Yenişehir Wiki
Register
Advertisement
Wikipedia-logo-tr
Vikipedi'den Okul öncesi eğitimi ile ilgili bir şeyler var.
OÖE okullaşma oranı 2012- 2013

Türkiye'de illere göre OÖE rakamları

Bakınız

Şablon:OÖEbakınız - d
{{OÖEbakınız}}


OÖE Anaokulu Anasınıfı Ana sınıfı Kinder Garden Foundation Unit Nursery classes Foundation schools Okul Öncesi Eğitim OÖE/Önemi
OÖE/Türkiye OÖE/Bursa
Okul Öncesi Eğitim Tanıtımı
Mevzuat OÖE/Mevzuat Okul öncesi eğitim kurumları yönetmeliği Okul Öncesi Eğitim Kurumları Yönetmeliği Millî Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliği 2014 Okul Öncesi Eğitim Kurumlarının Eğitim ve İşleyiş esasları hakkında tüzük OÖE/Vali talimati
"Kurumlar" Okul Öncesi Eğitim Genel Müdürlüğü Anaokulu/Eğitim Fakültesinde Uludağ Üniversitesi Bünyesinde Anasınıfı Açılması Protokolü Bursa MEM/OÖE Bursa MEM/Okul öncesi eğitim Bursa MEM/Anaokulları
"Mali" Anaokulu ve anasınıfları muhasebe sistemi Anaokulu ücreti
Afiş çalışmaları Okul öncesi eğitim/Afiş çalışmaları
OÖE/Bursa Bursa'da okul öncesi eğitim Mersin'de okul öncesi eğitim
OÖEGM - Temel Eğitim Genel Müdürlüğü * http://ooegm.meb.gov.tr Okul Öncesi Eğitimi Genel Müdürlüğü
Okul öncesi eğitimde aile modeli Okul öncesi eğitim sistemleri Okul öncesi eğitim mevzuatı
Okul öncesi eğitimi öğretmenlerine cimnastik eğitimi ve antrenörlük kursu Mersin İl Milli Eğitim Müdürlüğü/Okul Öncesi Eğitim Şube Müdürü Yenişehir'de Okul Öncesi Eğitim Yenişehir Okul Öncesi Eğitim Şenliği Yenişehir'de okullar Okul Öncesi Eğitime Kayıt İçin Gerekli Belgeler Okul Öncesi Eğitimde Kadrosuz Usta Öğretici Görevlendirilmesi
14.10.2010 Tarihi İtibariyle Yenişehir Okul Öncesi Öğrenci Kayıt Durumu Okul Öncesi Eğitimin Yıllara Göre Mukayesesi /Yenişehir Rakamlarla Yenişehir'de okul öncesi eğitim Yenişehir Okul Öncesi Eğitim/2011 Öğrenci sayıları Yenişehir'de Kreşler/Öğrenci Sayıları 14.10.2010 Tarihi İtibariyle Yenişehir Okul Öncesi Öğrenci Kayıt Durumu Okul Öncesi Eğitimin Yıllara Göre Mukayesesi /Yenişehir
OÖE Yenişehir son tablo [1]

Okul Okul öncesi Okul öncesi eğitim Yenişehir'de okul öncesi eğitim Dumlupınar Anaokulu
Türkiye'de okul öncesi eğitim < Dünya'da okul öncesi eğitim < Japonya'da okul öncesi eğitim < Fransa'da okul öncesi eğitim < İsrail'de okul öncesi eğitim <Japonya'da okul öncesi eğitim < Finlandiya'da okul öncesi eğitim
Teşkilatlanma :Okul Öncesi Eğitimi Genel Müdürlüğü[2] Okul öncesi eğitim sistemleri < *Eğitim < Eğitim programları < Eğitim sistemleri Mevzuat:[3] Okul öncesi eğitim mevzuatı
Eğitim müesseseleri: Okul < Okul Öncesi Eğitim < Dershane < Etüd
İdare :[[Okul idaresi]] < İlçe Milli Eğitim < İl Milli Eğitim < Kaymakamlık < Valilik
Tarihçe: Yenişehir'de okul öncesi eğitim/Tarihçesi < Mersin'de okul öncesi eğitim/Tarihçesi < Türkiye'de okul öncesi eğitim/Tarihçesi < OKUL ÖNCESİ EĞİTİMDE TARİHSEL GELİŞİM
Okul < Yenişehir'de okullar < Yenişehir'de okul sayıları < Yenişehir'de öğrenci sayıları < Yenişehir'de derslik sayısı < Yenişehir'de yerel kardeş okullar < Yenişehir'de AB kardeş okulları
Kavramlar :Eğitim < Eğitim programları < Eğitim sistemleri
Eğitim araçları : Akıllı tahta
Müesseseler: Okul Okul Öncesi Eğitim Dershane Etüd Yenişehir'de Kreşler/Öğrenci Sayıları
İdare :Okul idaresi İlçe Milli Eğitim < İl Milli Eğitim Kaymakamlık < Valilik
*
Projeler: Dyned Okul Temizliği Projesi(Türkiyenin en temiz okullarına sahibiz...)Okul Öncesi Eğitim (Mersin'in en iyi okul öncesi eğitim oranı%71) - Dil labaratuvarlarları(Atıl bilgisayarlardan dil labaratuvarı) - Oyuncaklarımı Paylaşıyorum, - Okullarda Atıl Durumdaki Bilgisayarların Eğitime Kazandırılması * 5 yaş grubunda total 2355 öğrenci varken bunun 1730 u kayıtlı iken ; 625 i kayıtsız devam etmektedir.
Şablonlar Şablon:OÖE Şablon:OÖEbakınız Şablon:Yenişehir'de OÖEbakınız Şablon:Okul Öncesi Eğitim
Linkler * http://www.onceokuloncesi.com/

Yenişehir başarı
How_to_Teach_Preschool_Gymnastics_Warm_Up_Exercises_for_Preschool_Gymnastics

How to Teach Preschool Gymnastics Warm Up Exercises for Preschool Gymnastics

How to Teach Preschool Gymnastics Warm Up Exercises for Preschool Gymnastics

Bakınız

Şablon:Yenişehir'de OÖEbakınız -d {{Yenişehir'de OÖEbakınız}}


*Rakamlarla Yenişehir'de okul öncesi eğitim
*Yenişehir'de Kreşler/Öğrenci Sayıları
*Yenişehir Okul Öncesi Eğitim Şenliği
*Yenişehir'de okullar

*Okul Öncesi Eğitime Kayıt İçin Gerekli Belgeler
*Okul Öncesi Eğitimde Kadrosuz Usta Öğretici Görevlendirilmesi

*Okul öncesi eğitim kurumları yönetmeliği

*Okul Öncesi Eğitim
*Mersin'de okul öncesi eğitim
* http://ooegm.meb.gov.tr
*Okul Öncesi Eğitimi Genel Müdürlüğü
*Okul öncesi eğitimde aile modeli
*Okul öncesi eğitim sistemleri
*Okul öncesi eğitim mevzuatı
*Okul öncesi eğitimi öğretmenlerine cimnastik eğitimi ve antrenörlük kursu
*Mersin İl Milli Eğitim Müdürlüğü/Okul Öncesi Eğitim Şube Müdürü

Müstakil anaokulları Rakamlarla 24 Kasım Anaokulu Rakamlarla Şevket Pozcu Anaokulu Rakamlarla Cumhuriyet Anaokulu Rakamlarla Yenişehir Belediyesi Anaokulu Rakamlarla Özel Toros Anaokulu Rakamlarla Dumlupınar Anaokulu Rakamlarla Sevgi Anaokulu İlköğretim okullarında okul öncesi eğitim Rakamlarla Akdeniz Bölge Komutanlığı İÖO/OÖE Rakamlarla 100.Yıl Akkent İÖO/OÖE Rakamlarla Aliye Pozcu İÖO/OÖE Rakamlarla Bahçelievler İÖO/OÖE Rakamlarla Barbaros İÖO/OÖE Rakamlarla Batıkent İÖO/OÖE Rakamlarla Cumhuriyet İÖO/OÖE Rakamlarla Çankaya İÖO/OÖE Rakamlarla Çavak Günferi Karagenç İÖO/OÖE Rakamlarla Çiftlik İÖO/OÖE Rakamlarla Değirmençay İÖO/OÖE Rakamlarla Dr.İ.Kamil Tarhan İÖO/OÖE Rakamlarla Emirler İÖO/OÖE Rakamlarla Gökçebelen İÖO/OÖE Rakamlarla Karahacılı İÖO/OÖE Rakamlarla Kocatepe İÖO/OÖE Rakamlarla Kocavilayet İÖO/OÖE Rakamlarla M.Adnan Özçelik İÖO/OÖE Rakamlarla Necati Bolkan İÖO/OÖE Rakamlarla Aydınlıkevler İÖO/OÖE Rakamlarla Menteş İÖO/OÖE Rakamlarla Müfide İlhan İÖO/OÖE Rakamlarla Namık Kemal İÖO/OÖE Rakamlarla Necdet Ülger İÖO/OÖE Rakamlarla Perşembe Vakfı İÖO/OÖE Rakamlarla Pirireis İÖO/OÖE Rakamlarla Türk Telekom İÖO/OÖE Rakamlarla Yenişehir İÖO/OÖE Rakamlarla 24 Kasım İÖO/OÖE Rakamlarla 50.Yıl Gökçeller İÖO/OÖE Rakamlarla Özel Doğa İÖO/OÖE Rakamlarla Özel İçel İÖO/OÖE Rakamlarla Özel Güney Gelişim İÖO/OÖE Rakamlarla Özel Yıldırımhan İÖO/OÖE Okulöncesi eğitimini gelişti=ma projesi/2008/Mersin Yenişehir

Çocuk Kulüpleri Yönergesi

Yenişehir'de Eğitim
Human brain NIH
Kavramlar
Eğitim
Eğitim programları
Eğitim sistemleri
Okul
Yenişehir'de okullar
Yenişehir'de okul sayıları
Yenişehir'de öğrenci sayıları
Yenişehir'de derslik sayısı
Yenişehir'de okul öncesi eğitim
Eğitim araçları
Akıllı tahta
Akıllı tahta bulunan okullarımız
DynEd
Meb Vitamin
Müesseseler
Okul
Okul Öncesi Eğitim
Dershane
Etüd
İdare
Okul idaresi
İlçe Milli Eğitim
İl Milli Eğitim
Kaymakamlık
Valilik
Projeler
Dyned
Beyaz Bayrak Projesi
(Türkiyenin en temiz okullarına sahibiz...)
Mersin'in en iyi okul öncesi eğitim oranı%78
Atıl Bilgisayarların Eğitime Kazandırılması Projesi
Oyuncaklarımı Paylaşıyorum



MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI OKUL ÖNCESİ EĞİTİM PROGRAMI OÖE/Vali talimati

SUNUŞ[]

“36-72 Aylık Çocuklar İçin Okul Öncesi Eğitim Programı”

2006 yılında denenip-geliştirilmek üzere uygulamaya konulmuştur. Ulusal ve uluslar arası alan araştırmaları, uygulamadan gelen geri bildirimler ve Okul Öncesi Eğitimin Güçlendirilmesi Projesi çalışmaları kapsamında yapılan mevcut durum analizleri dikkate alınarak program geliştirme çalışması yapılmıştır. Bu süreçte okul öncesi eğitimi veren tüm paydaş kurum ve kuruluşların da katkıları dikkate alınarak program geliştirme çalışmaları tamamlanmıştır.

Okul Öncesi Eğitim Programı, okul öncesi eğitim kurumlarına devam eden çocukların zengin öğrenme deneyimleri aracılığıyla sağlıklı büyümelerini, tüm gelişim alanlarının desteklenerek en üst düzeye ulaşmasını, özbakım becerilerini kazanmalarını ve temel eğitime hazır bulunmalarını sağlamak amacı ile geliştirilmiştir. Program, çocukların gelişimlerini desteklemesinin yanı sıra tüm gelişim alanlarında görülebilecek yetersizlikleri önlemeyi amaçladığından destekleyici ve önleyici boyutları olan çok yönlü bir program olma özelliği taşımaktadır.

Çocukların gelişim düzeylerine ve özelliklerine dayanan ve bu bağlamda tüm gelişim alanlarının geliştirilmesini esas almasından dolayı “gelişimsel” özellikte olan program “sarmal” yapıda olup model olarak “eklektik”tir. Programda, “kazanım” ve “gösterge”ler temel alınmış olup çocukların gelişim özellikleri yaş gruplarına göre, kazanım ve göstergeler ise bütün olarak ele alınmıştır.

Temel Eğitim Genel Müdürlüğü olarak beklentimiz; üzerinde titizlikle durulan bir çalışmanın ürünü olan bu programın, ülke genelinde okul öncesi eğitim dönemindeki çocuklarımızın gelişimlerine ve eğitimin niteliğinin arttırılmasına katkıda bulunması, yönetici ve öğretmenlere uygulamalarında rehberlik etmesidir. Okul Öncesi Eğitimin Güçlendirilmesi Projesi çerçevesinde geliştirilmesi yapılan eğitim programının içeriğini hazırlayan değerli öğretim üyelerine, yönetici ve öğretmenlerimize, paydaş kurum ve kuruluşlara, uluslararası uzmanlara, UNICEF’e ve Temel Eğitim Genel Müdürlüğü yetkililerine teşekkürlerimi bildiririm.

Funda KOCABIYIK Temel Eğitim Genel Müdürü 3

TÜRK MİLLÎ EĞİTİMİNİN GENEL AMAÇLARI[]

Türk Millî Eğitiminin genel amacı, Türk Milletinin bütün fertlerini,


1. Atatürk İnkılâp ve İlkelerine ve Anayasa'da ifadesini bulan Atatürk Milliyetçiliğine bağlı; Türk Milleti'nin millî, ahlâkî, insanî, manevî ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren; ailesini, vatanını, milletini seven ve daima yüceltmeye çalışan; insan haklarına ve Anayasa'nın başlangıcındaki temel ilkelere dayanan demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış haline getirmiş yurttaşlar olarak yetiştirmek,


2. Beden, zihin, ahlâk, ruh ve duygu bakımından dengeli ve sağlıklı şekilde gelişmiş bir kişiliğe ve karaktere, hür ve bilimsel düşünme gücüne, geniş bir dünya görüşüne sahip; insan haklarına saygılı, kişilik ve teşebbüse değer veren ve topluma karşı sorumluluk duyan; yapıcı, yaratıcı ve verimli kişiler olarak yetiştirmek,


3. İlgi, istidat ve kabiliyetlerini geliştirerek gerekli bilgi, beceri, davranışlar ve birlikte iş görme alışkanlığı kazandırmak suretiyle hayata hazırlamak ve onların, kendilerini mutlu kılacak ve toplumun mutluluğuna katkıda bulunacak bir meslek sahibi olmalarını sağlamak,


4. Böylece, bir yandan Türk vatandaşlarının ve Türk toplumunun refah ve mutluğunu artırmak; öte yandan millî birlik ve bütünlük içinde iktisadi, sosyal ve kültürel kalkınmayı desteklemek ve hızlandırmak ve nihayet Türk Milleti'ni çağdaş uygarlığın yapıcı, yaratıcı, seçkin bir ortağı yapmaktır. 4

OKUL ÖNCESİ EĞİTİMİN AMAÇLARI[]

Okul öncesi eğitiminin amaç ve görevleri, milli eğitimin genel amaçlarına ve temel ilkelerine uygun olarak;

  • 1. Çocukların beden, zihin ve duygu gelişmesini ve iyi alışkanlıklar kazanmasını sağlamak,
  • 2. Onları ilkokula hazırlamak,
  • 3. Şartları elverişsiz çevrelerden ve ailelerden gelen çocuklar için ortak bir yetiştirme

ortamı yaratmak,

  • 4. Çocukların Türkçe’yi doğru ve güzel konuşmalarını sağlamaktır.

OKUL ÖNCESİ EĞİTİMİN TEMEL İLKELERİ[]

Okul öncesi dönem yaşamın temelidir. Bu dönemde öğrenme hızı çok yüksektir. Her yaş grubunun genel gelişim özellikleri o yaş grubundaki tüm çocuklar için ortaktır; ancak her çocuğun kendine özgü olduğu da unutulmamalıdır. Okul öncesi eğitim bazı temel ilkelere dayanmaktadır.

Bu ilkeler şunlardır:

1. Okul öncesi eğitim çocuğun gereksinimlerine ve bireysel farklılıklarına uygun olmalıdır.

2. Okul öncesi eğitim çocuğun motor, sosyal ve duygusal, dil ve bilişsel gelişimini desteklemeli, özbakım becerilerini kazandırmalı ve onu ilkokula hazırlamalıdır.


3. Okul öncesi eğitim kurumlarında çocukların gereksinimlerini karşılamak amacıyla demokratik eğitim anlayışına uygun öğrenme ortamları hazırlanmalıdır.

4. Etkinlikler düzenlenirken çocukların ilgi ve gereksinimlerinin yanı sıra çevrenin ve okulun olanakları da göz önünde bulundurulmalıdır.

5. Eğitim sürecinde çocuğun bildiklerinden başlanmalı ve deneyerek öğrenmesine olanak tanınmalıdır.

6. Çocukların Türkçe’yi doğru ve güzel konuşmalarına gereken önem verilmelidir.

7. Okul öncesi dönemde verilen eğitim ile çocukların sevgi, saygı, işbirliği, sorumluluk, hoşgörü, yardımlaşma, dayanışma ve paylaşma gibi duygu ve davranışları geliştirilmelidir.

8. Eğitim, çocuğun kendine saygı ve güven duymasını sağlamalı, ona öz denetim kazandırmalıdır.

9. Oyun bu yaş grubundaki çocuklar için en uygun öğrenme yöntemidir. Tüm etkinlikler oyun temelli düzenlenmelidir.

10. Çocuklarla iletişimde, onların kişiliğini zedeleyici şekilde davranılmamalı, baskı ve kısıtlamalara yer verilmemelidir.

11. Çocukların bağımsız davranışlar geliştirmesi desteklenmeli, yardıma gereksinim duyduklarında yetişkin desteği, rehberliği ve güven verici yakınlığı sağlanmalıdır.

12. Çocukların kendilerinin ve başkalarının duygularını fark etmesi desteklenmelidir.

13. Çocukların hayal güçleri, yaratıcı ve eleştirel düşünme becerileri, iletişim kurma ve duygularını anlatabilme davranışları geliştirilmelidir.

14. Programlar hazırlanırken aile ve içinde bulunulan çevrenin özellikleri dikkate alınmalıdır.

15. Eğitim sürecine çocuğun ve ailenin etkin katılımı sağlanmalıdır.

16. Okul öncesi eğitim süreçleriyle rehberlik hizmetleri bütünleştirilmelidir.

17. Çocuğun gelişimi ve okul öncesi eğitim programı düzenli olarak değerlendirilmelidir.

18. Değerlendirme sonuçları çocukların, öğretmenin ve programın geliştirilmesi amacıyla etkin olarak kullanılmalıdır.

1. OKUL ÖNCESİ DÖNEMİN ÖNEMİ[]

Çocukların keşfetmek ve öğrenmek için doğal bir eğilimleri vardır. Öğrenme çok erken yaşlarda başlar ve hayat boyu devam eder. Çocuklar dünyaya geldikleri ilk andan itibaren, daha okula başlamadan çok önce öğrenmek ve keşfetmek için büyük bir heves duyarlar: aktif bir şekilde çevrelerini keşfederler, iletişim kurmayı öğrenirler ve çevrelerinde gördükleri şeylere dair fikirler oluşturmaya başlarlar.

