Yenişehir Wiki
Register
Advertisement

Mürteci (Recâ. dan) Arzulu, ümitli, ümitvâr olan.

Rec'a Geri gelme, dönüş.

Öldükten sonra tekrar diriliş.

Reca Emel, ümit, yalvarmak.

Cânib, taraf.

İstek, arzu, dilek.

Reca Kenar, yan. Taraf.

Mürteci' (Rücu'. dan) Geri dönen, geri dönmek isteyen. İrticâa giden.

Rücu' Geri dönme, vazgeçme, cayma. Sözünden dönme.

Edb: Bir fikri daha kuvvetli anlatmak için söylenilen sözden caymış gibi görünmek.

Her cihetle en yüksek saadet ve selâmete sevkeden İslâmiyete muhalefetle İslâmdan önceki câhiliyet ve ahlâksızlığa dönmek isteyenlerin vasfı.

İslâmiyete muhalif olanların; hakikat, İslâmiyet ve iman fedakârlarına, İslâmiyetin Asr-ı Saadetteki hâlisiyyetine dönmek isteyenlere taktıkları isim. (Eğer, meşrutiyet bir fırkanın istibdadından ibaretse, bütün ins ve cinn şâhid olsun ki, ben mürteci'im ve şeriatın bir tek mes'elesine ruhumu feda etmeğe hazırım. Ş.) (Kanayan bir yara gördüm mü, yanar tâ ciğerim Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim. Adam aldırma da geç, git diyemem, aldırırım. Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım. Zâlimin hasmıyım amâ, severim mazlumu İrticâ'ın şu sizin lehçede mânâsı bu mu? İşte ben mürteci'im gelsin işitsin dünya. Hem de baş mürteci'im patlasanız çatlasanız. Hadi, kanununuz assın beni, yahut yasanız...) Mehmed Akif (R. Aleyh)

Şablon:Sistemik önyargı - devlet

İrtica (Tr. "(önceki yere) dönüş") veya gericilik (Arapça: رجع, raca'a kökünden, Fransızca: Réaction), önceki şartlara dönüşü isteyen, aşırı muhafazakar ve ilerlemelere karşıt olan, herhangi bir sosyal ya da siyasi hareket veya ideoloji ve buna bağlı eylemler.

Bu terim batı'da Fransız Devriminde sabık monarşi rejimine veya onun koşullarına dönüşü isteyen karşı devrimcileri tanımlamakta kullanılmıştır. Ondokuzuncu yüzyılda batıda derebeylikleri ve aristokrasiyi korumayı arzu eden ve sanayileşme, cumhuriyetçilik, liberalizm ve sosyalizm karşıtlarını tanımlamakta kullanılmıştır. Gerici tabiri politik anlamda gelişme ve yenileşmelere karşı olan ideolojileri tanımlamak için aşağılama amacıyla da kullanılır.


Literatüre [1] İkinci Abdülhamit dönemindeki 31 Mart Vak'ası (13.04.1909) olarak bilinen olayla girmiştir. Literatürdeki manası İkinci Abdülhamid dönemine geri dönmeyi ifade etse de günümüzde gericilik veya irtica terimi ile daha çok dini köktendinci talepler ile geriye dönüşü ve çağdaş, laik cumhuriyet rejimi yerine dini kurallara göre bir siyasi ve hukuki rejimi savunanları anlatmak için kullanılmaktadır.

Tanım[]

Emre Kongar gericiliği insanoğlunun tarihsel gelişim sürecine göre, üretim ilişkilerine göre, tüketim ve paylaşım ilişkilerine göre ve siyasal rejimlere göre sınıflandırmıştır. Bu tanıma göre insanlık tarih boyunca gelişme ve ilerlemeler göstermiştir. Kongar'ın tanımına göre toplayıcılık, avcılık, tarım, sanayi ve bilgi toplumu gibi aşamaları geriye götürmek veya durdurmak gericiliktir. Üretim ilişkileri de benzer şekilde zaman içinde ilkel klanlar, kölecilik, feodalizm, kapitalizm ve sosyalizm vb. gibi değişimler göstermiştir. Bu değişimleri geriye götürmeyi savunmak gericiliktir. Tanrı adına mutlak hukuki ve idari yetkilere sahip derebeylikleri ve krallıklar, yerlerini anayasal krallıklara ve cumhuriyetlere bırakmıştır. Modern devletlerde kişi hak ve hürriyetleri demokratik ve laik kanunlar ile güvence altına alınmıştır. Demokratik ve laik modern rejimlerin yerine insanlar tarafından dini kuralların insanlara karşı işletildiği antidemokratik rejimleri istemek gericiliktir.[2]

