Yenişehir Wiki
Register
Advertisement
Kamer Suresi Rahman Suresi - Portal:Kur'an Vakıa Suresi


Rahman suresi tefsirleri Rahman Suresi/Elmalı Orijinal Hak Dini Kur'an Dili/Rahman suresi

Ar_Rahman_-_By_Wafiq_Syed_-_Beautiful_Recitation

Ar Rahman - By Wafiq Syed - Beautiful Recitation

Muhammed_Medyen_محمد_مدين_Rahman_Suresi_(_Bu_sese_kulak_verin!_)-0

Muhammed Medyen محمد مدين Rahman Suresi ( Bu sese kulak verin! )-0

Shaykh_Muhammad_Madian_Surah_Qamar_&_Rahman

Shaykh Muhammad Madian Surah Qamar & Rahman

Konusu itibarıyla sure, Allah’ın rahmaniyettinden yani dünyada kafir mümin demeden merhametinden coşan lütuflarından söz eder. Hayranlık verici bir belagate, iç sese sahiptir. Allah’ın insana olan sevgi, şefkat ve merhameti sure boyunca bir dip akıntısı gibi çağlar. Varlığın çift kutuplu doğasına hemen her pasajda, hatta her ayet çiftinde atıf yapılır. Allah’ın hayata her an müdahil olduğunu ifade eden o muhteşem cümle bu surede gelir. külle yevmin HUve fiy şe’n (29) bununla Allah’ın müdahil olmadığı bir hayat tasavvurlarının tamamı şiddetle reddedilir ve tokat gibi bir cevap verilir. Allah’ın müdahil olmadığı hiçbir hayat alanı yoktur.

31 kez bu surede Fe Bi eyyi alai Rabbiküma tükezziban ayeti yankılanır. Bu muhteşem yankı insanın ta yüreğinde sesini bulur. O halde rabbinizin nimetlerinden hangisini inkar edebilirsiniz.

O halde rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlayabilirsiniz.

İnsanoğlunun buna vereceği cevap yoktur. sükûttan başka hiç birini, çünkü bırakın yalanlamayı, saymaya kalksa Ve in te’uddu nı’metAllâhi lâ tuhsuha.. (Nahl/18) asla beceremez. Bu 31 ayet nakarat değildir. Birbirinin aynı vurguya da sahip değildir. Her biri adeta özel bir vurgudur kendisinden bir önce sayılan dolaylı ya da dolaysız nimete atıf içerir. Bu kısa girişten sonra surenin tefsirine geçebiliriz.

Fe bi eyyi ala i rabbikuma tukezziban tekrarindaki rabbinizin yani ikinin (Yani cin ve ins'in) Rabbi ne demektir?

(Ey insanlar ve cinler!) öyleyse her ikiniz de, rabbinizin hangi nimetlerini (n O'ndan oluşunu) yalanlayabiyorsunuz. Mahmut Ustaosmanoglu meali.


Rahman_Suresi/1-25[]

