Yenişehir Wiki
Register
Advertisement

30.BEYİT[]

ORJİNAL METİN
LATİNO TRANSKRİPTİ
TÜRKÇE TERCÜMESİ
İNGİLİZCE TERCÜMESİ
1.
جمله معشوقست عاشق پردء
Cumle meşuk ast o ışk perdeyi
Cümle maşuktan(sevgiliden)ibaret, aşık bir perde,
The Beloved is All, and the lover (is merely) a veil
زنده معشوقست وعاشق مردء
Zınde meşuk ast o ışk mırdeyi
Daima maşuk (sevgili) zinde(diri) ve aşık mürde (ölü)
The Beloved is Living, and the lover (is merely) a corpse.


Wikisource-logo
Vikikaynak'ta bu konuyla ilgili metin bulabilirsiniz.
Ruh-ul Mesnevi/30

Aşık perde est vemürde est takdirindedir Mâ-kablinde zikr olunan edât-ı haberle iktifa olunmuşdur. Ve illa bu lisânda rabıt bi'1-külliye hazf olunmaz. [73] Nitekim bâlâda işaret olundu. Yâ'lar tenkîr ü vahdetesâlihdir. Velâkin ol evlâdır.

Mana-yı mısra-ı evvel budur ki; âşık hicâb-ı azamet ü kibriyâ dedikleri perdededir ki rutbe-i mahzardır, bu perdeden kat-ı nazar ma'şûkdan gayrı yokdur. Ol perde dahi dîdâr-ı ma'şûka âyine vaki olmuşdur.

Şöyleki zevaline imkân yokdur. Ve illa mümkin vacibe munkalib olmak lazım gelir. Pes,âyine münakis olan surete perde ve hicâb değildir. Gaym-ı rakîk çehre-i âfi-tâba nikâb olmadığı gibi görinen heman odur, gayrı değildir.

Nitekim Şeyh Mağribî kelimâtında gelir:

METNİN ORJİNALİ
LATİNO TRANSKRİPTİ
TÜRKÇE TERCÜMESİ
İNGİLİZCE TERCÜMESİ
چكونه عير توبيند كسى كه عير تونيست بدان سبب كه تويى عين جملهء اعيان
LATİNO TRANSKRİPTİ BURAYA YAZILACAKTIR
Bir kişi senden başkası değilken nasıl senden başkasını görsün. Bu yüzden sen her şeyin ta kendisisin.
İNGİLİZCE TERCÜMESİ

Ve [[hikâye-i mâhî]]'de gelir ki; bir gün mâhiyân cemiyyet edip filân mâhî âbı görmüşdür, derler. Gelin varıp suâl edelim, diye huzuruna varırlar. Ol mâhî dahi siz âbdan gayrı nesne var idüğün bana gösterin, ben dahi size âbı göstereyim, diye cevab verir. Yâni mâhînin vücûdu aba perdedir. Zîra âb


içinde hâsıl olmuşdur. Ve illâ âbdan gayrı nesne yokdur.

Nitekim Hüdâyî kuddise sırruhu kelimâtında gelir:

Zuhuru perde olmuşdur zuhura
Gözü olan delil ister mi nura
Ve yine onların ilâhiyyâtında gelir:
Şol kadar hayretde olsun cân u dil
Kande bakarsam efendüm sanayin

Ey râh-ı Hak'da pûyân ve sırr-ı marifeti cûyân, halk mâsivâullahı isbât u nefy etmede dört kısım üzredir. Bir kısmi itibâren ve hakikaten mâsivâ isbât ederler.

Yânı mâsivâ dedikleri Hakk'ın gayrıdır. Vücûd-ı Hakk'a mugayir vücûdla mevcûddur, derler. Bunlar ulamâ-ı mahcubundur. Ve bir kısmı dâhi itibaren ve hakîkaten nefy ederler.

Yâni mâsivâ dedikleri ne hakîkaten ve ne itibaren mevcûd değildir, derler. Bunlar ârifûnmükâşifûndur. Ve bir kısmı dahi hakîkaten nefy ü itibaren isbât ederler.