Tarihçesi[]

Onsekizinci yüzyıl[]

Padişah III. Selim'in Avrupa teknik ve yeniliklerine göre eğitilmesi planlanan Nizam-ı Cedid ordusunu kurduğunda bundan rahatsız olan ve eski sistemi savunan Yeniçeriler Kabakçı Mustafa İsyanı'nı çıkardılar. Osmanlı Devleti döneminde yeniliklere ve yeniliklerin getirdiği koşullara karşı çıkanlar tarafından geriye dönüş istekleri doğrultusunda olaylar meydana gelmiştir.

Meşrutiyet[]

İlk kez 31 Mart 1909 ayaklanmasını izleyen günlerde ortaya atılan sözcük, 1908 Meşrutiyet Devrimi'nden "geriye dönüşü" savunan kişiler için kullanılmıştır.

Cumhuriyet[]

1 Kasım 1922'de TBMM tarafından Saltanatın Kaldırılması kanununun çıkarılması ardından eski Osmanlı rejimine ve Osmanlı İslam Hukuku sistemine dönmek isteyen kişi ve görüşler mürteci olarak adlandırılmıştır.

1925 yılında Doğu Anadolu'da patlak veren ve Hilafetin Kaldırılması ve Şapka devrimi gibi kanunlara tepki olarak çıkan Şeyh Said İsyanı gerici ve irticai bir ayaklanma olarak adlandırılmıştır.

Cumhuriyet tarihi boyunca "irtica" genellikle İslamî değer ve simgeleri savunan siyasi yaklaşımları tanımlamakta kullanılmıştır. Demokrat Parti'nin yükselişte olduğu 1946-1955 dönemi, 1960 askerî darbesini izleyen dönem ve 28 Şubat 1997 askerî muhtırasını izleyen yıllar, Türkiye'de irtica tartışmasının özellikle alevlendiği yıllardır.

Yirminci yüzyılda irticaî (reaksiyonel) siyasî oluşumların genel özelliği, endüstriyel üretimi ve sanayileşmeyi devam ettirmek yanında idari yapı olarak eskiden (demokrasi öncesinde) olduğu gibi totaliter veya totaliter benzeri bir yapı taraftarı olmak şeklinde görülmüştür. İspanya'da Franco [ok. "franko] yönetimi, Fransa'da Vichy (okunuşu:Vişi) yönetimi, Portekiz'de Antonio Salazar yönetimi bunun örneklerindendir.

Dünyanın çeşitli yerlerinde mevcut rejime tepki olarak irticayı siyasi programları yapan siyasi oluşumlar görülmektedir. Günümüzde Almanya'da NeoNaziler, Afganistan'da Taliban, ABD'de Ku Klux Klan ve Fransa'da Vichy yönetimi gibi görüşler gerici görüşlere sahiptir. Mevcut siyasi oluşumlar azınlık hâlindedir.

Milli Nizam Partisi, Fazilet Partisi ve Refah Partisi, köktendinci irticai faaliyet ve söylemleri nedeniyle kapatılmıştır.

Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), özellikle köktendinci irtica anlamındaki gericilik karşıtı açıklama ve eylemleri olan devlet kurumlarının başında gelmektedir. TSK, her yıl düzenlenen Yüksek Askeri Şura'da (YAŞ) irticaî faaliyetlere katıldığını iddia ettiği subay ve astsubaylar ordudan çıkarmaktadır. YAŞ kararlarının hukûkî dayanağı hakkında Türkiye'de tartışmalar meydana gelmiştir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından -konuyla ilgili bir davada- verilen kararda[kaynak belirtilmeli], ordunun iç disipliniyle ilgili bir konuya mahkemenin müdahil olmaması görüşü egemen olmuştur.[kaynak belirtilmeli]Ordudan atılan subaylar mahkeme edilmeden ve savunma hakkı olmadan ordudan atılmaktadır ve tazminat hakları yoktur. İhraç kararı için yargıya itiraz etme imkânı da bulunmamaktadır.