Okul öncesi dönem beyin gelişiminin ve sinaptik bağlantıların kurulma oranının en yoğun ve hızlı yaşandığı dönemdir. Beyin gelişimi çocuğun bilişsel, dil, sosyal-duygusal ve motor gelişimi için güçlü bir zemin oluşturur. Bu nedenle çocuklar özellikle okul öncesi dönem olarak adlandırdığımız yaşamın ilk altı yılında çok hızlı büyürler ve dil, bilişsel, sosyal-duygusal ve motor gelişim alanlarında şaşırtıcı bir hızla yetkinleşirler. Böylece çocuğun kendi potansiyelini gerçekleştirmesinin ve toplumun üretken bir bireyi olabilmesinin yolu açılmış olur. Beyin okul öncesi dönem boyunca hızlı geliştiği için bu dönem, beynin çevresel etkilere en açık olduğu dönemdir. Bu kapsamda çevre, çocuğun gelişimini ve öğrenme motivasyonunu derinden etkiler. Çocuğun ne kadar keşfedebileceği, neler öğrenebileceği ve hangi hızla öğrenebileceği çocuğun çevresinin ne kadar destekleyici olduğuyla ve çocuğa ne gibi olanaklar sunulduğuyla yakından ilişkilidir.

Çevresel etkiler çocuğun beyin gelişimini olumlu yönde etkileyebileceği gibi, olumsuz çevre koşullarına bağlı olarak istenmeyen bir şekilde de etkileyebilir. Çocuğun sağlıklı bir beyin gelişimine sahip olabilmesi için okul öncesi dönem boyunca sağlıklı beslenmesi, zengin uyarıcı bir çevre içinde bulunması ve çocuğa yeni öğrenme fırsatlarının sunulması gerekmektedir. Çevre, uyaranlar bakımından ne kadar zengin olursa çocuk o kadar hızlı gelişir ve öğrenir. Ancak çocuğun ilk yıllarını uyaranların yetersiz olduğu, duygusal ve fiziksel desteğin yeterince sunulmadığı ve yeni öğrenme fırsatlarının yaratılmadığı bir çevrede geçirmesi çocuğun beyin gelişimini olumsuz etkiler. Bu durum ise çocuğun dil, bilişsel, sosyal-duygusal ve motor gelişim alanlarında gecikmeler görülmesine, ayrıca davranış problemleri sergilemesine yol açar.

Erken yaşam deneyimleri çocuğun okula, öğrenmeye ve kendi becerilerine dair geliştireceği tutumları belirler ve okul başarısını etkiler. Okul öncesi dönemde olumlu deneyimler yaşayan çocuk okula, öğrenmeye ve kendi becerilerine dair olumlu tutumlar geliştirir. Çocuğun erken yaşta olumsuz deneyimler yaşaması ise onun tüm eğitim yaşamını etkileyecek problemler yaşamasına neden olabilir. Okul öncesi çağda olumsuz deneyimleri olan çocuğun öz-değerinin düşük olduğu, okulda ve okul sonrası yaşamda düşük başarı gösterdiği ve daha fazla davranış problemi sergilediği bilinmektedir.

Çocuğun sağlıklı bir şekilde büyüyebilmesi, gelişebilmesi ve öğrenmeye karşı olumlu tutumlar geliştirebilmesi için nitelikli bilişsel uyarıcıların, zengin dil etkileşimlerinin, olumlu sosyal-duygusal deneyimlerin çocuğa sunulduğu ve çocuğun bağımsızlığının desteklendiği bir çevrenin yaratılmasına ihtiyaç vardır. Bu ise ancak sağlıklı bir aile ortamı ve nitelikli bir okul öncesi eğitimi ile mümkündür.

1.a. Ailenin Önemi[]

Aile, çocuğun gelişimini, toplumsal uyumunu ve başarısını etkileyen en önemli etkenlerden biridir. Anne-babalar çocuklarını yetiştirmek için ciddi zaman, emek ve enerji harcarlar. Özellikle yaşamın ilk yıllarında çocuğun yaşamda kalmasında ve gelişiminde anne-baba kadar önemli olan başka bir etken söz konusu değildir. Çocuk ancak onu önemseyen, gereksinimlerine duyarlı davranan, onu ihmalden ve cezalandırıcı yaklaşımdan koruyan bir ortamda büyürse kendi potansiyelini gerçekleştirebilir. Bu çerçevede çocuğun ebeveynleri ile kurduğu ilişkinin niteliği çocuğun en önemli erken 7 yaşam deneyimlerinden birini oluşturur. Aile ortamındaki yakın, sıcak ve duyarlı ilişkiler aile bireyleri arasında güvenli bir bağ oluşmasını sağlar. Duyarlı ve ilgili ailede, çocuğun duygusal işaretleri doğru bir şekilde alınır; çocuğun istekleri ve bakış açısı önemsenir; çocuğun gereksinimleri uygun bir biçimde ve zamanında karşılanır. Çocuğun toplumsal ilişkilerde kendini güvende hissetmesi, gerekli becerileri kazanabilmesi aile üyeleri ile güvene dayalı sağlıklı ilişki kurabilmesinin bir sonucudur. Olumlu aile ilişkileri çocuğun olumlu toplumsal beklentiler geliştirmesini sağlar. Böylece çocuk, diğer çocuklarla etkileşime daha rahat bir şekilde girer ve başka insanlarla girdiği etkileşimlerin olumlu ve ödüllendirici olması beklentisini taşır. Ebeveynlerden duyarlı, ilgili ve destekleyici bir bakım almak, çocuğun toplumsal yeterliliği, ilişkileri ve başarısı için gerekli olan öz-değer ve öz-yetkinlik duygularının oluşması için uygun bir zemin yaratır. Ailede şiddet, çatışma, geçimsizlik gibi kronik problemlerin yaşanması veya süreğen hastalıklar olması ise çocuk üzerinde yıkıcı etkiler yapar. Çocukları ile kurdukları ilişkide duyarlı davranmayan, çocuklarının gereksinimleri konusunda yeterince hassas olmayan, tutarlı bir şekilde çocuklarıyla ilgilenmeyen, çocuklarına aşırı müdahalede bulunan ve ret edici tavır takınan ebeveynlerin çocukları genellikle güvensiz ilişki geliştirirler. Ebeveynleri ile güvensiz, kaygılı veya korkuya dayalı ilişki geliştiren çocuk, diğer toplumsal ilişkilerin de dışlayıcı ve incitici olduğuna dair içsel kanılar geliştirir. Duyarsız ve ilgisiz ebeveynlik çocukta acı duygular ve düş kırıklıkları yarattığı için çocuk uzun süreli yoğun öfke duygusu yaşar. Bu da çocuğun gelişimini, toplumsal uyumunu ve başarısını olumsuz yönde etkiler.

1.b. Öğretmenlerin Önemi[]

Öğretmen özellikleri okul öncesi eğitimin niteliğini ve çocuğun gelişimini etkileyen en temel belirleyicilerden biridir. Çocuklar sadece değer gördükleri, sevildiklerinden emin oldukları ve kendilerini güvende hissettikleri destekleyici ortamlarda keşfederler ve sunulan öğrenme fırsatlarını değerlendirirler. Bu destekleyici ortamın en önemli bileşeni ise öğretmen ile çocuk arasında kurulan tutarlı ve güvenli ilişkidir. Öğretmen, her çocuğun farklı gelişimsel ve bireysel özellikleri olduğunu ve farklı yeterliliklere sahip olduğunu daima aklında tutmalıdır. Öğretmen, çocuk ile tutarlı ve güvenli bir ilişki geliştirdiğinde, çocuğun sahip olduğu yeterliliklerin farkında olduğunda ve bu yeterlilikleri dikkate alarak çocuğa yeni öğrenme deneyimleri sunduğunda çocuğun gelişimini desteklemiş, toplumsal yeterliliğini arttırmış ve gelecekteki okul başarısını olumlu yönde etkilemiş olur. Öğretmen çocuğun var olan yeteneklerini geliştirmesine ve yeni beceriler edinmesine destek olmak için etkinlikler sırasında sonuçtan ziyade sürece önem vermeli, çocuğun çabalarına odaklanmalı, bu çabaları takdir etmeli, çocuğa iyi bir model olmalı ve yeni öğrenme fırsatları yaratmalıdır. Öğretmen tüm bu yaklaşımları oyun sırasında veya yapılandırılmış etkinliklerde kullanabilmelidir. Aynı şekilde öğretmenin öğrenme ortamını gelişimi destekleyici bir şekilde düzenlemesi, çocuğu keşfetmeye isteklendirmek için belirli aralıklarla güncellemesi ve bireysel, küçük grup veya büyük grup etkinliklerinde her çocuğun kazanımlara ulaşmasına yardımcı olmak için fırsat eğitimine yer vermesi oldukça önemlidir.

2. GELİŞİM ÖZELLİKLERİ, KAZANIMLAR VE GÖSTERGELERİ[]

Bu program gelişimsel bir programdır. Gelişimsel bir program, çocuğun bütünsel gelişimini destekler, bütüncül bir yaklaşımla, çocuğun sosyal ve duygusal, motor, bilişsel, dil gelişim alanları ile özbakım becerilerini birlikte ele alır. Programın temelini çocukların gelişimsel özellikleri oluşturur. Öğrenme süreçleri planlanırken yapılacak ilk iş çocukların takvim yaşının değil gelişim yaşının belirlenmesidir. Çocukların gelişimsel düzeyleri belirlendikten sonra kazanım ve göstergelerle farklı eğitim süreçleri oluşturarak çocukları desteklemek ve 8 onları bulundukları gelişim düzeyinden çıkabilecekleri en üst aşamaya taşımak bu programın ulaşması beklenen hedeftir. Amaç ve hedefler ulaşılmak istenen sonuçları gösterir. Diğer bir deyişle öğretmenin vermek istediklerini tanımlar. Kazanımlar ise çocuklar tarafından başarılması gereken sonuçları gösterir. Yani çocukların öğrenmeleri gereken bilgi, beceri ve yetkinlikleri tanımlar. Kazanımlar çocuğu merkeze alarak belirlenirken amaç ve hedefler öğretmeni ve dolayısı ile yıl içinde kapsanacak içeriği merkeze alarak belirlenir. Bu program çocuk merkezli bir program olduğu, aktif öğrenmeyi öne çıkardığı ve bilginin öğrenen tarafından yapılandırılarak kazanılacağını benimsediği için kazanım ve göstergeler kullanılmıştır. Göstergeler, bir kazanımın içyapısını oluşturan temel yapı taşları gibidir. Kazanımlara dayalı olarak oluşturulmuş olan göstergeler genellikle kendi içinde basitten-karmaşığa, somuttan-soyuta belli bir aşamalılık içinde sıralanarak belirlenen kazanımın gerçekleşmesine hizmet ederler. Öğretmenler belli bir kazanımla ilgili olarak etkinlik oluştururken göstergeler onlara yol gösterecektir. Bu durum, kazanımı kapsayıcı nitelikte etkinliklerin yazılmasını ve uygulanmasını kolaylaştıracaktır. Programda her yaş grubu için gelişim özellikleri, kazanımlar, göstergeler ve bunlarla ilgili açıklamalar tablolar halinde sunulmuştur (Ek 12).

3. OKUL ÖNCESİ EĞİTİM PROGRAMININ TANITIMI[]

Genel Açıklama:

Bu program, okul öncesi eğitim kurumlarına devam eden çocukların zengin öğrenme deneyimleri aracılığıyla sağlıklı büyümelerini; motor, sosyal-duygusal, dil ve bilişsel gelişim alanlarında gelişimlerinin en üst düzeye ulaşmasını, özbakım becerilerini kazanmalarını ve ilköğretime hazır bulunmalarını sağlamak amacı ile geliştirilmiştir. Program, çocukların gelişimlerini desteklemesinin yanı sıra tüm gelişim alanlarında görülebilecek yetersizlikleri önlemeyi amaçladığından destekleyici ve önleyici boyutları olan çok yönlü bir program olma özelliği taşımaktadır. Program, çocukların gelişim düzeylerine ve özelliklerine dayanan ve bu bağlamda, tüm gelişim alanlarının geliştirilmesini esas alan “gelişimsel” bir programdır. Program yaklaşımı olarak “sarmal” özellik gösteren bu program, model olarak “eklektik”tir. Programda, “kazanım” ve “gösterge” ler temel alınmıştır. Programda çocukların gelişim özellikleri yaş gruplarına göre, kazanım ve göstergeler ise bütün olarak ele alınmıştır. Gelişim özellikleri bilimsel çalışmalar dikkate alınarak üç farklı yaş grubuna göre düzenlenmiştir ancak öğretmenin kendi grubundaki çocuklar için programdan kazanım ve göstergeleri seçerken çocukların gelişim özelliklerini dikkate alması gerekmektedir. Gereksinim duyulduğunda programda yer almayan bir kazanım ve/veya gösterge öğretmen tarafından belirlenerek eğitim planına eklenebilir. Ancak bu tür düzenlemeler yapılırken gerekçelerin iyi belirlenmesine, eklenen kazanım ve göstergelerin Türk Milli Eğitiminin Amaçları, Okul Öncesi Eğitimin amaçları, programın temel felsefesi, amaçları ve özellikleriyle tutarlı olmasına, diğer kazanımlarla çatışmamasına ve çakışmamasına özen gösterilmesi gerekmektedir. 9 Bu programla beraber öğretmenin hazırlayacağı etkinlik havuzuna örnek olması amacıyla farklı yaş gruplarındaki çocuklar için etkinlik örneklerini içeren bir “Etkinlik Kitabı” hazırlanmıştır. Bunun yanı sıra programla birlikte kullanılmak amacıyla “Okul Öncesi Eğitim Programı İle Bütünleştirilmiş Aile Destek Programı ” oluşturulmuştur.

Temel Özellikler:[]

Çocuk Merkezlidir[]

Okul öncesi eğitimde öğrenmenin gerçekleşebilmesi ve çocukların sağlıklı gelişimlerinin desteklenebilmesi ancak çocukların koşulsuz kabul edildiklerinden emin olmaları ve bulundukları ortamda kendilerini güvende hissetmeleri ile mümkün olur. Çocuklar bulundukları ortamın bir parçası olmak, yeni şeyler öğrenmek, aktif olmak etkinliklere katılmak, düşüncelerini ve kararlarını korkmadan ifade etmek ve seçimlerini özgürce yapmak isterler. Bir okul öncesi eğitim kurumu güvenli olmasının yanı sıra, gelişimsel açıdan uygun olan ve bireysel farklılıkları dikkate alarak hazırlanmış olan öğrenme fırsatlarını sunabilecek nitelikte ve zenginlikte olmalıdır. Çocuğun öğrenmesi, olumlu bir benlik algısı geliştirmesi, okula, öğrenmeye ve araştırmaya dair olumlu tutumlara sahip olması için; eğitim ortamlarında çocuğa yapacağı etkinlikleri ve oynayacağı materyalleri seçmede özgürlük tanınması, çocuğun bulunduğu ortamın değer gören bir üyesi olarak görülmesi, etkinliklere aktif katılması, akran ve öğretmenleriyle karşılıklı etkileşime girebilmesi gereklidir. Öğretmenlerin, öğrenme sürecinde çocukların bir şeyleri planlamalarına, yapmalarına, düzenlemelerine, sorgulamalarına, araştırmalarına, tartışmalarına ve üretmelerine mümkün olduğu kadar çok olanak tanımaları gerekmektedir. Çocuklara öğretmen tarafından hazırlanan ortamlar ya da öğrenme süreçleri sunmak ve onları sürekli yönlendirmek bu programın temel anlayışı ile çelişmektedir.

Esnektir[]

Program; çocuğun, fiziksel çevrenin ve ailenin değişen özelliklerine göre uyarlanmaya ve bireyselleştirilmeye uygundur. Öğretmenin, ortaya çıkabilecek günlük ve anlık değişimlere göre eğitim sürecinde gerekli düzenlemeler yapabilmesine fırsat vermektedir.

Temalar/Konular Amaç Değil Araçtır[]

Okul öncesi eğitimde, kazanım ve göstergelerin geliştirilmesinde konu ya da tema merkezli eğitim söz konusu olmamakla birlikte eğitim planlanırken çeşitli konulardan yararlanılabilir. Aynı konular farklı kazanımlar için farklı yönleriyle tekrar ele alınabilir. Burada asıl amaç, ele alınan konunun öğretimi değil, o konu yardımı ile kazanım ve göstergelerin gerçekleştirilmesidir. Oyun Temellidir Çocuğun dili oyundur. Çocuk oyun aracılığıyla öğrenir, kendini ve içinde yaşadığı dünyayı oyunla tanır ve kendini en iyi oyun sırasında ifade eder, kritik düşünme becerilerini oyun içinde kazanır. Diğer bir deyişle oyun, çocuğun işidir. Bu gerçekten hareketle, programda kazanım ve göstergeler ele alınırken oyunun bir yöntem ve/veya etkinlik olarak kullanılması özellikle önerilmektedir. Oyun aracılığıyla öğrenmek bu programın ve okul öncesi eğitimin ayrılmaz parçası olarak görülmektedir. 10 Keşfederek Öğrenme Önceliklidir Program, çocuğun kendi öğrenmesini kendisinin oluşturmasını destekler. Çocuk bu program aracılığıyla çevresinde olanları fark eder, merak ettiği konulara ilişkin sorular sorar, araştırma yapar, keşfeder ve oynar. Böylece bilgiyi kendisi yapılandırır. Öğrenme Merkezleri Önemlidir Çocuk özgürce deneyimlerde bulunup rahatça hareket edebildiği ortamlarda daha iyi gelişir, becerilerini daha güzel sergileyebilir. Bu nedenle programda öğretmenlerden eğitim ortamlarını iç ve dış mekânlar olarak bir bütün halinde ele almaları beklenmektedir. Ayrıca seçilen ortamların çocuğun güven duyup rahat hareket edebileceği, farklı etkinliklere olanak tanıyan, tehlikelerden uzak, onlara gereksinimlerine uygun olanaklar sunan, estetik ve hoş ortamlar olmasına da özen gösterilmelidir. Öğrenme ortamı çocukların gelişim özellikleri, ilgileri ve gereksinimleri dikkate alınarak düzenlenirse çocukların keşfetmesini, yeni beceriler edinmesini ve öğrenmesini destekler. Büyük Grup, Küçük Grup ve Bireysel Etkinliklere Dengeli Bir Biçimde Yer Verilmesini Gerektirir Okul öncesi eğitim kurumlarında öğrenme ortamları düzenlenirken şu üç temel ortama yer verildiğinden emin olunmalıdır.

  • Büyük grup etkinliklerinin yapılabileceği, sınıftaki tüm çocukların bir arada çalışmasına fırsat verecek bir alan;
  • Küçük grup etkinliklerinin yapılmasına fırsat verecek bir alan;
  • Çocukların bireysel çalışmalarına fırsat verecek bir alan.

Öğretmenler sessiz etkinliklerin yapılacağı alan ile hareketli/sesli etkinliklerin yapılacağı alanları birbirlerinden uzak bir şekilde yerleştirmeye özen göstermelidirler. Yaratıcılığın Geliştirilmesi Ön Plandadır Bu programın amacına uygun bir şekilde uygulanabilmesi öğretmenlerin yaratıcı olması ve çocukların yaratıcılıklarının geliştirilmesiyle mümkündür. Yaratıcılık, programın temel özelliği olarak benimsenmiş ve kazanım ve göstergelerde yaratıcılık ele alınmıştır. Çünkü yaratıcılık programın başarıya ulaşmasında kritik bir kavramdır. Günlük Yaşam Deneyimlerinin ve Yakın Çevre Olanaklarının Eğitim Amaçlı Kullanılması Teşvik Edilmektedir Programda kazanım ve göstergeler oluşturulurken günlük yaşam deneyimlerinden yararlanılması eğitim sürecini hem zenginleştirir hem de kolaylaştırır. Aynı şekilde yakın çevre olanaklarının işe koşulması, araç-gereç, materyal vb.nin sağlanmasında hem çeşitlilik, hem de ekonomik açıdan kolaylık sağlar. Programda hem yaşam deneyimlerinin hem de yakın çevrenin eğitim amaçlı olarak kullanılması önerilmektedir. Bu noktada öğretmenin yakın çevreyi ve çocuğun yaşam deneyimlerini iyi tanıması ve izlemesi önem taşımaktadır.