Yânî mâsivâzıll-ı Hak'dır, derler. Zîra mâhiyyât-ı mümkine üzerine vâki olan vücûd nefs-i vücûd u hakîkat-i vücûd değildir, belki zıll-ı vücûd u suret-i vücûddur. Bir nesnenin sureti ise kendinin aynı değildir. Mir'atda olan suret ve vech-i arzda olan zıll gibi. Mahcûb olan ise hakikâtde mümkinât-ı mevcûdda kıyas eder.

Fi'n-nefsi'l-emr ise hakikaten ma'dûmdur. Ve vücûd-ı zıllî ile mevcûddur. Ve ol vücûd-ı zıllî vücûd-ı Hak'la [74] kâimdir. Zıllın zıllu'z-zıll ile kıyamı gibi arazın cevheri veya sıfatın mevsûfla kıyamı gibi değil.

Pes hakîkatde vücûd, Hakk'un vücûdudur, ki vücûd-ı vâcibdir. Ve bir kısmı mâsivâyı hakîkaten nefy ü isbât ederler.

Velâkin müşâhidûn ve mu'âyinûn gibi zıll-ı Hak'dır, demezler. Bunlar muhakkîkûn ve vâcidûndur. Velâkin bu makam mezâlık


METNİN ORJİNALİ
LATİNO TRANSKRİPTİ
TÜRKÇE TERCÜMESİ
İNGİLİZCE TERCÜMESİ
ليس فى الدار عيره ديار
LATİNO TRANSKRİPTİ BURAYA YAZILACAKTIR
Evde ondan başka kalan yoktur.
İNGİLİZCE TERCÜMESİ

akdamdandır. Hakikatiyle mütehakkik olmadıkça fehmi güçdür. Kemâl-i su'ubetinden diyenleri İkfâr eylemişler. Ve böyle demeyi mezheb-i vücûdiyye ile temezhebe haml kılmışlardır.

Nitekim ilm-i kelâmda nice azmışlar, sâdât-ı sûfiyye hakkında çok cerh u ta'n yazmışlardır. Maa-hâzâ kelimât-ı sûfiyyenin mehâmil-i sâhihası vardır. Ol kelimâtın bir zikr olunan

METNİN ORJİNALİ
LATİNO TRANSKRİPTİ
TÜRKÇE TERCÜMESİ
İNGİLİZCE TERCÜMESİ
ليس فى الدار عيره ديار,لكون خيال وهو فى الحقيقة
LATİNO TRANSKRİPTİ BURAYA YAZILACAKTIR
Kâinat sadece hayaldir, fakat hakikatte o yine gerçektir.
İNGİLİZCE TERCÜMESİ

bir dahi makâlesidir. Yâni âlem-i kevn bir hayâl ve bir sûretdir. Velâkin nefsü'1-emrde Hak'dır, yâni bâtıl değildir. Zîra bâtıl-ı mutlak odur ki mertebe-i ademde kalmışdır.

Mertebe-i vücûdda olan bâtıl ise izafîdir. Bir nesnenin min vech bâtıl olması min vech Hak olmasını münâfî değildir. Meselâ şeytan gibi, sıfât-ı celâliye ve esmâ-i kahriyyeye mazhardır. Tarîk-i sevabın hilâfına davet etmekle bâtıldır.

Velâkin taht-ı vücûdda dahil olmak itibarıyla Hak'dır. Zîrâ Hakîm-i mutlakın abes işi yokdur.Pes bu mânaya ليس فى الدار عيره ديار sahih olur.

Zîrâ mülk ü melekûtda Hakk'ın esma vü sıfatından gayrı yokdur. Velâkin zuhuratı mütefâvit ve muhtelifdir ki a'yânın kâbiliyyâtına dâirdir.