Ayet No
Ayet Metni
Elmalı Meali (Orijinali)
İngilizce Meali (M. Pickthall )
Rahmân[2] ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle"
Acıyıcı*[3], esirgeyici Allah’ın adıyla başlarım
In the Name of Allâh, the Most Gravious, the Most Merciful
الرَّحْمَٰنُ
Rahmân (çok merhametli olan Allah)
The Beneficent
عَلَّمَ الْقُرْآنَ
Öğretti Kur'anı
Kurân'ı öğretti.
Hath made known the Qur’an.
خَلَقَ الْإِنْسَانَ
Yarattı insanı
İnsanı yarattı.
He hath created man.
عَلَّمَهُ الْبَيَانَ
Belletti ona o güzel beyânı
Ona beyanı öğretti.
He hath taught him utterance.
الشَّمْسُ وَالْقَمَرُ بِحُسْبَانٍ
Güneş ve Ay hisablı
Güneş de ay da bir hesab iledir.
The sun and the moon are made punctual.
وَالنَّجْمُ وَالشَّجَرُ يَسْجُدَانِ
Çemen, ağaç secdedan
Bitkiler ve ağaçlar secde etmektedirler.
The stars and the trees adore.
وَالسَّمَاءَ رَفَعَهَا وَوَضَعَ الْمِيزَانَ
Bak şu güzel semaya; verdi ona irtifa' vazeyledip mizânı
Göğü yükseltti ve mizanı koydu.
And the sky He hath uplifted; and He hath set the measure,
أَلَّا تَطْغَوْا فِي الْمِيزَانِ
Ki taşmayın mizanda
Sakın tartıda taşkınlık etmeyin.
That ye exceed not the measure,
وَأَقِيمُوا الْوَزْنَ بِالْقِسْطِ وَلَا تُخْسِرُوا الْمِيزَانَ
Ve doğru tutun adaletle tartıyı da aksatmayın mizanı
Tartıyı adaletle yapın, terazide eksiklik yapmayın.
But observe the measure strictly, nor fall short thereof.
وَالْأَرْضَ وَضَعَهَا لِلْأَنَامِ
Arza da bir tavazu' verdi berayı enam
(Allah) yeri mahlukat için (aşağıya) koydu.
And the earth hath He appointed for (His) creatures,
فِيهَا فَاكِهَةٌ وَالنَّخْلُ ذَاتُ الْأَكْمَامِ
Onda bir meyva, ve ekmamiyle duran nahli benam
Orada meyvalar ve salkımlı hurma ağaçları vardır.
Wherein are fruit and sheathed palm trees
وَالْحَبُّ ذُو الْعَصْفِ وَالرَّيْحَانُ
Ve o çimli dâneler ve o hoşbu' reyhan
Yapraklı taneler ve hoş kokulu bitkiler vardır.
Husked grain and scented herb.
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
Şimdi rabbinizin hangi eltafına dersiniz yalan?
Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
Which is it, of the favours of your Lord, that ye deny?
خَلَقَ الْإِنْسَانَ مِنْ صَلْصَالٍ كَالْفَخَّارِ
Fağfur gibi bir salsâlden insanı yarattı
Allah insanı, pişmiş bir çamura benzeyen bir balçıktan yarattı.
He created man of clay like the potter's,
وَخَلَقَ الْجَانَّ مِنْ مَارِجٍ مِنْ نَارٍ
Bir maric ateşten de o cannı yarattı
Cinleri de hâlis ateşten yarattı.
And the Jinn did He create of smokeless fire.
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
Şimdi rabbinizin hangi eltafına dersiniz yalan?
Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
Which is it, of the favours of your Lord, that ye deny?
رَبُّ الْمَشْرِقَيْنِ وَرَبُّ الْمَغْرِبَيْنِ
Hem iki Meşrikın rabbi hem iki Mağribin rabbi
(O) iki doğunun ve iki batının Rabbidir.
Lord of the two Easts, and Lord of the two Wests!
فَبِأَيِّ آلَاء رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
Şimdi rabbinizin hangi eltafına dersiniz yalan?
Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
Which is it, of the favours of your Lord, that ye deny?
مَرَجَ الْبَحْرَيْنِ يَلْتَقِيَانِ
Salmış iki deryayı demâdem çatışırlar
(Acı ve tatlı) iki denizi salıverdi birbirine kavuşuyorlar.
He hath loosed the two seas. They meet.
بَيْنَهُمَا بَرْزَخٌ لَا يَبْغِيَانِ
Beyinlerinde bir berzah bagyeylemezler bir ân
Fakat aralarında bir engel vardır, birbirlerine geçip karışmıyorlar.
There is a barrier between them. They encroach not (one upon the other).
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
Şimdi rabbinizin hangi eltafına dersiniz yalan?
Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
Which is it, of the favours of your Lord: that ye deny?
يَخْرُجُ مِنْهُمَا اللُّؤْلُؤُ وَالْمَرْجَانُ
Çıkar onlardan inci ile mercan
İkisinden de inci ve mercan çıkar.
There cometh forth from both of them the pearl and coral stone.
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
Şimdi rabinizin hangi eltafına dersiniz yalan?
Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
Which is it, of the favours of your Lord, that ye deny?
Hem onun denizde akıp giden o münşeâti alemnişan
Denizde koca dağlar gibi yükselen gemiler de onundur.
His are the ships displayed upon the sea, like banners.
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
Şimdi rabbinizin hangi eltafına dersiniz yalan?
Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
Which is it, of the favours of your Lord, that ye deny?


