Mevlana: Mesnevi-i Manevi ve Ruh-ul Mesnevi | |
---|---|
Mevlana/VP -Mevlana/WP - Mevlana/Sözleri - Mevlana/Resimleri - Mevlana/Kitapları - Mevlana/Vecizeleri - Mevlana/Kaynak - Mevlana/Video - Mevlana/Siteleri | |
Mevlana | Mevlanâ < Mevlânâ < Mevlana Celalleddin-i Rumi < Mevlânâ Celaleddin-i Rumi < Mevlâna Celâleddin-i Rûmî < Mevlana'nın hayatı |
Mesnevi | Mesnevi-i manevi < Mesnevi-i Manevi < Ruh-ul Mesnevi < Rûhû’l Mesnevî < Şablon:Ruh-ul Mesnevi < Şablon:Mesnevi < Mesnevi/Dokument < Mesnevi/Web siteleri < Mesnevi/Araştırmaları < Mesnevi/Kitapları < Mesnevi/Periyodikleri < Mesnevi/Şerhleri <Mesnevi ve sûfi şiirinin poetikası |
Mevlevi | Mevlevilik < Mevlevi Ayinleri < Mevlevi musikisi <Mevlevi bestekarları |
Mesnevihan | Mesnevi/Video < Mesnevi/Sesli <Mesnevi/PPT |
Şablon:Mevlana |
19.BEYT[]
ORJİNAL METİN |
LATİNO TRANSKRİPTİ |
TÜRKÇE TERCÜMESİ |
İNGİLİZCE TERCÜMESİ
| |
1. |
بند بكسل باش آزاد اى بسر |
LATİNO TRANSKRİPTİ 1. MISRA BOŞ. |
Padişah, bir gün hususi adamları ile av için hayvana binmiş, giderken |
İNGİLİZCE TERCÜMESİ 1. MISRA BOŞ,.
|
2. |
جند باشى بندسيم وبندز د |
LATİNO TRANSKRİPTİ 2. MISRA BOŞ, |
Ana caddede bir halayık gördü, o halayığın kölesi oldu |
İNGİLİZCE TERCÜMESİ 2. MISRA BOŞ
|
Piser,bâ-ı Aceminin kesriyle oğul manâsına, ibn gibi sair olsun kebir olsun, Oğlan manâsına değil.
Burada piser tabiri şefkat tarikiyledir Veya muhatabin evlâd-ı [531 ma’neviyyeden olması hakkında tefe’üldür.
Zira bend-i teallukda olan henüz mübtedîdir ve mübtedi hakikat üzre mürşid-i müntehîye veled-i manevi olmak bend-i mezkürdan tahallusdan sonradırki bu tahallus sebeb-i mücânesetdir.
Nitekim demişlerdür;
METNİN ORJİNALİ
|
LATİNO TRANSKRİPTİ
|
TÜRKÇE TERCÜMESİ
|
İNGİLİZCE TERCÜMESİ
|
بند بكسل باش آزاد اى بسر جند باشى بندسيم وبندز د |
LATİNO TRANSKRİPTİ BURAYA YAZILACAKTIR
|
Evlad babasının sırrıdır. Onun mânasının içinde olan şeyler vardır |
İNGİLİZCE TERCÜMESİ
|
Sim ü
zer zikri tamimden sonra tahsis tarikiyledir.
Zira mu’azzam-ı hücbdür.
Onunçün ki onlara kuvvet-i tealluk vardır.
Ve kuvvet-i tealluka dahi sebeb-i sim u zerin muazzam esbâb-ı me’âş ve mazhar-ı ism-i aziz olduğudur.
Nitekim şair demişdir;
Peri peykerleri ehl-i gınâya râm iden oldur
Elüme girse bir yerde yüzin yüzerdüm altunun
Ve bu mannın naziri vardır.
Nitekim haberde gelir:
METNİN ORJİNALİ
|
LATİNO TRANSKRİPTİ
|
TÜRKÇE TERCÜMESİ
|
İNGİLİZCE TERCÜMESİ
|
لولاكلماجلقت الافلاك |
LATİNO TRANSKRİPTİ BURAYA YAZILACAKTIR
|
Eğer sen olmasaydın felekleri yaratmazdım |
İNGİLİZCE TERCÜMESİ
|
eflâktahsis olunduğu muazzam ecsâm olması hâsebiyledir.
Ve Hâce Hâfız kelimâtında gelir:
METNİN ORJİNALİ
|
LATİNO TRANSKRİPTİ
|
TÜRKÇE TERCÜMESİ
|
İNGİLİZCE TERCÜMESİ
|
غلام همت آنم كه زبر جرج كبود زهرجه رنك تعلق يذيرد آزادست |
LATİNO TRANSKRİPTİ BURAYA YAZILACAKTIR
|
Ben gök kubbenin altında bağlanacağı her renkten kurtulmuş o insanın himmetinin kuluyum |
İNGİLİZCE TERCÜMESİ
|
Hâce’nin bu beytinde murâdı yalnız zîr-i çerhde reng-i tealluk kabul eden eşyâ-ı mahsusa değildir.