Ve bir dahi;

METNİN ORJİNALİ
LATİNO TRANSKRİPTİ
TÜRKÇE TERCÜMESİ
İNGİLİZCE TERCÜMESİ
سبحان من اظهر خلق الاشياء هو عينها
LATİNO TRANSKRİPTİ BURAYA YAZILACAKTIR
Kendisi onların aynısı olduğu halde eşyayı mahluk suretinde göstereni tenzili ed^ryn.
İNGİLİZCE TERCÜMESİ

kelimesidir. Maksûd cemi-i eşyaya sârî olan vücûd-ı mutlak hasebiyle aynıdır, demekdir. Yoksa taayyün ve teşahhus hasebiyle demek değildir. Zîrâ haza'l-mevcûd ile vücûdun mâ-beyninde fark vardır.

Maa-hâzâ teşahhus dahi Hak'dır. Zîra bâtıl-ı mutlakdan hâricdir. Ve itlâk dedikleri iki kısımdır. Bir kısmı ıtlâk-ı hakîkî-i zatî ve biri ıtlâk-ı izâfî-i arazîdir. Itlâk-ı izafî hâdisdir.

Zîrâ hadis olan takyîdin mukabilidir ki ıtlak-ı ibareti itlâk-ı tekabülden nâşidir. Hâdise muzâf u mukabil olan ise hadîsdir.

Pes bu mânaya vâcibü'l-vücûda mutlak denilmez. Belki ıtlâk-ı hakîkî ile mutlak denilir ki ol ıtlâk-ı izafînin masdar ve mevrididir.

Nitekim:

Ayet Metni
Meali
Sure ve Ayet

وحده لاشريك له

Allah birdir ve ortağı yoktur

<div lang="ar" dir="rtl" style="font-size:1.5em;padding:0.25em


[75] ibaretinde olan vahdet ile murâd mukâbil-i kesret olan vahdetin zıddıdır. Yohsa mukâbil-i kesret olan vahdetin aynı değildir. Zîra bu makûle vahdetden Hak tealâ münezzehdir. Zîrâ hâdisdir, fefhem cidden.

Li-muharririhî;

Çünki Hak'dan irişdi halka vücûd
Bildirir sırrını ism-i Kayyum
Gösterir kendini âsâr-ı vücûd
Hak'la kâim oldu her mevcûd

Manâ-yı mısrâ-ı sânî budur ki; zinde ancak ma'şukdur, âşık mürdedir. Nitekim Şeyh Sa'dî kelimâtında gelir:


METNİN ORJİNALİ
LATİNO TRANSKRİPTİ
TÜRKÇE TERCÜMESİ
İNGİLİZCE TERCÜMESİ
عاشقان كشتكان معشوقند بر نيابد ز كشتكان اواز
LATİNO TRANSKRİPTİ BURAYA YAZILACAKTIR
Aşıklar sevgililerini arayanlardır. Fakat avazlarından bulamazlar.
İNGİLİZCE TERCÜMESİ

Pes, ol vaktde âşıkdan her ne sâdır olursa ma'şûkdan sâdır olmuş ölür. Nitekim Bûstân'da lisân-ı âşıkdan gelir:

METNİN ORJİNALİ
LATİNO TRANSKRİPTİ
TÜRKÇE TERCÜMESİ
İNGİLİZCE TERCÜMESİ
كرم جرم بينى مكن عيب من تويى بر آورده ازجيب من
LATİNO TRANSKRİPTİ BURAYA YAZILACAKTIR
Bende bir günah görürsen ayıplama. Benim yakamdan çıkan sensin.
İNGİLİZCE TERCÜMESİ

Anunçün bazı kümmel buyurmuşlardır ki, vâsıl-ı ilallâh olan kimesneden her ne sâdır olursa kavlen ve fiilen şeriatdır ki ittibai lâzımdır.

Zîra o manânın zahiri abde muzâf ve bâtın-ı Hakk'a müsteniddir. Nitekim kurb-ı nevâfil ve kurb-ı ferâizde işaret olundu. Bade-zâ âşıkın mürdeliğinden murâd evsâfının fenası ve vücûd-ı mevhumunun zevalidir.

