Yenişehir Wiki
Register
Advertisement

7.BEYİT[]

ORJİNAL METİN
LATİNO TRANSKRİPTİ
TÜRKÇE TERCÜMESİ
İNGİLİZCE TERCÜMESİ
1.
سر من از ناله من دور نیست
seri men ez naleyi men dür nist
Kamışlıktan kestiklerinden beri.
What though my strains and sorrows flow combin'd!
2.
لیک چشم و گوش را آن نور نیست
leek çeşm u goş ra an nor nist,
lakin göz ve kulakta (anlayan) nur yok
Yet ears are slow, and carnal eyes are blind.
Wikisource-logo
Vikikaynak'ta bu konuyla ilgili metin bulabilirsiniz.
Ruh-ul Mesnevi/7


Nîst, mürekkebdir. Bir cüz'ü ’dır,yok ve değil manasına. Ve bir cüzü de est’dır ki,lisân-ı Fârısî’de râbıtadır. Ve buda lisânda râbıta hazf olunmaz,meğer tekrâr lâzım gele. Onunçun bazı karâinde mâ-kalinde zikr ile iktifâ [31] hazf olunur. Yâni benim sırrım,benim naleferyâdımdan dûr u cüdâ değildir.

Zira her sûret bir sırla dâir ve her zâhir bir hakîkat ile kâimdir. Onunçun Allah teealâya kayyum denildi.


Velâkin ceşm-i zâhiri ve gûş-ı sûri için ol nuru idrâk yokdur. Zira havâs-i zâhire ile idrâk olunan ya cism veya cismânidir.

Yâni cism ile kâim olan nesnedir,ruh ve sır değildir ki,bunlar basîret ile idrâk olunurlar. Pes zâhir-bîn olan âdem bu sırrı nice idrâk eyleye,meğer kuvâ-yı hissiyesi bi’l-külliye müteattıl ola. Onunçün ahvâl-i âhiret ihtizâr halinde münkeşif olur. Zira ol vakitte histen eser kalmaz.

Ve bu makâma münâsibdir ki,mesnevî’degelir.

METNİN ORJİNALİ
LATİNO TRANSKRİPTİ
TÜRKÇE TERCÜMESİ
İNGİLİZCE TERCÜMESİ

ينبه اين كوش سر كوش سرست نانباشد اين كر آ ن با طن كر ست

LATİNO TRANSKRİPTİ BURAYA YAZILACAKTIR
Baş kulağıma tıkanan pamuk sırrın kulağıdır. Zahir kulağı sağır olmazsa batın kulağı sağır Olur.(mesnevî,1/567)
İNGİLİZCE TERCÜMESİ

Yani bâtın kulağının inkişâfı zâhir kulağının insidâdına mevkûfdur.

Onunçün Kur’an’da gelir:

Ayet Metni
Meali
Sure ve Ayet
ثم بكم عمى
Onlar sağır, dilsiz ve gördürler
(Bakara 18)


Yani münâfiklar hakk’dan esemm,ve ebkem ve amâ oldukları gibi rah-ı hak’da

Sadıklar dahi cemî mâsivâdan havâssı sedd etmişlerdir. Şöyle ki,vücûdiyyâtdan fenâ-ı küllî gelip bu fenâ-ı tâm içinde cemâl-i hakikati müşâhede eylemişlerdir.

Pes insanda hevâs-hakikiyye gerekdir ki, onunla hakk’ı idrâk eyleye.

Ve Kemâl-i Hucendî kelimâtında gelir:

METNİN ORJİNALİ
LATİNO TRANSKRİPTİ
TÜRKÇE TERCÜMESİ
İNGİLİZCE TERCÜMESİ

مكواصحاب دل رفتند شهر عشق شد خالى جهان بر شمس تبريزست مردى كو جومولانا

LATİNO TRANSKRİPTİ BURAYA YAZILACAKTIR
Gönül dostları gitti ve aşk şehri boş kaldı,deme. Dünya şems-i Tebrîzi ile dolu, nerde Mevlânâ gibi Konuşan adam
İNGİLİZCE TERCÜMESİ

Yâni şems yine şemsdir, ve lâkin huffâş olanlar onu görmezler. Pes şems’i görmeye Mevlânâ didesi gibi bir dîde ve nâyi istimaa onun gûşu gibi bir gûş lazimdir. Maa-hâzâ sedâ nâye mahsûs değildir. Belki vücûd-ı zıllî itlâk olunan kevniyatın cümlesi sadâ hükmünde.

Nitekim Şeyh Irâkî kelimâtındagelir.


METNİN ORJİNALİ
LATİNO TRANSKRİPTİ
TÜRKÇE TERCÜMESİ
İNGİLİZCE TERCÜMESİ

همه عالم صداى نغمهء او ست كه شنيد اين جنين صداى دراز

LATİNO TRANSKRİPTİ BURAYA YAZILACAKTIR
Bütün dünya nağmesinin sesidir ki, bu üyle uzun bir ses işitti
İNGİLİZCE TERCÜMESİ

Yani cemî’i kâinât nefs-i Rahmânîde sâdır olmuş tecellıyâtdır ve bu hod malûmdur ki, eşyâ mezahir-i esmâdır.

Şöyle ki, her vücûd bir isimle kâimdir,savt-ı nefs ile kâim olduğu gibi.

Pes cemî sadâ dahi aks-ı nefs-i Rahmanîden vücûd bulup bir sırr-ı pâk ile kâim olıcak.

Husus üzerine ney ki, hem vücûdu sadâ hükmünde ve hem sadâ-yı mütehakkık ile muttasıfdır.

Nice bir sırr-ı ahadî ve bir nur-i samedî ile kaim olmaya, fefhem

METNİN ORJİNALİ
LATİNO TRANSKRİPTİ
TÜRKÇE TERCÜMESİ
İNGİLİZCE TERCÜMESİ

فانه ليس ورأ عيادان قر يه

LATİNO TRANSKRİPTİ BURAYA YAZILACAKTIR
Muhakkak ki,Abadan’ın ötesinde köy yok
İNGİLİZCE TERCÜMESİ

Li-muharririhi;

Sedâ-yi nağme-yi neyden bilindi sırr-ı vücûd
Belî bu âyineden aks eder cemâl-i şühûd [32]


{{Mesnevi}

Advertisement