Evrensel ve Toplumsal Değerlere Yer Verilmiştir Değerler eğitimi, programda ayrı kazanım ve göstergeler olarak ele alınmamakla birlikte, programın tamamında bütüncül bir şekilde ele alınmıştır. Program, çocukların eleştirel bir şekilde doğrular ve yanlışlar hakkında düşünmelerini ve düşüncelerini özgür bir şekilde ifade etmelerini desteklemektedir. Program bu yönüyle, farklılıklara saygı duyulmasını ve farklı özellikleri olan bireylerle uyum içinde bir arada yaşamaya dair deneyimler kazanılmasını teşvik etmektedir. Çocukların yaşadıkları toplumun değerlerini tanımaları, evrensel ve toplumsal değerleri benimsemeleri onların sorumluluk bilincine sahip bireyler olarak yetişmeleri açısından önemlidir. Öğretmene Özgürlük Tanır Bu programı kullanan öğretmen eğitim planlarını kendisi hazırlar, uygular ve değerlendirir. Öğretmen, programda yer alan kazanım ve göstergeleri farklı biçimlerde bir araya getirebilir. Etkinliklerini bütünleştirilmiş veya ayrı ayrı hazırlayabilir, değişik konulardan, etkinlik, ortam ve materyallerden yararlanarak öğrenme süreçlerini zenginleştirebilir. Öğretmen değişik etkinlikler geliştirerek etkinlik havuzunu oluşturur. İlgili ayın planına aldığı kazanımların ele alındığı etkinliklerden o gün için karar verdiklerini çocuklarla birlikte uygular. Değerlendirme Süreci Çok Yönlüdür Okul öncesi eğitimde sonuç değil, süreç önemli olduğundan, programda sürecin çok yönlü olarak değerlendirilmesi yaklaşımı öne çıkmaktadır. Okul Öncesi Eğitim Programının değerlendirme süreci:

  • Çocuğun gelişiminin değerlendirilmesi,
  • Programın değerlendirilmesi,
  • Öğretmenin kendini değerlendirmesi olarak üç farklı boyutta ele alınmaktadır.

Değerlendirme sırasında bu üç değerlendirme süreci iç içe olduğundan, birinden elde edilen bulguların diğerlerinin değerlendirilmesinde kullanılabileceği unutulmamalıdır. Öğretmenlerin yapılan değerlendirmeleri sonraki uygulamalarda dikkate almaları ve yapılan tüm değerlendirmelerde objektif olmaları, programın nitelikli bir şekilde uygulanmasını sağlayan unsurlar arasında yer almaktadır. Aile Eğitimi ve Katılımı Önemlidir Çocuğun eğitimi, okul ve aile arasında paylaşılan bir sorumluluktur. Anne babalar çocuğun eğitimine ne kadar erken katılırlarsa çocukların kazanımları da o oranda artacaktır. Anne-babaların eğitime katılımı, ailenin sosyokültürel değerlerinin programa yansıtılmasını kolaylaştırmanın yanı sıra, okul ve ev arasındaki devamlılığı destekleyerek kazanılan bilgi, beceri ve tutumların kalıcılığını sağlar. Özel Gereksinimli Çocuklar İçin Uyarlamalara Yer Vermektedir Okul öncesi eğitimi, özel gereksinimli çocukların gereksinimlerini de dikkate alarak, tüm çocuklara öğrenme ve ilkokula hazırlık konusunda eşit fırsat sunmayı hedefler. Öğretmenlere örnek etkinlikler sunmak amacıyla hazırlanan “Etkinlik Kitabı” nda yer alan her etkinlikte farklı özel gereksinimi olan çocuklar için uyarlamalar yapılmıştır. Öğretmenlerin kendi sınıflarındaki çocukların özel gereksinimini dikkate alarak eğitim süreçlerinde uygun uyarlamaları yapmaları beklenmektedir. Bunun için özel gereksinimli çocukları desteklemede dikkat edilmesi gereken noktalar çocukların yetersizlik alanlarına göre tablolar halinde özetlenmiştir (Ek 12). Rehberlik Hizmetlerine Önem Vermektedir Öğrenme sürecinin verimliliğinin arttırılmasında rehberlik hizmetlerinden yararlanılması önemlidir. Öğretmenlerin, rehber öğretmenlerle işbirliği içinde çalışması, çocukların gelişimlerinin desteklenmesinde ve ekip çalışmasının sağlıklı bir şekilde yürütülmesinde önemlidir. Ayrıca bu işbirliğinin ailelerin eğitimlerine de önemli katkı sağlaması beklenmektedir.

4. EĞİTİMİN PLANLANMASI VE UYGULANMASI

  • a. Okul Öncesi Eğitim Ortamı ve Öğrenme Merkezleri

Bir okul öncesi eğitim kurumunun, çocukların eğitimsel gereksinimlerini karşılar nitelikte tasarlanmış olması oldukça önemlidir. İyi tasarlanmış eğitim ortamları çocukların etkin öğrenmelerini destekler ve yaratıcı problem çözme becerilerini geliştirir. Dikkatli ve özenli planlanmış eğitim ortamları okul öncesi eğitim programlarının en iyi şekilde planlanması ve uygulanmasında büyük önem taşır. Bunun için eğitim ortamlarının öğrenme merkezlerini içerecek şekilde düzenlenmesi gerekmektedir. Öğrenme Merkezleri; Öğrenme merkezleri günlük eğitim planı akışında yer alan etkinliklerde ele alınan kazanım ve göstergeler doğrultusunda seçilmiş farklı materyalleri barındıran, birbirlerinden dolap, pano, farklı renkte halılar, yer döşemeleri ya da yere yapıştırılan bantlar gibi malzemelerle ayrılmış olan oyun alanlarıdır. Merkezler sınıf içinde özelliklerine göre yerleştirilmelidir. Örneğin daha hareketli oyunlar oynanabilen blok merkezinin kitap merkezinden mümkün olduğunca uzak bir yerde düzenlenmesi farklı ilgi alanlarında bulunan çocuklara rahatlık sağlayacak, sınıf düzeninin sağlanmasına da doğal yoldan yardımcı olacaktır. Öğretmen, öğrenme merkezlerinde sınıfın fiziksel özelliklerini ve çocuk sayısını dikkate alarak, çocukların bireysel gereksinimlerine ve ilgilerine yönelik düzenlemeler yapar. Oluşturulan merkez sınırları, uygun etkileşimlerin bir alandan diğer alana kolaylıkla taşınabilmesi ve çocukların değişken ilgilerini yanıtlayabilmesi için esnek olmalıdır. Bunun yanı sıra var olan öğrenme merkezleri; kazanımlara uygun olarak yeni materyaller eklenmesi, bazı materyallerin kaldırılması, bazılarının da tekrar yerine konması şeklinde güncellenmelidir. Böylece çocukların materyallere olan ilgileri canlı tutulabilir. Öğrenme merkezlerinin düzenlenmesinde çocukların da fikirlerinin alınması, sınıfı benimsemelerine ve aldıkları sorumlulukları yerine getirmelerine destek olacaktır. Bir sınıfta kaç merkez olacağını sınıftaki çocuk sayısı ve sınıfın fiziksel koşulları belirler. Her merkezde oynayacak çocuk sayısını ise sınıftaki merkezlerin sayısı, merkezlerin büyüklüğü ve materyallerin yeterliliği belirler. Belirli bir öğrenme merkezinde oynayacak çocukların sayısı ile ilgili olarak ortaya çıkabilecek bir anlaşmazlık durumunda öğretmen oyun oynama süresine sınır getirebilir. Örneğin dramatik oyun merkezi ilgi çekici materyalleri nedeniyle çocukların hepsinin aynı anda oynamak istedikleri bir bölüm olabilir. Öğretmen burada bir çalar saat bulundurabilir ve uygun bir süreye ayarlayarak çocukların bu merkezden dönüşümlü olarak yararlanmasını sağlayabilir. Çocuklar bu kuralı içselleştirdiklerinde, saat çaldığında malzemeleri toplayarak dramatik oyun merkezini bir sonraki gruba herhangi bir uyarı olmadan bırakacaklardır. Okul öncesi eğitim kurumlarında her zaman bulunması gereken merkezler; blok, kitap, müzik, sanat, fen ve dramatik oyun merkezleridir. Sınıfta bulunan merkezlerin adlarının ve sembollerinin bulunduğu, farklı renklerde kartlar hazırlanarak ait olduğu merkezde çocukların görebileceği bir yere asılmalı ya da yapıştırılmalıdır. Örneğin kitap merkezi için üzerinde kitap/kitap okuyan çocuk resmi bulunan bir kart ya da sanat merkezi için üzerinde palet ve boya fırçalarının resmi bulunan bir kart hazırlanabilir. Öğretmen gerekli zaman ve durumlarda seçilen temalara uygun olarak bir süreliğine yeni merkezler de oluşturabilir. Örneğin özel gün ve haftalardan Kızılay haftasına girildiyse, Kızılay etkinliklerini çağrıştıran materyalleri barındıran bir merkez oluşturulabilir ya da sınıfta kardeşi olan bir çocuk varsa bebekler ve gereksinimlerinin yer aldığı bir merkez hazırlanabilir. Bunun yanı sıra çocukların banka, postane, restoran, sağlık kurumları, alış veriş mağazaları vb. yerlerde yaşam becerilerini bağımsızca geliştirip uygulayabilecekleri farklı merkezler de hazırlanabilir. Geçici bir süre için oluşturulan bu merkezler çocukların ilgisine göre iki ya da üç gün, bazen de bir hafta boyunca sınıfta yer alabilir. Öğretmen, öğrenme merkezlerini çocuklar sınıfa gelmeden önce hazırlar. Güne başlama zamanı sonunda tercih ettikleri merkezlerde oynamaları için çocuklara rehberlik eder. Öğrenme merkezini seçen çocuk ilgi ve isteği doğrultusunda etkinliğini sürdürür, çalışmasını bitirdiğinde bir merkezden diğerine geçebilir. Öğretmen, çocuklar merkezdeyken kendisi de sürece katılarak gözlem yapar ve çocukları ve eğitim planını değerlendirebilmek için çocukların çoğunlukla hangi merkezleri ve hangi arkadaşlarıyla oynamayı tercih ettiğini bireysel olarak not defterine kayıt eder. Çocukların çeşitli deneyimler yaşayıp farklı kazanımlara ulaşabilmesi için onları diğer günlerde değişik merkezlere yönlendirmeye özen gösterir. Bunun yanı sıra merkezlerde farklı arkadaşlarıyla da oynamalarına dikkat eder. Aşağıda her zaman bulunması gereken öğrenme merkezlerinin tanımı ve amacı açıklanarak bulunması gereken materyaller belirtilmiştir:

Blok Merkezi:

Çocukların yaşadıkları ortamlarda yer alan farklı boyut, şekil ve renkteki figürleri ve bunlar arasındaki ilişkileri fark etmesine ve farklı figürler kullanarak yapı-inşa oyunları aracılığıyla yaratıcılıklarını kullanmasına olanak tanıyan bir merkezdir. Bu merkez için geniş bir alana ihtiyaç vardır ve çocuklar hareketli olup çok ses çıkarabilecekleri için sessiz olunması gereken merkezlerden uzak olmalıdır. Materyaller: Farklı materyallerle (ahşap, köpük, plastik, kâğıt, karton) yapılmış bloklar, içi boş bloklar, minyatür hayvan figürleri (çiftlik hayvanları, yabani hayvanlar, evcil hayvanlar) insan figürleri (itfaiyeci, polis, asker vb. figürleri), kamyonet ve arabalar, farklı eğimlerdeki rampalar, yol-sokak-bina-trafik işaret ve levhaları, legolar, ev figürleri, farklı renklerde kâğıt ve kartonlar, tekerlekler, kâğıt havlu-tuvalet kâğıdı ruloları, farklı boyutlarda kutu-kartonlar (süt, meyve suyu vb kutu-kartonları), figür ve blokların içine konabileceği kutu ve sepetler vb. bulundurulabilir.

Kitap Merkezi:

Çocukların okuma-yazma etkinliklerine ve kitaplara karşı olumlu tutumlar geliştirmesini sağlamayı, dil ve iletişim becerilerini desteklemeyi amaçlayan bu öğrenme merkezinin rahat, aydınlık ve görece sessiz bir mekânda olmasına özen gösterilmelidir. Bu merkez çocukların basılı materyalleri inceleyebileceği, bazen masada bazen bir mindere uzanarak kitap/dergi vb. bakabileceği bir alandır. Materyaller: Çocukların ulaşabileceği yükseklikte kitaplık-raflar, resimli kitaplar, sandalye-koltuk, minderler, masa, broşürler, dergiler, ansiklopediler, atlaslar, kataloglar, çalışma defteri, farklı boyutlarda resimli kartlar, yazılı materyaller, gazete, farklı temalara uygun olarak hazırlanmış afişler, ABC kitapları, kumaş kitaplar, çocukların hazırladığı kitaplar, haritalar, büyüteçler, restoran menüleri, telefon rehberi, hikâye ve masal kahramanlarının maketleri, üç boyutlu resimli kitaplar, hikâyelerin anlatıldığı CD’ler, bilgisayar, yansı cihazı, masa lambası, bilmece kitapları ya da kartları, boyama kitapları, tekerleme, şiir kitapları, biyografiler ve kavram kitapları, bellek kartları, kavram oyuncakları vb. bulundurulabilir.

Müzik Merkezi:

Çocukların müzik ile ilgili bilgi ve becerilerini destekleyerek deneyim kazanmalarını sağlayan etkinliklerin yapıldığı bir öğrenme merkezidir. Okul öncesi eğitim kurumunda müzik merkezinin olması, çocukların hem erken dönemde müzik eğitimiyle ilgili bireysel bilgi ve becerilerinin oluşmasını ve gelişmesini sağlayacak hem de genel müzik kültürünün oluşmasına katkıda bulunacaktır. Bu merkezde özellikle gerekli çalgı ve araç-gereçlerin bulundurulması ve bunların hem çocuklar hem de öğretmenler tarafından etkin bir şekilde kullanılması, ritim duygusunun gelişebilmesi ve işitsel algının uyarılması açısından önemlidir. Çocuk bu merkezdeki çalgı ve araç-gereçler yardımıyla bilişsel, sosyal duygusal ve motor becerilerini artırmaya yönelik çalışmalar da yapabilecektir. Ayrıca öğretmen çocuklarla birlikte artık materyallerden farklı sesler çıkaran müzik araç ve gereçleri yapmaya da özen göstermelidir. Müzik merkezinde bulunması gereken çalgı ve araç-gereçler: Vurmalı çalgılar (Orff çalgıları):

  • Ezgililer; glockenspiel, metalofon, ksilofon.
  • Ezgisizler; ritim (tartım) çubuğu, kastanyet, marakas, agogo, çelik üçgen, ziller, davul, tef vb.

Öğretmenin kullanması için piyano, org, gitar, keman, blokflüt veya melodika,vb. bulundurulmalıdır. Çocuklarla kullanmak üzere CD çalar, klasik müzik CD’leri, çocuk şarkıları CD’leri ve müzik kitapları bulundurulmalıdır.

Sanat Merkezi:

Çocukların geçmiş deneyimleri ve öğrendiklerini temel alarak yeni fikirler ve özgün ürünler ortaya koymalarına olanak tanımayı amaçlayan, farklı malzemelerle etkileşime geçerek keşifler yapabileceği ve farklı deneyimler yaşayabileceği bir merkezdir. Bu çalışmalar süresince çocukların estetik algıları ve manipülatif becerileri gelişir. Dönem başında ve daha küçük yaş gruplarında daha basit materyaller ile başlanması ve çocukların beceri düzeyleri arttıkça materyallerin de daha karmaşıklaşması gerekir. Çocukların ürettikleri ürünlerin çocukların göz hizasında ve çocuklar tarafından sergilenmesine özen gösterilmelidir. Materyaller: Pastel boya, kuru boya, gazlı kalem, sulu boya, akrilik boya, tutkallı boya, beyaz kağıt, renkli fon kartonları, rulo kraft kağıtları, naylon poşetler, köpük (strafor) panolar, kumaş, cam, metal yüzeyler, düz taşlar, şişe kavanoz ve çeşitli büyüklükte karton kutular,

kağıt bardaklar, desenli duvar kağıtları, kap kağıtları, gazete dergi, ahşap boyama materyalleri, her türlü kolaj (kesme yapıştırma) malzemeleri, değişik renk ve desende kağıtlar, aliminyum folyo, yoğurma materyali olarak oyun hamurları, kil, yapıştırıcı olarak beyaz (plastik) tutkal, makaslar, kağıt peçete ve ruloları, pipetler, kürdan, kumaş parçaları, renklendirilmiş pamuklar, şampuan şişeleri, ipler, düğmeler, alçı kalıpları, maskeler, makarnalar, boncuklar, ressamlara ait tablolar ve reprodüksiyonlar, kartpostallar, posterler, gezi fotoğrafları, müze broşürleri, çıkartmalar, resimli takvimler, çocukların yaptığı resimler, sergi panosu, sanat haberlerinin yer aldığı gazete ve dergiler, çocukların çektiği fotoğraflar, proje çalışmaları, koleksiyonlar, ülkeleri tanıtan resimler, çocuklar için önlük veya eski tişörtler, palet, tuval, baskı çalışmaları için; yaprak patates, çarşaflar, süngerden kalıplar, fırçalar, şövaleler vb. bulundurulabilir.

Fen Merkezi:

Çocuklar dünyaya karşı içten gelen bir merak duyar ve çevrelerinde olup biteni öğrenmek isterler. Bu öğrenme merkezi çocukların merak duygusu ve öğrenme arzusunu uyarmayı ve çocukların yaşadıkları dünya hakkında yeni şeyler öğrenmelerini desteklemeyi amaçlar. Çocukların bilimsel süreç becerilerini geliştirebilecekleri bu merkez, aydınlık ve rahat çalışılabilecek şekilde düzenlenmeli ve görece sessiz merkezlere yakın olmalıdır. Materyaller: Standart ve standart olmayan duyu malzemeleri bulundurulabilir (örn: kum, su, pirinç, nohut, mısır farklı boyuttaki kaplara konabilir veya büyükçe bir kap farklı zamanlarda farklı malzemelerle doldurulabilir). Materyallerin gerçek nesnelerden oluşmasına özen gösterilmelidir. Akvaryum, saat, takvim, cetvel, mezura, metre, hesap makinesi, kum saati, küre, harita, ülkeleri tanıtan resimler, büyüteç, mikroskop, steteskop, bilgisayar, ayna, termometre, kronometre, pusula, dürbün, ip, lastik, rafya, kurdele, rüzgar gülü, mıknatıs, terazi, kuru yapraklar, taşlar, böcek koleksiyonları, ölçü kapları ve ölçü kaşıkları, bilim kitapları, slayt ve slayt makinesi, kamera, fotoğraf makinası, fen ve doğa konusu ile ilgili fotoğraflar, afişler, filmler, belgeseller, insan vücudu modeli, iskelet modeli, diş modeli, evcil hayvanlar, evcil hayvan kafesleri, kuş yuvaları, hayvan tüyleri, bitkiler ve çimlendirme kapları, kum, kil, toprak, su, deniz kabukları, el feneri, saç kurutma makinesi, piller, teller, ampuller, radyo gibi elektrikli aletler, süzgeç, huni, plastik kaplar, kapaklar, kek kalıpları ve kovalar gibi çeşitli mutfak eşyaları, fasulye, nohut, mercimek gibi değişik baklagiller ve tohumlar, un, tuz, şeker, kabartma tozu, tutkal, mum, tebeşir, pamuk, tarak, farklı dokularda kumaşlar, makas, besin piramidi panosu, balonlar, naylon torbalar, çeşitli demir ve tahta çubuklar, röntgen filmleri gibi malzemeler bulundurulabilir. Sayı kartları, (karton, mukavvadan, tahtadan sayılar), eşleştirme kartları, boncuklu abaküs, üç boyutlu nesneler (renkli kapaklar, kâğıt bardak), renkli kâğıtlar, çeşitli uzunluklarda materyaller (kalemler, pipetler, boyalar), toplar, balonlar, legolar, bloklar, yazı tahtası, yap-boz lar.