Onunçün bu manâda demişlerdir.

METNİN ORJİNALİ
LATİNO TRANSKRİPTİ
TÜRKÇE TERCÜMESİ
İNGİLİZCE TERCÜMESİ
اصحو المعلوم مع محو الموهوم
LATİNO TRANSKRİPTİ BURAYA YAZILACAKTIR
Varlığı ilim gerçeğiyle ortaya çıkması ve varlığı şüpheye dayananın silinip gitmesi.
İNGİLİZCE TERCÜMESİ
METNİN ORJİNALİ
LATİNO TRANSKRİPTİ
TÜRKÇE TERCÜMESİ
İNGİLİZCE TERCÜMESİ
ظهرو الحق مع فناء المجاز
LATİNO TRANSKRİPTİ BURAYA YAZILACAKTIR
Yani, mecazın vok olmasıyla hakikatin ortaya çıkışı.
İNGİLİZCE TERCÜMESİ

Ey Ve bu vahdetden vücûd-ı hakikî ile vücûd-ı mecazînin ittihadı lâzım gelmez. Zîra vücûd-ı mecazi emr-i mevhumdur, tecelli-i İlâhi ile muzmahil olup hakikat-ı vücûd zuhur eder.

Nitekim zulmet-i şebin vücûd-ı mevhumu tulû-ı âf-tâb ile zail olur. Yoksa zulmet-i leyl ile nûr-ı nehâr müttehid olmaz.

Zîra ittihâd isneyniyyet ve gayriyyeti mevhumdur. Bu mülkde câri olan ise kendi taayyünâtıdır. Taayyün ile müteayyin miyânında zıddiyet yokdur. Belki müteayyin ile müteayyen arasında vardır.

Nitekim bâlâda işaret olundu. İşte zindelik bu mürdelikden sonradır ki, hayât-ı bâkiyyedir. Zîra yâr-ı baki ile hayâtdır. Gayrisi hayât-ı fâniyyedir ki yâr-ı fâni ile hayâtdır.

METNİN ORJİNALİ
LATİNO TRANSKRİPTİ
TÜRKÇE TERCÜMESİ
İNGİLİZCE TERCÜMESİ
نه پروانه جان داده در پاى دوست به از زنده در كبج تاريك اوست
LATİNO TRANSKRİPTİ BURAYA YAZILACAKTIR
Pervanenin dostun ayaklarının dibinde can vermesi onun karanlık köşesinde yaşamaktan daha iyidir
İNGİLİZCE TERCÜMESİ

Li-muharririhî;

Hızr-veş ger ömr-i baki ister isen muttasıl
Ola gör âb-ı hayât-ı feyz-i Hak'dan zinde dil

Rumeli'de Kayılar kazasının Aydos karyesinden olan İsmail Hakkı Bursevi'nin "Ruh-ul Mesnevi" adlı eseri (Mevlana'nın Mesnevi-i manevisinin en iyi yorumudur.)


1.Kitap (1-100 Beyitler)