Rahman Suresi/26-45[]

Ayet No
Ayet Metni
Elmalı Meali (Orijinali)
İngilizce Meali (M. Pickthall )
كُلُّ مَنْ عَلَيْهَا فَانٍ
Üzerindeki her kes fanî
Yer üzerinde bulunan her şey fânidir.
Everyone that is thereon will pass away;
وَيَبْقَىٰ وَجْهُ رَبِّكَ ذُو الْجَلَالِ وَالْإِكْرَامِ
Bakı o Rabbının yüzü o zülcelâli vel'ikram
Yalnız celâl ve ikram sahibi Rabbinin yüzü (zâtı) baki kalacaktır.
There remaineth but the countenance of thy Lord of Might and Glory.
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
Şimdi rabbinizin hangi eltafına dersiniz yalan?
Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
Which is it, of the favours of your Lord, that ye deny?
يَسْأَلُهُ مَنْ فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ ۚ كُلَّ يَوْمٍ هُوَ فِي شَأْنٍ
Ondan dilenir göklerde hem yerde olan «kulle yevmin huve fi şe'n»
Göklerde ve yerde bulunanlar, O'ndan isterler. O, her gün yeni bir iştedir.
All that are in the heavens and the earth entreat Him. Every day He exerciseth (universal) power.
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
Şimdi rabbınızın hangi eltafına dersiniz yalan?
Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
Which is it, of the favours of your Lord, that ye deny?
سَنَفْرُغُ لَكُمْ أَيُّهَ الثَّقَلَانِ
Yarın size kalacağınız ey sekalân!
Ey insan ve cin! sizin de hesabınızı ele alacağız.
We shall dispose of you, O ye two dependents (man and jinn).
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
Şimdi rabbinizin hangi eltafına dersiniz yalan?
Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
Which is it, of the favours of your Lord, that ye deny?
[[يَا مَعْشَرَ الْجِنِّ وَالْإِنْسِ إِنِ اسْتَطَعْتُمْ أَنْ تَنْفُذُوا مِنْ أَقْطَارِ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ فَانْفُذُوا ۚ لَا تَنْفُذُونَ إِلَّا بِسُلْطَانٍ ]]
Ey cinn-ü insin ma'şeri! Gücünüz yeterse geçin gidin aktarı Arz-u Semadan, geçemezsiniz olmazsa ferman
Ey cin ve insan toplulukları! Göklerin ve yerin çevresinden geçmeye gücünüz yeterse geçin gidin. Allah'ın verdiği bir güç olmadan geçemezsiniz.
O company of jinn and men, if ye have power to penetrate (all) regions of the heavens and the earth; then penetrate (them)! Ye will never penetrate them save with (Our) sanction.
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
Şimdi rabbinizin hangi eltafına dersiniz yalan?
Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
Which is it, of the favours of your Lord, that ye deny?
يُرْسَلُ عَلَيْكُمَا شُوَاظٌ مِنْ نَارٍ وَنُحَاسٌ فَلَا تَنْتَصِرَانِ
Salınır üstünüze ateşten bir yalın, bir zehir duman, kurtulamazsınız deseniz de el'aman
Üzerinize ateşten alev ve duman gönderilir, kendinizi savunamazsınız.
There will be sent, against you both, heat of fire and flash of brass, and ye will not escape.
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
Şimdi rabbınızın hangi eltafına dersiniz yalan?
Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz
Which is it, of the favours of your Lord, that ye deny?
فَإِذَا انْشَقَّتِ السَّمَاءُ فَكَانَتْ وَرْدَةً كَالدِّهَانِ
Gök bir yarılıp oluverdi mi bir gül, yağ gibi eriyen, kızaran yanan
Gök yarılıp da, erimiş yağ gibi kıpkırmızı bir gül olduğu zaman...
And when the heaven splitteth asunder and becometh rosy like red hide
فَبِأَيِّ آلَاء رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
Şimdi rabbınızın hangi eltafına dersiniz yalan?
Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
Which is it, of the favours of your Lord, that ye deny?
فَيَوْمَئِذٍ لَا يُسْأَلُ عَنْ ذَنْبِهِ إِنْسٌ وَلَا جَانٌّ
O gün sorulmaz cürmünden artık ne bir insan ne de bir cânn
İşte o gün, ne insana ne de cinne günahından sorulmaz.
On that day neither man nor jinn will be questioned of his sin.
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
Şimdi rabbınızın hangi eltafına dersiniz yalan?
Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
Which is it, of the favours of your Lord, that ye deny?
يُعْرَفُ الْمُجْرِمُونَ بِسِيمَاهُمْ فَيُؤْخَذُ بِالنَّوَاصِي وَالْأَقْدَامِ
Tanınır da mücrimler simalarından tutulur perçemlerile ayaklarından
Suçlular simalarından tanınır, alınlarından ve ayaklarından tutulur.
The guilty will be known by their marks, and will he taken by the forelocks and the feet.
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
Şimdi rabbınızın hangi eltafına dersiniz yalan?
Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
Which is it, of the favours of your Lord, that ye deny?
هَٰذِهِ جَهَنَّمُ الَّتِي يُكَذِّبُ بِهَا الْمُجْرِمُونَ
İşte bu, mücrimlerin yalan dedikleri Cehennem
İşte bu, suçluların yalanladığı cehennemdir.
This is Hell which the guilty deny.
يَطُوفُونَ بَيْنَهَا وَبَيْنَ حَمِيمٍ آنٍ
Olacaklar bununla bir kızgın hamîmin arasında pûyan
Onunla kaynar su arasında dolaşırlar.
They go circling round between it and fierce, boiling water.
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
Şimdi rabbınızın hangi eltafına dersiniz yalan?
Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
Which is it, of the favours of your Lord, that ye deny?