Dramatik Oyun Merkezi:

Oyun çocuğun tüm gelişim alanlarını destekler. Çocuklar dramatik/sembolik oyun sırasında nesnelerle ve kişilerle etkileşimde bulunur ve nesneleri düşünce, durum ve diğer nesneleri temsil etmek için kullanırlar. Sembolik düşünmenin gelişimini destekleyen bu öğrenme merkezinde çocuğun farklı roller almasına, yeni keşiflerde bulunmasına, günlük yaşamdan olayları ve kişileri doğaçlama olarak canlandırmasına imkân sağlayan materyaller yer almaktadır. Bu merkez için çocukların serbestçe oyun oynamasını, birbirleriyle etkileşmesini ve farklı oyun senaryoları oluşturmasını destekleyecek genişlikte bir alan düzenlenmeli ve bu alanın sessiz olunması gereken merkezlerden uzak olmasına özen gösterilmelidir. Materyaller: Kukla perdesi, çeşitli kuklalar (el kuklası, ipli kukla, parmak kuklası, çomak kukla vb.), maskeler, kostümler, şapkalar, şallar, atkılar, kurdeleler, tüller, eşarplar,

çantalar, aksesuarlar, yapılandırılmış oyuncaklar (örn; evcilik oyuncakları, tamir malzemeleri vb.), minderler, çantalar, peruklar, eldivenler, kemerler, gözlükler, yağmurluklar, oyun evi, bloklar, çadır, sepetler, çeşitli tiyatro oyunlarının afişleri, posterler, maketler, minyatür oyuncaklar, çeşitli meslek gruplarına özgü materyaller, örn: steteskop, itfaiyeci miğferi, aşçı şapkası, tarak, ayna, bardaklar, oyuncak yemek takımı (tabak, çanak, kaşık, çatal), piknik sepeti, vazo ve çiçekler, boş kutular, süpürge, fırça, faraş, telefon, cep telefonu ve telefon rehberi, gazete, dergi, magazinler, defterler, kalemler, renkli kâğıtlar, kendinden yapışkan not kâğıtları, eski daktilo, klavye, önlükler, kablosu kesilmiş eski saç kurutma makinesi vb. bulundurulabilir. Aşağıda örnek bir okul öncesi eğitim ortamı verilmiştir: Yukarıda yer alan çizim ideal bir okul öncesi eğitim ortamını yansıtmaktadır. Bu ortamda dikkat edilmesi gereken nokta, öğrenme merkezlerinin birbirlerinden belirgin bir biçimde ayrılmış olmasıdır. Bunun amacı çocukların küçük gruplar halinde her bir öğrenme merkezinde daha etkin çalışabilmesini sağlamaktır. Çizimde öğrenme merkezleri birbirinden ayrılmış olsa da birbirinden kopuk ve bağımsız değildir. Çocuklar bir öğrenme merkezinde

çalışırken diğerlerinde neler olup bittiğini kolayca takip edebilir. Bir öğrenme merkezinden diğerine erişim oldukça kolaydır. Bu çizimde ideal bir okul öncesi ortamında olması gereken hemen hemen tüm öğrenme merkezleri mevcuttur ve bu merkezler birbirinden açık raf sistemine sahip, çocuk boyuna uygun dolaplarla ayrılmıştır. Dolapların çocuk boyuna uygun olması çocuğun çalışmak istediği materyale kendi başına ulaşması ve işini bitirince materyali yine kendi başına yerine kaldırması açısından önemlidir. Çizimde olası çarpma ve yaralanmaları önlemek için masa ve sandalyelerin kenarlarının sivri değil oval olduğuna dikkat edilmelidir. Mekânın daha küçük olduğu sınıflarda tüm öğrenme merkezlerine yer verilmeyebilir. Böyle bir durumda var olan öğrenme merkezleri birden fazla amaç için kullanılabilir. Örneğin sanat merkezi aynı zamanda bilim merkezi olarak, dramatik oyun merkezi ise aynı zamanda blok merkezi olarak kullanılabilir.

b. Etkinlik Türleri ve Açıklamaları

Öğretmen ya da çocuklar tarafından yapılandırılmış/yarı yapılandırılmış etkinlikler sınıf içinde yapılabileceği gibi açık havada da yapılabilir. Öğretmenlerin bu etkinlikleri mümkün olduğunca açık havada da gerçekleştirmesi beklenmektedir. Bu etkinliklerin içinde Türkçe, Sanat, Drama, Müzik, Hareket, Oyun, Fen, Matematik, Okuma Yazmaya Hazırlık ve Alan Gezileri yer almaktadır. Bu etkinlikler büyük grup olarak planlanıp uygulanabilir. Ancak öğretmen bu etkinlikleri planlarken küçük grup ve bireysel olarak uygulanacak şekilde de düzenlemeye özen göstermelidir. Bireysel etkinlikler öğretmenin hem özel gereksinimli çocuklar hem de gruptaki diğer çocuklar için onların ilgi ve gereksinimlerini göz önünde bulundurarak planladığı etkinliklerdir. Bireysel çalışma, bir konuyu bir çocuğun yaparak yaşayarak öğrenme yoludur. Bu çalışmada çocuğun kendi başına öğrenmesi amaçlanır. Aşağıda etkinlik çeşitleri tanımlanmış ve örnek etkinlikler belirtilmiştir: Matematik Etkinliği: Matematik eğitimi, çocuğun bilişsel gelişimine katkı sağlamak, çocuklarda matematiğe karşı olumlu bir tutum kazandırmak, çocukların önceden getirdikleri kavramsal bilgilerle yeni bilgiler arasında bağ kurmasına yardımcı olmak, matematiksel kavramların neden ve nasıl kullanıldığını anlamaya yardımcı olmak amacını taşımaktadır. Ayrıca matematik etkinlikleri ile çocuklarda matematiksel sorgulama becerisini geliştirmek amaçlanmalıdır. Uygulanan matematik etkinlikleri ile çocuklar çevrelerindeki örüntüleri fark etmeli, varsayımlar geliştirip bunları deneyebilmeli, problem çözebilmeli, akıl yürütebilmeli ve matematiksel kavramları kullanarak iletişim kurabilmelidir. Matematik, çocukların günlük hayatta karşılaşabilecekleri örneklerle de verilmelidir. Örneğin oyuncakları kutusuna doldururken veya eşyaları bavula yerleştirirken bunların sığma durumunu tekrar tekrar denemek ve konuşmak, hacim kavramının gelişmesine yardımcı olacaktır. Örnek etkinlikler; Öğretmen matematik etkinliklerinde mümkün olduğunca gerçek nesnelerle çalışmalar yapmalı, daha sonra sembollerle çalışmaya devam etmelidir. Etkinliklerde

kullanılan nesne sayısının 10’dan fazla olmamasına özen gösterilmelidir. Ölçme çalışmaları yapılmalı ve çocukların özellikle standart olmayan ölçü birimleri (ayak, kalem, kürdan, kitap vb.) kullanarak doğal ölçme çalışmaları yapmalarına olanak sağlanmalıdır. İlişki kurma, eşleştirme, gruplama, örüntü oluşturma, sıralama, sayma, toplama-çıkarma, geometrik şekilleri (sembolleri) tanıma ve grafik hazırlama çalışmaları da matematik etkinliklerindendir. Bu etkinlikler çocukların ilgi ve gereksinimlerine göre bireysel olarak da planlanabilen küçük grup etkinlikleridir.

Drama Etkinliği:

Drama çocukların bir grup içerisinde durum ya da olayları kendi yaşantılarından yola çıkarak, materyaller kullanarak, dramatik formlar yoluyla canlandırmalarıdır. Okul öncesinde drama çocuğun yaparak yaşayarak öğrenmesini amaçlayan, tüm gelişimlerini destekleyen, daha önceden belirlenmiş amaçları olan, olayları sözel ya da sözel olmayan iletişim yöntemleriyle ifade etmeye dayalı, içinde canlandırmaların olduğu bir etkinliktir. Öğretmenin liderliğinde uygulanan drama sürecinde ısınma, canlandırma ve değerlendirme çalışmaları yer almaktadır. Isınma çalışmalarına hareket çalışmaları ile başlanabilir. Hareket çalışmaları çocukların kendi vücudunu tanımasına ya da uzamsal farkındalık geliştirmesine yönelik oyunlardan oluşur. Bu süreç çocukların oyuna katılma isteğini artırır, çocukların birbirlerine ısınmalarını ve rahatlamalarını sağlar, çocukları doğaçlama yapmaya hazırlar. Canlandırma aşamasında, belirlenen kurallar içinde çocuklar özgürce oyun kurarlar. Bu aşamada hikâye oluşturma, dramatizasyon, rol oynama, doğaçlama gibi tekniklerden birine ya da bir kaçına birden yer verilebilir. Belirtilen tekniklerden hem canlandırma aşamasında hem de diğer aşamalarda yararlanılabilir. Değerlendirme aşamasında, eğitimci tarafından yansıtma ve değerlendirme sorularıyla drama etkinliğinin değerlendirilmesi yapılmalıdır. Değerlendirmede çocuklardan süreç ile ilgili afiş hazırlamaları, resim yapmaları gibi farklı çalışmalar yapmaları da istenebilir.

Okuma Yazmaya Hazırlık Etkinliği:

Küçük ya da büyük gruplar halinde gerçekleştirilmesi önerilen etkinliklerdir. Çocukların ilgi ve gelişim özellikleri dikkate alınarak bireysel olarak da hazırlanabilir. İlköğretime hazırlık çalışmaları; çocukların anaokuluna devam ettiği süre boyunca (3-5 yaş) sosyal-duygusal, fiziksel, bilişsel, dil ve öz bakım becerileri gibi tüm alanlarda eşit şekilde desteklendiği çalışmaların bir bütünüdür. Bu alanda yapılacak çalışmalar çocuğun anaokuluna başladığı ilk günden itibaren tüm gelişim alanlarını kapsamalı ve birbiri üzerine eklenerek gitmelidir. Çocuğun bir beceriyi tam anlamıyla kazanabilmesi için uzun yıllara ihtiyaç vardır. Başka bir deyişle, ilköğretime hazırlık çalışmaları genel anlayışın aksine, sadece anasınıflarında okuma-yazmaya hazırlık etkinlikleri içinde yapılan bir senelik çalışmalar değildir. 3-5 yaş programının bütünü aynı zamanda ilköğretime hazırlık programıdır. Okul olgunluğu ancak bu şekilde kazanılabilir. Okuma yazmaya hazırlık çalışmaları ilköğretime hazırlık çalışmalarının içerisinde yer alan ve çocukların ilköğretime geçişini kolaylaştırmak, hazır bulunuşluluk düzeylerini artırmak amacıyla yapılan etkinliklerdir. Kesinlikle okuma ya da yazma öğretmek amacını taşımamaktadır. Programda okuma ve yazma öğretimi yoktur. Harfleri göstermek ve harfleri yazdırmak da yoktur. Okuma-yazmaya hazırlık çalışmaları sadece masa başında yapılan kitap/kavram/çizgi çalışmaları olarak değerlendirilmemelidir. Aksine, bu çalışmalar birçok farklı etkinlik türü ile (sanat, drama, müzik, oyun vb.) gerçekleştirilmelidir. Okul öncesi eğitimde amaç, çocuklara okuma ve yazma öğretmek değil onların ilköğretimde okuma ve yazmayı hızlı öğrenebilmesi için gereken ön becerileri kazandırmaktır. Çocukların öncelikle, okuma-yazmanın gerekliliği ve gerçek yaşam ile ilişkisini anlamaları önemlidir. Böylece çocukların, okuma-yazmaya ve okula karşı olumlu bir algı geliştirmeleri

desteklenecektir. Okuma-yazma için farkındalık yaratmak ve heveslendirmek yapılacak çalışmaların amacına ulaşabilmesi açısından son derece önemlidir. Aşağıda verilen örnekler ilköğretime hazırlıkta temel olan becerilerin gelişimini desteklemeye yöneliktir:

  • 1. Görsel Algı Çalışmaları

El-göz koordinasyonu, şekil-zemin ayrımı, şekil sabitliği, mekânda konum, mekânsal ilişkiler hız, vb.

  • 2. İşitsel algı çalışmaları (Fonolojik duyarlılık)

Dinleme, konuşma, sesleri hissetme, ayırt etme, aynı sesle başlayan ve biten kelimeler üretme vb.

  • 3. Dikkat ve hafıza çalışmaları (Benzerlikleri ve farklılıkları bulma, akılda tutma, hatırlama vb.).
  • 4. Temel kavram çalışmaları (Program kitabındaki kavram listesinde bulunan ve diğer

gerekli görülen kavramlar ile ilgili çeşitli çalışmalar).

  • 5. Problem çözme ve tahmin çalışmaları.
  • 6. Kalem kullanma ve el becerisi çalışmaları (kalemi doğru tutabilme, kalem kontrolü ve

doğru kullanabilme, bunlara ek olarak çizme, boyama, kesme, katlama, yoğurma, yapıştırma vb.).

  • 7. Özbakım becerilerini geliştirme çalışmaları.
  • 8. Güven ve bağımsız davranış geliştirme çalışmaları.
  • 9. Sosyal-duygusal olgunluk geliştirme çalışmaları.
  • 10. Okuma-yazma farkındalığı ve motivasyon geliştirme çalışmaları.
  • 11. Duyu eğitimi çalışmaları.
  • 12. Nefes ve ritim çalışmaları vb.

Alan Gezisi: Alan gezileri çocukların araştırma yapma, problem çözme ve olayı yerinde gözlemleme yolu ile doğrudan ve anlamlı öğrenme gereksinimlerini karşılama amacını taşımaktadır. Yalnızca fen eğitimi etkinlikleri kapsamında düşünülmemesi gerekir. Bu geziler biryandan çocukların yaşadıkları çevreyi tanımalarına, biryandan da eğitim programına alınan kazanımlara ulaşmalarına ve kavramları öğrenmelerine ortam hazırlayan etkinliklerdir. Örnek etkinlikler: Çocukların ilgisini çekecek, yöresel, kültürel, meslekî ve güncel önem taşıyan her mekân çocuk için doğal öğrenme alanıdır. İçinde bulunulan yöredeki tarihî bir yer, müze, bir ressamın sanat atölyesi, matbaa, tarla, bahçe, park ve herhangi bir materyalin, araç veya gerecin üretim atölyesi gibi mekânlara alan gezileri düzenlenebilir

Sanat Etkinliği:

Çocuğun yaratıcılığını ve hayal gücünü kullanarak problem çözmesine, eleştirel ve çözüm odaklı düşünmesine olanak tanıyan etkinliklerdir. Sanat etkinlikleri aynı zamanda çocukların kendilerini ifade ederek iletişim becerilerini geliştirmesine yardımcı olur. Bunlara ek olarak sanat etkinlikleri çocuğun kendini, içinde bulunduğu kültürü ve diğer kültürleri daha iyi anlamasına olanak tanıyarak farklılıklara saygı duymasına da yardımcı olur. Küçük grup çalışması olarak planlanan, çocukların ilgi ve gereksinimlerine yönelik olarak bireysel olarak da uygulanabilen etkinliklerdir. Sanat etkinlikleri bir öğrenme merkezinde yapılabileceği gibi gün içinde ayrı bir etkinlik olarak da yer alabilir. Süreç tek bir ürün ortaya 20 çıkarmak amaçlı planlanmaz. Grubun sayısına ve özelliğine göre çeşitli etkinlikler ve etkinliklerle ilgili materyaller hazırlanmalı, çocuğa seçme fırsatı tanınmalıdır. Örnek etkinlikler: Çeşitli sanatsal tekniklerin ve artık materyallerin kullanıldığı kolaj ve üç boyutlu çalışmalar, kesme, yırtma-yapıştırma, boyama çalışmaları yapılabilir, bir sanatçının atölyesi ziyaret edilebilir, bir müze veya galeriye gezi düzenlenebilir.

Türkçe Etkinliği:

Türkçe etkinliği çocukların Türkçe’yi doğru ve güzel konuşmalarını sağlamak, sözcük dağarcıklarını geliştirmek ve iletişim becerilerini artırmak için planlanan bireysel ve grup etkinlikleridir. Türkçe etkinliklerinin amacı; çocukların Türkçe’yi düzgün kullanmasını, sesleri çıkarabilmesini, farklı sözdizimsel yapıları anlama ve kullanmasını, dinleme becerilerini kazanmasını, duygu ve düşüncelerini sözel ve sözel olmayan yollarla ifade etmesini, ses tonunu ayarlamasını ve sözcükleri doğru üretmesini sağlamaktır. Bunların yanı sıra Türkçe etkinliklerinin önemli işlevlerinden birisi çocukların kitaplara karşı olumlu tutum geliştirmelerini desteklemek ve kitap sevgisini aşılamaktır. Eğitim programlarında dil ve iletişimin desteklenebilmesi için çocuk-çocuk ve yetişkin-çocuk iletişimini teşvik eden bir yaklaşımın kullanılması önemlidir. Seçilen etkinliklerin sözel ve sözel olmayan dil becerilerini kapsaması, örneklerle çeşitlendirilmesi, yorumlara ve farklı çıkarımlara olanak sağlaması, ilk elden deneyim kazanmanın, yaparak-yaşayarak öğrenmenin desteklenmesi kalem-kâğıda dayalı becerilerden çok daha fazla önem taşımaktadır. Erken okuryazarlık becerileri çocuğun gelecekteki okuma ve yazma süreci ve okul başarısı için çok önemlidir. Dil ve erken okuryazarlık birbiri ile yakından ilişkilidir. Okuma yazmadan farklı olan erken okuryazarlık, özellikle okulöncesi dönemde dil becerilerini geliştirmeye yönelik eğitim programları ile desteklenmekte ve çocukların gelecekteki okuryazarlık başarılarında önemli rol oynamaktadır. Çocukların harfleri öğrenmelerini hedefleyen programlar yerine sınıf içinde uyaklı sözcüklerden oluşan şarkılar söylenmesini ve seslerin sözcük içindeki konumlarına dayalı oyunlar oynanmasını destekleyen programlar onlara anlamlı deneyimler sağlar. Türkçe etkinlikleri planlarken öğretmenlerin çocukların yaş ve gelişim özelliklerine dikkat etmesinin yanı sıra eğitim ortamını düzenlemesi, farklı yöntem ve teknikleri kullanması, bireysel ve grup etkinliklerine yer vermesi ve sosyal ve kültürel olarak dezavantajlı çocukları göz önünde bulundurması gerekmektedir. Örnek etkinlikler: Tekerleme söyleme, parmak oyunu oynama, şiir okuma, bilmece sorma, sohbet etme, resimli kitap okuma, etkileşimli ve paylaşımlı okuma, öykü anlatma, taklit oyunları, dramatizasyon, öykü tamamlama, başka öykü oluşturma, öyküyü tekrar anlatma, bir öyküyü resimlendirme ve resimlerden yeni bir öykü oluşturma gibi etkinliklerdir. Resimli öykü okuma çalışmalarında eğitimciler, öykü sonunda çocuklarla sohbet ederek öyküdeki ana olay, karakterler, öyküyü oluşturan sorunlar ve giriş, gelişme ve sonuç hakkında sorular sorabilirler. Resimli kitapları oluşturan resim, yazı, renk, boyut gibi temel özellikler ile yazar ve çizerler hakkındaki konuşmalar çocuklara kitabı oluşturan unsurları tanıtır. Etkileşimli kitap okuma çalışmalarında öğretmen çocuklara sorular sorar, tahminlerde bulunmalarını isteyerek onların kitapta geçen olay ve karakterlere tepki vermesini sağlar, hedef sözcükler belirleyerek yeni sözcükler kullanır. Paylaşımlı kitap okuma çalışmalarında öğretmen büyük ve resimli öykü kitapları kullanarak çocukların kitabın yazı ve resimlerini görmelerini sağlayacak şekilde oturur. Kitap, birlikte etkileşimli bir şekilde okunur. Oyun Etkinliği:

Oyun, çocukların uzmanlık alanıdır. Dünyanın her yerinde çocuklar her koşulda, her zaman, her şeyle oyun oynayabilirler. Oyun sadece çocukların değil yaşam boyu bireylerin haz verici uğraşı olarak önemini sürdürür. Çocukluk döneminin vazgeçilmez uğraşı olan oyundan en etkili öğrenme fırsatı olarak yararlanılmalıdır. Çocuklar öğrenme deneyimlerini oyunları aracılığı ile geliştirirler ve zenginleştirirler. Oyun, çocukların eylem düzeyinde katılım gösterdikleri, düşünce ve duygularını ifade ettikleri, meraklarını giderecek araştırma ve gözlem yapma olanağı buldukları, yeni keşiflerde bulundukları, nesnelerle ve kişilerle etkileşim içinde bulundukları haz verici bir etkinliktir. Oyun çocukların zorunlu değil gönüllü eylemidir. Oyun çocukları fiziksel ve duygusal olarak rahatlattığı için zihinsel olarak da öğrenmeye elverişli bir ortam sağlar. Çocuklar oyun oynayarak tüm deneyim alanlarında gelişim gösterirler bir başka deyişle oyun çocuğu geliştirir, ancak aynı zamanda oyunun kendisi de gelişimsel bir süreçtir. Yani, çocukların yaşlarıyla paralel olarak oyunları da gelişir. Bu nedenle çocukların yaşlarına, gelişimsel gereksinimlerine ve ilgilerine göre farklı oyun fırsatları sunmak gerekmektedir. Örneğin sadece sınıf içinde değil, çocuklar açık havada da oyun oynayabilecekleri fırsatlardan yararlandırılmalıdır. Ayrıca çocuklara yeni ve orijinal oyunlar üretebilecekleri çeşitli oyun materyalleri de sunmak önemlidir. Çocuklar sadece eğitsel materyal olarak yapılmış oyuncaklarla oynamazlar, onlar için sağlık ve güvenlik tedbiri alınmış her şey etkili bir eğitsel materyale dönüştürülebilir. Bu bağlamda çocukların öğrenme deneyimlerini destekleyecek uyarıcılar yönünden zenginleştirilmiş çevreler de önemlidir. Oyun çocukların hareket gereksinimini de karşıladığı gibi oynanan oyunun türüne göre hayal dünyasını zenginleştirir. Ayrıca oyunda günlük yaşamsal deneyimlerin provasının yapıldığını, gerçek yaşam becerilerinin temellerinin atıldığını, çocuğun kendisini ve çevresini tanıma fırsatı bulduğu duygusal güvenlik alanı yarattığını da vurgulamak gerekir. Çocukların oyun oynama gereksinimini karşılayabilmek için, günlük eğitim programı kapsamında farklı türlerde, farklı kazanımlara hizmet edecek çeşitli oyun oynama fırsatları sunmak önemlidir: o Yapılandırılmamış oyun/serbest oyun: Oyun köşelerinde-merkezlerinde bireysel, eşli, küçük ya da büyük grup halinde oynanan oyunlar sırasında çocuklar tamamen kişisel ilgi ve tercihleri doğrultusunda oynarlar. Nerede, kiminle, ne ile ve nasıl oynayacaklarına çocuklar karar verirler. Çocukların çok yönlü gelişimini göz ardı eden akademik hedeflere odaklanmış okullarda çocukların bu oyun türünde oyun oynaması çok sınırlı olabilir, bu nedenle çocukların oyun oynama haklarını koruyacak tüm tedbirlerin alınması gerekmektedir. Tüm günlük okul programlarında sabah okula gelişte ve akşamüstü okuldan ayrılmadan önce mutlaka yapılandırılmamış oyun köşelerinde serbest oyun oynanması sağlanmalıdır. o Yarı yapılandırılmış oyun etkinlikleri: Çocukların gelişiminin tüm boyutlarda desteklenmesini hedefleyen, öğretmen ya da çocuk tarafından başlatılan, çocukların aktif katılımı ile sürdürülen, çocuk merkezli, açık uçlu bir süreç olarak işleyen yaratıcı oyun etkinliklerinden oluşan oyunlardır. Oyunun bir öğretim yöntemi olarak kullanıldığı bu etkinliklere, günlük eğitim programı içinde mutlaka yer verilmelidir.

o Yapılandırılmış oyun etkinlikleri: Çocukların gelişimsel ilerlemelerini desteklemek amacıyla kuralları başkası tarafından belirlenmiş oyun etkinliklerine küçük ve büyük gruplarda katılmasını kapsayan oyunlardır. Geleneksel çocuk oyunları bu kategorideki oyunlardır. Özellikle her ay en az beş geleneksel çocuk oyununun sürece dâhil edilmesi sağlanmalıdır. Bu farklı oyun türlerine günlük eğitim programında dengeli bir şekilde yer vererek çocukların gelişimlerini en üst seviyede desteklemek mümkün olabilecektir. Müzik Etkinliği: Müzik etkinlikleri, çocukların hem bilişsel, sosyal duygusal, motor ve dil gelişimlerini destekleyen, hem de müziksel gelişim sürecini olumlu yönde etkileyen çalışmalardır. Bu çalışmalar, ses ve müzik dinleme ve ayırt etme çalışmaları, ritim çalışmaları, nefes ve ses çalışmaları, şarkı söyleme, çalgı çalma, yaratıcı hareket ve dans, müzik eşliğinde hareket, müzikli öykü oluşturma gibi etkinliklerden oluşur. Bu etkinlikler, doğru ve nitelikli müzik dinleme, söyleme ve çalma alışkanlıklarını çocuğa kazandırmanın yanı sıra, yerel ulusal ve evrensel çocuk müziğini tanımasını da destekler. Ayrıca bu etkinlikler, bireysel olarak ve toplulukta müzik yapma, başkalarını dinleme, işbirliği yapma gibi sorumluluklar kazandırır. Müzik, öğrenmeyi ve algılamayı kolaylaştıran etkin yollardan biridir. Müzik etkinlikleriyle çocuk, ince – kalın, hızlı-yavaş, uzun- kısa gibi pek çok kavramı öğrenir ve pekiştirir. Bunun yanı sıra konuları daha kolay anlayabilir. Eğitici ve öğretici çocuk şarkıları, ezgili saymaca, bilmece, tekerleme ve atasözleri dil gelişimine katkı sağlamak için kullanılan araçlardır. Çocuk bunları söylerken hem zevk alacak, hem de doğru ve akıcı konuşma becerilerini kazanacaktır. Müzik etkinliğinin, çocuğun motor gelişimine de büyük katkısı vardır. Çocuklar müzikle bedensel hareketleri birleştirerek, müziğin karakterine ve ritmine uygun olarak belli bir düzen içerisinde hareket etme becerisini kazanır. Müzik etkinliği ayrıca basit vurmalı çalgılar çalarak el-göz koordinasyonu ve aynı anda iki elini birlikte kullanabilme becerisini de kazandırır. Çocukların kendilerini sözel olarak kolayca ifade edemediği durumlarda, müzik etkinlikleri sosyal duygusal gelişimlerini destekleyerek özgüven kazanmalarına yardımcı olur. Fen Etkinliği: Çocukları dikkat etmeye, soru sormaya, merak etmeye, gözlem yapmaya, araştırmaya, incelemeye ve keşfetmeye yönelten etkinliklerdir. Çocuklar ilk elden deneyimler kazanırken onların bilimsel süreç becerilerini kullanmalarına özen gösterilmelidir. Bu etkinliklerle yaşam gerçeklerini tanıtırken çocuklarda çevre farkındalığı da sağlanacaktır. Çocukların çevrelerine karşı doğru tutumlar geliştirebilmeleri ve doğru davranabilmeleri için öğretmenin tutumlarının da doğru olması ve doğru davranması gerektiği unutulmamalıdır. Örnek etkinlikler: Doğal ortamlara giderek yürüyüş yapma, doğayı, doğadaki canlı ve cansız varlıkları gözlemleme, varlıkların değeri ve korunmasına yönelik bilgilendirme yapma, keşifler ve icatlar yapma, mutfakta besin hazırlama, koleksiyon yapma, mevsim ya da hava durumu panosu hazırlama, kitap ve dergi inceleme, fotoğraf çekme, fotoğraf inceleme, belgesel vb. izleme, mıknatıs, büyüteç, pusula gibi basit araçları tanıma ve kullanma, doğal ve doğal olmayan malzemeleri inceleme ve ilgili bilim alanlarındaki kaynak kişileri konuk olarak çağırma etkinlikleri fen eğitimine destek veren etkinliklerdendir. Deney, kavram ağı ve analoji (benzetişim) yöntemleri ile gerçekleştirilen kavram eğitimi çalışmaları da fen etkinlikleri arasında yer almaktadır.

Hareket Etkinliği:

Hareket etkinliğinin amacı, çocukların temel hareket becerilerini geliştirerek çocuğun fiziksel, motor, bilişsel, sosyal-duygusal, dil gelişimine ve özbakım becerilerine katkıda bulunmaktır. Böylece çocuğun fiziksel etkinliklere yaşam boyu katılımı da sağlanabilir. Çocukların fiziksel ve motor yeterliliklerinin, algısal motor gelişimlerinin ve hareket becerilerinin yani yer değiştirme, nesne kontrolü ve denge becerilerinin geliştirilmesini içeren etkinliklerdir. Bu etkinlikler süresince çocukların temel hareket becerileri, beden farkındalığı ve motor yeterliliği (güç, koordinasyon, hız, çabukluk), fiziksel yeterliliği (esneklik, kuvvet, dayanıklılık) gelişir. Çocukların motor gelişim düzeylerinin belirlenerek farklı etkinliklerin hazırlanıp uygulanması, kazanımlara dayalı bir eğitim programının oluşturulması önemlidir. Örnek etkinlikler: Beden farkındalığı (bedenin omuz, bel, dirsek ve bilek gibi değişik bölümleri), alan farkındalığı (yukarı, aşağı, ön, arka, sağ, sol gibi), kuvvet, hız, çabukluk, esneklik, dayanıklılık ve koordinasyonu geliştirici etkinlikler yapılabilecek etkinlikler arasındadır. Çocukların bireysel özelliklerini dikkate alan, onları motive edici, benlik algılarını ve özgüvenlerini pekiştirici etkinliklere yer verilmelidir. Uygulamalarda çevre düzenlemesine, çocukların yaşlarına uygun ve temel hareket becerilerini kazandırmada etkili olacak materyaller seçilmesine özen gösterilmelidir. Etkinliklerde top, ip, tebeşir, hullahup, denge tahtası gibi yapılandırılmış materyaller gibi açık hava oyun materyallerinin kullanımına ek olarak doğanın çocuklara sunduğu farklı yapıdaki zeminler, tırmanma olanakları, denge için kullanılabilecek kütükler gibi materyal ve ortamlar da kullanılmalıdır. Ayrıca geleneksel/yöresel çocuk oyunlarının, açık havada oynanan sokak oyunlarının da hareket etkinlikleri kapsamına dâhil edilmesi etkinlikleri çeşitlendirecektir. Hareket etkinliği, beceri öğretilmesi ve pekiştirilmesi olarak planlanabilir. Beceri öğretiminde hareket çocuklara öğretmen tarafından model olunarak gösterilmeli ve aynı zamanda sözel olarak açıklaması yapılmalıdır. Etkinlikler en az 30 dakika sürmeli bu sürenin ilk 5 dakikası ısınma oyunları, 20 dakikası bir önceki uygulamanın tekrarı ve yeni temel hareket becerileri, son 5 dakikası da soğuma etkinlikleri olmalıdır. Hareket beceri etkinlikleri sınıf içinde ya da açık havada, bahçede uygulanabilir. c. Aylık Eğitim Planı Bu programda öğretmenin eğitimini aylık dönemler halinde planlaması önerilmektedir. Aylık plan, bir öğretmenin çalıştığı çocuk grubunun gelişimini desteklemek için etkinlik oluşturmak üzere alacağı kazanım ve göstergeleri, kavramları, özel gün ve haftalar ile aile katılımı ve değerlendirme süreçlerini içeren bir çalışma planıdır (Ek 3, Ek 7). Öğretmenin o ay için alması gereken kazanımları, ilgili göstergeleri ve kavramları belirleyebilmesi için, çocukları rutin olarak gözlemlemesi ve gözlemlediği gelişim özelliklerini “Gelişim Gözlem Formu” na (Ek 1) kaydetmesi gerekmektedir. Gözlemlerden elde edilen bilgiler doğrultusunda çocukların desteklenmsi gereken gelişim özelliklerinin dikkate alınması önemsenmelidir.

Öğretmen, her ay planında yer verdiği kavramları “Kavramlara Aylık Eğitim Planlarında Yer Verme Durumu Çizelgesi” ne (Ek 5); kazanım ve göstergeleri ise “Kazanım ve Göstergelere Aylık Eğitim Planlarında Yer Verme Durumu Çizelgesi”ne (Ek 6) kaydetmelidir. Öğretmenin o ay üzerinde durduğu kavram, kazanım ve göstergeleri kayıt altına alması çocuğun sadece belli gelişim alanlarında desteklenmesinin önüne geçecek ve çocuğa çok yönlü gelişme fırsatı sağlayabilecektir. Bu durum aynı zamanda öğretmenin etkili ve dengeli plan yapmasına da olanak verecektir. Öğretmen, ilgili ayda yer alan özel gün ve haftalar ile gerçekleştirmeyi planladığı aile katılımı etkinliklerini aylık planının ilgili bölümlerinde belirtir. Aylık planların değerlendirme bölümünde öğretmen; çocukların, programın ve kendisinin değerlendirme sonuçlarına yer verir. Her ay için planına aldığı kazanımların gerçekleştirilme durumu ile etkinlikleri uygulama durumuna ilişkin bilgileri kaydeder. Bunun yanı sıra uygulamada ortaya çıkan sorunları ve gereksinimleri de belirtir. Her ay sonunda yapılan bu değerlendirmeler bir sonraki ay için rehber olacaktır. Tüm aylık planların değerlendirmeleri ise bir sonraki yılın eğitim planlarının hazırlanmasına ışık tutacaktır. Öğretmenin grubundaki çocukları, programını ve kendisini değerlendirirken kullanacağı ve aylık planının değerlendirme bölümünde belirteceği formlar ve kullanma zamanları aşağıda verilmiştir:

  • Okulun açıldığı ayda çocukların evlerine yapılacak ziyaretler, grup ve bireysel veli toplantıları ve bunlarla ilgili takvim belirlenmeli, ebeveynlerin “Aile Eğitimi İhtiyaç Belirleme Formu” ve “Aile Katılım Formu” nu doldurmaları sağlanmalıdır. Bunun yanı sıra “Okul Tanıtım ve Aileyi Tanıma Dosyasında Bulunan Formlar” da doldurtulmalıdır.
  • Eğitim süreci boyunca çocukların gözlem bilgileri, “Gelişim Gözlem Formu” na (Ek 1) kaydedilmelidir.
  • Yıl içinde, birinci dönemin başında, birinci dönemin sonunda ve ikinci dönemin sonunda olmak üzere üç kez (Eylül-Ocak-Haziran), her çocuk için onların gelişim gözlem sonuçlarını içeren “Gelişim Raporu” (Ek 2) hazırlanmalıdır. Bu rapor, gelişim gözlem formuna kaydedilen bilgilerden yararlanılarak oluşturulmalıdır. Çocukların genel gelişimsel ilerlemelerini ve desteklenmesi gereken durumlarını ortaya koyan bu rapor, ailelerin çocuklarını tanımaları, gelişimlerini takip etmeleri ve desteklemelerine yönelik önerileri de içermelidir.
  • Öğretmen, eğitim-öğretim yılı sonunda ailelerle paylaşılacak olan Gelişim Dosyası’nda (Portfolyo) yer alacak çalışmaları her ay çocuklarla birlikte seçmeli ve biriktirmelidir.

Öğretmen aylık planını etkinlik örnekleri de yer alacak şekilde hazırlayarak ailelere göndermeye ve sınıf panosuna asarak paylaşmaya özen göstermelidir. Bu paylaşım okul aile işbirliğinin sağlıklı bir şekilde yürütülmesine katkı sağlayacaktır.

  • d. Günlük Eğitim Planı Akışı

Günlük eğitim planı akışı, öğretmenin o gün yapacağı çalışmalara düzenli bir şekilde yer verdiği çerçeve bir plandır. Beslenme ve dinlenme zamanı gibi rutin etkinlikler, oyun ve etkinlik zamanında yapılacak eğitim etkinlikleri planlanır ve bu akışa kaydedilir (Ek 8/Ek 9). Öğretmenin, fırsat buldukça grubundaki çocukların gelişim özelliklerine, ilgi ve ihtiyaçlarına dikkat ederek, programda yer alan değişik kazanım, gösterge ve kavramları kullanarak çeşitli etkinlikler hazırlaması ve kendisi için bir etkinlik havuzu oluşturması gerekmektedir. Böylece seçeneklerini arttırmış olacak ve günlük eğitim sürecini daha kolay planlayabilecektir. Öğretmen etkinliklerini hazırlarken, etkinlik planı formatında (Ek 4) yer alan başlıklarda belirtilen açıklamalar doğrultusunda etkinliklerini yazar. Etkinliklerini yazarken formatta yer alan kutuları kullanabileceği gibi etkinliğini düz metin şeklinde de düzenleyebilir. Öğretmen bir sonraki gün için günlük eğitimini planlarken, bir önceki günü değerlendirme zamanında çocukların yaptıkları önerileri de dikkate alarak etkinlik havuzundan o gün gerçekleştirmeyi düşündüğü kazanım ve göstergelerle ilgili etkinlikleri seçip “Günlük Eğitim Planı Akışı”na detaylandırmadan, başlıklar halinde yazar. Bir sonraki gün yapılacak etkinliklerin, o ayın aylık planında yer alan kazanımlar, göstergeler ve kavramlar temel alınarak oluşturulmuş etkinlikler arasından seçilmesi gerekmektedir (Ek10). Bir günlük eğitim planı akışı; güne başlama zamanı, oyun zamanı, etkinlik zamanı ve günü değerlendirme zamanı bölümlerinden oluşmaktadır. Güne Başlama Zamanı; Okul öncesi eğitim kurumlarında günün başlangıcında yer verilmesi gereken bir zaman aralığıdır. Çocukların birbirlerine ve gün içinde yapılacak diğer etkinliklere uyum sağlamalarına yardımcı olur. Bu süreçte çocukların birbirleriyle ve öğretmenleriyle yüz yüze etkileşimi sağlanır. Özellikle grup içinde utangaç olan veya kendini ifade etmekte zorlanan, kendini iyi hissetmeyen çocukların faydalanabileceği bir etkinliktir. Öğretmen ve çocuklar sınıfın uygun bir yerinde çember şeklinde otururlar. Bu süreç öğretmen ve çocukların birbirleriyle selamlaşmasıyla başlar. Sınıfa sonradan gelen çocuklar sürece dâhil edilir. Bu süreçte öğretmen ve çocuklar o gün okula gelmeyenleri de belirlemiş olurlar. Öğretmen o günkü hava durumu, haftanın hangi günü olduğu, okula gelene kadar neler yapıldığı gibi konularda sorular sorarak çocukları sohbet etmeye yönlendirir. Çocukların o günkü duygu durumları ile ilgili sohbet edilebilir, ısınma egzersizleri, şarkı söyleme, hikâye anlatma, parmak oyunları gibi etkinlikler yapılabilir. Bunun yanı sıra çocukların o günlerde yaşantılarında olan değişiklikler de ele alınabilir (doğum günü, bir kardeşin doğması, büyükanne-büyükbaba yanında kalma, eve misafir gelmesi, aile bireylerinden birinin hastalanması, yerel veya toplumsal olaylar gibi). Çocuklar güne başlama süreci konusunda deneyim kazandıkça onları konuşma konusu belirlemeleri için cesaretlendirmeye özen gösterilmelidir.