Ruh-ul Mesnevi/1 . Ruh-ul Mesnevi/2 . Ruh-ul Mesnevi/3 . Ruh-ul Mesnevi/4 . Ruh-ul Mesnevi/5 . Ruh-ul Mesnevi/6 . Ruh-ul Mesnevi/7 . Ruh-ul Mesnevi/8 . Ruh-ul Mesnevi/9 . Ruh-ul Mesnevi/10 . Ruh-ul Mesnevi/11 . Ruh-ul Mesnevi/12 . Ruh-ul Mesnevi/13 . Ruh-ul Mesnevi/14 . Ruh-ul Mesnevi/15 . Ruh-ul Mesnevi/16 . Ruh-ul Mesnevi/17 . Ruh-ul Mesnevi/18 . Ruh-ul Mesnevi/19 . Ruh-ul Mesnevi/20 . Ruh-ul Mesnevi/21 . Ruh-ul Mesnevi/22 . Ruh-ul Mesnevi/23 . Ruh-ul Mesnevi/24 . Ruh-ul Mesnevi/25 . Ruh-ul Mesnevi/26 . Ruh-ul Mesnevi/27 . Ruh-ul Mesnevi/28 . Ruh-ul Mesnevi/29 . Ruh-ul Mesnevi/30 . Ruh-ul Mesnevi/31 . Ruh-ul Mesnevi/32 . Ruh-ul Mesnevi/33 . Ruh-ul Mesnevi/34 . Ruh-ul Mesnevi/35 . Ruh-ul Mesnevi/36 . Ruh-ul Mesnevi/37 . Ruh-ul Mesnevi/38 . Ruh-ul Mesnevi/39 . Ruh-ul Mesnevi/40 . Ruh-ul Mesnevi/41 . Ruh-ul Mesnevi/42 . Ruh-ul Mesnevi/43 . Ruh-ul Mesnevi/44 . Ruh-ul Mesnevi/45 . Ruh-ul Mesnevi/46 . Ruh-ul Mesnevi/47 . Ruh-ul Mesnevi/48 . Ruh-ul Mesnevi/49 . Ruh-ul Mesnevi/50 . Ruh-ul Mesnevi/51 . Ruh-ul Mesnevi/52 . Ruh-ul Mesnevi/53 . Ruh-ul Mesnevi/54 . Ruh-ul Mesnevi/55 . Ruh-ul Mesnevi/56 . Ruh-ul Mesnevi/57 . Ruh-ul Mesnevi/58 . Ruh-ul Mesnevi/59 . Ruh-ul Mesnevi/60 . Ruh-ul Mesnevi/61 . Ruh-ul Mesnevi/62 . Ruh-ul Mesnevi/63 . Ruh-ul Mesnevi/64 . Ruh-ul Mesnevi/65 . Ruh-ul Mesnevi/66 . Ruh-ul Mesnevi/67 . Ruh-ul Mesnevi/68 . Ruh-ul Mesnevi/69 . Ruh-ul Mesnevi/70 . Ruh-ul Mesnevi/71 . Ruh-ul Mesnevi/72 . Ruh-ul Mesnevi/73 . Ruh-ul Mesnevi/74 . Ruh-ul Mesnevi/75 . Ruh-ul Mesnevi/76 . Ruh-ul Mesnevi/77 . Ruh-ul Mesnevi/78 . Ruh-ul Mesnevi/79 . Ruh-ul Mesnevi/80 . Ruh-ul Mesnevi/81 . Ruh-ul Mesnevi/82 . Ruh-ul Mesnevi/83 . Ruh-ul Mesnevi/84 . Ruh-ul Mesnevi/85 . Ruh-ul Mesnevi/86 . Ruh-ul Mesnevi/87 . Ruh-ul Mesnevi/88 . Ruh-ul Mesnevi/89 . Ruh-ul Mesnevi/90 . Ruh-ul Mesnevi/91 . Ruh-ul Mesnevi/92 . Ruh-ul Mesnevi/93 . Ruh-ul Mesnevi/94 . Ruh-ul Mesnevi/95 . Ruh-ul Mesnevi/96 . Ruh-ul Mesnevi/97 . Ruh-ul Mesnevi/98 . Ruh-ul Mesnevi/99 . Ruh-ul Mesnevi/100


2.Kitap (101-200. beyitler)