Rahman Suresi/46-78[]

Ayet No
Ayet Metni
Elmalı Meali (Orijinali)
İngilizce Meali (M. Pickthall )
وَلِمَنْ خَافَ مَقَامَ رَبِّهِ جَنَّتَانِ
Rabbının makamından korkan kimseye iki Cennet raygân
Rabbinin makamından korkan kimselere iki cennet vardır.
But for him who feareth the standing before his Lord there are two gardens.
55/47
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
Şimdi rabbinizin hangi eltâfına dersiniz yalan?
Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
Which is it, of the favours of your Lord, that ye deny?
55/48
ذَوَاتَا أَفْنَانٍ
Var her birinde envaı bostan, envaı eğsan
İkisinin de çeşitli ağaçları, meyvaları vardır.
Of spreading branches.
55/49
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
Şimdi rabbinizin hangi eltafına dersiniz yalan?
Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
Which is it, of the favours of your Lord, that ye deny?
فِيهِمَا عَيْنَانِ تَجْرِيَانِ
Onlarda iki kaynak olur revan
İkisinde de akıp giden iki kaynak vardır.
Wherein are two fountains flowing.
55/51
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
Şimdi rabbınızın hangi eltafına dersiniz yalan?
Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
Which is it, of the favours of your Lord, that ye deny?
55/52
فِيهِمَا مِنْ كُلِّ فَاكِهَةٍ زَوْجَانِ
Onlarda her meyvadan çifte çifte hân
İkisinde de her türlü meyvadan çift çift vardır.
Wherein is every kind of fruit in pairs.
55/53
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
Şimdi rabbınızın hangi eltâfına dersiniz yalan?
Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
Which is it, of the favours of your Lord, that ye deny?
مُتَّكِئِينَ عَلَىٰ فُرُشٍ بَطَائِنُهَا مِنْ إِسْتَبْرَقٍ ۚ وَجَنَى الْجَنَّتَيْنِ دَانٍ
Dayanmışlar öyle mefruşata kim astarları istebraktan
Astarları atlastan yataklara yaslanırlar. İki cennetin de devşirmesi yakındır.
Reclining upon couches lined with silk brocade, the fruit of both gardens near to hand.
55/55
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
Şimdi rabbınızın hangi eltâfına dersiniz yalan?
Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
Which is it, of the favours of your Lord, that ye deny?
55/56
فِيهِنَّ قَاصِرَاتُ الطَّرْفِ لَمْ يَطْمِثْهُنَّ إِنْسٌ قَبْلَهُمْ وَلَا جَانٌّ
Her iki Cennetin derimi de yakından
Oralarda gözlerini yalnız eşlerine çevirmiş dilberler var ki, bunlardan önce onlara ne insan ne de cin dokunmuştur.
Therein are those of modest gaze, whom neither man nor jinn will have touched before them,
55/57
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
Şimdi rabbınızın hangi eltafına dersiniz yalan?
Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
Which is it, of the favours of your Lord, that ye deny?
55/58
كَأَنَّهُنَّ الْيَاقُوتُ وَالْمَرْجَانُ
O Cennetlerde öyle kasıratüttarf dilberler, ki dokunmamıştır onlara onlardan evvel İns-ü Cânn
Sanki onlar yâkut ve mercandırlar.
(In beauty) like the jacinth and the coral stone.
55/59
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
Şimdi rabbınızın hangi eltâfına dersiniz yalan?
Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
Which is it, of the favours of your Lord, that ye deny?
هَلْ جَزَاءُ الْإِحْسَانِ إِلَّا الْإِحْسَانُ
Sanırsın onları yâkut-ü mercan
İyiliğin karşılığı, yalnız iyilik değil midir?
Is the reward of goodness aught save goodness?
55/61
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
Şimdi rabbınızın hangi eltâfına dersiniz yalan?
Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
Which is it, of the favours of your Lord, that ye deny?
55/62
وَمِنْ دُونِهِمَا جَنَّتَانِ
İhsânın cezâsı elbette ihsân
Bu ikisinden başka iki cennet daha vardır.
And beside them are two other gardens,
55/63
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
