنْطِقُ عَنِ الْهَوَىٰ
Ve hevadan söylemiyor
O, hevâdan (arzularına göre) konuşmaz.
Nor doth he speak of (his own) desire.
53/4
إِنْ هُوَ إِلَّا وَحْيٌ يُوحَىٰ
O sade bir vahiydir ancak vahyolunur
O(nun konuşması kendisine ) vahyedilenden başkası değildir.
It is naught save an inspiration that is inspired,
عَلَّمَهُ شَدِيدُ الْقُوَىٰ
Ta'lim etti ona kuvveleri şiddetli
Onu, müthiş kuvvetleri olan biri öğretti
Which one of mighty powers hath taught him,
53/6
ذُو مِرَّةٍ فَاسْتَوَىٰ
Bir kuvvet sahibi, hemen duruklandı
(Ki o) akıl ve görüşünde kuvvetli (bir melek)dir. Hemen (gerçek meleklik şekliyle) doğruldu.
One vigorous; and he grew clear to view
53/7
وَهُوَ بِالْأُفُقِ الْأَعْلَىٰ
Ve o en yüksek ufukta idi
O, en yüksek ufukta idi.
When he was on the uppermost horizon.
53/8
ثُمَّ دَنَا فَتَدَلَّىٰ
Sonra yaklaştı da tedellî etti
Sonra (Cebrail ona) yaklaştı ve (aşağıya doğru) sarktı.
Then be drew nigh and came down
53/9
فَكَانَ قَابَ قَوْسَيْنِ أَوْ أَدْنَىٰ
«kabe kavseyni ev edna» oldu da
Onunla arasındaki mesafe, iki yay kadar, yahut daha az kaldı.
Till he was (distant) two bows length or even nearer,
53/10
فَأَوْحَىٰ إِلَىٰ عَبْدِهِ مَا أَوْحَىٰ
Verdi kuluna verdiği vahyi
(Allah), kuluna verdiği vahyi verdi.
And He revealed unto His slave that which He revealed.
مَا كَذَبَ الْفُؤَادُ مَا رَأَىٰ
Gözün gördüğünü kalb tekzib etmedi
Onun gördüğünü kalb(i) yalanlamadı.
The heart lied not (in seeing) what it saw.
53/12
أَفَتُمَارُونَهُ عَلَىٰ مَا يَرَىٰ
Şimdi siz ona o görüşüne karşı mücadele mi ediyorsunuz?
Onun gördükleri hakkında şimdi kendisi ile tartışacak mısınız.
Will ye then dispute with him concerning what he seeth?
53/13
وَلَقَدْ رَآهُ نَزْلَةً أُخْرَىٰ
Kasem olsun ki o onu bir deha da inişinde gördü
Andolsun onu bir kez daha görmüştü.
And verily he saw him, yet another time
53/14
عِنْدَ سِدْرَةِ الْمُنْتَهَىٰ
Sidrei müntehanın yanında
Sidretü'l- Müntehâ'nın yanında.
By the lote tree of the utmost boundary,
53/15
عِنْدَهَا جَنَّةُ الْمَأْوَىٰ
Ki Cennetül'me'vâ onun yanında
Ki Cennetü'l- Me'vâ onun yanındadır.
Nigh unto which is the Garden of Abode.
53/16
إِذْ يَغْشَى السِّدْرَةَ مَا يَغْشَىٰ
O dem ki o Sidreyi bürüyen bürüyordu
Sidre'yi kaplayan kaplıyordu.
When that which shroudeth did enshroud the lote tree,
مَا زَاغَ الْبَصَرُ وَمَا طَغَىٰ
Göz, ne şaştı ne aştı
(Peygamberin) gözü şaşmadı ve sınırı aşmadı.
The eye turned not aside nor yet was overbold.
53/18
لَقَدْ رَأَىٰ مِنْ آيَاتِ رَبِّهِ الْكُبْرَىٰ
Vallahi gördü rabbının âyâtından en büyüğünü gördü
Andolsun ki o, Rabbinin âyetlerinden en büyüğünü gördü.
Verily he saw one of the greater revelations of his Lord.
53/19
أَفَرَأَيْتُمُ اللَّاتَ وَالْعُزَّىٰ
Siz de gördünüz değilmi Lât-ü Uzzayı?
Siz de gördünüz değil mi o Lât ve Uzza'yı?
Have ye thought upon Al Lat and Al Uzza
53/20
وَمَنَاةَ الثَّالِثَةَ الْأُخْرَىٰ
Üçüncü olarak da menatı uhrayı?
Ve üçüncü olarak da öteki (put) Menat'ı?
And Manat, the third, the other?
53/21
أَلَكُمُ الذَّكَرُ وَلَهُ الْأُنْثَىٰ
Size erkek ona dişi öyle mi?
Size erkek O'na dişi öyle mi?
Are yours the males and His the females?
تِلْكَ إِذًا قِسْمَةٌ ضِيزَىٰ
Bu öyle ise çok hayflı bir taksim
Öyle ise bu çok insafsızca bir taksim.
That indeed were an unfair division!
[[إِنْ هِيَ إِلَّا أَسْمَاءٌ سَمَّيْتُمُوهَا أَنْتُمْ وَآبَاؤُكُمْ مَا أَنْزَلَ اللَّهُ بِهَا مِنْ سُلْطَانٍ ۚ إِنْ يَتَّبِعُونَ إِلَّا الظَّنَّ وَمَا تَهْوَى الْأَنْفُسُ ۖ وَلَقَدْ جَاءَهُمْ مِنْ رَبِّهِمُ الْهُدَىٰ ]]
Onlar hiç bir şey değil sırf sizin ve babalarınızın taktığınız kuru isimler, Allah onlara öyle bir saltanat indirmedi, yalnız zanna ve nefislerin sevdasına tabi' oluyorlar, halbuki rablarından kendilerine doğru yolu gösteren, geldi
Onlar hiçbir şey değil, sırf sizin ve babalarınızın taktığınız (boş) isimlerdir. Allah onlar hakkında hiçbir delil indirmedi. Onlar yalnız zanna ve nefislerin sevdasına uyuyorlar. Halbuki onlara Rableri tarafından yol gösterici gelmiştir.
They are but names which ye have named, ye and your fathers, for which Allah hath revealed no warrant. They follow but a guess and that which (they) themselves desire. And now the guidance from their Lord hath come unto them.
53/24
أَمْ لِلْإِنْسَانِ مَا تَمَنَّىٰ
Yoksa varmı insana her kurduğu hulya
Yoksa her arzu ettiği şey, insanın kendisinin mi (olacak) dir?
Or shall man have what he coveteth?
53/25
فَلِلَّهِ الْآخِرَةُ وَالْأُولَىٰ
Fakat Allahındır Âhıret ve olâ
Son da ilk de (ahiret de dünya da) Allah'ındır.
But unto Allah belongeth the after (life), and the former.
Disambig Bakınız: NecmSuresi, NecmSuresi/MEALNecmSuresi/VİDEO, NecmSuresi/TEFSİR, NecmSuresi/TEZHİB, NecmSuresi/HAT, NecmSuresi/FAZİLETİ, NecmSuresi/HİKMETLERİ, NecmSuresi/, NecmSuresi/KERAMETLERİ, NecmSuresi/AUDİO, NecmSuresi/HADİSLER, NecmSuresi/NAKİLLER, NecmSuresi/EL YAZMALARI, NecmSuresi/VP
Yenişehir..

Şablon:Sadeleştirilmiş ET


Advertisement