Ruh-ul Mesnevi/101 . Ruh-ul Mesnevi/102 . Ruh-ul Mesnevi/103 . Ruh-ul Mesnevi/104 . Ruh-ul Mesnevi/105 . Ruh-ul Mesnevi/106 .Ruh-ul Mesnevi/107 . Ruh-ul Mesnevi/108 . Ruh-ul Mesnevi/109 . Ruh-ul Mesnevi/110 . Ruh-ul Mesnevi/111 . Ruh-ul Mesnevi/112 .Ruh-ul Mesnevi/113 . Ruh-ul Mesnevi/114 . Ruh-ul Mesnevi/115 . Ruh-ul Mesnevi/116 . Ruh-ul Mesnevi/117 . Ruh-ul Mesnevi/118 .Ruh-ul Mesnevi/119 . Ruh-ul Mesnevi/120 . Ruh-ul Mesnevi/121 . Ruh-ul Mesnevi/122 . Ruh-ul Mesnevi/123 . Ruh-ul Mesnevi/124 .Ruh-ul Mesnevi/125 . Ruh-ul Mesnevi/126 . Ruh-ul Mesnevi/127 . Ruh-ul Mesnevi/128 . Ruh-ul Mesnevi/129 . Ruh-ul Mesnevi/130 .Ruh-ul Mesnevi/131 . Ruh-ul Mesnevi/132 . Ruh-ul Mesnevi/133 . Ruh-ul Mesnevi/134 . Ruh-ul Mesnevi/135 . Ruh-ul Mesnevi/136 .Ruh-ul Mesnevi/137 . Ruh-ul Mesnevi/138 . Ruh-ul Mesnevi/139 . Ruh-ul Mesnevi/140 . Ruh-ul Mesnevi/141 . Ruh-ul Mesnevi/142 .Ruh-ul Mesnevi/143 . Ruh-ul Mesnevi/144 . Ruh-ul Mesnevi/145 . Ruh-ul Mesnevi/146 . Ruh-ul Mesnevi/147 . Ruh-ul Mesnevi/148 .Ruh-ul Mesnevi/149 . Ruh-ul Mesnevi/150 . Ruh-ul Mesnevi/151 . Ruh-ul Mesnevi/152 . Ruh-ul Mesnevi/153 . Ruh-ul Mesnevi/154 .Ruh-ul Mesnevi/155 . Ruh-ul Mesnevi/156 . Ruh-ul Mesnevi/157 . Ruh-ul Mesnevi/158 . Ruh-ul Mesnevi/159 . Ruh-ul Mesnevi/160 .Ruh-ul Mesnevi/161 . Ruh-ul Mesnevi/162 . Ruh-ul Mesnevi/163 . Ruh-ul Mesnevi/164 . Ruh-ul Mesnevi/165 . Ruh-ul Mesnevi/166 .Ruh-ul Mesnevi/167 . Ruh-ul Mesnevi/168 . Ruh-ul Mesnevi/169 . Ruh-ul Mesnevi/170 . Ruh-ul Mesnevi/171 . Ruh-ul Mesnevi/172 .Ruh-ul Mesnevi/173 . Ruh-ul Mesnevi/174 . Ruh-ul Mesnevi/175 . Ruh-ul Mesnevi/176 . Ruh-ul Mesnevi/177 . Ruh-ul Mesnevi/178 .Ruh-ul Mesnevi/179 . Ruh-ul Mesnevi/180 . Ruh-ul Mesnevi/181 . Ruh-ul Mesnevi/182 . Ruh-ul Mesnevi/183 . Ruh-ul Mesnevi/184 .Ruh-ul Mesnevi/185 . Ruh-ul Mesnevi/186 . Ruh-ul Mesnevi/187 . Ruh-ul Mesnevi/188 . Ruh-ul Mesnevi/189 . Ruh-ul Mesnevi/190 .Ruh-ul Mesnevi/191 . Ruh-ul Mesnevi/192 . Ruh-ul Mesnevi/193 . Ruh-ul Mesnevi/194 . Ruh-ul Mesnevi/195 . Ruh-ul Mesnevi/196 .Ruh-ul Mesnevi/197 . Ruh-ul Mesnevi/198 . Ruh-ul Mesnevi/199 . Ruh-ul Mesnevi/200


3.Kitap (201-300. Beyitler)