Oyun Zamanı;

Güne başlama zamanı sona erdiğinde öğretmen çocuklara öğrenme merkezlerini tanıtır; “Bugün nerede oynamak istiyorsun?” şeklinde sorular sorarak çocukların tercihlerini belirtmelerini ister. Böylece çocuklar günlerini planlamayı öğrenmeye başlarlar. Çocuklar tercih ettikleri merkezlere yönelir ve çalışmalarına başlarlar. Bir merkezde nitelikli bir şekilde çalışılabilmesi için öğretmenin merkezlerdeki çocuk sayısını gösteren, çocukların kendi kendilerine merkezleri seçmelerine yardımcı olan yöntemler geliştirip kullanması ve merkezlerde uyulması gereken kuralları sık sık hatırlatması gereklidir. Öğretmenin böyle yöntemler geliştirmesi sınıf yönetimine de katkıda bulunacak ve programın nitelikli bir şekilde uygulanmasını sağlayacaktır. Ancak her gün öğrenme merkezlerinde oyunla başlamayabilir. Bahçede, açık havada oyun oynamak, o gün yapılacak eğitimle ilgili olarak bir alan gezisine çıkmak, bir müze ziyaretine gitmek, sabah yürüyüşü yapmak da güne başlamanın farklı yollarındandır.

Etkinlik Zamanı;

Günlük eğitim sürecinin bu bölümünde öğretmenin çocukların da önerilerini dikkate alarak önceden planladığı ve “Günlük Eğitim Planı Akışı”na kaydettiği etkinlik/etkinlikler uygulanır. Günü Değerlendirme Zamanı; Çocukların günlerini planlamaları, planladıklarını uygulamaları ve gün sonunda da yaptıklarını değerlendirmeyi öğrenmeleri önemli bir kazanımdır. Bu nedenle, günün sonunda yine bütün grup bir araya toplanır ve günün değerlendirilmesi amaçlı sohbet edilir. Mümkün olduğu kadar açık uçlu sorular aracılığıyla, hangi öğrenme merkezlerinde ne tür oyunlar oynadıkları, büyük veya küçük grup etkinlikleri, ortam ve materyaller gibi konularda çocuklarla beraber değerlendirme yapılır. Gerekli durumlarda o gün alınan kavramların öğrenilme durumu ile kazanımlara ulaşılma durumunu değerlendirme amaçlı çalışma sayfaları, kavram oyunları veya kavram materyalleri kullanılır. Ayrıca o güne ait paylaşmak istedikleri mutlu ya da üzücü bir olayın olup olmadığı veya örnek davranış gösteren çocuklar hakkında konuşulabilir. Gerektiğinde gün içinde de bu değerlendirme sürecine yer verilebilir. Öğretmen, her gün, günü değerlendirme zamanında bir sonraki günün eğitim sürecinde neler yapmak istediklerini çocuklara sorarak onların planlama sürecine de aktif katılımına özen göstermelidir. Ardından ertesi gün yapılabilecek etkinlikler hakkında konuşulur, evde yapılacak bir çalışma, okula getirilecek bir materyal veya gidilecek bir gezi gibi konularda hatırlatma yapılır. Eve gidiş ile ilgili hazırlıklar tamamlanır ve çocuklarla vedalaşılır.

5. OKUL ÖNCESİ EĞİTİMİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Eğitimin tüm aşamalarında, gerçekleştirilen eğitim ve öğretim etkinliklerinin çocuklar üzerinde ne derece etkili olduğunun belirlenmesi son derece önemlidir. Araştırma bulguları, eğitim aşamalarının birbirine bağlı olduğunu; üst aşamadaki öğrenmeleri bir önceki aşamada yeterli düzeyde gerçekleşen öğrenmelerin olumlu, gerçekleşmeyen öğrenmelerin ise olumsuz etkilediğini göstermektedir. Bu anlamda okul öncesi dönem, çocuklar için gerekli olan temel yaşam becerilerinin ve üst eğitim aşamaları için gerekli olan temel bilgi ve becerilerin kazanılması gereken önemli bir eğitim dönemidir. Bu yaşlarda verilecek eğitim, çocukların bilişsel, dil, motor, sosyal ve duygusal gelişim alanları ile özbakım becerilerinin eş güdümlü ve çok boyutlu olarak desteklenmesini ve çocukların bireysel özelliklerini dikkate alarak nesnel olarak değerlendirilmesini zorunlu kılar. Okul öncesi eğitimin önemi nedeniyle sürecin planlı ve programlı olması gereklidir. Eğitim etkinliklerinin, programda yer alan kazanımlara dayalı olarak hazırlanması, süreçte ve sonuçta çocuklarda oluşması beklenen öğrenme çıktılarına ne derece ulaşıldığının izlenmesİ önemlidir. Bu nedenle okul öncesi eğitimde değerlendirme, eğitim sürecinin temel ögelerinden biridir. Bu programda değerlendirme, çocuğun gelişiminin tüm gelişim alanlarında hem ayrıntılarıyla hem de bütünsel olarak gözlenmesi, gözlem sonuçlarının raporlaştırılması, hazırlanan ve uygulanan planların tüm boyutları ile değerlendirilmesi gibi farklı yönlerden ele alınmıştır.

  • a. Çocukların Değerlendirilmesi:

Bu programda çocuğun gelişiminin izlenme süreci, bu amaçla hazırlanan ve Ek 1’de yer alan ölçme aracıyla kayıt altına alınacaktır. Çocukların gelişimlerinin gözlem formuyla kayıt altına alınması bir yandan çocuğun neleri başarıyla yaptığı ve ne düzeyde yaptığı hakkında bilgi verirken diğer yandan nasıl ve neden yaptığı hakkında ipuçları verecektir. Öğretmenlerin, çocukların gelişimlerini değerlendirirken onları birbirleriyle karşılaştırmak yerine, her çocuğu önceki ve sonraki beceri ve davranışlarına bakarak kendi içinde değerlendirmesi gerekmektedir. Bu noktada her çocuktan beklenenlerin kendi gelişimi ve bireysel özellikleriyle tutarlı olmasına, yani beklentilerin gerçekçi olmasına da özen gösterilmelidir. Çocuğun bütün gelişim alanlarını kapsayan bilgi, beceri, tutum ve alışkanlıkların genel bir biçimde özetlenmesi ise, “Gelişim Gözlem Formu”na dayalı olarak yılda üç kez hazırlanacak olan “Gelişim Raporu” ile gerçekleştirilecektir. Buna göre, Ek 2’de yer alan “Gelişim Raporu”, öğretmenlerin çocukları gözleme amaçlı kullandıkları gelişim gözlem formlarında yer alan bilgileri analiz ederek değerlendirdikleri ve ailelere önerilerde bulundukları bir formdur. Aileler için önemli olan ve onların dikkatinin çekilmesi gereken özel durumlar varsa (özel yetenekler, okul dışında desteklenmesi gereken alanlar, öneriler ve çözüm yolları gibi) bunlara da raporda mutlaka yer verilmelidir. Gelişim raporları, çocukların okul öncesi eğitimden ve öğrenme sürecinden nasıl etkilendiğini anlamak açısından ailelere yol gösterici olacaktır. Bunun yanısıra öğretmen, eğitim döneminin başından itibaren her çocuk için bir “Gelişim Dosyası” (portfolyo) oluşturarak çocukların yaptığı tüm çalışmalar içinden çocuklarla birlikte seçtiklerini, ailelerden gelen mektup gibi belgeleri ve çocukların gelişim gözlem formları ile gelişim raporlarını bu dosyalarda biriktirir. Eğitim dönemlerinin sonunda aileler okula davet edilerek “Gelişim Dosyası Paylaşım Günü” düzenlenir. Çocukların bu güne katılan aile bireyleriyle kendi gelişim dosyalarındaki çalışmalarını paylaşmaları için rehberlik edilir.

  • b. Programın Değerlendirilmesi

Programın değerlendirilebilmesi için öğretmenlerin hazırladıkları ve uyguladıkları planları tüm boyutları ile ele almaları gereklidir. Öğretmenlerin planlanan ve uygulanan eğitim süreçleri arasındaki tutarlılığı, ortaya çıkan yeni gereksinimlerin neler olduğunu belirlemeleri ve günlük eğitim akışında yer alan günü değerlendirme zamanına kaydetmeleri beklenmektedir. Eğitim sürecinin günlük değerlendirmeleri aylık planların değerlendirme bölümlerine yazılacak bilgilere ışık tutacaktır. Bir eğitim dönemi boyunca yapılan aylık değerlendirmeler sonucunda da bir yılın genel değerlendirilmesine ulaşılacaktır.

Günlük Eğitim Sürecinin ve Etkinliklerin Değerlendirilmesi:

Etkinliklerin ve günlük eğitim sürecinin değerlendirilmesi, günlük eğitim planı akışının günü değerlendirme zamanında yapılan, öğrenilen bilgilerin pekiştirildiği, sürecin gözden geçirildiği önemli bir aşamadır. Etkinlik sonunda yapılan tartışmalar aşağıdaki türde sorularla yönlendirilebilir ya da çalışma sayfaları/bellek kartları geliştirilip kullanılabilir; resim yapılabilir, afiş/poster hazırlanabilir, etkinlikle ilgili çekilen fotoğraflar çocuklarla incelenebilir; çocuklar etkinlikle ilgili konuşabilir, birbirlerine sunum yapabilirler veya sergiler düzenleyebilirler.

Betimleyici Sorular;

Değerlendirmeye başlarken ilk olarak etkinlikte ne yapıldığı açıklanır. Böylece etkinliğin süreç olarak gözden geçirilmesi sağlanır.

Örnek Sorular:

Biraz önce oynadığımız oyunda kimler vardı? Oyunda senin rolün neydi? Biraz önce yaptığımız deneyde önce ne oldu sonra ne oldu? Bu oyunu başka nasıl oynayabiliriz? Bugün nereye gittik? Nasıl gittik? Neler gördük? Etkinliğimizde hangi malzemeler kullandık? Duyuşsal Sorular; Çocuklara etkinlik sırasında ne hissettikleri sorulur ve böylece hem kendi duygularının hem de başkalarının duygularının farkına varmaları sağlanır.

Örnek Sorular:

Biraz önce …….. rolünü canlandırmak hoşunuza gitti mi? Neler hissettiniz? Az önce dinlediğiniz hikâyede kaybolan çocuk sizce neler hissetmiş olabilir? Kazanımlara Yönelik Sorular; Etkinlikte ele alınan kazanım ve göstergelere yönelik sorular sorulabilir.

Örnek Sorular:

Heykeller ne tip malzemelerden yapılabilir? Sıra olmak neden gereklidir? Bu etkinlikten ne öğrendiniz? İlkbaharda çevremizde ne tip değişiklikler olur? Yaşamla İlişkilendirme Soruları; Çocuklara etkinlikte yaşadıkları ile kendi yaşantıları arasında ilişki kurabilmeleri için sorular sorulur. Amaç, çocukların öğrenmelerinin kalıcılığının sağlanmasıdır.

Örnek Sorular:

Başka nerelerde heykel gördünüz? Pazar-market vb. kalabalık yerlere ailenizle gidiyor musunuz? Gittiğiniz yerlerde nelere dikkat ediyorsunuz? Bu oyunu başka kimlerle oynadınız? Kimler oyun oynar? Köyünüzde/Bahçenizde/Okula gidip gelirken hangi hayvanları görürsünüz?

  • c. Öğretmenin Değerlendirilmesi

Öğretmenin sınıf içi başarısı hakkında farkındalık yaratmak ve gerekli önlemleri almak konusunda kullanılan yöntemlerden biri öğretmenin kendini değerlendirmesidir. Bu durum öğretmenlerin güdülenmelerini, yaratıcılıklarının artmasını, yansıtmacı öğretmen olabilmelerini ve eksikliklerini görerek kendi kendilerini güçlendirebilmelerini sağlar. Öğretmenlerin kendi kendilerini değerlendirebilmeleri için programa ve çocuklara ilişkin değerlendirmelerden elde edilen verileri dikkatle analiz etmeleri, kendi ilgi, yetenek ve yönelişlerini belirlemeleri ve kişilik özelliklerini gözden geçirmeleri beklenmektedir.

EKLER

  • Ek 1. MEB OÖE Programı Gelişim Gözlem Formu
  • Ek 2. MEB OÖE Programı Gelişim Raporu
  • Ek 3. MEB OÖE Programı Aylık Eğitim Planı Formatı
  • Ek 4. MEB OÖE Programı Etkinlik Planı Formatı
  • Ek 5. MEB OÖE Programı Kavramlara Aylık Eğitim Planlarında Yer Verme Durumu
  • Ek 6. MEB OÖE Programı Kazanım ve Göstergelere Aylık Eğitim Planlarında Yer Verme Durumu
  • Ek 7. MEB OÖE Programı Belirli Gün ve Haftalar Listesi
  • Ek 8. MEB OÖE Programı Yarım Günlük Eğitim Planı Akışı
  • Ek 9. MEB OÖE Programı Tam Günlük Eğitim Planı Akışı
  • Ek 10. MEB OÖE Programı Örnek Yarım Günlük Eğitim Planı Akışı
  • Ek 11. MEB OÖE Programı Özel Gereksinimli Çocukları Desteklemede Dikkat Edilmesi

Gereken Noktalar

  • Ek 11. MEB OOE Programı Gelişim Özellikleri, Kazanımlar, Göstergeler ve Açıklamaları

OÖE (Okul öncesi eğitim) nedir?[]

f) Anaokulu, 37-72 ay çocuklarının eğitimi amacıyla açılan okulu,
g) Ana Sınıfı: 60-72 ay çocuklarının eğitimi amacıyla örgün eğitim kurumları bünyesinde açılan sınıfı,
h) (Değişik: 20.2.2006/26086 RG) Uygulama Sınıfı: 36-72 aylık çocukların eğitimi amacıyla Millî Eğitim Bakanlığına bağlı okul öncesi eğitimle ilgili program uygulayan eğitim-öğretim kurumları bünyesinde açılan sınıfı,
ı) Eğitim Yılı: Eğitimin başladığı tarihten, sonraki eğitim yılının başladığı tarihe kadar geçen süreyi,
j) (Değişik: 20.2.2006/26086 RG) Tam Gün Eğitim: Anaokulları ile uygulama sınıflarında aynı çocuk grubuna yönelik olarak günün sabah ve öğleden sonraki bölümlerini kapsayacak ve öğretmenlerin günlük çalışma saati süresini aşmayacak biçimde okul müdürlüğünce düzenlenen zaman çizelgesine göre yapılan eğitimi,
k) (Değişik: 20.2.2006/26086 RG) Yarım Gün Eğitim: Okul öncesi eğitim kurumlarında günde 6 çalışma saati süresini aşmayacak şekilde sabah veya öğleden sonra yapılan eğitimi,
l) İkili Eğitim: Okul öncesi eğitim kurumlarında, her grupta bir öğretmen olmak üzere günde 6 çalışma süresini aşmamak kaydıyla sabah ve öğleden sonra yapılan eğitimi,
m) (Değişik: 20.2.2006/26086 RG) Çalışma Saati Süresi: Okul öncesi eğitim kurumlarında görevli öğretmenlerin günlük çalışma saatleri ile aylık ve ek ders ücretlerinin hesaplanmasına esas olan 50 dakikalık süreyi,
n) Müdür: Anaokulu müdürü ile ana sınıfı ve uygulama sınıflarının bağlı bulunduğu okulun müdürünü,
o) Müdür Yardımcısı: Anaokulu müdür yardımcısı ile ana sınıfı ve uygulama sınıflarının bağlı bulunduğu okulun müdür yardımcısını,
p) Bölüm Şefi: Uygulama sınıfı yöneticisini,
r) (Değişik bend : 31.7.2009/27305 RG) Öğretmen: Okul öncesi eğitim kurumlarında görevli okul öncesi eğitimi öğretmenini,
s) Usta Öğretici: Milli Eğitim Bakanlığı Kurumlarında Sözleşmeli veya Ek Ders Görevi ile Görevlendirilecek Uzman ve Usta Öğreticiler Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak görevlendirilecek kişiyi,
ş) Öğretmenler Kurulu: Okul öncesi eğitim kurumlarında görevli yönetici ve öğretmenlerden meydana gelen kurulu,
t) Zümre Öğretmenler Kurulu: Okul öncesi eğitim kurumlarında aynı yaş grubu çocukların eğitiminden sorumlu öğretmenlerden oluşan kurulu,
u) Veli: Çocuğun ana veya babasını, vasisini ya da yasal sorumluluğunu üstlenen kişiyi,
ü) (Ek bend: 06.09.2008/26989 RG) e-okul: Millî Eğitim Bakanlığı okul yönetim bilgi sistemi olup okullara ait her türlü iş ve işlemlerin elektronik ortamda yürütüldüğü ve bilgilerin saklandığı sistemi,
v) (Ek : 31.7.2009/27305 RG) Normal eğitim: Ana sınıflarında sabah ve öğleden sonrayı kapsayacak şekilde günde 6 eğitim saati süreyle yapılan eğitimi, ifade eder.

OÖE Kuruluşu[]

Madde 5

(Değişik: 20.2.2006/26086 RG) Mecburî ilköğretim çağına girmemiş çocukların eğitimini kapsayan ve isteğe bağlı olan okul öncesi eğitim kurumları, Türk Millî Eğitiminin genel amaç ve temel ilkelerine uygun olarak; ilgili Yönetmelikler doğrultusunda il millî eğitim müdürlüğünün teklifi ile Valilikçe açılır ve aynı usulle kapatılır.

Okul Öncesi Eğitimin Amaçları[]

Madde 6

Okul öncesi eğitimin amaçları, Türk Millî Eğitimin genel amaçlarına ve temel ilkelerine uygun olarak;

a) Çocukların; Atatürk, vatan, millet, bayrak, aile ve insan sevgisini benimseyen, millî ve manevi değerlere bağlı, kendine güvenen, çevresiyle iyi iletişim kurabilen, dürüst, ilkeli, çağdaş düşünceli, hak ve sorumluluklarını bilen, saygılı ve kültürel çeşitlilik içinde hoşgörülü bireyler olarak yetişmelerine temel hazırlamak amacıyla çaba göstermek,
b) Çocukların beden, zihin ve duygu gelişmesini ve iyi alışkanlıklar kazanmasını sağlamak,
c) Çocukların Türkçe'yi doğru ve güzel konuşmalarını sağlamak,
d) Çocuklara sevgi, saygı, iş birliği,sorumluluk, hoşgörü, yardımlaşma, dayanışma ve paylaşma gibi davranışları kazandırmak,
e) Çocuklara hayal güçlerini, yaratıcı ve eleştirel düşünme becerilerini, iletişim kurma ve duygularını anlatabilme davranışlarını kazandırmak,
f) Çocukları ilköğretime hazırlamaktır.

