Mevlana: Mesnevi-i Manevi ve Ruh-ul Mesnevi | |
---|---|
Mevlana/VP -Mevlana/WP - Mevlana/Sözleri - Mevlana/Resimleri - Mevlana/Kitapları - Mevlana/Vecizeleri - Mevlana/Kaynak - Mevlana/Video - Mevlana/Siteleri | |
Mevlana | Mevlanâ < Mevlânâ < Mevlana Celalleddin-i Rumi < Mevlânâ Celaleddin-i Rumi < Mevlâna Celâleddin-i Rûmî < Mevlana'nın hayatı |
Mesnevi | Mesnevi-i manevi < Mesnevi-i Manevi < Ruh-ul Mesnevi < Rûhû’l Mesnevî < Şablon:Ruh-ul Mesnevi < Şablon:Mesnevi < Mesnevi/Dokument < Mesnevi/Web siteleri < Mesnevi/Araştırmaları < Mesnevi/Kitapları < Mesnevi/Periyodikleri < Mesnevi/Şerhleri <Mesnevi ve sûfi şiirinin poetikası |
Mevlevi | Mevlevilik < Mevlevi Ayinleri < Mevlevi musikisi <Mevlevi bestekarları |
Mesnevihan | Mesnevi/Video < Mesnevi/Sesli <Mesnevi/PPT |
Şablon:Mevlana |
14.BEYT[]
ORJİNAL METİN |
LATİNO TRANSKRİPTİ |
TÜRKÇE TERCÜMESİ |
İNGİLİZCE TERCÜMESİ
| |
1. |
محرم اين هوش جز بيهوش نيست |
bu ayık olmanın (zindeliğin)merhemi serhoşluk değil. |
bu ayık olmanın (zindeliğin)merhemi serhoşluk değil |
Not he, who reasons best, this wisdom knows.
|
2. |
مرزبانرا مشترى جز كوش نيست |
mer zebanra muşteri cüz goş nist , |
bu dilin müşterisi sadece kulak değil |
Ears only drink what rapt'rous tongues disclose
|
În hüş, beyt-i sâbiktan mefhüm olan hüşa işâretdir ki akl-ımeâd u akl-ı küllîdir, Bi hûş’da olan hûş ile murâd akl-ı meâş u akl-ı cüz’idir ki bu aklın erbâbı öbür aklın ashâbı katındadivâne hükmündedir.
Ve bi’l-akis mısra-ı sâni teşbihi mutazammındır.
Manâ-yı mısra-ı evvel budur ki bu akl-ı meâd u küllinin mahremi bî-hüşdan gayri değildir.
Yani her kim ki akl-ı meâş u cüz’iyi terk eyleye ve hükmü- ne ittibâ'ı koya ve mülâhazadan onu çıkara, akl-ı meâd u külliye ol mahrem uyâr olur.
Zira ol akıl bu aklın perdesidir Perde ise murâda vusûldan mâni ve cemâl-i maksüdu müşâhededen hâcibdir.
Demişlerdir ki, âlem-i ziravusül ve dâire-i hakikate dühül akılla ve fünûnla hâsıl olmaz.
Belki aşk ve cünûn lazımdır.
Cünûnun vechi budur ki sâlik bu bâbda cumhûra muhâlefete muhtâcdır.
Muhâlefet ise sefer-i ma’nevi ile olur.
Sefer-i ma’nevi dahi evvela mahsûsât mütehayyilât u mevhümâtdan inkitâ ve muhâcerete mevkûfdur.
Pes halkın me’lüfâtına muhâlefet eden kimesne onların yanında mecnun add olunur.
Zira evzâ’ ve etvâr ve gayri ahvâlinde istikâmet-i örfiyye ve muvafakâtı,âdiyye yokdur.
Onunçün iksâr-ı zikr idenler hakkında münafıklar, mecnündur, dediler.
Zira onların yanında cehr ü iksâr değil belki mutlakâ zikr u tevhid bile müsteb’id u mustağribdir.
Ve çünkühükemâ vü ekser ülemâ ukûl-ı cüz’ıyebend ile mukayyed oldular.