Ruh-ul Mesnevi/201 . Ruh-ul Mesnevi/202 . Ruh-ul Mesnevi/203 . Ruh-ul Mesnevi/204 . Ruh-ul Mesnevi/205 . Ruh-ul Mesnevi/206 . Ruh-ul Mesnevi/207 . Ruh-ul Mesnevi/208 . Ruh-ul Mesnevi/209 . Ruh-ul Mesnevi/210 . Ruh-ul Mesnevi/211 . Ruh-ul Mesnevi/212 . Ruh-ul Mesnevi/213 . Ruh-ul Mesnevi/214 . Ruh-ul Mesnevi/215 . Ruh-ul Mesnevi/216 . Ruh-ul Mesnevi/217 . Ruh-ul Mesnevi/218 . Ruh-ul Mesnevi/219 . Ruh-ul Mesnevi/220 . Ruh-ul Mesnevi/221 . Ruh-ul Mesnevi/222 . Ruh-ul Mesnevi/223 . Ruh-ul Mesnevi/224 . Ruh-ul Mesnevi/225 . Ruh-ul Mesnevi/226 . Ruh-ul Mesnevi/227 . Ruh-ul Mesnevi/228 . Ruh-ul Mesnevi/229 . Ruh-ul Mesnevi/230 . Ruh-ul Mesnevi/321 . Ruh-ul Mesnevi/232 . Ruh-ul Mesnevi/233 . Ruh-ul Mesnevi/234 . Ruh-ul Mesnevi/235 . Ruh-ul Mesnevi/236 . Ruh-ul Mesnevi/237 . Ruh-ul Mesnevi/238 . Ruh-ul Mesnevi/239 . Ruh-ul Mesnevi/240 . Ruh-ul Mesnevi/241 . Ruh-ul Mesnevi/242 . Ruh-ul Mesnevi/243 . Ruh-ul Mesnevi/244 . Ruh-ul Mesnevi/245 . Ruh-ul Mesnevi/246 . Ruh-ul Mesnevi/247 . Ruh-ul Mesnevi/248 . Ruh-ul Mesnevi/249 . Ruh-ul Mesnevi/250 . Ruh-ul Mesnevi/251 . Ruh-ul Mesnevi/252 . Ruh-ul Mesnevi/253 . Ruh-ul Mesnevi/254 . Ruh-ul Mesnevi/255 . Ruh-ul Mesnevi/256 . Ruh-ul Mesnevi/257 . Ruh-ul Mesnevi/258 . Ruh-ul Mesnevi/259 . Ruh-ul Mesnevi/260 . Ruh-ul Mesnevi/261 . Ruh-ul Mesnevi/262 . Ruh-ul Mesnevi/263 . Ruh-ul Mesnevi/264 . Ruh-ul Mesnevi/265 . Ruh-ul Mesnevi/266 . Ruh-ul Mesnevi/267 . Ruh-ul Mesnevi/268 . Ruh-ul Mesnevi/269 . Ruh-ul Mesnevi/270 . Ruh-ul Mesnevi/271 . Ruh-ul Mesnevi/272 . Ruh-ul Mesnevi/273 . Ruh-ul Mesnevi/274 . Ruh-ul Mesnevi/275 . Ruh-ul Mesnevi/276 . Ruh-ul Mesnevi/277 . Ruh-ul Mesnevi/278 . Ruh-ul Mesnevi/279 . Ruh-ul Mesnevi/280 . Ruh-ul Mesnevi/281 . Ruh-ul Mesnevi/282 . Ruh-ul Mesnevi/283 . Ruh-ul Mesnevi/284 . Ruh-ul Mesnevi/285 . Ruh-ul Mesnevi/286 . Ruh-ul Mesnevi/287 . Ruh-ul Mesnevi/288 . Ruh-ul Mesnevi/289 . Ruh-ul Mesnevi/290 . Ruh-ul Mesnevi/291 . Ruh-ul Mesnevi/292 . Ruh-ul Mesnevi/293 . Ruh-ul Mesnevi/294 . Ruh-ul Mesnevi/295 . Ruh-ul Mesnevi/296 . Ruh-ul Mesnevi/297 . Ruh-ul Mesnevi/298 . Ruh-ul Mesnevi/299 . Ruh-ul Mesnevi/300


Advertisement