Okul Öncesi Eğitimin İlkeleri[]

Madde 7

Okul öncesi eğitimde(5):

a) Çocukların bedensel, bilişsel, duygusal, sosyal, kültürel, dil ve hareket gibi çok yönlü gelişimlerini destekleyecek eğitim ortamı hazırlanır.
b) Eğitim etkinlikleri düzenlenirken; çocukların yaşları, gelişim özellikleri, öğrenme hızları, ilgileri, gereksinimleri ile okulun ve çevrenin imkânları dikkate alınır.
c) Çocukların; beslenme, uyku, öz bakım becerileri, doğru ve sağlıklı temel alışkanlıklar kazanmalarının yanında doğa sevgisiyle çevreye duyarlı olmaları da sağlanır.
d) Eğitim etkinlikleri; çocukların, sevgi, saygı, iş birliği, katılımcılık, sorumluluk, yardımlaşma ve paylaşma duygularını geliştirici nitelikte olur.
e) Eğitim, sevgi ve şefkat anlayışı içinde yürütülür. Çocuklara eşit davranılır ve bireysel özellikler gözönünde bulundurulur. Çocukların öz güvenlerini kazanmaları için ceza, baskı uygulanmaz ve kısıtlamalara yer verilmez.
f) Eğitim etkinliklerinin değerlendirilmesinde belirlenen hedeflere ne ölçüde ulaşıldığı tespit edilir. Plânlama yapılırken bu sonuçlar dikkate alınır.
g) Çocukların kendilerini ifade ederken; Türkçe'yi doğru ve güzel konuşmalarına öncelikle önem verilir.
h) Şartları elverişsiz çevrelerden ve ailelerden gelen çocuklar için ortak bir yetişme ortamı hazırlanması için çaba gösterilir.
ı) Oyun, çocuklar için en uygun öğrenem yöntemi olarak uygulanır.
j) Eğitim programı hazırlanırken ailelerin ve içinde bulunulan çevrenin özellikleri dikkate alınır, ailenin eğitime etkin katılımı sağlanır.
k) Çocuğun gelişimi ve okul öncesi eğitim programı düzenli olarak değerlendirilir.

OÖE de Temel Çalışma Kuralları (1)[]

Madde 8

(Değişik birinci fıkra: 09.06.2007/26547 RG) Okul öncesi eğitim kurumlarında eğitim yılı süresinin 180 iş gününden az olmaması esastır. Ancak, 180 inci iş gününün haftanın ilk üç iş gününe rastlaması durumunda, eğitim yılının bitim tarihi, bir önceki haftanın son iş gününe alınarak kısaltılabilir. Kurumların eğitim-öğretim yılı içinde eğitime açılması ve zorunlu olarak eğitime ara verilmesi durumlarında bu süre aranmaz.

(Değişik ikinci fıkra: 27.10.2007/26683 RG) Bir gruptaki çocuk sayısının 10 dan az, 20 den fazla olmaması esastır. Çocuk sayısı fazla olduğu takdirde ikinci grup oluşturulur. Ancak, her bir grubun azamî çocuk sayısı dolmadan yeni grup oluşturulamaz. Tek ana sınıflarında ve uygulama sınıflarında ise sınıf kapasitesi dikkate alınarak çocuk sayısı 25 e kadar çıkarılabilir.

(Değişik üçüncü fıkra: 27.10.2007/26683 RG) Okul öncesi eğitim kurumlarında çocuklar için düzenlenen eğitim etkinliklerinin aralıksız olması esastır. Bir çalışma saati süresi 50 dakikadır. Tam gün eğitim yapılan bağımsız anaokulu ve uygulama sınıflarında öğle yemeği için 60 dakika ara verilir.

Tam gün eğitim yapılan okullarda haftanın salı, çarşamba ve perşembe günlerinde günlük çalışma saati süresi sona eren öğretmenlerin görev yerlerinden ayrılmaları hâlinde, velilerin çocukları teslim almaları sağlanır. Velileri tarafından teslim alınmayan çocuklara bu saatlerde okul müdürlüğünce yapılacak plânlamaya uygun olarak; anaokulu müdürü/bölüm şefi, varsa anaokulu müdür yardımcısı, nöbetçi öğretmenler tarafından nezaret edilir ve velilerine teslim edilir. Zorunlu hâllerde, okulda görevli sözleşmeli personelin yukarıda belirtilen sorumlulara yardımcı olmaları sağlanabilir.

Bu kurumlarda binanın fizikî durumu, kapasitesi, personel sayısı, çevre şartları, velilerin istekleri ve çocuk sayısı göz önünde bulundurularak;

a) Anaokulları ve uygulama sınıflarında tam gün eğitim ile ikili eğitimden biri veya her iki eğitim şekline bir günlük eğitim süreci içinde yer verilebilir.
b) (Değişik: 27.10.2007/26683 RG) Ana sınıflarında ikili eğitim yapılması esastır. Ancak, normal öğretim yapılan ve ikinci grup oluşturacak sayıda çocuk bulunmayan okullarda okulun öğretim şekline uygun olarak da eğitim yapılabilir.
c) Okul öncesi eğitim kurumlarında öğretmenlerin çalışma saatleri, (Değişik ibare: 06.09.2008/26989 RG) Millî Eğitim Bakanlığı Yönetici ve Öğretmenlerinin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Karar ile Okul Öncesi Eğitim Programına uygun olarak; tam gün eğitimde bir günde en çok 9, haftada 42 çalışma saati süresini, ikili ve yarım gün eğitimde ise bir günde 6, haftada 30 çalışma saati süresini geçmeyecek şekilde okul yönetimince düzenlenir.
d) Okul öncesi eğitimi yaygınlaştırmak ve geliştirmek, çalışan anne-babanın taleplerini karşılamak için bu maddenin ikinci fıkrasında belirtilen sayıda her yaş grubundan başvurunun olması hâlinde; okul müdürlüğünce Okul Öncesi Eğitim Programı doğrultusunda, çocuklar için önem ve öncelik arz eden konuları kapsayan ve valiliklerce onaylanacak program çerçevesinde iki ayı geçmemek üzere yaz aylarında da eğitim yapılabilir.

Yaz aylarında yapılan eğitimde, okul öncesi eğitimden yararlanamayan 60-72 aylık çocuklara öncelik tanınır. Yaz eğitimine katılmış olmaları bu çocuklara yeni eğitim yılı için kayıtta öncelik hakkı sağlamaz. Yaz eğitimi döneminde yapılan eğitim çalışmalarının sonuçları, değerlendirildikten sonra rapor hâlinde il millî eğitim müdürlüklerince Eylül ayı içerisinde elektronik ortamda Bakanlığa bildirilir.(6)

OÖE ve önemi[]

MUKAYESELİ OKUL ÖNCESİ EĞİTİMİ VE JAPON SİSTEMİ Kimya Yük.Müh.Aynur Gülcü[]

Eğitim,toplum mühendisliği projelerinin bir vasıtası olarak görüldüğü oranda yönlendirme; özgür bireyler yetiştirmenin bilimi olarak görüldüğü oranda ise kendini gerçekleştirme faaliyetidir. Hangi anlayış benimsenirse benimsensin eğitime başlama yaşı ve eğitim süresi sıklıkla başvurulan kavramlar olacaktır. Bu makale, eğitime başlama yaşının bir alt dalı olarak kabul edilmesi gereken, okul öncesi eğitimde model sorununu ele almaktadır. Hiç şüphesiz böyle bir konu, öncelikle eğitimin bir sistem bütünlüğüne sahip bulunması, bir modeli olması gerektiği varsayımına dayanır. Okul öncesi eğitimde model sorgulaması Japonya örneğinde görüleceği üzere, milli bir hedefin bir parçası olabilir. Buna paralel bir anlayış İngiliz okul öncesi eğitim anlayışında da sezilmektedir. Konunun seçilmesindeki maksat en az İngilizler kadar tarihi birikim ve kültüre sahip ve Japon örneğini andırır tarzda “Muasır medeniyet seviyesine ulaşma” diye formüle edilebilecek milli bir hedefi bulunan Türkiye bakımından sistem bütünlüğü ihtiyacını vurgulamaktır.

A-Okul Öncesi Eğitim İhtiyacı ve Farklı Modeller[]

Okul öncesi eğitim kavramı içerisinde değişik alt kavramları da barındırmakla birlikte temel eğitimin başlamasına kadar yapılan tüm eğitim faaliyetlerinin kapsar. Hemen bütün batılı toplumlarda okul öncesi eğitim, ulusal eğitim sisteminin ayrılmaz bir parçası, vazgeçilmez bir unsuru değildir. Okul öncesi eğitimi, genel eğitim sistemiyle entegre edemeyen (veya etmeyen) ilerlemiş toplumlarda okul öncesi eğitimin daha çok pratik yönü ön plana çıkmıştır. Kadın iş gücüne ihtiyaç duyan her ekonomik program çocukların ne olacağı sorusuna da cevap bulmak zorundadır. Çözüm, çok sayıda çocuğun bir arada bakılması beslenmesiyle bulunmuştur.

Okul öncesi eğitim bakım olarak anlaşılmıştır. Bu yüzden batılı araştırmacılar okul öncesi eğitimin çocuk bakımından ibaret olmadığını ısrarla vurgulamaktadırlar. Batı toplumlarında profesyonel çocuk bakıcılığı ticari kapitalizm’den sınai kapitalizme geçildikten sonra, kadın iş gücüne duyulan ihtiyaç dolayısıyla gündeme gelmiş olmalıdır.

1- BATIDA OKUL ÖNCESİ EĞİTİME NEDEN İHTİYAÇ DUYULDU?[]

Çocuk bakımının bir eğitim programıyla bütünleştirilmesi ise iki zorlayıcı sebeple harekete geçirilmiştir. İlk sebep suçluluktur. Annesi çalıştığı için herhangi bir bakıcı nezaretinde yetişmeyen çocuklarla, sadece bakılan ama eğitilmeyen çocuklar arasında yüksek suçluluk oranı dikkat çekti. Bu çocukların suça buluşmadan çocukluk dönemlerini atlatabilseler dahi ileri yaşlarda akademik başarısızlık ve suçluluktan kurtulmadıkları gözlendi.

Söz konusu ihtiyaç, sosyal devlet anlayışıyla birleşince kurumsallaşmış okul öncesi eğitim sistemi ortaya çıkmış olmalıdır. İkinci sebep ise üstün vasıflı bilim, sanat ve siyaset erbabına duyulan ihtiyaçtır.

Avrupa’da üstün nitelikli insan yetiştirme geleneği feodal dönemlerden beri vardır. Sözkonusu geleneğe göre din adamı, diplomat, sanatçı iş adamı ve siyasetçi yetiştirmekle ünlenen ailelerin çocukları aile içinde çok küçük yaşlardan itibaren eğitilmektedirler. Batıda kiliseler ve misyoner kuruluşları da aynı yöntemi benimsemişlerdir.

[1] Üstün beyin gücü ihtiyacı aile içi eğitimle karşılanamayacak seviyeye geldiğinde artık bu işin okullarda yapılması daha rasyonel hale geldi. Batıda bugün bile köklü ailelerin çocuklarını aile içinde eğitmeleri geleneği devam etmektedir. Aileleri tarafından eğitilecekleri bilinen çocuklar için temel eğitime de devam etme zorunluluğu yoktur.

Sovyet işgalinden sonra Macaristan’da bu uygulamaya devam edilerek güzel sanatlar geleneği olan aile çocukları için istisna tanınmıştır. Özetlenen teorik çerçeveyi doğrulayan alan araştırmalarından en tanınmışı “Perry okul öncesi programı ”dır. 1962’de Ypsilanti, Michigan’da 123 çocukla başlayan program sonuçlarına göre okulöncesi eğitim alan çocuklar böyle bir eğitim almayanlara oranla daha az zeka özürlü olarak tanımlanmış (%15-35), liseyi(%67-49) ve yüksekokulu (% 38-21) daha yüksek oranda bitirebilmiş daha yüksek oranda iş bulabilmiş (%50-32) ve bulduğu işten memnun (% 42-26) olmuştur. Deney grubunda programın uygulamaya başlanmasında sonraki bir yıl içinde deneklerin IQ ortalaması78’den 105’e yükselmiş, program uygulaması bittikten sonra denekler 10 yaşındayken IQ ortalaması 94 olarak tespit edilmiştir.

[2] Türkiye’de batılı anlamda okul öncesi eğitim, batıdaki harekete geçiren neden (sınai kapitalizmin doğuşu ve kadın iş gücünün fabrikalarda çalışması) aynı ağırlıktı hissedilmediği için yaygınlaşmamıştır. Çocuk bakımının eğitime dönüşmesi süreci konusunda da Türkiye’ye, batının çizgisini izlememiştir. İlk olarak Türkiye’de çocuk suçluluğu sorunu batıdaki kadar ağır ve öncelikli değildir. İkinci olarak, yakın zamana kadar tarım toplumu niteliği taşıyan Türk toplumunda akademik başarı pek önemsenmemiş, okuyan çocuk memur olup şehre göçmüş, okuyamayan tarlayı sürmeye devam etmiştir. Son olarak da 1699’dan beri batı karşısında gerileyen Türkiye’nin ufku daralmış, artık dünya devleti iddiası ve hatta hayalinden bile vazgeçilmiştir. Dolayısıyla üstün beyin gücüne vasıflı insana ihtiyaç kalmamıştır.

[3]Batıdaki modeli Türkiye’ye uyarlamak isteyen Çiğdem Kağıtçıbaşı yönetiminde İstanbul’da yapılan bir araştırmada ise hem okul öncesi eğitim programına giden, hem de anneleri eğitilen çocukların IQ seviyelerinin (okul öncesi eğitim programına tabi tutulmayan ve/veya anneleri çocuklara göre) daha yüksek olduğu tespit edilmiştir.[4]

2-BATILI ÜLKELERDE OKUL ÖNCESİ EĞİTİM[]

a)AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ’NDE[]

ABD’de hakim eğitim anlayışına göre eğitim yoluyla fertlerin ve toplumun bütün sorunlarına çözüm yolu bulmak mümkündür. Örneğin fazla trafik kazası oluyorsa trafik eğitiminin okullara getirilmesi gerekir. Öğrencilere şoförlük öğretilir. (neden trafik kuralları değil de şoförlük) ABD eğitimi pratik değeri olan faaliyetlere yer verme eğilimindedir. Okullaşma oranı ilkokullarda %100, ortaokullarda %92 olan ABD’ de okul öncesi eğitim zorunlu değildir. Ve okullaşma oranı düşüktür[5]. ABD eğitim anlayışındaki pratik-pragmatik yaklaşım, günlük hayatta karşılaşılan sosyal problemlerin aşılabilmesinde kullanışlı bir yoldur. Örneğin Türkiye’de böyle bir anlayışla sahil kesiminde balıkçılık, deniz ürünleri ve denizcilik; erozyon tehdidinin yoğun olduğu yerlerde erozyonla mücadele vb. yaklaşımların kısa sürede toplumsal yararı görülür. Ancak münhasıran pragmatist yaklaşımdan ibaret olan ABD anlayışı felsefi derinlik ve dünya devleti olmanın vizyonundan mahrumdur. b)FRANSA’DA Fransa’da okul öncesi eğitime bütün çocukların devamı zorunlu değildir. Fakat buna rağmen okul öncesi çağdaki çocukların yarıdan fazlası bu tip okullara devam etmektedir. Okul öncesi eğitimden, ilk öğretime fırsat eşitliği sağlanması bekleniyor.[6] Okul öncesi eğitim parasız olmadığına , bu eğitimden mali gücü olanlar yararlanabildiğine ve okullaşma oranı %50’nin biraz üzerinde olduğuna göre, okul öncesi eğitim temel eğitimde nasıl bir fırsat eşitliği sağlayacaktır? Burada Türkiye’yi de etkileyen romantik Fransız anlayışının bir örneğiyle karşı karşıyayız. Hedef ile araç arasında tam bir uyumsuzluk var. Fransız okul öncesi eğitim uygulamasının neticesi temel eğitimdeki fırsat eşitsizliğini artırmak olacaktır.

c)İNGİLTERE’DE[]

ngiltere’de ilkokul beş yaşında başlar. Bundan önce okul öncesi eğitimi vardır. Okul öncesi eğitimden amaç, küçük yaşta çocukları İngiliz kültürüne inisiye etmektir. Çocuk orada bir İngiliz gibi çatal tutmasını, yemesini, oturmasını öğrenir. Aynı zamanda çocuğa “Tact” [7] ve nezaket kuralları da öğretilmektedir. Anaokulu, çocuğun küçük yaşta kendi kültürüne uyum sağlaması bakımından son derece önemlidir.[8] ABD’deki anlayışta gördüğümüz Anglosakson gerçekçiliğiyle İngiliz örneğinde de karşılaşıyoruz. İngiliz örneği ABD’dan farklı olarak felsefi derinlik ve vizyon içermektedir ki bunu “üzerinde güneş batmayan imparatorluk”un kültürel bakiyesi olarak değerlendirebiliriz. İngilizler, dünya liderliğini 1.Dünya Savaşı’ndan sonra ABD’ye kaptırmışlar, ama ipin ucunu da elden bırakmamışlardır. Batıda temel eğitime başlama yaşının en küçük olduğu ülke İngiltere’dir. Öte yandan okul öncesi eğitimden başlanarak güdülen başlıca hedefin İngiliz kültürü olması vizyonlarını halen muhafaza etmeyi sürdürdüklerini göstermektedir.

d)DANİMARKA’DA[]

Danimarka’da okul öncesi eğitimden üniversite sonuna kadar bütünlüğü olan bir sistemin politikasının yeniden oluşturulması üzerinde çalışılmaktadır. Okul öncesi eğitim zorunlu değildir. Dokuz yıllık temel eğitimde okullaşma oranı %100’dür. [9] Yüksek ulusçuluk anlayışı ile küçük nüfusları arasındaki ilişkiyi dengelemek isteyen bütün kuzey ülkeleri gelecek endişesine karşı duyarlıdırlar. Okul öncesi eğitimi de kapsayan eğitimde sistem arayışının Danimarka’da başlaması bundandır. Ancak böyle az nüfusa rağmen nitelikli ve iyi eğitim almış bireyler sayesinde gelecek endişesini gidereceklerdir.

e)DAĞILAN SOVYETLER BİRLİĞİ’NDE[]

Dağılan Sovyetler Birliği’nde kreşleri sağlık personeli yönetmekte idi. Okul öncesi eğitim zorunlu değildi. 3-7 yaş grubunun %15’i okul öncesi eğitime devam edebilmişti. Bazı yerlerde okul öncesi eğitim paralıydı.[10] Sovyet modelinin okul öncesi eğitime yaklaşımı batının ilk dönemlerindeki bakım merkezli anlayışta kalmıştır. Sovyet uygulamasının dikkat çekici yönü ise sosyalist ekonomide mülkiyetin kamuya ait olması ve tüm kamu hizmetlerinin yaygın ve ücretsiz olması gerekmekte iken okul öncesi eğitimin yaygınlaşmaması ve bazen ücretli olmasıdır.

Okul öncesi eğitimi, ulusal eğitim sistemi içerisinde bütünsel bir değerlendirmeye alabilmenin Sovyetlerde bile mümkün olmamasında, bu eğitimin örgün eğitim kurumlarında yapılması halinde son derece pahalı olması ve bu dönemde uygulanacak eğitim programı üretebilmenin zorluğudur. Nitekim Sovyet pratiği sosyalist anlayışla çelişkiye düşmeyi göze alarak ücretli eğitim vermeye başlamış, kurumlarda ise eğitim yerine sağlık merkezli bir yapılanmayı tercih etmiştir. Ele alındığı kadarı ile batılı ülkelerdeki okul öncesi eğitim anlayışı:


1-Ulusal eğitim sistemi ile bir bütün içinde ele alınmamaktadır. Ancak bilinmelidir ki bu anlayış ortalama vatandaşa yönelik genel bir perspektiftir. Fazlaca açıklanmayan üstün zekalıların eğitimi istisna teşkil etmektedir.