Lâ cerem enbiyâ vü evliyâya mütaba'at-
dan mahrümiyyet buldular.
Ve niceler dahi ehlâm-ı merâcih-ı rezânı tesfih [46] ve ahvâl'i küberâ-ı insanı takbih edip bi’l-ahire bildin ki n’oldular.
Ve bazıkesr-i nefs sadedinde olan hakkâni sâlikler ki halk arasında müstebşi’ velakin hakikatde şer’a muvâfık nesneler irtikâb ederler.
Gerçi süfehâ-ı nâs katında bu makule umür-ı cünündandır.
Ve1âkin maslahatı mutazammın olicak kemâl-i akildandır.
Zira ıkmal-ı akI odur ki sen onunla nefs-i emmâreyi akd u bend edesin.
Yoksa nefs seni kayd etmeye.
Ve mana-yı mısra-ı sâni budur ki; zebâna ve ondan sâdır olan kelâm-ı merğübe güş-ı râğıbdan gayri müşteri olmadığı gibi.
Nitekim demişlerdir;
Kumaşa kıymet olmaz müşterisiz Güher bir pare taşdur cevhersiz
Ve bu temsili irâddan garaz
METNİN ORJİNALİ
|
LATİNO TRANSKRİPTİ
|
TÜRKÇE TERCÜMESİ
|
İNGİLİZCE TERCÜMESİ
|
خذواالعلم منل افواه الرخا |
LATİNO TRANSKRİPTİ BURAYA YAZILACAKTIR
|
İlmi erkeklerin ağzından alın |
İNGİLİZCE TERCÜMESİ
|
sırrına işaretdir.
Yâni evvela mürşid-i kamil sohbetine vâsıl ve terbiyesine dâhil olmadıkça zikr olunan hüşa mahremiyyet hâsıl olmaz.
Pesibtidâ güşu zebân]]-ı ricâlden cari olan kelimât-ı irşâda tutmak gerekdir.
Tâ ki güşdan [[hüş müteessir olan hali, cüz’iyetten külliyyete mütegayyir ve meâşdan meâda mütebeddil ola.
Nitekim demişlerdir;
METNİN ORJİNALİ
|
LATİNO TRANSKRİPTİ
|
TÜRKÇE TERCÜMESİ
|
İNGİLİZCE TERCÜMESİ
|
اذنى لبعض نساء الحى عاشقه والاذن تعشق قبل العين احيانا |
LATİNO TRANSKRİPTİ BURAYA YAZILACAKTIR
|
Kulaklarım kabile kadınlarından birine aşıktır. Bazen kulak gözden önce aşık olur |
İNGİLİZCE TERCÜMESİ
|
Yani teallukta güş mukaddemdir.
Nitekim sırrı bâlâda beyan olundu.
Ondan rüyet-i ayndır ve basar-ı zahir hâdım-ibasiret olmakla.
Ehl-i hakikat katında rüyet-i ayndan murâd basiret vebasiret ise kalb-i meleküti ve akl-ı küllinin sıfatıdir.
Bazı kibar buyurmuşlardır ki, mürşid-i kâmiI kitâb-ı natıkdır.
Pes onun sohbetine vusül mümkün olmadıkça kitâb-ı sâkit ile iktifâ etmek gerekdır.
Zira nâtıkın te’siri ebleğdir.
Onunçün bu zebâne güş tutmadanmahrum olanlar akl-ı cüz’i mertebesinde kalmışlar ve bildiklerinde dahi yanılmişlardır.
Kâle’l-Hâfız;
METNİN ORJİNALİ
|
LATİNO TRANSKRİPTİ
|
TÜRKÇE TERCÜMESİ
|
İNGİLİZCE TERCÜMESİ
|
بس بكشتم كه بيرسم سبب درد فراق مفتى ءشهردرين مسءله لايعفل بود |
LATİNO TRANSKRİPTİ BURAYA YAZILACAKTIR
|
Ayrılık derdinin nedenini sorayım diye çok dolaştım. Şehrin müftüsü bu konuda akıl veremedi |
İNGİLİZCE TERCÜMESİ
|