Kaynakça ve Dipnotlar[]

Ayrıca bakınız[]

  • Köktendincilik

Şablon:Politika-taslak


als:Reaktion (Politik) ar:رجعية arz:رجعيه bg:Реакция (политика) ca:Reaccionari cs:Reakcionářství da:Reaktionær de:Reaktion (Politik) en:Reactionary es:Reaccionario et:Reaktsionäär fa:ارتجاع (اصطلاح سیاسی) fr:Réaction (politique) he:ריאקציה (אידאולוגיה) hr:Reakcija (politika) ja:反動 ka:რეაქციონიზმი lv:Reakcijas laikmets nl:Reactionair no:Politisk reaksjon pl:Doktryna reakcyjna pt:Reacionário ru:Политическая реакция sv:Reaktionär uk:Політична реакція vi:Phản động zh:反动

Vikisoz
Vikisöz'de
Recâ sözleri bulunur.

Derviş Bir tarikata ve şeyhe bağlı olan mürid, sûfiyâne bir hayat yaşayan kişi.

Farsça bir kelime olmakla birlikte bütün müslüman milletlerin dillerine girmiş olan derviş, esas itibariyle "muhtaç, fakir" anlamlarına gelir, Tasavvufi mana itibarı ile Allah fakiri, Allah'a Muhtaç olduğunu hisseden, Allah'ı taleb eden, Ehli Suffa (Peygamberin en yakın arkadaşları) anlamında derviş sıfat olarak kullanılmıştır. Dervişân da derviş kelimesinin çoğuludur.

Muhammedi şeriatta Biat edilen Evliya'yı Allah'a vesile kabul edip, İslamın esaslarını yerine getirmek için söz veren sadakat ve samimiyeti esas kabul edip Allah'a bağlanan, zamana göre Bağlı olduğu Mürşidinin Tasavvufi ögretisi üzere yaşamaya çalışan, Allah adamı, Ehli hal olarakta anılır. Allaha giden yol olarak kabul edilen Tarikatler dervişlerin Üniversitesi olmuştur.

Derviş Mürşidinin tasarrufatı altında adedini mürşidin belirlediği Allah'ın Zikri ile meşgul olup nefsindeki kötülüklerden arınıp insan olabilme Allah'a kulluk yapabilme gayretiyle yaşar. Mutasavvifin en büyük derviş olarak Hz. Peygamber'i kabul eder.

Mutasavvifinin Dervişlikle ilgili sözleri[]

  • Akılcı dinden felsefe, nakilden tasavvuf, hakikat zuhur eder. Akılcı dinden mürteci yetişir. Nakli yaşayan, derviş sıfatının tecelli ettiği bahtiyar toplumlarda irtica-i hal kesinlikle olmaz. Dervişin anayasası kulluk vazifesini yerine getirmektir. Teslimiyete ne kadar sadık kalırsa o kadar makamı rızadan nasip alır. Pir-i Galibi
  • Derviş mürşidinin manevi vazifesinde Peygamberine biat eder. Söz Allah’a verilir, biat Peygamber efendilerimize yapılır. Yaşadığı zamana yetişemedin ise her zaman bu türlü rahmet-i ilahi mevcuddur. Noksan değildir. Veraset taşıyan, izin ve icazet sahibi mürşide biat edilir. Mürşitten gayrısı kendi ismine biat alamaz. Pir-i Galibi
  • "Dervişlik hâldir, söz değildir, söz ile ele geçmez." (Seyyid Abdulkadir Geylani)
  • "Dervişlik olsaydı tâc ile hırka / Biz dahi alırdık otuza kırka". - Yunus Emre

Bakınız[]

  • Tasavvuf ve Zikrullah[1].
  • Galibi Dervişlerinin Tarik-i Mustakim Mekarimi Ahlak Tasavuf prensipleri[2]

Kaynak[]

Wikimedia Commons'ta:
Recâ ile ilgili çoklu ortam kategorisi bulunur.


ar:درويش az:Dərviş bs:Derviš ca:Dervix cs:Derviš de:Derwisch el:Ντερβίς en:Dervish eo:Derviŝo es:Derviche fa:درویش fr:Derviche fy:Derwisj he:דרוויש hr:Derviš hu:Dervis io:Dervisho is:Dervisar it:Derviscio ja:ダルヴィーシュ lbe:Дарвиш lt:Dervišas nl:Derwisj pl:Derwisz pt:Dervixe ru:Дервиш sh:Derviš sr:Дервиш sv:Dervisch tg:Дарвеш uk:Дервіш ur:درویش zh:德爾維希

Advertisement