2-Endüstrileşmenin zirvesindeki batılı toplumlarla bile okul öncesi eğitimde okullaşma oranı, temel eğitimdeki orana yaklaşamamıştır. Bunun büyük ölçüde ekonomik gerekçeleri vardır.

a- Okul öncesi eğitimde maliyetlerin yüksekliği ve devlet tarafından (temel eğitimdeki kadar) finanse edilmemesi.
b- Üstün zekalılar dışında normal çocuklara okul öncesi eğitim vermenin iktisadi açıdan verimli sayılmaması (buna karşılık özel eğitimleri çok daha yüksek maliyet taşıyan zeka özürlülerin, okul öncesi yoğun bir eğitim ile normal çocukların devam ettikleri temel eğitim kurumlarında entegre eğitime girebilmeleri maliyetleri düşürdüğü için, zeka özürlülere mümkün olan en küçük yaştan başlanarak okul öncesi eğitim verilmektedir.),
c-Çocuklar okul öncesi eğitime devam etmeseler bile temel eğitime sorunsuz olarak geçebilmekte veya küçük çaplı sorunlar kısa sürede çözülmektedir. Normal çocuklar için okul öncesi eğitim, nispeten istikrarlı bir yapısı bulunan temel eğitimi sarsacak, eğitim sistemini yeniden yapılandırmak gerekecektir. Batılı toplumlar böyle bir sarsıntıyı göze alabilecek ihtiyaç ve sıkıntı içinde bulunmadıkları kanaatindedirler.

3-TÜRKİYE’DE OKUL ÖNCESİ EĞİTİM[]

Milli Eğitim Temel Kanunu okul öncesi eğitimin amaçlarını dört fıkrada saymıştır.

[11] Birinci ve ikinci fıkralar eğitimin hedefleri, dördüncü fıkra sistem bütünlüğünü ve üçüncü fıkra da Fransa’da gördüğümüz eğitimde fırsat eşitliği anlayışının ürünüdür.

[12] Daha yüksek ekonomik ve mali imkanlara rağmen batı toplumlarında bile uygulanmayan fırsat eşitliğinin Türkiye’de sağlanabilmesi gerçekçi değildir. Sonuçta Milli Eğitim Temel Kanunu okul öncesi eğitimi ilköğretime endekslemiştir. Oysa Türkiye’nin ilköğretim sistemi okul öncesi eğitime ihtiyaç duymamaktadır.

Okul öncesi eğitim gören bir öğrenci ilköğretimde sınıf disiplinine uyum, inisiyatif kullanma, öğretmenle diyalog, arkadaş edinme, liderlik, hak arama konularında avantajlı bir başlangıç yapabilme şansına sahiptir. Diğer çocukların başlangıçtaki dezavantajları aşamayacaklarını söylemek ise mümkün değildir.

Kanun perspektifinden bakıldığında Türkiye’deki okul öncesi eğitim temelsiz ve hedefsizdir. Mukayeseli olarak da İngiltere’deki ve daha sonra göreceğimiz Japonya’daki gibi bir vizyon ifade etmemektedir. Devlet fonksiyonsuz kalan okul öncesi eğitimin nereye, nasıl yerleştireceğinin arayışı içindedir. Devletin endişesi “değişik kanun ve kuruluşlarca farklı mevzuat düzenlemelerinde, eğitim programı personel ve denetiminde birlik ve sistem bütünlüğü sağlamak için gerekli düzenlemeleri” sağlayabilmektir.

[13] Şüphesiz, ifade edilen, eğitim anlayışına evrensel bir vizyon getirme endişesi değil, özel teşebbüsün elindeki okul öncesi kurumların zabturapt altına alınabilmesi telaşıdır.

Batıda ortaya çıkan tedirginlik: okul öncesi eğitimin ciddi bir programa kavuşturulması ve yaygınlaştırılması halinde temel eğitimin büyük bir sarsıntıya uğraması korkusu Türkiye’de de vardır.

Uzmanlar: “0-59 aylık çocuklar için hazırlanacak eğitim programları çerçevesinde okuma-yazma çalışmaları yapılmamalıdır.bu çalışmalar 60 aylık çocuklar için uygulanabilir düzeyde organize edilmelidir. Program, 59-72 aylık çocuklar için okuma yazmaya hazırlık, matematik ve fen becerilerini geliştirici düzeyde olmalıdır.”

[14] ifadesi ile bunu dile getirmektedirler. Batıda İngiltere’nin temel eğitime başlama yaşını 5’e düşürerek sorunu bir ölçüde hafiflettiğini görmüştük. Daha sonra Japonya’nın yazı dilleri ve ulusal kültür eğitimini okul öncesinden başlatarak daha köklü bir çözüme ulaştığını göreceğiz.

6. Beş Yıllık Kalkınma Planı’na göre Türkiye’de 5-6 yaş grubu için okullaşma hedefi 1988-1989 döneminde %4.2, 1993-94 döneminde %11.5’tir.[15] buna karşılık 1993-94 döneminde okul öncesi eğitimde okullaşma oranı %6.6, 1994-95 döneminde ise %5.1 (öğrenci sayısı 202 000) olarak gerçekleşmiştir.[16] 1995-96 öğretim yılında % 7.6 olan okul öncesi eğitimdeki okullaşma oranının, 40 ana okulunun tamamlanması ve oluşacak 8000 öğrenci kapasitesi ile % 7.9’a çıkarılması düşünülmektedir.[17]

7. Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda okul öncesi eğitimde okullaşma oranının % 16’ya çıkarılması hedeflenmektedir.[18] Ki bu hedef hiç de gerçekçi değildir.

1990-91 ders yılında Türkiye’deki okul öncesi eğitimin durumu tablodan izlenebilir. Tablodaki özel okul sayılarının düşük olması mevzuat kargaşası nedeni ile birçok özel okul öncesi eğitim kurumunun Milli Eğitim Bakanlığı istatistiklerinde yer almamış olmasındandır. İstatistiki verileri sağlıklı olmayan bürokrasiden elbette eğitime vizyon vermesi beklenemez. Okul Sayısı

Öğrenci

Öğretmen

Öğrenci/Öğretmen

RESMİ

Anaokulu

27

2821

205 13.76 Uygulanacak Ana Sınıfı 327 8397 944 8.89 İlkokulda Ana Sınıfı 3053 95651 4058 18.91 ÖZEL Anaokulu 144 4553 385 11.8 Ana Sınıfı 74 1966 106 18.54 TOPLAM 3625 113388 698 16.92 Tablo: 1990-1991 Ders yılında Türkiye’de Okul öncesi Eğitim[19] B- JAPON SİSTEMİ Hemen bütün uzmanlarca 21. yüzyılın global problemlerine karşı en hazırlıklı toplum olarak Japonlar gösterilmektedir. Japon gücünün önemli bir unsuru eğitim sistemidir. Japonya batının kulvarında batıyı geçmeyi başarmış bir modeldir. Genel olarak eğitime bakış açıları, özellikle de okul öncesi eğitimi sisteme sonradan eklemek yerine sistemin temeline yerleştirmeleri açısından incelemeye değer bulunmaktadır. 1-JAPON EĞİTİM ANLAYIŞI Batılı ülkeler bağımsız bir toplumun özgür insanını yetiştirmeyi amaçlarken; Japonlar büyük bir aile topluluğunun birbirine bağlı üyelerini eğitmeyi hedeflemişlerdir.[20] Batıdaki bireysel model, yerini, Japonya’da takım modeline bırakmıştır. Her takım bir üst takımın parçasıdır. Bütün takımlar Japonya’dır. Öğrenmenin bir takım faaliyeti olarak kabul edildiği Japonya’da bilgi elde etme sürecinde öğretmenin (rehberin) rolüne önem verilir. Japonlar, bireyin mükemmel olmasını teşvik yerine, sınıftaki (takımdaki) herkesin gerekli görülen seviyede standarda (örneğin, sözel ve sayısal yeteneğe) ulaşmasını sağlamaya gayret ederler. Takım lideri olarak öğretmen çok değerli, saygı gösterilmesi gereken bir varlıktır.[21] Batı bakış açısı ve değerleri ile mücehhez Hollandalı bir gözlemci, özetlediğimiz Japon eğitim Anlayışı’nı şöyle eleştirmektedir: “Japon Eğitim Sistemi, öğrencilerin muhakeme yeteneklerini keskinleştireceğine, böyle amaçlara düşmanca tavır takınır. Neredeyse tüm okullarda içinden geldiği gibi davranış ve muhakeme, sistemli olarak bastırılır, yaratıcılığa izin verilmez. Öğrencilere mantıklı düşünme veya doğru soru sorma-hatta soru sorma öğretilmez.

Önemli olan mekanik ezberlemedir.[22] Bizce eleştiri pek haklı değil. Çünkü muhakeme, soru sorma ve tartışma için önce mekanik öğrenme, öğretmene teslimiyet gerekir. Batı düşünce tarihi septik muhakeme ve tartışma örnekleriyle dolu olduğu için Japon Sistemi’nin mantığına karşı çıkmaları anlaşılabilir. Septik muhakeme yöntemi ile okumadan kanaat sahibi olmanın sağladığı beyin konforuyla daima konuşan diplomalılarımız, kritik yaklaşımın temelindeki okumaya dayalı araştırmanın zahmetine girmeme eğilimindedirler. Üstün zekalılara yönelik özel eğitimin dünyadaki en mükemmel örneği olan Enderun’da da her aşamada talebenin başlıca vazifesi okumak, öğrenmek, olgunlaşmaktır.

Tanışmak, soru sormak, kritik etmek çok daha ileri yaşlarda ve edebi dairesinde mümkündür[23] Tekke terbiyesi ve adabında da durum aynıdır. Çağdaş eğitim düşüncesinde yer alan ve karakter (temel kişilik) yapısının değişmezliğini savunan batı kökenli eğitim görüşü Japon eğitimcilerini fazla etkilememiştir. Japon eğitimcilerine göre batının değişmez yaratılmış insan ancak eğitim ile değiştirilebilir. Ancak belili bir eğitim geleneğinin, etkinliği ve başarısı denemiş olan ilkeleri kuralları korunup sürdürülmelidir.[24] Dünya liderliğinde Japonya’nın tehdidine maruz kalan ABD’de sistem bütünlüğü taşımayan üniversitelerde yoğunlaşmış, pragmatik eğitim anlayışı, ciddi boyutlarda sorunlar doğurmuştur. Uluslararası bilgi testlerinde Amerikalı çocukların yaşları büyüdükçe daha geri sıralara düşmeleri, tarih yabancı dil ve coğrafya alanlarında seviye düşüklüğü, tüketici zevklerinin öncelikle tatmini pop kültürü, çizgi filmler, gürültü, renk ve eğlencenin ön planda tutularak fikir ve düşünce ciddiyetine tercih edilir duruma gelmesi, Amerikalı çocuğun daha okula başlamadan dahi TV karşısında ortalama beş bin saat geçirmesi, mezun olduğu zamana kadar bu sürenin toplam olarak nerede ise yirmi bin saati bulması, ileri yaşlarda aşırı spor düşkünlüğü ve müsamere temsilleri ile anti entelektüel gençlik kültürü oluşması bunlar arasında sayılmaktadır.[25] Görüldüğü gibi günübirlik sorunlar eğitim programlarındaki pratik oynamalarla çözülebilir. Ancak temelde evrensel vizyona sahip eğitim anlayışının bulunması şarttır.

2-BEŞİKTEN MEZARA KADAR EĞİTİM YARIŞI[]

Japon eğitim sistemi öğrencilerin okul öncesinden başlayarak öğrencileri yarıştırma, sürekli daha iyiyi seçme ve standartları yükseltme yöntemini ısrarla yürütmektedir.

a-Yarışın Uluslararası Boyutu

Japon eğitimi, yarışmaya, standartlarını uluslararası standartların üzerinde tutarak işe başlamıştır. Başka toplumlarda baskı unsuru olarak nitelendirilebilecek bir şekilde katı ve yeknesak uygulama getirmekle birlikte önemli olan husus yüksek genel standartlar saptanmış olması ve herkesin bunlara erişmek için çaba göstermesidir. Japon çocukların tamamına yakını sosyalleşme düzeyinin erken başladığı düzey olan okul öncesi eğitimi görmektedir.

Bundan sonra Japonya’da herkes en az dokuz yıl zorunlu eğitim görmekte ve büyük çoğunluğu da orta öğretime devam etmektedir. Nitekim ilk öğretimi bitirenlerin %90’ı hatta daha fazlası orta öğretimden mezun olmaktadır ki bu oran ABD’den de İngiltere’den de ve diğer bir çok ülkeden de daha yüksektir. Bunu sonuçlarından biri de , halen Japonya’da okur yazar olmayanların oranının binde yedi gibi minik bir oranda kalmasıdır. Üstelik Japon çocuklarının yıl içinde okula devam ettikleri gün sayısı çok daha fazla olduğu yılda 220 gün (Cumartesiler yarım gün dahil) ABD’de ise yaklaşık 180 gün ve gün boyunca uygulanan ders süresi daha uzun olduğu için, bir Japon çocuğun 14 yaşına kadar gördüğü eğitim, bir Amerikalı öğrencinin 17 ya da 18 yaşına kadar gördüğü eğitime bedeldir. Japon çocukları matematik veya bilim yeteneklerini ölçen uluslararası standartlaştırılmış testlerde çok yüksek puanlar alırlar[26] Eğitim yoğunlaşmasının doğal sonucu kişilik gelişimi ve IQ testlerinde Japon çocukların Kuzey Amerikalı ve Avrupalı akranlarından önde olmalarıdır. Zeka testlerinde Amerikalı ve Avrupalı öğrenciler ortalama 100 IQ seviyesinde iken Japon öğrencilerin aldığı puan 117’dir. [27] Aradaki 17 puanlık fark yoğun eğitim programının sonucudur. Ve Perry Okul Öncesi Programı’nın sonuçlarını (Bkz,2. dipnot) daha geniş ölçekte teyit etmektedir. Batın, yoğun eğitim programlarıyla IQ seviyesinin %20’ye kadar yükseltilebilmesini, ekonomik gerekçelerle zeka özürlüleri entegre eğitime hazırlamak amacıyla kullanıldığına yukarıda değinmiştik.

b-Eğitim Ortamı[]

Yüksek okullaşma oranına rağmen Japonlar tempolarını daha yükseğe çıkartmanın arayışı içerisindedirler. Arayışlar sonucu ulaşılan aşama eğitimin okul ortamı ile sınırlı olmamasıdır. Japonlar aileyi ve giderek tüm toplumu eğitim sürecinin aktif unsuru olarak devreye sokmayı başarmışlardır. Yaptıkları bir başka iş ise, örgün eğitimi okul ortamı dışında gerçekleştirebilmektir. Japon okullarındaki öğrenim, evde ya da dershanelerde (Juku) sürdürülen eğitim ile takviye edilir; burada esas olan serbest tartışma ve fikir ortamı oluşturmaktan çok bilginin doğrudan edinilmesidir.[28]

Aile özellikle de anne çocuğun başarısından sorumlu tutulur, çocuğun sınavlarda başarı ya da başarısızlığı annesinin çevredeki saygınlığına tesir eder. Sınavda başarısızlık, sadece aday öğrenci için değil, bütün aile için psikolojik bir yıkım olabilir.[29] Kasım 1984’te OECD Eğitim Komitesi Toplantısı’na sunulan Japonya Eğitim Bakanlığı Raporu’nda “Eğitim okullardaki örgün eğitim ile sınırlı değildir. Eğitim aynı zamanda evde ve toplulukta yapılan bir iş, bir görevdir. Bu açıdan görülüp değerlendirildiğinden, okul ile aile ve topluluğun kendi aralarındaki iş birliğini güçlendirmesi gerekir. Zorunlu eğitim dönemlerindeki çocukların temel eğitimi açısından, okullara gerektiğinden fazla sorumluluk yüklenmiş okullardan beklenen hizmetler düzeyi çok yüksek tutulmuştur. Oyasa, okulların işlerine yönelebilmeleri ve asıl işlerinde yoğunlaşabilmeleri için okul ile toplumun, eğitim sürecindeki görevlerini aktif olarak yüklenmeleri gerekir” denilmektedir.[30] Japon Eğitimi’nin başarısı, okullardaki disiplin ve annelerin kendilerini çocuklarının çalışmalarına adamalarından kaynaklanmaktadır.[31] Tokyo’da oturan ailelerin bir çoğu 3-6 yaşları arasındaki çocuklarını haftada en az bir kere kent dışına, doğaya çıkarmayı babanın görevinden sayar.[32] Japonya’da yaygın olarak kullanılan bir başka yöntem, derslerin okul sınıf ortamı dışında sürdürülmesidir. Japonya’da kütüphaneler ve müzeler eğitim kurumudur ve Eğitim Bakanlığı’na bağlıdır.[33]

Toplum bilim dersleri tarih müzelerinde, fen bilimleri dersleri bilim, teknoloji ve endüstri müzelerinde, sanat eğitimi de çoğu zaman müze ve sanat galerilerinde yapılır. Geri kalan matematik ve lisan dersleri sınıfta yapılır. “Sapora, Tarih Müzesi’nde yapılan bir tarih dersinde, öğrencilerin sanki kıra-pikniğe gider gibi hazırlıklı geldikleri, müze çevresinde öğle yemeği yedikten sonra içeri girdikleri, sevinçli, mutlu oldukları, sorup araştırdıkları, yapılan açıklamaları dinleyip not aldıkları, yarım saatlik bir toplu çalışmadan sonra tek tek dolaştıkları istedikleri beğendikleri köşelere dağıldıkları ve bu müze çalışmasını tümü ile çok sevdikleri, rahat oldukları gözlenmiştir. Öğretmek kadar tarihi kabul ettirmek ve müzeyi sevdirmek amacı seçiliyor bu yaklaşımda. Çocuk müzeyi severse, hayatı boyunca tarih öğrenecektir, yalnız tarih derslerinde değil”[34]

Japon müzelerinde, batı müze geleneğindeki “lütfen dokunmayınız!” kuralı yerine, dayanıklı eşyaya dokunabilirsiniz ilkesi getirilmiştir. Yangın tehlikesi olmayan, flaşsız kameraların kullanılmasına da izin verilmiştir.[35]

c-Sınav Cehennemi[]

Japon Öğrencisinin hayatı, sınavlarla geçer. Tokyo Üniversitesine girmeye hak kazanan başarılı öğrencilerin %10’u ülkedeki 5453 lisenin üç tanesi tarafından yetiştirilir. Üniversite giriş sınavlarının hayati önemi, karlı bir yan sanayi doğurmuştur. Normal ders saatlerinden sonra özel ders veren uzmanlaşmış paralı dershanelere “Juku” denir. Jukular, kaç öğrencisinin hangi sınavlarda başarılı olduğu kriterine göre sıralanır. Ünlü üniversitelerin giriş sınavlarında başarılı olamayan pek çok öğrenci bazen 3-4 yıl tekrar şanşını dener. Bu arada öğrenci juku veya yardımcı dershanelere (Yobiko) devam eder.[36]

Ünlü bir liseye kabul edilebilmek için ünlü bir orta okulu bitirmiş olmak gerekir. En ünlü orta okullara girebilme de yine doğru seçilmiş iyi bir ilkokul şartına bağlıdır. İlkokulun şöhretini sınıflandırmada yukarılarda bir ortaokul ve liseye sokabildiği öğrenci sayısı belirler. Piyasada ilkokula giriş sınavına hazırlanan çocuklar için özel dersleri atalim ettiren kitaplar satılır. Ama çoğu zaman seçim daha önceden başlar.[37] Öğrencilere ayda bir deneme sınavı verilerek seçkin okulların sıavına girme hakkı kazandırılacak not seviyeleri ölçülür. Öğrencilerin hemen hepsi sınıflarını geçip mezun olacaklardır. Çünkü Japonya’da bu otomatikleşmiş bir olaydır.[38] d-Okul Öncesi Eğitimi <p class="MsoNormal" style="text-align: justify; text-indent: 36pt; m

Şablon:Yenişehir OÖE


Advertisement