Belki bi’l-cümle reng-i tealluk kabül eden umür-ı cismâniye ve ruhâniye ve eşya-yı suveriye ve maneviyedir ki
Ayet Metni
|
Meali
|
Ayet no
|
وان الى ربك المنتهى
|
Ve elbette sonunda Rabb’ine gidecektir |
(Necm 42)
|
mertebesine varınca cümlesi reng-itealluk kabul eder.
Ve1âkin umür-ı mahsusaya kesret-i elif hasebiyle tealluk-ı kavi olmağın tahsis eyledi.
Bade-zâ malüm ola ki, şehevât-ı mutlaka yedidir.
Nitekim Kur’an’da gelir:
Ayet Metni
|
Meali
|
Ayet no
|
زين للناس حب الشهوات من النساءوالبنين والقناطير المقنطرةمن الذهب والفضة والخيل المسومة والانعام والحرث
|
Nefsani arzulara, kadınlara, oğullara, yığın yığın biriktirilmiş altın ve gümüşe, salma atlara, sağmal hayvanlara ve ekinlere karşı düşkünlük insanlara çekici kılındı |
(Al-i İmran 14)
|
Semevât-ı seb’a bu yedi mukâbelesindedir.
Nitekim sırrı şimdi gelir.
Bu şehevât-ı seb’amufassalan beş nesnede derc olundu.
Nitekim Kur’an’da gelir:
Ayet Metni
|
Meali
|
Ayet no
|
اعلمو انما الحيوة الدينا لعب ولهو وزبنة وتفاخر بينكم وتكاثر في الاموال والاولاد
|
Bilin ki dünya hayatı ancak bir oyun, eğlence, bir süs, aranızda bir övünme ve daha çok mal ve evlat sahibi olma isteğinden ibarettir |
(Hadid 20)
|
Sonra bu iki dahi bir kelimede cem olundu.
Nitekim Kur’an’da gelir,
Ayet Metni
|
Meali
|
Ayet no
|
وامامن خاف مقام ربه ونهى لنفس عنالهوا
|
Her kim ki Rabb’inin makamından korkmuş ve nefsini boş heveslerdenmen etmiş ise |
(Naziat 40)
|
Yâni hevâ envâ-yı şehavâtı camidir.
Pes sim ü zer dahi bunda dahildir. Çün semevât-ı seb’a zikrolunan şehevât mukabelesindedir.
semevâtı seb’a ise âlem-i kevn ü fesaddan olmakla hıcâb-ı Zulmanîden ma’duddur.
Ve hicâb-ıZulmanînin inhirâkı hicâb-ı nurâninin inhirâkına vesiledir.
Lâ-cerem beyt-i Mesnevi’de cemi Zulmanîye ve nurâniye dahil olmuş oldu.
Ve bu beytin mâ-kabline ittisâli bu vechile dir ki, mahalle gelince lem-i asldan esfele sâfiline nüzül ve yine bi-hasebi’s-seyr u sülükurüc.
Ve bu nüzül ve urücun miyânında olan ahvâl-i fırâk icmâlen beyân olunup şimdi cemi berâzihden tarik-ı ubür u firâkdan halâsa çare beyânına şurû’ eyledi.
Mana-yı beyt budur ki; ey Oğul bend-i tealluku mutlaka üz ve kır, âzad
ol. Zira bu kuyüd-ı teallukât kat olunmadıkça mebdei asla pervâze çare yoktur ve bu kuyüd içinde kalan kafesde mahbüs olan murg gibidir.
METNİN ORJİNALİ
|
LATİNO TRANSKRİPTİ
|
TÜRKÇE TERCÜMESİ
|
İNGİLİZCE TERCÜMESİ
|
بال بكشا وصفير از شجر طوبى زن حيف باشد جو تو مرغى كه اسير قفسى |
LATİNO TRANSKRİPTİ BURAYA YAZILACAKTIR
|
Kanat aç ve Tuba ağacından ıslık çal. Yazık ki senin gibi bir kuş kafeste esir olmuştur |
İNGİLİZCE TERCÜMESİ
|
Veya şehber-i senk-beste bir corra-bâz mislidir;
METNİN ORJİNALİ
|
LATİNO TRANSKRİPTİ
|
TÜRKÇE TERCÜMESİ
|
İNGİLİZCE TERCÜMESİ
|
براوج فلك جون برد جرباز كه بر شهيرش بسته سنك آز |
LATİNO TRANSKRİPTİ BURAYA YAZILACAKTIR
|
Hırs taşına kanadından bağlı olduğu ıçin şahin gibı zirvelerde kanat çırpmaktadır |
İNGİLİZCE TERCÜMESİ
|
Husus üzerine sim ü zerin nice bir tealluku kaydındasın.