Şimdi rabbınızın hangi eltâfına dersiniz yalan?
Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
Which is it, of the favours of your Lord, that ye deny?
55/64
مُدْهَامَّتَانِ
Ötelerinden de diğer Cennetan
(Bu cennetler) yemyeşildirler.
Dark green with foliage.
55/65
65. فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
Şimdi rabbinizin hangi eltafına dersiniz yalan?
Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
Which is it, of the favours of your Lord, that ye deny?
55/66
فِيهِمَا عَيْنَانِ نَضَّاخَتَانِ
Yağız yeşil ne dilsıtan
İkisinde de fışkıran iki kaynak vardır.
Wherein are two abundant springs.
55/67
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
Şimdi rabbınızın hangi eltafına dersiniz yalan?
Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
Which is it, of the favours of your Lord, that ye deny?
55/68
فِيهِمَا فَاكِهَةٌ وَنَخْلٌ وَرُمَّانٌ
Bunlar da püsküren çifte şadravan
İkisinde de her türlü meyva, hurma ve nar vardır.
Wherein is fruit, the date palm and pomegranate
55/69
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
Şimdi rabbınızın hangi eltâfına dersiniz yalan?
Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
Which is it, of the favours of your Lord, that ye deny?
55/70
فِيهِنَّ خَيْرَاتٌ حِسَانٌ
Bunlarda bir meyve, bir başka hurma, bir başka rumman
İçlerinde güzel huylu, güzel yüzlü kadınlar vardır.
Wherein (are found) the good and beautiful.
55/71
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
Şimdi rabbınızın hangi eltafına dersiniz yalan?
Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
Which is it, of the favours of your Lord, that ye deny?
55/72
حُورٌ مَقْصُورَاتٌ فِي الْخِيَامِ
İçlerinde dilber, hayırlı hûbân
Çadırlar içerisinde gözlerini yalnız kocalarına çevirmiş hûriler vardır.
Fair ones, close guarded in pavilions
55/73
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
Şimdi rabbınızın hangi eltâfına dersiniz yalan?
Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
Which is it, of the favours of your Lord, that ye deny?
55/74
لَمْ يَطْمِثْهُنَّ إِنْسٌ قَبْلَهُمْ وَلَا جَانٌّ
Cibinliklerde mestur, mahsus hûriyan
Bunlardan önce onlara ne insan ne de cin dokunmuştur.
Whom neither man nor jinn will have touched before them
55/75
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
Şimdi rabbınızın hangi eltafına dersiniz yalan?
Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
Which is it, of the favours of your Lord, that ye deny?
55/76
مُتَّكِئِينَ عَلَىٰ رَفْرَفٍ خُضْرٍ وَعَبْقَرِيٍّ حِسَانٍ
Dokunmamıştır onlara onlardan evvel İns-ü Cann
Yeşil yastıklara ve hârikulâde güzel işlemeli döşeklere yaslanırlar.
Reclining on green cushions and fair carpets.
55/77
فَبِأَيِّ آلَاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
Şimdi rabbınızın hangi eltafına dersiniz yalan? Kurulmuşlar yeşil refref ve güzel abkarîler üzere şadan
Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
Which is it, of the favours of your Lord, that ye deny?
تَبَارَكَ اسْمُ رَبِّكَ ذِي الْجَلَالِ وَالْإِكْرَامِ
Şimdi rabbınızdan hangi eltâfına dersiniz yalan? Yüce çok yüce rabbının adı onun o celâl, onun o ikram
Büyüklük ve ikram sahibi Rabbinin adı ne yücedir!
Blessed be the of thy Lord, Mighty and Glorious!

İç linkler[]

Disambig Bakınız: Rahman Suresi, Rahman Suresi/MEAL , Rahman Suresi/VİDEO , Rahman Suresi/TEFSİR, Rahman Suresi/TEZHİB, Rahman Suresi/HAT , Rahman Suresi/FAZİLETİ, Rahman Suresi/HİKMETLERİ , Rahman Suresi/KERAMETLERİ , Rahman Suresi/AUDİO, Rahman Suresi/HADİSLER, Rahman Suresi/NAKİLLER, Rahman Suresi/ELYAZMALARI , RahmanSuresi/VP

Dış linkler[]

Video linkleri[]

الشيخ_مصطفى_اسماعيل_الرحمن_تلاوة_نادرة

الشيخ مصطفى اسماعيل الرحمن تلاوة نادرة

[1] Mustafa İsmail'in nadir kıraatlerinden birisidir

Tefsir linkleri[]

Hadis linkleri[]

v

Advertisement