Zira sim ü zer madenidir ve maden mevâlid-i selâsedendir.
Mevlid ise mürekkebâttandır.
Pes bu terkib-i efrâd ve ta’kid-i tahlilden sonra fevkında bu kadaranâsır u tabi’ıyyât u besâit u ruhâniyât vardır ki cümlesinden güzer etmek lâzımdır.
Nitekim Hüdâyi kuddise sırruhu kelimâtında gelir
Galip olup hubb-ı vatan Vahdet diyarına giden
Sığmaz oraya cân u ten Sırrıyla seyretmek gerek
Bukelâmda lafz-ı cân ilemurâd lem-i ervâh ve ten ile âlemi ecsâm ve sır ile âlem-i emr-i Ilahidir.
Yani ervâh u eşbâh lem-i halktandır ve sır alem-i emrdendir.
Pes alem-i vahdet-i zâtiyyeye âlem-i ervâh u ecsâm sığmaz.
Zira ona nisbetle kesifdir.
Lâ-cerem ol alemi seyretmek ayn-ı sırr ve ona duhül dahi kadem-i sırrla olur.
METNİN ORJİNALİ
|
LATİNO TRANSKRİPTİ
|
TÜRKÇE TERCÜMESİ
|
İNGİLİZCE TERCÜMESİ
|
فلا يصل الى اللطيف الا اللطيف |
LATİNO TRANSKRİPTİ BURAYA YAZILACAKTIR
|
İNGİLİZCE TERCÜMESİ
|
Ve bir yerde ki âlem-i ervâhdan bile tecâvüz lâzım geldi.
Pessim ü zer nerede kaldı ki âlem-i anâsırın mâdûnu olan mevalid mertebesidir.
Ve bu sırra mebnidir ki Hazret-i Ibrahim aleyhisselâm cemi emvâlin fi sebilillah tasadduk ve vakf eyledi.
Derler ki hâl Halilürrahmân’da tabh olunan taam onun eseridir.
Ve bu mertebe tevhid-i ef’âle dâirdir. Sonra ferzend-i dilbendi İsmâil zebh ıle me’mür oldukta tasdik-i rü’y kıldı.
Ve bu mertebe tevhid-i sıfâta nâzırdır.
Sonra ateş-i Nemrüd’a tarh olunup cevher-i zâtı yüzünden dahi püre-i imtahanda kâl oldu.
Ve bu mertebe tevhid-i zâta işâretdir.
Eğerçi Hazret-i Halil’e göre tertib-i hârici ibtidâ tarh ve ondan vakf ve ondan zebhdir.
Velakin tertil-i [551 tabi’i ve sülüku zikr olunduğu üzredir.
Ve câizdir ki sim, sâlikin sıfâtına ve zer zâtına işaret ola.
Zira zer ecsâd-ı seb’anın alâsı olduğu gibi, zât dahi ef’âl u sıfatdan a1âdır.
Ve enfüs mertebesinde hicâb-ı azîm ve zenh-i kebirdir.
Ve eğerçi ki sim ü zer olmak mertebesi tezkiyeden sonra hâsıldır.
Pes bu süretde mısrâ-ı evvel âfâki olan kuyûddan inkıta’a ve mısrâ-ı sâni enfüsi olan berâzıhdan ubüra işâret olur.
Kâle eş-Şeyh Abdürrahim el-Karahisâri kuddise sırruhü:
Kes ey Abdürrahim el üz özünden benliğin benden
Kabâ-yı rı terk it, ol abâ-yı fakrile pinhân
METNİN ORJİNALİ
|
LATİNO TRANSKRİPTİ
|
TÜRKÇE TERCÜMESİ
|
İNGİLİZCE TERCÜMESİ
|
كان المر حوم متوغلا فى التو حيد وذاق منه ذوقا عظيما كذا فى الوقعات المحمودية نقلا عن حضرت الشيخ افتا ده قدس سرهما |
LATİNO TRANSKRİPTİ BURAYA YAZILACAKTIR
|
Rahmetli tevhide gömülmüştü ve ondan büyük zevk almıştı. Şeyh Üftade hazretlerinden naklen el-Vâkıatü’l Mahmudiyye’de böyle belirtilmiştir |
İNGİLİZCE TERCÜMESİ
|
Li—muharririhi;
Hakkiyâ kat’-ı tealluk eyle Bağlanup kalma sivâya böyle Şablon:Ruh-ul mesnevi